KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, çok değerli milletvekillerimiz, Sayın Bakanım, Bakan Yardımcılarımız, Millî Savunma Bakanlığımızın çok değerli bürokratları ve basın mensuplarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Millî Savunma Bakanlığımızın bütçesinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Sözlerimin başında hem İstanbul İstiklal Caddesi'nde hem de dün Gaziantep'te PKK tarafından gerçekleştirilen hain terör girişimini lanetle kınadığımı ifade etmek istiyorum. Burada hayatını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı ve sabırlar dilerim, yaralı kardeşlerimize de acil şifalar dilerim. Fakat, işin üzücü tarafı şudur: Burada, bunu yapanları ve PKK terör örgütünü kınayacaklarına bazı milletvekilleri sadece başsağlığı dilemekle kalmayıp aynı zamanda devletimizi zan altında bırakacak ifadeler kullanmışlardır. Şunu bilsinler ki: Türk milleti ve Türk askeri hiçbir zaman sivillere yönelik bir eylemde bulunmamıştır ve sivillere herhangi bir zarar gelmemesi için elinden gelen gayreti göstermektedir. Sadece hedefinde terör örgütleri vardır, bu ancak bu ifadeyi kullananların oyunlarıdır diyorum ben.

Tabii, Silahlı Kuvvetlerimiz aşağı yukarı kırk yıldır terörle mücadele etmektedir. Bu terör örgütü kimdir arkadaşlar? Daha önce de ifade ettim; bu terör örgütü Marksist, Leninist, dinsiz ve emperyalistler tarafından kurulmuş bir terör örgütüdür. Neticede bunun Kürtlerle hiç alakası yoktur; Kürtlerle ne inanç birliği vardır ne kader birliği vardır ne örf âdet birliği vardır. Maalesef, Kürt gençlerini kandırarak birtakım emperyalist oyunlara getirmektedirler. Bunun sözde siyasi temsilcileri de şunları ifade etmektedirler: Yeri geldiğinde "Sırtımızı PKK'ya, YPG'ye dayadık." demektedirler, yeri geldiğinde "İnsan haklarından söz ediyoruz." demektedirler. Ve şunu iyi bilsinler ki arkadaşlar: Siz neticede sırtınızı kime dayarsanız dayayın biz kendi sırtımızı milletimize, Türk milletine dayıyoruz ve inşallah, bu terörün de üstesinden geleceğiz. Ve şöyle bir açmazınız da var: Yeri geliyor, diyelim ki "Bizim Suriye'de ne işimiz var?" diyorsunuz; yeri geliyor, diyelim ki DAİŞ tarafından Ayn el Arap, Kobani işgal edildiği zaman "Türkiye Cumhuriyeti oraya niye girmiyor?" diyorsunuz. O zaman niye bağırıyorsunuz? Size ne Suriye'den arkadaşlar? Sizi ne ilgilendiriyor o zaman Suriye? Kobani'den size ne? Ne ilgilendiriyor sizi, ne ilgilendiriyor sizi? Madem "Suriye'de Türk Silahlı Kuvvetlerinin ne işi var?" diyorsunuz... (HDP sıralarından laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Herkes sırası geldiğinde fikrini ifade etsin. Karşılıklı konuşma usulümüz yok, karşılıklı konuşma usulümüz yok.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ve öbür taraftan da "Niye oraya müdahale etmiyorsunuz?" diyorsunuz; bu kadar tutarsızsınız. Ve dolayısıyla da tabii, şimdi, orada Suriye'deki olayları sanki Türkiye Cumhuriyeti devleti çıkarmış gibi bir algı yaratıyorsunuz. Ve neticede emperyalist güçler tarafından orada, aynı Irak'ta olduğu gibi, Suriye'yi bölmeye çalışan birtakım operasyonlar var. Yani burada Türkiye sessiz mi kalsın arkadaşlar? Kendi yan komşusunda bir terör devleti kurulmasına izin mi versin? Yani bizim bekamız için, egemenliğimiz için Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ne gerekiyorsa onu yapıyorlar. Ve buradan, diğer taraftan, tabii, ben şunu ifade etmek istiyorum: Diyelim ki "Türkiye'nin Libya'da ne işi var?" diyorlar ve "Mavi vatan bizi ilgilendirmez." diyorlar ve dolayısıyla da bunlara baktığımız zaman, arkadaşlar, gerçekten de bunlar Türkiye'nin geçmişini ve tarihini bilmediklerini göstermektedir.

Şimdi, diğer bir CHP'li milletvekili şunu dedi: "Yunanistan'a siz 'Yurtta ve dünyada barış.' sloganına aykırı olarak nasıl 'Ansızın gelebiliriz.' diyorsunuz?" Değerli milletvekilleri, eğer bir devlet bizi tehdit ediyorsa biz ansızın gelebiliriz ve siz Mustafa Kemal Atatürk'ün bunu hangi anlamda dahi söylediğini idrak edememiş olduğunuzu gösteriyorsunuz.

Diğer taraftan, hem HDP hem CHP milletvekilleri şunu ifade ediyorlar: "Yahu, Türkiye Azerbaycan'a niye yardım ediyor?" diyorlar.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - İtiraz ediyoruz, buna itiraz ediyoruz!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sabırla dinleyeceğiz. Sırası gelince fikirlerinizi ifade edersiniz; bir hakaret yok.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Arkadaşlar "Bundan yüz yıl önce o topraklar bizimdi, bunlar bizim kardeşlerimiz." bunu diyeceklerine -"Ermenistan niye Azerbaycan'a saldırdı?" diyemiyorsunuz- Ermenistan'ı kınayacağınıza kalkıp "Türkiye Cumhuriyeti devleti niye Azerbaycan'a yardım etti?" diyorsunuz arkadaşlar.

CAVİT ARI (Antalya) - Kim dedi?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ve dolayısıyla da haksızlığa uğrayan kim? Azerbaycan. Toprağı işgal edilmiş olan kim? Azerbaycan. Yine, saldıran kim? Ermenistan. Ve bütün bunlara karşı "Bizim ne işimiz var?" diyorsunuz.

Ben buradan tabii ki -önümüzde 2023 seçimleri var- şunu söylemek istiyorum: 2023 seçimlerinde -inşallah biz yine devam edeceğiz ama- bu 6'lı masa kazanacağını iddia ediyor ama milletimize şunu ben iddia ediyorum, diyelim ki İYİ Partiye söylüyorum: Kardeşim, bu mavi vatan algısını anlamayanlarla, "Libya'da ne işimiz var?" diyenlerle, "Suriye'de ne işimiz var?" diyenlerle, "Azerbaycan'da ne işimiz var?" diyenlerle beraber nasıl yol yürüyeceksiniz? Yani bu ülkenin güvenliğini tehlikeye mi atacaksınız? Terörle mücadeleden vaz mı geçeceksiniz ve Türkiye'nin bölünmesine yardım mı edeceksiniz arkadaşlar? Ve dolayısıyla da bu gibi konularda sizler net olabilirsiniz ama yan tarafınızdakiler net değil. Nasıl yol yürüyeceksiniz; tamam mı? 6 tane direksiyonu olan, ne yöne gittiği belli olmayan bir araba düşünün arkadaşlar ve dolayısıyla da dış politikada hangi politikayı uygulayacaksınız? Diyelim ki, S-400'leri verip Amerika'nın baskısına boyun mu eğeceksiniz? Ve diğer taraftan, Amerika ne isterse onu mu yapacaksınız? Yani sırf para gelsin diye tüm ülkemizin geleceğinden taviz mi vereceksiniz arkadaşlar? Bunların hepsi muallak, hepsi muallak bunların. Ve dolayısıyla da burada çok farklı politikalar mevcut ve bir politika bütünlüğünüz yok.

Sayın Bakanım, tabii ki son dönemlerde, sizin Bakanlığınız döneminde ve Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türk Silahlı Kuvvetleri hem profesyonel orduya geçme bakımından hem de envanterini, silah envanterlerini güçlendirme bakımından buradaki silahları, millî piyade tüfeği olsun, FIRTINA obüsleri olsun, İHA'larını, SİHA'larını, ATAK helikoptelerini, fırkateynlerini, savaş gemilerini kendilerinin yapıyor olması çok etkin hâle getirildi. Türk Silahlı Kuvvetleri burada düşmana gerçekten de korku salmakta ve dostlara güven vermektedir. Bunun en yakın örneği, işte Azerbaycan'daki etkimizin ne kadar etkili olduğunu görmekteyiz. Diğer taraftan, dünya devletlerinin politikalarına artık yön veren bir Türkiye var. Dolayısıyla da Türk Silahlı Kuvvetlerimizle hem terörle mücadelede hem de millî sınırlarımızı koruma konusunda çok başarılı adımlar atmaktasınız. Ben ümit ediyorum ki, Türk Silahlı Kuvvetleri nasıl geçmişimizde dünyada 1 numara olduysa ileri dönemlerde, bundan sonra da inşallah 1 numara olacaktır diyorum.

Türkiye'nin savunmasında şehit olmuş Silahlı Kuvvetleri mensuplarımızıza Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum, onlardan Allah bin kere razı olsun; yine, gazilerimize de Allah acil şifalar versin. Gerçekten de hem Silahlı Kuvvetlerde mücadele edip hem de Türk Millî Ampute Takımı'nda dünya 1'incisi olmak övgüye layık bir durumdur diyorum. Allah onlardan razı olsun diyorum. Allah bütçenizi hayırlısı kılsın.

Hepinize saygılar sunarım, çok sağ olun.