KOMİSYON KONUŞMASI

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, Kıymetli Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri, Sayın Bakanım, Bakan Yardımcılarım, kıymetli bürokratlar ve çok kıymetli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tarihi şanlı zaferlerle dolu olan kahraman Türk ordusu, birikimi, donanımı, disiplini, nitelikli personeli ve üstlendiği tüm görevlerinde elde ettiği başarılarla bizlerin her daim gurur kaynağı olmuştur. Tüm insanlığın huzuru, adaleti ve dünya barışı için çalışan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz son yirmi yılda atılan büyük adımlarla artık dünyada çok az sayıda ordunun elde edebileceği yüksek teknolojinin sağladığı avantajlara ve operasyonel üstünlüğe kavuşmuştur. Nitekim kahraman Türk ordumuz yurt içinde, Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde, Kıbrıs'ta, Azerbaycan'da, Libya'da, Doğu Akdeniz'de, Ege'de ve daha birçok coğrafyada hem ülkemizin hem de dost ve kardeşlerimizin hakkını, hukukunu korumak, bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamak için büyük bir fedakârlık ve kahramanlıkla hiç olmadığı kadar yoğun ve etkin bir şekilde başarılı mücadelesine devam etmektedir.

Biz yerli ve millî atılımlardan söz ederken ve bu anlamda reformlar gerçekleştirirken hemen her konuyu istismar amacı hâline getirenlerin asıl niyetlerini elbette biliyoruz. Bunların vatan, millet, memleket gibi bir dertlerinin olmadığının da farkındayız. Türlü bahanelerle yerli ve millî bir savunma sanayisi oluşturmamıza engel olanların, çamur atanların amacı 85 milyonun birliğine, beraberliğine, kardeşliğine kastetmektir. Allah'a hamdolsun, şimdiye kadar milletimiz bu oyunlara gelmemiş, istismar edilmesine asla fırsat vermemiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz jeopolitik ve jeostratejik konumu itibarıyla dünyanın önemli ama bir o kadar da istikrarsız bölgelerinin kesiştiği noktada bulunmaktadır. Bu durum ülkemizin savunma politikasını, ulusal bağımsızlık, egemenlik, toprak bütünlüğü ve küresel anlamda çıkarlarımızı korumak ve muhafaza etmek esasları çerçevesinde şekillendirmiştir. Ülkelerin ulusal güvenlik anlayışı soğuk savaşı müteakip terörizm, göç, kitle imha silahlarının yayılması gibi klasik savaş tehlikesinin ötesinde, ortaya çıkan tehditlerle yeniden gözden geçirilmek zorunda kalınmıştır. Özellikle, Şubat 2020'de şiddetlenen Ukrayna-Rusya savaşı ve bu savaşın dünya genelindeki etkileri dikkate alındığında bölgesel çatışmaların bile küresel sonuçlara neden olduğu görülmüş ve hâlihazırda da görülmeye devam edilmektedir. Bu bağlamda, birçok krizin patlak verdiği bir coğrafyanın ortasında kalan ülkemiz yeni bir güvenlik anlayışıyla uluslararası arenada barışı ve güvenliği desteklemek adına daha aktif rol almaya başlamıştır. Bunun en somut örneği, ülkemizin öncülüğünde hayata geçirilen tahıl koridoru antlaşmasıdır.

Türk Silahlı Kuvvetleri, barışı destekleme faaliyetleriyle görev yaptığı ülkelerde gerginliklerin azaltılmasında ve olası krizlerin çözülmesinde aktif katkıda bulunmaktadır. İkili ve çoklu ilişkiler çerçevesinde Türk Silahlı Kuvvetleri askerî eğitim iş birliği konularında ve NATO bünyesinde yürütülen çok uluslu barış gücü faaliyetleri ve barışı destekleme harekâtlarında başarılı ve etkin bir konuma sahip olmuştur. Dahası, Türk dış ve güvenlik politikasında Türk Silahlı Kuvvetlerinin katkısı yadsınamayacak durumdadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin yurt dışı temasları sayesinde bölge halklarıyla edinilen dostluklar ülkemizin o bölgelerdeki ticari, ekonomik ve kültürel ilişkilerini olumlu yönde etkilemektedir. Küreselleşen dünyada ülkemizin etrafında da görülebilecek en önemli tehdit unsurunun bölgesel çatışmalar olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle, ülke güvenliği sınırlardan ibaret yapılacak savunmanın ötesinde, sınır ötesinde krizlere yerinde müdahale edecek şekilde tasarlanmakta, hibrit savaş konseptleri de dikkate alınarak kuvvet yapısı çeşitlendirilmekte, ülkemize yönelik tehdit algısı da askerî güçlerin taarruz, imkân ve kabiliyetinin yanı sıra bu unsurlara göre şekillenmektedir.

Bugün gelinen noktada, Türk ordusu; sahip olduğu teknoloji, bilgi ve eğitim üstünlüğü, azami ölçüde yerli ve millî harp sanayisine dayanan silah gücü, terörle mücadele ve sınır ötesi harekât kabiliyetiyle her türlü hava koşullarında harekât icra etmektedir. Ayrıca, dünyanın en hassas noktalarında NATO bayrağı altında olağanüstü bir disiplin ve güçle görev yapma yeteneği sayesinde dünyanın en güçlü orduları arasında elde etmiş olduğu haklı ve mümtaz yerini de daha da pekiştirmektedir.

Bilindiği üzere, sınırlarımız içinde yaşadığımız terörün yanı sıra bölgesel ve uluslararası alanda artan güvenlik riskleri ve tehditleriyle de mücadele ederek millî güvenliğimizi ve bekamızı müdafaa etmektedir. Millî güvenliğimizi hem içte hem de mücavir topraklarda sağlamak, emniyete almak önem arz etmektedir. Bu doğrultuda, sınır ötesinden kaynaklanan iki terörün kaynağının da yok edilmesiyle birlikte teröristlerin etkisiz hâle getirilmesi hedefi ülkemizin savunma politikasının bir sonucudur.

Türkiye, terörün etkisiz hâle getirilmesini, huzur ve barışı, istikrarı ve ülkemizdeki Suriyeli sığınmacıların vatanlarına emniyetle dönüşlerini sağlamak maksadıyla sınır ötesi harekâtlara öncelik vermiştir. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, hatta Pençe-Kilit Harekâtları bütünüyle terör örgütlerinin hain emellerine karşı mücadelenin göstergesidir.

Yaşamakta olduğumuz bilgi çağında iletişimin temel enstrümanlarının kullanıcısı olan insan unsurunun bir organizasyonun başarısını ne denli etkileyebileceğini tahmin etmenin de hiç güç olmadığını hepimiz biliyoruz. Nitelikli insanın önemi gün geçtikçe artmaktadır, tarih boyunca da Türk Silahlı Kuvvetlerini emsalleri arasında ayrıcalıklı duruma getiren özelliklerin başında sahip olduğu yetişmiş ve nitelikli personeli gelmiştir. Türklerde ordu her zaman devletin en temel teşkilatlarından birisi olmuş ve önemini daima korumuştur. Disiplin, teşkilat, eğitim ve silah yönünden mükemmeliyet Türk ordularının ortak özellikleri olmuştur. Bu anlayışla yetiştirilen Türk Silahlı Kuvvetleri milletimizin göz bebeğidir. Milletimiz, Peygamber ocağının güzide evlatları olan Mehmetçiklerimizin her daim dualarıyla yanındadır.

Teröre karşı verilen bu mücadele azmiyle tam bağımsız, küresel anlamda etkin rolünü sürdüren bir devlet olarak var olmaya devam edeceğiz. Bu uğurda yapılması gereken her türlü fedakârlığı yapmaktan da geri durmayacağız. İçinde bulunduğumuz coğrafya ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin yurt savunmasında üstlendiği görevin önemine binaen yerli ve millî savunma sanayisinin gelişimini güçlendirecek kaynak ihmal edilmemekte ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin silah ve teçhizat yönünden dışa bağımlılığı azaltılarak ihracat kapasitesi yüksek ürünlere yönelik her türlü yatırım ve üretici teşvik edilmektedir. Savunma politikasına yönelik Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Hükûmetimizin almış olduğu kararların yerinde olduğunun ve bugüne kadar izlenen politikaların aynı doğrultuda sürdürülmesinin gerekliliğine olan inancımızı korumaktayız.

Cumhuriyetimizin kurucusu ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türk ordusuna yayımladığı tarihî mesajında şöyle seslenmiştir: "Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan, her zaman zaferle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk ordusu! Memleketini en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmış isen cumhuriyetin bugünkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtalarıyla mücehhez olduğu hâlde vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur."

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son on saniyeniz...

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Türk Silahlı Kuvvetleri bu anlayış çerçevesinde, asil Türk milletinin sevgi ve güveninden aldığı güçle, kendisine verilecek her türlü görevi tarihî bir sorumluluk bilinciyle, geçmişte olduğu gibi gelecekte de icra etme azim ve kararlılığındadır.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Bitiriyorum Sayın Başkanım, bitiriyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son bir cümle, rica ediyorum.

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Tamam.

Bu bağlamda, ordumuzu destekleyen, teknolojik açıdan dünya standartlarını sağlayan, dışa bağımlılığı azaltan millî ve yerli bir savunma sanayisinin oluşturulması artık kaçınılmaz olmuştur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği, teşviki ve desteği kapsamında savunma sanayisi projelerinde yerliliği ve millîliği yükseltilecek projelere her zaman daha fazla kaynak aktarılması gerektiğini...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Erim.

Geriye kalanı da başka arkadaşlar ifade ederler.

Süreniz doldu, teşekkür ediyorum.

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Tamam, tamam.

Sözlerime son verirken Millî Savunma Bakanlığımızın 2023 yılı bütçesinin devletimize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.