KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım çok teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanımızı, beraberinde buraya gelen çok kıymetli bürokratlarımızı, burada bulunan milletvekillerini ve bütün misafirleri, herkesi saygı ve hürmetle selamlıyorum.

Öncelikle, bugün gerçekleşen saldırıda şehit olan öğretmenimize ve yavrumuza Cenab-ı Allah'tan rahmet, acılı ailelerine ve milletimize sabır, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.

"Şükür, yüz yılın işini yirmi yıla sığdırdık." diyor Cumhurbaşkanımız -her alanda- hamdolsun ve çok önemli hizmetlerle bu aziz milletin standardını yükselterek, hayatını kolaylaştırarak, yüzünü güldürerek bu yirmi yılda gerçekten yüz yılın hizmetlerini yapmak bize nasip oldu ve bu hizmetlerin parlayan yıldızı da elbette ulaştırma, haberleşme ve altyapı alanında yapılanlardır ki bunlar: Duble yollar, viyadükler, köprüler, tüneller, tüp geçitler, uydular, kuleler, köprüler, asma köprüler, havalimanları, deniz altı tünelleri... Daha neler yapıldı, neler; hamdolsun, Cenab-ı Allah'a sonsuz şükürler olsun.

Ve bu hizmetleri yaparken hep millete yönelen bir felsefeyle, bir siyasi anlayışla bu hizmetleri tanımladık ve hayata geçirdik. Ne dedik örneğin? Mesela, önce "Bu hava yolu; seçkinlerin ve zenginlerin, imkânları yüksek olan insanların değil, halkın hava yolu olsun." dedik ve bu anlamda bir seferberlik başlattık. Sonra, o anlamda, hem havalimanları sayılarını artırarak, işte, 26'lardan 57'lere, inşallah, tamamlanacaklarla beraber 60'ın üzerine çıkacak havalimanı sayımızla hem uçak filolarımızı büyüterek hem maliyetleri düşürerek "Uçmayan kalmasın." sloganını ortaya attık ve bu sloganı önce altyapıyla ve daha sonra maliyetleri düşürerek, daha ucuz noktaya taşıyarak, kara yoluyla, otobüs seyahat firmalarıyla yapılan ulaşım maliyetlerinin çok daha altına inerek vatandaşımıza çok daha ucuz fiyatlarla Türkiye'nin dört bir tarafına, hatta yurt dışına... Özel sektörü de güçlendirerek, özel sektörü de işin içerisine dâhil ederek, devlet-özel sektör hep beraber bu alanı büyüterek yürüdük ve "Uçmayan kalmasın." sloganımızı da gerçekleştirdik.

Şimdi ne diyoruz? "Hava yolu, dünyanın yolu." diyoruz ve yine bahsettiğim gibi, inşallah, 60'ı aşacak havalimanı sayımızla bugün, Avrupa'nın ilk 10'unda 3 tane havalimanı olan; 1'incisi, 6'ncısı ve 9'uncusu yani İstanbul, Sabiha Gökçen ve Antalya Havalimanlarıyla ilk 10'da 3 tane havalimanı olan bir Türkiye noktasına ülkemizi taşıdık; Allah'a sonsuz şükürler olsun. Az önce İsmail abi de bahsetti; daha önce 60 noktaya, sadece 60 noktaya uçan ülkemiz, bugün, 130 ülkede 340'ın üzerinde noktaya uçan bir ağı örmüş; bunu, hem ulaşım ağıyla örmüş hem dış politikada kurduğu ilişki ağıyla örmüş, her şey birbirini desteklemiş, kalkınma topyekûn olmuş, sadece ulaştırmada değil; dış ilişkiler gelişmiş, onu ulaştırma desteklemiş, ticaret desteklemiş; güvenlik gelişmiş içeride, yollar, köprüler, viyadükler desteklemiş. Az önce Ekrem abinin "Hiçbir şey yapılmadı Ağrı'ya." denildiği yerde, gösterdiği videolarla; Türkiye'nin her bir tarafı bütün unsurlarıyla beraber gelişmeye, milletin yüzünü güldürmeye odaklanmış siyaset anlayışıyla, herkes bir şeylerin üzerine bir şeyler katarak milletin yüzünü güldürmeye ve standardını artırmaya devam etmiş. Cenab-ı Allah'a sonsuz şükürler olsun.

Daha say say bitmez ama bir kısmına değinelim şöyle süreç içerisinde, zamanımıza kadar.

Daha sonra ne dedik? "Ferhat olduk, dağları deldik." dedik ve cumhuriyet tarihi boyunca yapılan 50 kilometre tünel, 50 kilometre tünel...

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Paraya kavuşmak için.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Az önce Ekrem abi sizin cevabınızı verdi videoyla, bence bir süre oturun yerinizde.

Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan 50 kilometre tünelden, kara yolu tünellerinden daha çoğunu sadece bir yerde, 56 kilometre toplam uzunluğu olan tünelleri bugün sadece Yusufeli Barajı'nın etrafında inşa eden, yapan bir noktaya gelmişiz ve bugün 663 kilometresi hizmette olan ve 458 kilometresi de yapımı sürenlerle beraber, bittiğinde 1.121 kilometre tünel uzunluğuna ulaşacağız inşallah. Ve 50'lilerden aldığımız tünel uzunluğunu 660'lara getirmişiz. 50 nere, 660 nere, 1.120 nere; hey gidi muhalefet, hey demek istiyorum.

Şimdi "Yapılan yollara para verip geçiyoruz. Bunlar yapıldı." dedi bazı milletvekilleri. Şimdi, Ankara-Niğde Otoyolu... Sayın Bakanım, bilmiyorum, biz herhangi bir yerde bir otoyol yaptığımız zaman, onun öncesinde kullanılan güzergâhın önüne bordürler çekip "Giriş yasaktır." diyor muyuz? Açık yollarımız. Nerede yeni bir yol yapılıyorsa, nerede yeni bir otoyol yapılıyorsa eski yol da yine aynı şekilde kullanılmaya devam ediyor; belki çok spesifik örnekleri vardır, bilmiyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Garo...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ama bakınız, spesifik örnekleri vardır, bilmiyorum, bilmeden söylüyorum ama benim kullandıklarımın hepsi böyle.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Zenginler için yol yapıyorsunuz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yollar açık devam ediyor. Şimdi, eskiden ne vardı? E-5 vardı; peşine otoban geldi, E5 kapandı mı? Kapanmadı, devam ediyor. Peşine, Kuzey Anadolu yapıldı, kapandı mı? Kapanmadı, devam ediyor. Buradan Niğde'ye giden yol var mıydı? Var.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Onları, zenginler için...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Niğde Otoyolu yapıldı, devam ediyor mu eski yol? Ediyor. Ne oluyor? Eski yolun yükü buraya kayıyor, buraya kayıyor. Zamanı o an kıymetli olan, bir şeye yetişmesi gereken, hastaya, düğüne, cenazeye yetişmesi gereken veya daha güvenli bir yolda daha sakin sakin veya daha hızlı gitmek isteyene alternatif bir güzergâh sunuluyor. Bu yol sunulunca eski yol kapanmadığı için o eski yolu tercih eden insanın da aslında trafik yoğunluğu azaltılıyor. Ömer Fethi Gürer'e bir sorun bakalım. Bu yol Niğde'ye gidiş gelişte o seyahate bir kalite kattı mı katmadı mı? Bir sorun bakalım. İstanbul milletvekilleri var içinizde. Sibel Hocam, mesela Kuzey Anadolu Otoyolu açıldı, kötü mü oldu? Yani o Kocaeli merkeze girmek, o işte, Dilovası'dan geçmek, Gebze'den geçmekten de daha güzel bir alan açılmadı mı? Yani bakın şunu söylemek istiyorum, şunu söylemek istiyorum...

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Navigasyona girdin mi zaten sokuyor oraya.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Karşılıklı diyalog, usulümüzde yok; rica ediyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yeni yapılan hiçbir şey eskiyi ortadan kalmıyor, yeni yapılandan istifade etmek isteyene deniliyor ki: "Eğer gelip geçmek istiyorsan buyur bunun bir bedeli var, bunu öde, buradan geç." diyor. Bak, devam edelim. Şimdi...

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Soru soruyor, cevap veriyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - O soruları bana sorulmuş kabul edin, siz cevap vermeyin lütfen.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, süreme ekleme yapmamız gerekecek, lütfen, özür diliyorum.

Osmangazi geçişi 185 TL arkadaşlar, 185 TL ve otomobille üç dakika sürüyor. Peki, Eskihisar-Topçular otomobille kaç para biliyor musunuz? 130 lira. Ne kadar sürüyor biliyor musunuz? Otuz beş dakika geçiş, girer girmez hemen feribota yanaşabilirsen on beş yirmi dakika da o, yaklaşık bir saatlik bir yolculuk. Ne kadar? 130 lira. Osmangazi Köprüsü'nden hop, beş dakikada geçiyorsun, verdiğin para ne kadar? Ne kadar? 185 lira. Dön, gel, bak, 1915 Çanakkale Köprüsü; geçiş 200 TL. Geçiş 200 TL; beş dakika.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Bedava(!)

ORHAN YEGİN (Ankara) - "Bedava(!)" diyen arkadaş sen dinle, bak.

Peki, Çanakkale Köprüsü neyi bağlıyor? Lapseki'yle Gelibolu'yu bağlıyor. Lapseki-Gelibolu arası feribotla geçiş kaç para, biliyor musun? Geçtin mi? 135 lira. Ne kadar sürüyor biliyor musun? Otuz dakika. Ben sizin matematiğinizden, ben sizin zaman, mekân, ben sizin maliyet anlayışınızdan, hesabınızdan, terazinizden vallahi bir şey anlamıyorum, billahi bir şey anlamıyorum, insafınızdan da bir şey anlamıyorum. Anlamıyorum ya, anlatamıyorsunuz yani.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Anlayamazsın ki zaten.

ORHAN YEGİN (Ankara) - O kadar tuhaf şeylerle eleştiriyorsunuz ki gülünç duruma düşüyorsunuz, gülünç duruma. Devam edelim, devam edelim.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - 1 milyara mal olan köprüye 7 milyar ödüyorsunuz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, tamamlamamız gerekiyor, lütfen.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, bak, diyor ki: "Yap-işlet-devretler öyle yapıldı, işte, bilmem, yap-işlet-devret değil soy-devret yapıldı. Bunlara para verip geçiyoruz, geçmesek de para veriyoruz." Bak, arkadaşlar, Allah aşkına bir dönün, kendinize bakın. Ben, geçmeden para vermenin ne olduğunu size anlatayım. Vaktiyle bir belediye başkanınız Yuvacık'ta bir baraj yaptı, o barajın suyunu içen de parasını ödüyor, içmeyen de; o gün doğan da o barajın parasını hâlâ ödüyor, doğmamış olan da, biliyor musunuz? Hazine garantisiyle hâlâ bugün oranın parası ödeniyor, ne konuşuyorsunuz ya? Siz oturun, Yuvacık Barajı'nın hesabını bir yapın, sonra Adil Karaismailoğlu'nun karşısına geçin, deyin ki: "Sayın Bakanım, hele şu hesabı bize bir anlat ya. Biz nerede yanlış yapıyoruz?" Ama samimiyetle sorun, ama samimiyetle, öğrenmek için sorun, gülünç duruma düşmeyin. Bizden size tavsiye: Buradan gülünç görünüyorsunuz, haberiniz olsun.

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Şehir hastanelerine, havalimanlarına...

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Allah sizin durumunuza düşürmesin kimseyi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sakin olalım. Birazdan siz de fikrinizi söyleyeceksiniz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Devam ediyoruz. Şimdi, daha neler var anlatılacak da Başkanım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız Orhan Bey.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Hızlı trende 8 ile ulaşmak nasip oldu, hedef bunu inşallah 53'e çıkartmak.

Peki, Başkanım, bir dakika eklemeniz lazım, kesildi hemen hızlanıyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız, rica ediyorum.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Başkanım, bana yarım dakika bile vermediniz, "Bir dakika." diyor.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, bu kadar iş yapılmış, milletin ulaşım, haberleşme ve altyapısına bu kadar harcama yapılmış. Muhalefet ne diyor? İstanbul ve Ankara Belediyelerinin işleriyle ilgili mağduriyet anlatıyor ve diyor ki: "Biz, hizmete karşı değiliz ama paralar bu kadar yollara değil, daha faydalı, yararlı hizmetlere harcansın." diyor. Peki, soralım biz bu arkadaşlara: Neye harcanmalı bu bütçeler? Sizin umut gördüğünüz, adaylık için ha bire Genel Başkanının hızını düşüren belediye başkanlarınız gibi sosyal medya hesaplarının yönetimine mi; şarkı, türkü konserlere mi; kişisel hırslarını, egolarını şişirerek adaylık arayışlarını tahkim edecek kişilere, kalemlere, köşelere, fenomenlere, reklamlara mı harcansın bu paralar? Nasıl takdir buyurursunuz ey hazırun?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Yegin, son cümlenizi alayım.

Teşekkür ediyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, son cümle.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümle, lütfen.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Peki, son cümle.

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Konserleri iptal ettiğiniz için o da olmuyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Çok müdahale olduğu için bu son cümleyi...

Buyurun, bitirmemiz gerekiyor.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yapılmış şehir hastanesinin yolunu dahi yapamayan, tatilin kendisine çok yakıştığı, Karadeniz ve benzeri gezilerinin tüm masraflarını belediye bütçesinden karşılayan veyahut büyükelçiyle vur patlasın, çal oynasın yapan sevdalılarınız gibi mi yapalım, ne diyorsunuz?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Yegin.

Teşekkürler, sağ olun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Peki, Başkanım, biz yirmi yıldır yaptığımız gibi yapmaya devam edeceğiz.

Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum, bütçemiz hayırlara vesile olsun.