KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Akşamlar hayır ola, şerler def ola, günahlar af ola, münkir mat ola, Yezid'e lanet ola, menziliniz adalet ve hakikat ola, eyvallah.

Sevgili hazırun, Türkiye bölünmüştür. Türkiye ne zaman bölünmüştür? Madımak katili affedilince bölünmüştür, bir anneye çocuğunun cenazesi paketle gönderilince, Ali Rıza babaya çocuğunun kemikleri bir kutu içinde verilince Türkiye bölünmüştür; Türkiye, Süleyman Soylu eliyle HDP'li belediyelere kayyum atanıp Selçuk Mızraklı ve belediye başkanlarımız suçsuz yere iftiraya maruz kalınıp tutuklanınca bölünmüştür ve dolayısıyla, Türkiye ortadan yırtılmakta, Türkiye kanamaktadır. Kürt'ün, Türk'ün, Arap'ın, Ermeni'nin, Alevi'nin, Sünni'nin, inananın, inanmayanın, MHP'nin, AKP'nin, İYİ Parti'nin, CHP'nin, HDP'nin; herkesin yüreği kanamaktadır fakat burada hamaset yapılmaktadır. Gelin, bu kanamada buluşup bu akan kanı durdurup eşitlik, özgürlük, adalet için çözüm bulalım.

Şimdi Bakan, diyor ki: "Biz cemevlerine birini gönderdik, Ali Arif Özzeybek." Ali Arif Özzeybek kimdir, cemevlerine gidip Alevilikle ilgili muhabbet yapacak ne hikmeti, ne kerameti vardır? Nereden buldunuz bu devşirmeyi? Bakınız, cemevine gelirken izzetle, himmetle, hikmetle geleceksiniz ve izzetle, himmetle, hikmetle karşılanacaksınız. Gazi Cemevi'nin kapısını kırıp içeriye gaz bombası attınız, Sarıyer Cemevi'nin içerisine girip talan ettiniz ve bunu polis marifetiyle yaptınız. Bu olduğu zaman nasıl oluyor da Alevi toplumu sizin bu yasanıza teveccüh ediyor? O Yunus, koca Yunus, dilinizden düşürmediğiniz koca Yunus Aleviliğin ışığı, aşkın kutbu Yunus dedi ki: "Cennet cennet dedikleri birkaç köşk ve birkaç huri./ İsteyene ver onları, bana seni gerek, seni." Yunus'un himmetine sığınarak şunu diyorum: Devlet devlet dedikleri birkaç makam, bir bakanlık; isteyene verin onu, Aleviye hikmet gerek, Kürt'e barış gerek, adalet gerek. Bu barışı, adaleti sağlayacak kalibreniz, çapınız var mı?

İşte, bütün devlet erkânı burada, askerî, mülki erkân burada, Jandarma Genel Komutanı, İçişleri Bakanı, Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü; hepiniz buradasınız. Kürtlere bakışınızda sorun var; Alevilere bakışınızda, kadına bakışınızda sorun var. Tekçisiniz, taraflısınız, barış ve adaletle bakamıyorsunuz ve bunu itiraf etmekte de güçlük çekiyorsunuz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Resmen kışkırtıcı konuşuyorsunuz, sabır sabır nereye kadar?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kemal Bey, Yunus'tan bahsediyoruz ama siz de biraz Yunus gibi davranın bir zahmet.

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Şimdi, bakınız "72 millete bir nazarla bakmayan kırk yıl müderris olsa, hakikatte asidir." diyen...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Rıdvan, müdahale edin ama lütfen ya; bölücülük yapıyor resmen ya, resmen bölücülük yapıyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ne bölücülüğü?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Neyse, tamamlayın, ben...

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - ...Hünkâr Hacı Bektaş'ı, Yunus Emre'yi, Baba Tahir'i, Şah Hatayi'yi toplayıp bir torbaya koyup Alevilerin sorununu sanki bir cemevini elektrikten ibaretmiş gibi algılayıp karikatürize edip dalga geçmek hiçbir şekilde kabul edilebilir bir şey değildir. Alevi toplumu bu ülkeye Hacı Bektaşlar, Mahsuni Babalar, Daimi Babalar, Elif Analar verdi. Bu ülkenin, bu insanlığın bize borcu var; evet, bizim de bu ülkeye borcumuz var Aleviler olarak. Barışı getireceğiz; inkârcılığa, ırkçılığa, tekçiliğe rağmen, size rağmen bu ülkeye barışı getireceğiz. Barış iradeniz varsa hodri meydan. HDP bölücülük için burada değil, HDP kavga için de burada değil, HDP nefret için de burada değil. Bırakın nefret dilini, kalkın ayağa, el ele tutuşup sorunu çözelim; var mı bu iradeniz, var mı bu basiretiniz, var mı bu cesaretiniz? Yok, bu cesaretiniz yok.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yirmi saniyeniz.

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - O hâlde, siz kayyum atamakla suç işlediniz ve şu anda tecritle suç işliyorsunuz, Alevi toplumunun değerlerine de tıpkı İkinci Mahmut gibi kayyum atayarak bir suç daha işliyorsunuz Süleyman Soylu, AKP Hükûmeti ve kadrosu.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz, süreniz doldu.

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Bitiriyorum Sayın Başkan, bitiriyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son bir cümle...

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Çok stres yapıyorsunuz Sayın Başkan, lütfen...

Şimdi, Sayın Komutan, burada Türkiye toplumuna sorumluluğumuz var, Türkiye halklarına sorumluluğumuz var; çocuklara, kadınlara karşı, Kürtlere, Türklere karşı sorumluluğumuz var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Bülbül.

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Bin yıldır beraber yaşıyorsak ya bu sorunu çözeceğiz ya da siz çözülüp gideceksiniz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, teşekkür ediyorum.

Aslında, referans verdiğiniz Yunus'un üslubunu da keşke hep birlikte kullansak.

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Yunus'un üslubunu kullandım ben.