| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b)Emniyet Genel Müdürlüğü c)Jandarma Genel Komutanlığı ç)Sahil Güvenlik Komutanlığı d)Göç İdaresi Başkanlığı e)Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 18 .11.2022 |
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Değerli Bakanımız şahsında, burada bulunan bütün heyeti saygıyla selamlıyorum.
Başkanımızın bir uyarısı var ya, tekdiri: "Sona bırakmayın birtakım talepleri." Ben hemen başlarken bir iki not düşeceğim.
Değerli Bakanım, sizin vazifeniz, tabii, dışarıdan bakınca terörle mücadele, efendim, uyuşturucuyla mücadele, AFAD kapsamındaki işler filan; hep onlar zikredildi. Oysa bunun dışında, sahaya yansıttığınız, istihdamı da ilgilendiren çok ciddi, efendim, faaliyetleriniz var, yaptıklarınız var. Ben size müteşekkir olduğumun altını çiziyorum. Ne için? Erzurum'da, Oltu'da bir organize sanayi bölgesini ayağa kaldırdınız ve YİKOB kanalıyla orada bir fabrika kurduk; şimdi 200 insan istihdam ediliyor.
Bir başkası: Geçtiğimiz bütçelerde Erzurum'daki 2'nci Organize Sanayi için 5 fabrikanın yapımına destek oldunuz. Yalnız, organize sanayinin yerinde problem olduğu için -zeminde- orayı şimdi başka bir yere plase ettik. Orada da ilk fabrikaları yine YİKOB yapıyor sizin kanalınızla. Bu yüzden de Allah razı olsun diyoruz, Erzurumlular size müteşekkir.
Bir başka şey: Biraz önce siz sunumunuzda da söylediniz, terörden azade bir hâle getirdiniz o zemini. Erzurum'da, o coğrafyada bir terörist bile yok şimdi, herkes huzur üzere yaşıyor. Karayazı'dan, Karaçoban'dan, Hınıs'tan, Tekman'dan, Çat'tan; Erzurum'un bütün ilçelerinden size minnettarlık ifadeleri var. Özellikle Kürt kardeşlerimin yüreğinde özel bir yeriniz olduğunu bilmenizi istiyorum; Allah razı olsun. Yani bazen burada konuşmacıları dinlerken hakikaten tahammülfersa bir hâl çıkıyor. Sizin de burada o tahammülfersa hâle verdiğiniz tepki çok doğal; ben öyle görüyorum.
Şimdi, başlarken sizinle ilgili değerlendirmeler yapıldı. Efendim, suçlama şu: "Fotoğraflarda kiminlesiniz?" Bir başka suçlama: "Korkutuyorsunuz sadece." Bir başkası: "Niçin Suriye'deydiniz?" Bir başkası -topluma da aslında hakaret eden bir tespit yapıp sonrasında da- efendim: "Öz güveni olmayan topluma öz güven yüklediniz." gibi. Samimi söylüyorum, çok absürt, çok kulak tırmalayıcı tarifler yapıldı. Niye? Yaptığınız işi düzgün yapıyorsunuz, ama bir şeyin altını çiziyorum onu siz de yapıyorsunuz, bu yönüyle de müteşekkiriz:: Bize, bu kadroya rotayı çizen Sayın Cumhurbaşkanımız. Onun açtığı ufuk üzere yürüyoruz ve aldığımız mesafenin eşi, emsali yok.
Efendim, biraz önce Abdurrahman kardeşim bir şey söyledi: "Uyuşturucudan dolayı şu anda içeride kaç kişi var?" Hem Cumhurbaşkanımız söyledi hem siz kaç defa söylediniz yani 2016'dan bu yana aldığımız mesafe 30 binden 100 küsur binlere çıkmış içeride olanlar. Nasıl olmuş bu? Bir mücadele sonunda olmuş.
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Meyve veren ağaç taşlanır!
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Evet, eyvallah.
Bir mücadele yapıyoruz, o mücadelenin sonunda oluyor bunlar.
Ve bir başka şey, sanki böyle bir müstehzi ifade, efendim, "Siz başlarken güvenlikle ilgili hiçbir makale okumamıştım." filan. Olabilir, bu çok mertçe bir tarif ama güvenlikle ilgili belki tedris görenlerden, belki o işin allamesi olanlardan çok daha fazla mesafe aldınız, mesafe aldırdınız; elhamdülillah. Bakın, burada kaç defa ben söyledim, şu Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçe görüşürken şurada, Merasim Sokak'ta bombalar patlıyordu arkadaşlar. Az zaman önceydi bunlar yani çok geçmedi. Ama şimdi, bak, ferahfeza bir zeminde yaşıyoruz. Bu sadece burada mı? Hayır, her tarafta. "Niye Suriye'deydiniz? diyor. Ya, arkadaşlar, bizim güvenliğimiz Libya'da başlıyor diyoruz. Bizim güvenliğimiz orada başlıyor, onun mücadelesini veriyor Bakanımız. Bu kadrolar onunla ilgili canhıraş bir gayret koyuyorlar orta yere. Bakın, burada Jandarma Genel Komutanımız var, Emniyet Genel Müdürümüz var, şurada Bakan Yardımcılarımız var; hepsiyle ama hepsiyle iftihar ediyoruz, iftihar etmemiz lazım. Efendim, noksanımız varsa da kayıt altına alalım, noksanımızı söyleyelim, eyvallah. Kimsenin zaten o noksanı inkâr edeceği yok ama efendim, ithamla, izamla, suçlayıcı bir dille yöneldiğinizde onlar da etten kemikten yani onların da efendim, aileleri var, duyguları var. Öylesine iri, abartılı söylemler geliyor ki burada dayanılmaz bir hâl çıkıyor. Yani Bakanımızı... O kendini savunmada çok mahir bir adam, onu söyleyeyim yani o her zeminde bunları yapar ama biz de onun yol arkadaşlarıyız ve burada kayıt düşmemiz lazım, ne lazımsa bizim de söylememiz lazım. Bu bapta ben söylüyorum Değerli Başkanım. Bakanımızın gayretlerine biz müteşekkiriz en azından. Bakın, biraz önce bir hanım kardeşim öyle şeyler söyledi ki öyle ifadeler kullandı ki ben şahsen utandım. Bizden bugüne kadar böyle bir suçlama bir başka yere gelmedi. Bakın, şu Mecliste, şu anda bir partinin genel başkan yardımcısı televizyona çıkıyor arkadaşlar, teröristi... Yahu "terörist" dediğin kadın diyor ki: "Ben teröristim." diyor, "Ben 2017'de YPG'ye katıldım." diyor, "Beni buraya katan şudur, benim buraya iştirakimi sağlayan budur." diyor, "Bombayı patlatan benim." diyor. Ama genel başkan yardımcısı çıkmış, hiç sıkılmadan, utanmadan diyor ki: "Buna biz nasıl terörist diyelim ya?" Ya, insan Allah'tan korkar ya, Allah'tan kork! Buna rağmen, siz eğer burada İçişleri Bakanımıza dönük suçlama yaparsanız pes derim ya. Yani ne yapmış İçişleri Bakanımız? On küsur saat, on iki saat geçmeden teröristi derdest etmişler, ele geçirmişler." Efendim, deniyor ki: "Ya, bu evine nasıl gitmiş?" Ya, binlerce kamera takip edilmiş; eski hâl yok, şimdi çok ciddi bir yapılanma var, çok özel bir çalışma var yani Emniyet teşkilatımız öyle bir hâl üzere ki kim ne adım atıyor herkesin haberi var, teknolojiden istifade ediyoruz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Bombayı vereni niye bulamadılar?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bulundu, ne lazımsa onlar yapılıyor, Emniyetimiz biliyor, onları da takip ediyor, onları da bekleyeceğiz arkadaşlar; böyle bir şey olur mu?
"Evinde niye yakalanmış?" takip edilir, yakalanır, nerede yakalanacaksa yakalanır. Allah'ın izniyle de bu konuda bizde eşi emsali olmayan bir hâl gelişti, bunun da mimarı İçişleri Bakanımız, gayret koyuyor; teşekkür etmemiz lazım.
Şimdi, şurada, Arif Paşa'mın -çok da böyle mütebessim bir hâl üzere- bir gayretleri var, inkâr oldu mu? Olmuyor. Onun için, ben bunu özellikle söylemek istiyorum.
Bir başkası, sığınmacılarla ilgili. "Efendim, biz ekmeğimizi paylaşalım ama ülkemizi paylaşmayalım." Kim ülkesini paylaşıyor ya, kim paylaşıyor ya? Burada birisi bunu söyledi, çıktı, gitti. Ülkesini paylaşan namerttir! Bu ülkenin her zerresine şu kadrolar, şu Cumhur İttifakı... Ben eminim arkadaşlar -sizi de bu işten uzak tutmuyorum- hepimiz itiraz ederiz, bu vatan bizim. Dışarıdan gelenleri elbette ki "misafirperver" kavramıyla biz kucaklarız.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Vatandaş, vatandaş.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Onun dışında, üke sizin olsun bilmem ne... İşte, söyledi Sayın İçişleri Bakanımız, kaç kişiye vatandaşlık verildiğini anlattı. Ya, onun üzerinden bile burada bir tartışma oldu yani rakamları tek tek aktardı İçişleri Bakanımız.
Ezcümle, şunu söyleyeceğim arkadaşlar: İçişleri Bakanımız bulunduğu her vazifeyi bihakkın yapan bir yüz akı isimdir. Efendim, bazılarınızın bireysel hıncı olabilir, sıkıntısı olabilir ama...
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Niye olsun?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Gayet tabii, yani bazen görüyoruz onu. O bireysel hıncı, bütünüyle böyle abanarak sanki genelde bir yanlış iş yapılmış gibi ifade ederseniz bir büyük haksızlık yaparsınız, vebal altında kalırsınız.
Şimdi, sabahleyin birisi bir şey söyledi, yahu arkadaş bir Genel Başkan şunu söyleyebilir mi ya: "Bu ülkenin cari açığını kapatmak için uyuşturucudan para aktarılıyor." El insaf ya, merhamet ya! Ya, bu ne iş yani buna pes deriz arkadaş! Birisi de onu aklamak için sağından, solundan dolanarak burada çıkardığımız bir kanunu getiriyor önümüze. Ayıptır ya! Ya, hadi onu da geçtik "Bunlardan vergi alın." diyen bir Genel Başkan olabilir mi?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Buna İçişleri Bakanımız kayıt düştüğü zaman niye itiraz ediyorsunuz ya, olur mu bu ya?
Yapacağımız iş şu: Noksanımız var mı, noksanımızı söyleyin ama bühtanda, iftirada bulunmayın arkadaşlar. Bu hakikaten tahammülfersa bir hâl geliştiriyor ve itiraz da ondan çıkıyor.
Bakın, burada bir tane işte "Efendim, şu eylemi kınadık..." Ben şunu bekliyorum: PKK namussuz, şerefsiz bir örgüttür.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Dedik, dedik.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Söyledik.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kim ki PKK'yı destekler, kim ki PKK'ya -desteği bırak- sükut eder, o da namussuz, şerefsizdir!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Ben söylüyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Aydemir.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kim diyor bunu? Kürt kardeşlerim diyor. Hep beraber bunu söyleyeceğiz, o zaman müşterek bir noktada oluruz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sürenizi aştınız, teşekkür ediyorum.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Dolayısıyla, özel bir hâl gelişir.