MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanım, Bakanlık ve kurumlarımızın değerli temsilcileri, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, öncelikle kapsamlı sunumunuz için teşekkür ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak başta terörizm ve uyuşturucuyla mücadele olmak üzere üstün görev bilinciyle ve başarıyla yaptığınız çalışmaları takdirle takip ettiğimizi ifade ediyor, size ve çalışma arkadaşlarınıza çok teşekkür ediyoruz. Türk milleti; dualarıyla, desteğiyle, sizlerin yanındadır.

İstiklal Caddesi'nde alçakça ve kalleşçe yapılan bombalı terör eyleminde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

PKK terör örgütünü ve destek verenleri şiddetle lanetliyorum. Emperyalizmin iğrenç bir tetikçisi, kokuşmuş bir taşeronu olan PKK, masumların canına kasteden, bebekleri öldüren, iğrenç ve aşağılık bir terör örgütüdür. Terör örgütü PKK ve türevlerine destek verenler de mesuldür, melundur.

İstiklal Caddesi terör saldırısı, büyüyen ve güçlenen Türkiye'yi tıpkı Gezi Parkı ve 6-8 Ekim olayları gibi terör aparatlarıyla engelleme tertibi ve girişimidir. Türkiye, bölgesel liderlik pozisyonunu güçlendirdikçe, küresel aktörlük yolunda etkin adımlarından bahsettirdikçe karanlık odaklar karşı harekete geçmektedir. Türkiye, terör yoluyla istikrarsızlaştırılmak ve hedeflerinden uzaklaştırılmak istenmektedir. Bilinmelidir ki Türkiye kararlı yürüyüşünden asla vazgeçmeyecektir. Terörizme karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Milletimizin eşsiz destek ve dualarıyla terör musibetinin kökü kazınacak, ihanet yapanın yanına kesinlikle bırakılmayacaktır.

Terör örgütlerine silah vermek, para vermek, eğitim desteği vermek uluslararası hukukta suçtur, insanlık değerleri adına utanç verici bir rezalettir. Karşımızda yalnızca teröristler yoktur; PKK, PYD, YPG, DEAŞ, FETÖ kukladır, piyondur. Türk milletiyle kimlerin hesabı varsa, Türkiye'nin varlığından ve egemenlik haklarından kimler rahatsızsa terörizmin baronları onlardır.

Terörle mücadele, Türkiye'yi zora sokmak isteyen alçakların topuyla asimetrik bir mücadeledir. Bir bakıma da terörle mücadele, Türk ve İslam düşmanlığını hücrelerine kadar sindirmiş Türkiye düşmanlarıyla topyekûn bir mücadelenin tanımıdır. Türkiye'nin terörle mücadeleden geri dönüşü yoktur, küresel emperyalizmin yeminli Türkiye düşmanlarının içimize kadar sızmış etki ajanları da bunu iyi bilmelidir. Sürdürülen mücadele bekamızla doğrudan ilgili, millî birlik ve bağımsızlığımızla yakından ilişkilidir. Aslında bakarsanız, yürütülen terörle mücadele süreci partiler üstü bir mana ve muhtevayı taşımakta ve kapsamaktadır ancak demokrasi, özgürlük, adalet kavramlarının arkasına saklanıp terörle mücadeleyi karalamaya çalışanlar, Türkiye'yi karıştırmak ve kaosa sokmak niyetini aleni şekilde gösterenleri el üstünde tutanlar milletimizce bilinmektedir. Aziz milletimiz, teröriste "Terörist." diyemeyenleri, terör örgütünü lanetlemeyenleri, terör örgütünü destekleyenleri ve onlarla iş birliği yapanları, YPG'yi terör örgütü görmeyip "Bize mi saldıracak?" diyenleri, millî gururumuz İHA ve SİHA'lara karşı çıkanları, mavi vatandaki varlığımıza karşı gelenleri, belediye imkânlarını terör örgütüne seferber edenlerin görevden uzaklaştırılmasına karşı çıkanları, terör unsurlarını temizlemeye giden kahraman vatan evlatları "Kızılelma'ya gidiyoruz." diyerek kararlılık ifade ederken "Mehmetçik'in Suriye'de ne işi var?" diyenleri, Mehmetçik'e görev veren tezkereye "hayır" oyu verenleri, terörle mücadeleye karşı çıkanları, Türk askerine ve Türk polisine alçakça iftira atanları çok iyi bilmekte ve görmektedir. Demokrasi, özgürlük, insan hak ve hukuku terörün banisi ve bahanesi olamaz. Terör, bir insanlık suçudur, teröre destek insanlık suçuna ortaklıktır. Türkiye, terörün tasallutundan mutlaka kurtulacak, teröristler, arkalarındaki sinsi ve namert destekçileri hak ettikleri bedeli eninde sonunda ödeyeceklerdir. Terör örgütlerine ve teröristlere güzellemeler yapan, yardım ve yataklıkta sınır tanımayan, bununla da yetinmeyip canileri aklamaya ve arkalamaya çalışan kim ya da kimler varsa kaybedecek, mağlup ve mahkûm edileceklerdir. Türk milleti, hıyanet ve melanetin karşısında tek yürektir.

Türkiye, terörün kökünü kurutmak için kararlı bir mücadele yürütmekte, kahraman güvenlik güçlerimiz destan yazmaktadır. Yurt içinde ve sınır ötesinde gerçekleştirilen operasyonlarla terör bitme noktasına getirilmiş, terör elebaşları da bir bir imha edilmektedir. Terörle mücadeledeki başarılar, sınır ötesindeki operasyonlar, egemenlik haklarımızın muhafazası Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi sayesinde daha hızlı ve tesirli bir hâle gelmiştir. Ülkemizde, 15 temmuzdan sonra terörle mücadele anlayışına yeni bir istikamet kazandırılmış, yeni bir strateji uygulamaya konulmuştur. Terörü kaynağında yok etme ve savunma değil, taarruz stratejileri kararlılıkla uygulanmaktadır; terörizmle topyekûn mücadelede muazzam sonuçlar alınmaktadır, hainler neredeyse arana arana bulunup inlerinde yok edilmektedir. PKK, PYD, YPG ve DEAŞ terör örgütleriyle kesintisiz mücadele anlayışıyla gerçekleştirilen operasyonlarla teröre üst üste darbeler vurulmuş, güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devleti engellenmiştir.

Hükûmetimizin kararlılığı, kahraman Mehmetçik'imizin, polislerimizin ve güvenlik korucularımızın fedakârlığı ve cesaretiyle ihanetin can damarları kesilmiştir. Sırada, korkudan köşe bucak saklanan Kandil'in yılanları, çıyanları, akrepleri vardır; onların da döktükleri kanla boğulacağı günler yakındır, bu şerefsizlerin sonu gelmiştir, bu melanetin kökü her yerden sökülüp atılacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şehit haberleri milletimizi acıya ve üzüntüye boğmaktadır. Vatanın ve milletin müdafaasını yaparken şehit düşen kahramanlarımıza Allah'tan gani gani rahmet niyaz ediyorum, gazilerimize uzun ve huzurlu ömürler temenni ediyorum. "Kalırsak devlet biziz, ölürsek cennet bizim." diyen kahraman şehitlerimizin dökülen kanları yerde bırakılmayacaktır ve de bırakılmamaktadır. Kahraman yetiştirebilmek, milletler için paha biçilemez bir haslettir; bu durum, aynı zamanda, sinesinden kahraman çıkaran milletlerin yaşama ve payidar olma azminin güvencesidir. Türk milleti, kutlu varlığından kahraman yetiştirme konusunda üstün bir meziyet ve başarıyı haizdir. Kahraman evlatlarımız insanüstü bir gayretle bekamızın haklı ve meşru savunmasını icra ederken millet olarak dualarımız onlarladır. Türk vatanının teminatları kahramanlarımızın haklarını ödememiz mümkün değildir, hepsiyle övünüyoruz.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Emniyet hizmetleri sınıfında çalışan yönetici personelin ek göstergelerinin iyileştirilmesi, polislerin ek göstergesinin 3600'e yükseltilmesi, uzman jandarma ve uzman erbaşların da 3600 ek göstergeye kavuşturulması, ayrıca mülki idare amirlerinin özlük haklarının iyileştirilmesi, görev, yetki ve sorumlulukları ile aylıklar arasında denge sağlanması konularında söz verdik, seçim beyannamelerimizde vadettik ve sürekli gündeme getirerek talep ettik. Bu yıl, temmuz ayında kabul edilen 7417 Sayılı Kanun'la yapılan ek gösterge düzenlemesinde Emniyet güçlerimizin ek göstergeleri iyileştirilmiş, polislerimiz, uzman erbaşlarımız, uzman jandarmalarımız, bekçilerimiz umutla beklediği 3600 ek göstergeye kavuşturulmuştur. Milli İstihbarat, Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatları emeklilerinden ek göstergeleri 3600 rakamının altında olup makam tazminatına hak kazanamamış olanlara her ay emekli aylıklarıyla birlikte 1.200 lira tutarında ilave ödeme yapılması kabul edilmiştir. Mülki idare amirliği hizmetleri sınıfının ek ödeme oranları yükseltilerek valilerimizin ve kaymakamlarımızın görev aylıklarında iyileştirme yapılmıştır. Güvenlik korucularının aylık ücretlerinin asgari ücretin altına düşmesi hâlinde aradaki farkın tazminat olarak ödenmesi hükme bağlanmıştır. Kahraman güvenlik korucularımızın kendilerine özgü kanun çıkarılması, en düşük devlet memuru aylığı ve emekli ikramiyesi alabilmeleri ve harcırahlarının artırılması konusunda talepleri bulunmaktadır.

Diğer taraftan, muhtarlara verilen aylık ödeneğin net tutarı, net asgari ücret tutarına yükseltilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi, hiçbir vaadinin altında kalmamıştır, Cumhur İttifakı hiçbir sözünü unutmamıştır. Muhtarlarımız devlet ile vatandaş arasında iletişim kurulmasında, vatandaşların hizmet beklentilerinin ilk elden yetkili makamlara aktarılması ve hizmetin gerçekleştirilmesinde önemli bir görevi yerine getirmektedir. Muhtarlarımız biri doksan sekiz yıl, diğeri yetmiş sekiz yıl önce çıkarılan yasalarla görev yapmaya çalışmaktadır. Köy ve mahalle muhtarlıklarıyla ilgili 442 sayılı ve 4541 sayılı Kanunlar, günün koşullarına göre yeniden düzenlenmeli, muhtarların görev tanımları yeniden yapılmalı, sorumluluğu olduğu kadar yasal yetkileri artırılmalıdır. Muhtar derneklerinin ülke yararına bütünleşmesi amacıyla muhtarlar birliği kurulmalı ve muhtarların köy ve mahalleleriyle ilgili kararlarda il genel ve belediye meclislerinde temsil edilmeleri sağlanmalıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak Emekli Sandığı iştirakçiliği olmadığından makam, temsil ve görev tazminatı alamayan emekli belediye başkanlarımıza eşitlik ilkesi gereği bu tazminatlarının ödenmesi konusunda yıllardır gündeme getirdiğimiz görüşümüz de karşılık bulmuştur. Seçimle gelen ve emekli olan tüm belediye başkanlarının emsali belediye başkanının aldığı makam, temsil ve görev tazminatlarından faydalanması sağlanmıştır.

Bilindiği gibi köy tüzel kişiliği iken mahalleye dönüşen yerlerin sosyoekonomik durumu, şehir merkezine uzaklığı ve benzeri hususlar dikkate alınarak ilçe belediye meclisinin teklifi, büyükşehir belediye meclisinin onayıyla kırsal mahalle ilan edilebilmesi ve buralarda vergi ve harçlarda, elektrik ve su faturalarında indirim uygulaması yapılabilmesi düzenlenmiştir. Bu düzenlemeyle ilgili kanun 2020 yılında yürürlüğe girmekle birlikte, bazı belediyelerin, gelirlerinde azalma olmaması anlayışıyla kırsal mahalle ilanına yanaşmadıkları anlaşılmaktadır. Eski adıyla köylerde yaşayan vatandaşlarımızın bu imkânlardan gecikmeksizin yararlanabilmesi için belediyelere yönelik bir uyarı yapılması faydalı olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz, düzensiz göçmenler için hem transit hem de hedef ülke konumundadır. Karmaşık bir göç dinamiğine sahip ülkemizin göç yönetiminin etkinleştirilmesi amacıyla Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Göç İdaresi Başkanlığı olarak yeniden yapılandırılmıştır.

Kaçak göçle etkin bir mücadele yürütülmektedir. Kaçak göçün kaynağında durdurulması için etkili tedbirler alınmaktadır; sınır boyunca güvenlik duvarları ve güvenlik yolu, aydınlatma ve algılama sistemleri ile gözlem kuleleri yapılmaktadır. 25 ilde 30 adet sağlıklı geri gönderme merkezleri kurulmuştur. Ülkemizde bu yıl yakalanan düzensiz göçmen sayısı 247 bin düzeyindedir.

Düzensiz göç konusu millî beka meselesidir. Sınırı aşan göç konusunu bir proje olarak hazırlayan, somut tekliflerini kamuoyuyla paylaşan, takip edilecek politikaları tüm boyutlarıyla analiz edip siyaset oluşturan tek parti Milliyetçi Hareket Partisidir.

Ülkemiz, 2011 yılında Suriye'de başlayan iç savaşla zorla yerinden edilmiş bir göçmen akınıyla karşılaşmış ve dünyada en fazla sığınmacı kabul eden ülke konumuna gelmiştir. Ülkemizdeki yabancı sayısı 5 milyon 254 bin, geçici koruma altındaki Suriyelilerin sayısı 3 milyon 595 bin civarındadır. Ülkemizde bulunan sığınmacı nüfusun da en temel insan hakkı olan kendi vatanlarında yaşamasının sağlanması için ülkelerine dönmesi ve bu gerçekleşene kadar uluslararası düzeyde adil yük paylaşımının sağlanarak diğer ülkelere gönderilmesi konusunda da çalışmalara devam edilmektedir. Türkiye'de geçici koruma kapsamında bulunan Suriyelilerin gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüş politikası kapsamında yaklaşık 530 bin kişinin ülkelerine dönmesi sağlanmıştır. Geçici koruma altındaki Suriyelilerin gönüllü geri dönüşünün desteklenmesi amacıyla, AFAD koordinasyonunda, yerel sivil toplum kuruluşlarıyla, uluslararası yardım kuruluşlarıyla iş birliği içinde Suriye'nin güvenli bölgelerinde yapımı projelendirilen briket evlerin büyük çoğunluğu tamamlanmıştır. 1 milyon Suriyelinin de geri dönmesi için 8 aşamalı plan uygulamaya konulmuştur. Türkiye'nin yarınlarında sığınmacı sorunu inşallah olmayacaktır. Bu sorun, çözüm iradesiyle buluşturularak demokratik ve demografik istikbalimizin güvenliği sağlanacaktır. Gerginlik çıkararak düşmanlığa yatırım yapanlar art niyetlidir.

Devletimizin bütün kurum ve kuruluşlarınca topyekûn seferberlik ilan edilen bir konu olan uyuşturucuyla etkili mücadelede önemli sonuçlar alınmaktadır. Ülkemizin kaçakçılık şebekelerine karşı yürüttüğü başarılı mücadele ve uyuşturucuların ülkemizi transit geçmesine müsamaha göstermeyen kararlı tutumu uluslararası alanda takdirle karşılanmaktadır. Uyuşturucu kaçakçılığının özellikle terör örgütlerinin en önemli finans kaynağı olduğu herkesçe bilinmektedir. Türkiye'yi uyuşturucu ticareti yapmakla suçlamak; Türk askerine, Türk polisine uyuşturucu ticaretiyle ilgili en hayâsız iftiraları atmak hainliktir, çok kirli bir FETÖ ağzıdır.

2021 yılında güvenlik güçlerince uyuşturucuyla mücadele kapsamında yapılan operasyon sayısı geçen yıldakine göre yüzde 35,5; yakalanan şüpheli sayısı ise yüzde 27,2 artmıştır. Bu yılın on aylık döneminde operasyon sayısı 200 bini, yakalanan şüpheli sayısı 255 bini aşmıştır. Başarıyla gerçekleştirilen operasyonlarla kaçakçılık şebekeleri çökertilmekte ve yüksek miktarda uyuşturucu maddeler ele geçirilmektedir. Suç işleme yöntemlerini sürekli değiştiren ve çeşitlendiren yasa dışı yapılarla mücadelede kapsamlı analiz yapmaya imkân tanıyan veri analizi ve görselleştirme platformu olan ASENA projesi 2021'de faaliyete geçirilmiştir. Güncel trendler doğrultusunda sürekli geliştirilebilen yapay zekâ formatında bir yazılım ağı olan ASENA tamamen yerli ve millî bir projedir.

Uyuşturucuyla mücadelede operasyonların yanı sıra uyuşturucu kullanımının engellenmesine yönelik çalışmalara da ağırlık verilmektedir. Uyuşturucu madde kullanımının evlerden sonra en fazla metruk binalarda olması nedeniyle bu binaların yıkım ve ıslah çalışmaları yapılmaktadır. Ülke genelinde tespit edilen 100 binin üzerindeki metruk bina yıkılmakta ya da binanın metrukluk özelliği giderilmektedir.

Uyuşturucuyla mücadelede şüphesiz ki en önemli unsurlardan biri de ailelerin bu mücadeleye destek olması, çocuklarına sahip çıkmasıdır. Bu bakımdan vatandaşların uyuşturucuyla mücadele konusunda bilinçlendirilmesi önemlidir. Bu kapsamda, uyuşturucu kullanımı konusunda farkındalık oluşturmak ve uyuşturucuya bağlı ölümleri önlemek amacıyla hayata geçirilen "En İyi Narkotik Polisi Anne" ve "Uyuma" uygulamaları kapsamında 1 milyonu aşkın anne ve anne adayına ulaşılmıştır.

Asayiş suçları kapsamında kişiye, mal varlığına, millete ve devlete, topluma karşı işlenen tüm suç türlerinin yüzde 89'u aydınlatılmıştır. 81 ilin tamamında ve 919 ilçede Kent Güvenlik Yönetim Sistemi kurulmuştur. Sistemde kameralar, plaka tanıma ve mobil plaka tanıma sistemleri bulunmaktadır. Vatandaşlarımızın asayiş hizmetlerinden memnuniyeti 2021 yılında yüzde 73,8'e çıkmıştır.

Ülkemiz jeopolitik ve coğrafi yapısı itibarıyla, tarihsel açıdan afetlerle hep iç içe olmuş bir ülkedir. Başta depremler olmak üzere sel, çığ, yangın gibi tabii afetlere sık sık maruz kalmıştır ve kalmaya da devam etmektedir. Afetlerin can kaybı yanında ekonomik kayıplarının minimize edilmesi ancak etkili bir afet yönetimi sisteminin varlığıyla gerçekleşebilir. Türkiye 1999'dan beri geliştirdiği afet yönetim modeliyle afet yönetiminde dünyadaki en başarılı ülkelerden biri hâline gelmiştir. AFAD afet yönetimini, afet öncesi, afet anı müdahale, afet sonrası iyileştirme olarak 3 aşamalı şekilde ele alan bir yaklaşımla ve küresel ölçekte bir başarıyla gerçekleştirmektedir.

Geçmişi koruyan, geleceğe değer katan bir anlayış esasıyla, odağına insanı alan nüfus ve vatandaşlık hizmetlerinin, günümüz şartlarında yenilikçi ve teknolojik yöntemlerle hizmet sunması önem arz etmektedir. Bu doğrultuda nüfus ve vatandaşlık işlemleri her geçen gün daha da kolaylaşmaktadır. Vatandaşlık başvurularının elektronik ortama aktarılmasıyla birlikte e-devlet kapısı üzerinden sunulan hizmet sayısı da giderek artmıştır.

İçişleri Bakanlığımızın 2023 yılı bütçesi bu yıla göre yüzde 41 artışla 248,2 milyar lira olarak öngörülmüştür. Bakanlık ve kurumlarımızın 2023 yılı bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum.