| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop'un; Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Komisyonu Arasında Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA III) Çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti'ne Yapılacak Birlik Mali Yardımının Uygulanmasına İlişkin Özel Düzenlemeler Hakkında Mali Çerçeve Ortaklık Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/4703) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 17 .11.2022 |
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Başkanım, ben de toplantımıza katılan bütün sayın milletvekillerimize, Dışişleri Bakan Yardımcımız ve ekibine hoş geldiniz diyorum.
Bakan Yardımcımız, hayırlı uğurlu olsun, Rabb'im mahcup etmesin.
Başkanım, ben aslında çok söz almayı düşünmemiştim ama hakikaten hem Aydın Bey'in söylediği bir konuda farklı düşündüğümü ve katılmadığımı söylemek adına hem de aslında bu Taksim'deki patlama, İstiklal'deki patlamanın sonrasında bu Gazi Meclisin çatısında farklı farklı partilerde olan insanların açıklamaları ve milletimize verdiği mesajlar açısından hakikaten şokta olduğumu söylemek için söz aldım. Yani nasıl insanlar bu saldırıyı bir terör kisvesinden çıkarmak, bu kadar bariz ortadayken bu katliamı yapan insanı aklamaya çalışmak, bu açıklamaları yapmak... Yani inanılmaz, şok yani gerçekten çok çok dehşet içinde açıklamaları okuyoruz, izliyoruz farklı partilerden.
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Kamuoyu vicdanı gerekli cevabı verecektir.
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Yani bu, hakikaten inanılmaz bir şey ya. Ya, yavrular öldü orada, insanların çocukları... Bebek arabası... Yani bu nasıl bir vicdandır? Ne diyeceksiniz buna peki "terör saldırısı" demeyip başka bir terim mi üreteceksiniz? Yani dış işlerinde çok engin tecrübeye sahip büyüklerimiz, uzun yıllar emek harcamış... Yeni bir terim, hani kelimeler konusunda çok becerikli olduğunu bildiğimiz büyüklerimiz -kendisi çok iyi biliyor yani ismini de söylemek, hizmet etmek adına- ne diyeceksiniz peki buna? Bu kişiye nasıl bir isim koyacaksın "terörist" yerine? Çok merak ediyorum hakikaten. Hakikaten, bir anne olarak gördüğüm o şeyleri asla unutamıyorum, okuduklarımla dehşet içindeyim, anlayamıyorum yani. Gerçekten çok kötü bir gidişat. Hem sol hem sağ, milliyetçi olarak anlatan insanların PKK'yı bu kadar, nasıl bir vicdanla aklamaya çalışmasını anlayamıyorum ama tarihe not düşülüyor, milletimiz de görüyor, o anlamda değerlendirmeyi onlar yapacaktır, havale ediyorum. Yani hiçbir şekilde yakıştıramıyorum, bunu söylemek istedim.
İkinci husus da Aydın Sezgin Bey'in söylediği ilişkiler topyekûn olumsuz yaklaşımı. Buna katılmamız mümkün değil çünkü burada çok çok önemli olumlu noktalar var. Bunları nasıl böyle bir anda atabiliriz? Yani Türkiye'nin bu kadar... Yani Fransa Cumhurbaşkanının bile Türkçe "tweet" atıp takdir ettiği tahıl koridorunda gösterdiği başarıyı görmezden gelmek nasıl bir akıl tutulmasıdır?
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Ya, bunun ne alakası var? Ya, bunun ne alakası var Hanımefendi? Ne alakası var benim söylediğimle?
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Hayır, Avrupa Birliğiyle ilgili...
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Sayın Sezgin, lütfen karşılıklı yapmayalım.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) -Yapmayalım ama hiç alakası yok Sayın Başkan yani.
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Ben oradan yola çıkarak farklı bir şey daha söyledim.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, o zaman siz müdahale edin.
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Söyleyebilirim burada çünkü açıkçası önceki konudan dolayı biraz dehşet içindeyim, yanlış anlamayın yani.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Hepimiz öyleyiz yani.
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Ne güzel, çok mutlu oldum sizin böyle düşünmenize. Ben bunları duymak isterim, ne güzel. Hepimiz konuşalım böyle, dile getirelim. Ben onun için söylemiyorum, diğer konudaki olumlu şeyleri de görmeniz adına söylüyorum yani.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Hanımefendi, burası iktidarın "fan club"ü değil. Bizim ne söyleyeceğimizi... Rica ederim...
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Kimin "fan club"ü?
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Rica ederim...
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Biz HDP'li vekilleri dinlerken kimin "fan club"ü?
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Sayın Sezgin, lütfen... Asuman Hanım...
DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Ama siz konuşurken...
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Saygı duyuyorum ama bizim muhalefet olarak iktidarın desteklenmesi gerektiğini sürekli hatırlatmanız...
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Aydın Bey...
DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Ama Aydın Bey, siz konuşurken sizi dinledi Aydın Bey.
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Derya Hanım, bir saniye.
Aydın Bey, bir saniye müsaade eder misiniz... Bir saniye müsaade eder misiniz...
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) - O da sizi eleştirebilir, Aydın Bey, o da sizi eleştirebilir. İktidar eleştirildiği gibi muhalefet de eleştirilebilir.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Tabii ki ama bizim ne söylememiz gerektiğini söylüyor.
AHMET BERAT ÇONKER (İstanbul) - Ne münasebet efendim.
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Aydın Bey, bir saniye... Bir saniyenizi rica ediyorum.
Berat Bey, lütfen, bir saniyenizi rica ediyorum.
Değerli arkadaşlar, şimdi, Asuman Hanım'ın çok rahatsız olduğu bir konu olmuş besbelli, bir ipucu da verdi aslında şeyle ilgili.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Ayıp değil mi sonuna...
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Bir saniye... Bir saniye...
Şimdi, başladığımız andan itibaren hiç kimse birbirinin sözüne herhangi bir şekilde müdahil olmadı. Bu noktada sizin de ne kadar dikkatli olduğunuzu bildiğim için Sayın Sezgin, sizden bu tavrınızın devamını rica ediyorum.
Ama Asuman Hanım, belki içiniz bu kadar dertlendi, farkındayım; bir de bir görev alanı işaret ettiniz -hani burada Büyükelçi olan birkaç arkadaş var- takdir sizindir tabii ama doğrudan şey yapmak isterseniz yanlış anlaşılma olmasın. Sanki Sayın Aydın Bey kendisiyle alakalı anladı gibi.
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Hayır, Sayın Erozan'ın açıklamasıyla ilgili konuştum. Tabii, kendisine de cevap verebilirim, burada herhâlde kendisi.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Dolayısıyla, karşılıklı olarak değil ama ne varsa da lütfen şey yapalım.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Ama bir şey söylemedi ki.
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Twitter'deki paylaşımıyla ilgili, öyle daha açık söyleyeyim.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Ha, tamam, anlaşıldı.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Kimin?
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Sayın Erozan'ın.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Yani ben anlayamadım da.
AHMET KAMİL EROZAN (Bursa) - Hayda!
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Size de laf geldi.
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Yani ben okumuşsunuzdur, görmüşsünüzdür diye... Hani bu işi çok dillendirmek de şey değil sadece şok yaşadığımı anlatmak istedim.
Ama yani Sayın Sezgin'le birlikte seyahatler yaptık, çok da hoş tarzınız var. Yani bilmiyorum, çok konuşan bir vekil değilim, belki de tecrübe olarak kendimi çok yeterli görmediğim zamanlar oluyordur. Bu şekilde müdahaleniz de yani bence çok doğru değil. Herkes her şeyi, istediğini konuşuyor burada. Belki Başkanımın dediği gibi, hakikaten biraz duygusal, biraz tepkisel konuşmuş olabilirim ama...
BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - O da hakkınız, Aydın Bey de onu zaten anlayışla karşılar.
ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Tamam, teşekkür ederim Başkanım, sağ olun.