| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 16 .11.2022 |
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım teşekkür ederim.
Sayın Bakanı, burada bulunan bütün bürokratları, misafirleri, milletvekillerini ve salonda bulunan herkesi, saygıyla selamlamak istiyorum.
AK PARTİ'nin son yirmi yıldaki iktidarları döneminde enerji politikalarını şöyle bir vatandaş, biraz bu meseleleri okuma gayretinde olan bir insan olarak okuyup anlayıp anlamlandırmaya çalıştığımda şöyle başlıklar canlanıyor zihnimde: Bir diyorum; kaynakların tespiti ve ekonomiye kazandırılması noktasında değerleri ve doğayı koruyarak çevreci bir mantıkla kazandırılması noktasında; iki, üretimin ekosisteminin oluşturulup üretimi artırmak, üretimi ve tüketimi tabana yaymak ve çeşitlendirme konusunda bir gayret, bir çaba görüyorum. Dağıtım ağını genişleterek ulaşmadığı yerleşim yeri, sektör ve fert bırakmama iddiasının
ortaya konulduğunu görüyorum, okuyorum. Küresel ve iklimsel risklere karşı, politik risklere karşı önlemleri almak için planlama yapan, depolama yapan, çeşitlendirme yapan bir öngörüye sahip bir anlayış, bir vizyon görüyorum. Ve aramak, aramaya devam etmek, yerli ve millî bir kapasiteyi inkişaf ettirme derdinde olan bir anlayış ve o anlayışın gayretini ve o gayretin ürünlerinin sonuçlarını görüyorum ve bugün bunu temsil eden bu ekibe, her birine, Bakan Bey'in liderliğinde teşekkür ediyorum; Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde.
Peki, neler yapmışız da ne olmuş, bu çerçevede biraz onların da belki -Bakan Bey bahsetti- altını çizmek lazım. 300'den aldığımız elektrik üretim tesis sayısını 11.300'e ve 100 bin megavatı aşan kurulu güce ulaşmışız ve bunun yaklaşık yüzde 50'sini yenilenebilir kaynaklardan elde eder hâle gelmişiz bu yöntemlerle. 6.800 megavattan aldığımız kömürden elde edilen gücü yaklaşık 11.500 megavata ulaştırmışız ve kömürde son üç yılda 21 milyar tona ulaşan bir rezerve ulaşmışız; bulmuşuz. Bu yıl işletmeye alınan santrallerin yüzde 94'ü de yenilenebilir kaynaklardan üretim yapacak. Yani yenilenebilir payımız maşallah her geçen gün bu dağılım içerisinde artarak gidiyor. Bu, bir güven demek. Sadece 5 şehirde 57 yerde 1,3 milyon aboneye ulaştırılmış olan doğal gazı, memleketin her yerinde ayrım yapmadan, "kim bize az oy vermiş, kim bize oy vermemiş" gibi bir sınırlandırmaya, bir kategoriye tabi tutmadan; hep bahsettiğiniz, altını çizdiğiniz o ayrıştırıcı dilde yer aldığı gibi mezhebe, etnik kökene, teninin rengine, aidiyetine bakmadan; gelir düzeyine bakmadan, insanları ve bölgeleri sınıflara ayırmadan 81 vilayetin her birine ve 670 yerleşim yerine ve yaklaşık 20 milyon aboneye ulaştırmışız. Ne olur, ne olmazı da düşünüp tükettiğimizin 20 katına kadar bir depolama hedefi ortaya koymuş, Tuz Gölü'nün altında, Silivri'de, denizlerde bugün tamamlanacak kapasitelerle beraber 10 milyar metreküp kapasiteyi aşacak depolama alanları kurup genişletmişiz. "Maşallah bu akla, maşallah!" denir. 37 bin varilden 65 bin varile getirdiğimiz üretimin yanında 223 milyon varile eş değer rezerv bulmuşuz arkadaşlar. Sevinmez misiniz buna?
Peki, bu sağlanan başarılarla -daha birçok şey var da çok teferruatına girmeyelim, zaman yok- ne olmuş, ne olmuşuz? Hep Türkiye'yi liglerden liglere alıyorsunuz; "Yok, bilmem nerede kaçıncıyız; yok, sonuncuyuz." "Sefalet Endeksi'nde şöyleyiz" "Enerji krizinde böyleyiz..." Bakın, ne olmuş? Yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa'da 5'inci, dünyada 12'nci sıraya gelmişiz. Hidroelektrik enerji kurulu gücünde Avrupa'da 2'nci, dünyada 9'uncu sıraya gelmişiz. Jeotermal enerji kurulu gücünde Avrupa'da 1'inci, dünyada 4'üncü sıraya yerleşmişiz. Rüzgârdan enerji kurulu gücünde Avrupa'da 7'nci, dünyada 12'nci sıraya gelmişiz. Güneşten enerji kurulu gücünde Avrupa'da 8'inci, dünyada 16'ncı sıraya gelmişiz. Ne iyi etmişiz de gelmişiz ya! Yeter mi? Yetmez. Biz, az önce dediler ya "Geçmiş ile bugünü, otuz yıl öncesi ile bugünü..." Evet, kıyas edeceğiz, nereden alıp nereye getirdiğimizi söylemek bizim hakkımız kardeşim. Bunu biz başarmışız, biz! Ama yetinmiyoruz bununla, diyoruz ki daha ileriye gitmemiz lazım; 5'inciysek önümüzde 4'üncü, 3'üncü, 2'inci, 1'inci var, onları da geçmemiz lazım; bir konuda 12'nciysek onu da aşmamız, onu da geçmemiz lazım diyoruz. Aramaya devam ediyoruz, sondaja devam ediyoruz, tesis kurmaya devam ediyoruz, özel sektörü heyecanımıza katmaya devam ediyoruz, teşvik etmeye devam ediyoruz, depolamayı arttırmaya, daha kaliteli, daha nitelikli enerjiyi üretmenin, sağlamanın ve insanımıza, sanayimize sunmanın gayreti içerisindeyiz. Bunlarla avunmuyoruz. Evet, söylüyoruz ama avunmuyoruz, yeter, bıraktık işi, bundan sonra biz uğraşmayacağız demiyoruz; daha çok heyecanımız var, çok ileriye taşıyacağız.
Siz niye sevinemiyorsunuz peki arkadaşlar, neden sevinemiyorsunuz, nedir ya sizin derdiniz? Ya, bu ülke sizin ülkeniz ya! Bu Bakanlık sizin Bakanlığınız, bu yapılanları sizin devletiniz yaptı, sizin devletiniz! Evet, biz yönetiyoruz ama devlet hepimizin devleti ya; bir gururlanalım, bir övünelim.
Bugün, konuşmacılar Avrupa'yı öve öve bitiremediler, sayın hatip, Avrupa'da enerji yakıt çekleri verildiğinden bahsetti. O öve bitirilemeyen Avrupa'da, Almanya'da bir tanıdığınız varsa Allah aşkına arayın, sorun; motorinin pompa fiyatı 2,33 euro. Ne yapar? 45,5 TL yuvarlama rakam. Biz kaça satıyoruz pompada? 24,90 küsur yeni düştü 26 küsurdu 25'e düştü.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Ayda 60 bin lira kazanıyorlar.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Adam bin litre alabiliyor.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ya, siz ne çekinden bahsediyorsunuz ya! Biz kaynağında indirim yapmışız kardeşim, kaynağında. Ya, siz çekten bahsediyorsunuz, şaşırmamak, hayret etmemek "Ya, ne diyor bunlar?" dememek elde değil, "Ne diyor bunlar?" dememek elde değil. Sevinin diyoruz ya, sevinin.
2 tane sismik gemimizle, 4 tane sondaj gemimizle dünyada çok az ülkeye nasip olmuş gücümüzle, kendi araçlarımızla, kendi mühendislerimizle -Allah'a sonsuz şükürler olsun- kendi irademizle, irademizle, kendi irademizle gaz arıyoruz kardeşim, gaz arıyoruz.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Kesinlikle, bravo!
ORHAN YEGİN (Ankara) - "Bulanlar arayanlardır." diyoruz. Geçmişte kiralamaya verilen paraları... Sayın Sındır, gülmeyin.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sana ne gülmemden...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Bakın, geçmişte o gemilerin kiralanmasına verilen paralar kadar paralarla satın aldığımız, daha yüksek teknolojiye sahip gemilerle arıyoruz o gazları. Sayın Sındır, gülmeyin Allah aşkına ya!
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sana ne, belki başka bir şeye gülüyorum.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Çok komiksiniz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Gururlanın, göğsünüzü gere gere söyleyin bunları, Allah aşkına ya! Allah'ınızı severseniz ya!
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Türkiye'nin başarılarıyla gurur duyun.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayenizde gülmeyi unuttuk.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Allah'ınızı severseniz ya! Bakın, 40 dolardı pandemiden önce petrolün varil fiyatı bugün 95 dolara gelmiş.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - 130 dolardan düştü.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Bugün 95 dolara gelmiş, 130'ları da gördü. Doğal gazın metreküpü 0.11 centti, bugün metreküpü 3 doları aşmış; kömürün tonu 50 dolardan 500 doları zorlamış. Biz, kullandığı doğal gazın yüzde 99'unu ithal eden, kullandığı petrolün yüzde 92'sini ithal eden bir ülkede, vatandaşın faturasını gazda yüzde 75 sübvanse eden bir uygulama hayata geçirmişiz, yüzde 50 enerjide. Beğenmiyorsunuz ya, çekten bahsediyorsunuz, Allah aşkına ya! Ya, ey muhalefet Allah aşkına ya! Seviyoruz sizleri ya.
TACETTİN BAYIR (İzmir) - Bizde sizi seviyoruz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Siz de bu ülkenin insanlarısınız; Allah aşkına, Allah aşkına ya!
BEDRİ SERTER (İzmir) - Geçen sene 100 lira ödüyorsun, bu sene 400 lira, ona ne diyeceğiz?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Siz de bu ülkenin garip muhalefetisiniz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, bak, onlar Avrupa'ya övgü düzmeye devam etsinler Cemal ağabey, bırak övgü düzsünler. Tabii, şimdi ne diyecekler? "Çek" diyecekler, yok onu diyecekler, bunu diyecekler; bir ellerinde TRT payı vardı geçen sene Sayın Bakanım.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bir de enerji fonu.
ORHAN YEGİN (Ankara) - TRT payını da kaldırdık, bir şey kalmadı, ne desin adamlar? Avrupa'daki çekten, oradan, buradan bahsedecekler.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, bugün bir yenisini eklediler: Ay'ın yakınlığından, meteorların enerji gücünden... Ya, la ilahe illallah, bulduğumuz gaza inanmadınız, "Togg'u yapıyoruz." dedik inanmadınız, "Banttan indiriyoruz, gelin." dedik, gelmediniz; "Oradaki üretim bantları başka ülkelerden görüntüler." dediniz. Şimdi, Astronot yetiştirme programına adam gönderdik desek "Kimi zengin etmek için hangi yandaşı gönderdiniz?" dersiniz, mantık böyle çalışıyor. Neyi konuşacağız, neyi planlayacağız, neyi anlatacağız size? (Gürültüler)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, son cümlenizi alalım, bitti süremiz bitti. Keşke süre olsa daha çok konuşsanız.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, ya bir dakikayla bu kadar işin zekâtı anlatılmaz. Başkanım sen "Son cümle alalım." diyorsun.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Başka vesilelerle inşallah.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Bitiriyorum son cümle.
Çok iş var ama Ekrem Çelebi yokken Ağrı'da gaz yoktu ya, siz ne konuşuyorsunuz ya!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümleyi alalım artık.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, bakın, o işin latifesi tabii, Başkanım, belki söz alır diye Ekrem ağabeye bir sataşayım dedim.
Bak, bir şey söyleyeceğim, bu mantalitede olan varsa bu lafı o üstüne alınsın ben hepinizi kastederek söylemiyorum: Niye sevinemiyorsunuz biliyor musunuz? Çünkü sizin beğenmedikleriniz "köylü" "takunyalı" "göbeğini kaşıyan" "dağdaki çoban" ve benzeri cümlelerle aşağıladığınız insanların ve o insanların çocuklarının, o seçmenlerin evlatlarının yönettiği ülke bunları başardığı için sevinemiyorsunuz; bütün mesele bu.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bravo!
BEDRİ SERTER (İzmir) - Bu ayıp oldu.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Yoksa bunlar hepimizin gurur duyacağı işler. Sevinin arkadaşlar, başlar yüksekte; yarın elbet bizim, elbet bizimdir, sevinin; hep beraber keşke el ele versek.
Saygılar.