KOMİSYON KONUŞMASI

SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, çok kıymetli milletvekillerimiz; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Adalet Bakanlığımızın 2023 yılı merkezî yönetim bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.

Tabii, ben de konuşmaları dinledim, genelde hukukçu arkadaşlarımızın konuşmaları oldu. Ancak üzülerek ifade etmek isterim ki burada konuşmalarda birçok milletvekili, münferit davalar üzerinden, beğenmediği yargı kararları üzerinden âdeta yeniden yargılama istercesine ve Adalet Bakanını bu manada göreve çağırırcasına ifadeler kullanarak konuşma yaptılar. Bunun doğru bir üslup olduğunu düşünmüyorum, burası Plan ve Bütçe Komisyonudur, Komisyon da gündemine hâkim bir şekilde çalışmalarını yapmaktadır. Ve şunu ifade etmeliyim ki biz, sizin yargınızı biliyoruz; biz, sizin yargıdan neyi amaçladığınızı, neyi kastettiğinizi biliyoruz.

CAVİT ARI (Antalya) - Mesela?

SALİH CORA (Trabzon) - Meselası çoktur.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Cavit Bey, size söz vereceğim, fikirlerinizi söylersiniz. Böyle karşılıklı usulümüz yok, rica ediyorum.

SALİH CORA (Trabzon) - Bu ülkenin vatandaşlarını önce idam eden sonra da yargılama yapan İstiklal Mahkemelerini özlediğinizi biliyoruz.

CAVİT ARI (Antalya) - Bırak, Allah aşkına ya!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Söz alacak sözcüleriniz ifade ederler. Buradan ne sözler söylendi yani karşılıklı ifade edilecek.

SALİH CORA (Trabzon) - Yine, bu ülkede yalanlarla, dolanlarla bu ülkenin, bu milletin iradesini temsil eden Başvekilimiz Adnan Menderes'i nasıl idam ettiğinizi ve onu idam ederken "Hangi maddeden yargılanıyorum?" diye sorduğunda "Bunu bana değil, sizi buraya tıkan iradeye sorun." diyen bir yargıyı özlediğinizi çok iyi bir şekilde fark ediyoruz. (CHP sıralarından gürültüler)

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Menderes'in en çok sevdiği yargıçtı Salim Başol!

SALİH CORA (Trabzon) - Aynı şekilde bunu 17-25 Aralıkta aynı yalanlarla, aynı dolanlarla yapmaya çalıştınız ama yine buna yargının içerisindeki şerefli yargıçlar müsaade etmemiştir. (CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, söz vereceğim size. Cevabınızı verirsiniz o zaman.

SALİH CORA (Trabzon) - Sizin, sırf kılık kıyafetten dolayı yargısız infaz yapan 28 Şubat yargıçlarını özlediğinizi çok iyi biliyoruz. (CHP sıralarından gürültüler)

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ne oldu, ne oldu canınız mı sıkıldı?

SALİH CORA (Trabzon) - Hâkimin önünde düğmesini ilikleyen siyasetçileri özlediğinizi, aynı şekilde cübbesini askerin karşısında ilikleyen, Batı Çalışma Grubu tarafından davet edildiğinde brifinglere koşa koşa gelen yargıçları özlediğinizi biliyoruz.

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Ne yaptıysanız onu anlatıyorsunuz.

SALİH CORA (Trabzon) - Bugün sizin adli yıl açılışı nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gelen yargıçlardan rahatsız olduğunuzu biliyoruz. (CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, demokrasi tahammül rejimidir, farklı fikirlere tahammül edeceksiniz. Sırası geldiğinde siz de fikirlerinizi söyleyeceksiniz. Bu taraftan ne sözler söylendi yani, lütfen.

SALİH CORA (Trabzon) - Yine, "kayıp trilyon" gibi safsatayla kendisine siyasi yasak ve hapis cezası getiren merhum Erbakan hakkında karar veren bir yargıyı da özlediğinizi çok iyi biliyoruz. Sırf şiir okuduğu için, yargı mercilerine "ahmaklar" diye hakaret etmeyen, sırf şiir okuduğu için belediye başkanlığından alınıp hapis cezasına çarptırılan "Muhtar bile olamaz." diye halay çektiğiniz bir yargıyı özlediğinizi çok iyi biliyoruz.

Yine, çok iyi biliyoruz ki siz, 367 garabetine imza atacak yargıçları özlediniz. Onlarla beraber yargısal aktivizmi hayata geçirecek bir Anayasa Mahkemesini hayal ettiğinizi biliyoruz. Asparagas haberlerle, internette dolaşan belgelerle bir siyasi partiye kapatma davası açan bir yargıyı mı bekliyorsunuz? Böyle bir yargı mı daha çok güven veren bir yargıdır? Böyle bir adalet mi daha çok güven veren bir adalettir?

Değerli arkadaşlar, bu yargıya her şeyden evvel biz müteşekkir olmalıyız. Bu yargı, 15 Temmuzda darbecilere karşı şerefli bir duruş ortaya koyan ve darbeye ilk müdahale eden, darbecileri yargılayan, hukuk nezdinde hesap soran bir yargıdır. Öyle, 17 yaşındaki bir kişinin yaşını 18'e büyüterek ve "Bir sağdan, bir soldan." diyerek cezaevlerine doldurarak yargılama yapan dönemleri özlediğinizi biliyoruz. Bunları değil, darbecileri yargılayan bir yargıyı istiyoruz ve bu yargı da şu anda mukimdir, vardır. Öyle mahkeme koridorlarında mahkemeleri basarak, mahkemelere talimat vererek bu şekilde çözüm yoluna ulaşamazsınız. Talimatlı yargının kim olduğunu, yargının kimlerin arka bahçesi olarak kullanıldığını geçmişte aziz milletimiz çok iyi biliyor. (CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, herkes sırası geldiğinde fikrini söyleyecek.

SALİH CORA (Trabzon) - Değerli milletvekilleri, hukuk devletinin inşası noktasında önemli çalışmalar yaptık. Bakın, şu anda siz, Adalet Bakanının gözünün içine bakıyorsunuz. Diyorsunuz ki: "Bu davada niye sessiz kaldınız?" Ama sizin döneminizde Adalet Bakanının cumhuriyet savcılarına kamu davası açması noktasında talimat verme yetkisi vardı; biz bunu kaldırdık, Hâkim ve Savcılar Kuruluna idari ve mali özerklikler getirdik ve bundan dolayı sizin istediğiniz gibi istediğiniz davalara müdahale etmenizin önü kapandığı için rahatsızlık duyduğunuzu biliyoruz.

Anayasa Mahkemesi üyelerinin ilk defa halkın seçtiği Cumhurbaşkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerince seçilme usulünü benimseyerek yine hukuk devletinde demokratik meşruiyeti kazandıran önemli bir açılım sağladık. Benzer şekilde, Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulunu da yeniden yapılandırdık. Bu ülkede Cumhurbaşkanının hiçbir siyasi sorumluluğu yoktu önceden, sadece vatana ihanet suçundan yargılanabiliyordu. Şimdi, yaptığımız düzenlemelerle Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu istisnasız bir şekilde sağlanmıştır. Cumhurbaşkanının daha önce resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dâhil hiçbir merciye müracaat imkânı yokken şu anda yeni düzenlemelerle beraber bunları kaldırdık ve Cumhurbaşkanının işlemlerine, aldığı kararlara karşı yargı yolunu açtık; işte, hukuk devletini inşa etmenin yolları budur. Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemlere ve diğer kararlarına karşı yargı yolu yine AK PARTİ döneminde açılmıştır. HSK'nin meslekten çıkarma kararlarının önünde yargıya başvuru engeli kaldırıldı. İşkenceyle alakalı birçok iddialar ortaya atıldı. İşkencede zaman aşımını kaldıran iktidar, AK PARTİ iktidarıdır. Adli sicil kararlarında, arşiv kayıtları seksen yılda siliniyordu; bu muydu adalette hızlı kararlar alabilmek, milletin adalete erişimini sağlamak? Bunların kaldırılması yine AK PARTİ döneminde olmuştur. Adalete hizmetlerde memnuniyet oranı şu anda yüksektir. Bu, bütün Avrupa'daki veya Türkiye'deki veya başka yerdeki kuruluşların ifadelerinden, raporlarından ortaya çıkıyor. Zaten bunu yargı reformu paketlerinde ortaya koyduk. Seri yargılama usulü, basit yargılama usulü, ara buluculuk, uzlaşma, e-tebligat, e-duruşma gibi birçok işlemlerimizle beraber yıllardır konuşulan istinafın hayata geçirilmesiyle beraber; hâkim, savcı sayısı, personel sayısı, yeni adliye binalarının hayata geçirilmesiyle beraber hakikaten çok ciddi anlamda yol alınmış durumda ve bu da yargıdaki yükü ciddi derecede hafifletmiştir.

Değerli arkadaşlar, şunu ifade etmek istiyorum: Cumhurbaşkanına hakaret nedeniyle açılan davalardan bahsediliyor. Peki, niye siz araştırmıyorsunuz, Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı yapılan hakaretlerden dolayı kaç tane dava açıldı? Meral Akşener'e karşı hakaretlerden dolayı kaç tane dava açıldı? Kaç tane şehit yakını, gazi bu nedenle yargılanıyor? Bunlar hiçbir şekilde mevzu olmuyor ama Cumhurbaşkanına karşı hakaretler üzerinden açılan, resen açılan kamu davaları üzerinden yargıyı eleştirmenizi, yargıya hakaret etmenizi doğru bulmuyorum. Aynı şekilde, maalesef ki firari bir müfterinin iftiralarına dayanarak organize suç örgütü liderinin yaptığı iftiralar üzerinden burada siyaset üretilmesini çok büyük bir acizlik olarak değerlendiriyorum. Yani şunu söylüyorsunuz, sürekli aynı şeylerin üzerinde tepinilip duruluyor.

Ya, Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı bu Mecliste şunu söyledi, dedi ki: "82 byLock'çu milletvekili var." Bütün milletvekilleri zan altında kalmadı mı? Niye çıkıp açıklayamadı bu byLock'çu vekilleri? Aynı şekilde sizin bir belediye başkanınız çıktı, dedi ki: "Amerika'dan maaş alan milletvekilleri var." Niye çıkıp bunun peşine düşmediniz?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - 10 bin doları alanın peşine düştük.

SALİH CORA (Trabzon) - Yine, bir şekilde Kemal Kılıçdaroğlu'na dayandırılarak bir gazetede şöyle bir ifade çıktı: "Saraydan para alarak parti kurmaya çalışan Cumhuriyet Halk Partili biri var." dediler.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - 10 bin doları alanın peşine düştük.

SALİH CORA (Trabzon) - Niye bunun arkasından, bütün milletvekillerinin töhmet altında kaldığı... Sizleri töhmet altında bıraktılar, niye çıkıp açıklamıyorsunuz? Niye gidip bunun üzerine gitmiyorsunuz?

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Siz açıklayacaksınız ya!

CAVİT ARI (Antalya) - Sen açıkla o zaman kardeşim. Sen zan altında bırakma.

SALİH CORA (Trabzon) - Milletvekilinin hukukunu burada niye düşünmüyorsunuz? Arkadaşlar, bunlara dikkat etmemiz gerekiyor.

Şunu da ifade etmeliyim: Burada, Türk Tabipleri Birliği Başkanının yaptığı açıklamayı hiçbir şekilde fikir ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmek mümkün değildir. Onun yaptığı açıklama açıkça vatana ihanet suçudur, açıkça Türkiye'yi bir savaş suçlusu hükûmet ve devlet konumuna sokmak için yapılan bir açıklamadır. Buna müsaade edilmesi söz konusu değildir. Buna herkes tarafından yani sağduyulu Cumhuriyet Halk Partililer tarafından bile tepki konulması gerekiyor. Kimyasal silah kullanıldığı bir iftira olarak hiçbir delil yokken, hiçbir belge yokken, tamamen başkasının yapmış olduğu suflelerle beraber bunu, bu iddiaları ortaya koymayı sadece Türk Silahlı Kuvvetlerine bir hakaret değil, cumhuriyetimize, Türkiye Cumhuriyeti devletine açıkça bir saldırı olarak değerlendiriyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız...

SALİH CORA (Trabzon) - Değerli Başkanım, sözlerimin sonunda şunu da ifade etmek istiyorum: Ben aslında Kişisel Verileri Koruma Kurumu üzerine konuşacaktım ama yapılan konuşmaların ardından böyle bir konuşma gerçekleşti.

Kişisel Verileri Koruma Kurumu her geçen gün kurumsallığını artırmaktadır; ulusal ve uluslararası birçok etkinliği ortaya koymakta ve her geçen gün bu alanda güçlü bir otorite olma özelliğini korumaktadır. Başarıların devamını diliyorum.

Değerli Bakanım, bütçeniz hayırlı ve uğurlu olsun. Sağlık, sıhhat ve başarı diliyorum.