UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, on dakikadan başlatın da ben kısaltabildiğim kadar kısaltayım. Öbür türlü telaş yapıyorum, söyleyeceklerimi unutuyorum.

Sayın Başkanım, çok kıymetli Bakanım, değerli Bakan Yardımcılarım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım, çok değerli bürokratlarımız, basınımızın değerli temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce bütçemizin hayırlı olmasını, uğurlu olmasını, her kuruşunun bereketli olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum.

Evet, bütçeleri değerlendirirken her zaman ifade ettiğim gibi, sadece bugüne bakarak bütçeler değerlendirilmez; bugünkü rakamlara bakarak bütçelerin büyüklüğünü, küçüklüğünü değerlendirirsek doğru, isabetli bir analiz yapmış olamayız diye düşünüyorum. Bütçeleri değerlendirirken Türkiye'nin dününe bakmak lazım, bugününe bakmak lazım, bunlarla yetinmiyoruz, bir de dünyaya bakmamız lazım. Dünya hangi süreçlerden geçmiş, Türkiye hangi süreçlerden geçmiş, bugünlere nasıl gelmişiz ve bunlara gelirken de bu rakamları nasıl oluşturmuşuz, bu rakamlar niye böyle oluşmuş diye bakmamız lazım.

Evet, önce ben Türkiye'nin dününe bakmak istiyorum. Türkiye'nin dününe baktığımızda -Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın- önceleri -hepinizin de sözlerine başlarken- SSK vardı mesela, SSK, Sosyal Sigortalar Kurumu. Şimdi, bunlarda ne vardı? Ben mali müşavirim, hiç unutamıyorum, illerde SSK binaları vardı, bizler oraya giderdik. Niye giderdik? SSK bildirgelerini götürürdük. Niye giderdik? Sağlık karnesi çıkarmaya giderdik. BAĞ-KUR binaları vardı, BAĞ-KUR binalarına niye giderdik? Sağlık karnelerini vize ettirmeye giderdik. Yani her ay mali müşavirler mütemadiyen -müşavirlik yapan arkadaşlar bilirler- her hafta haftanın bir günü bir elemanımızı buralara gönderirdik. Sıraya girerlerdi, bir günümüz yok olurdu. Her ilde bunlar vardı, ilçelerde yoktu ama bugün baktığımızda Allah'a hamdolsun, artık... Ve fiziki yapılarını da bir gözünüzün önüne getirin, hani Türkiye'nin dününe bakacağız... İşte "Şu dönem ile bu dönemi kıyaslayalım." derken "vicdanlı" diyoruz ya hani, işte "Bütçe, vicdanlı olması lazım." Öncelikle, bütçeler de vicdanlı olsun ama bizlerin de vicdanlı olması lazım gelir diye düşünüyorum. Yani dünkü o binalara bakın, bugünkü binalara bakın ve bugün artık hemen hemen her ilçemizde -nüfusları yeterliyse- yüzde 90'ın üzerinde ilçelerimizde sosyal güvenlik binalarımız vatandaşlarımıza hizmet vermektedir. Artık "sağlık karnesi" diye bir şey kalmadı değerli arkadaşlar. Bu yüklerden bizi kim kurtardı? AK PARTİ hükûmetleri kurtardı. Buradan tabii ki teşekkür etmemiz lazım değerli arkadaşlar.

Evet, şimdi, "SSK'li çalışanın yanındayız, emekçinin yanındayız, emekçiler bizim baş tacımız, alın terlerine önem veriyoruz." diyoruz ya, şimdi dün ile bugünü kıyaslarken arkadaşlarımız emekçinin nasıl yanındaydık? SSK'li bir hasta, SSK'li, sigortalı eğer olabildiyse...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Allah sizden razı olsun!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yoktu, hiçbir şey yoktu...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tabii, tabii...

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Bilgisayarı da o zaman siz buldunuz!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, son konuşma tamamlansın da sorulara geçelim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - ...sigortalı çalışan olabildiyse hastaneye gidip muayene olması lazım. Nasıl gidecek muayene olacak? Bir defa bir sağlık karnesinin olması lazım. Sağlık karnesini tamamladı, gidip sıra bulacak, şudur budur. Yani devlet hastanesinde muayene olabilir mi SSK'liler? Olamaz. Üniversite hastanesine gidebilir mi?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sandalla gidiyorduk, Allah sizden razı olsun!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Vallahi şimdi anlattığımız zaman gülüyoruz ya, komik değil mi yani bunları Türkiye yaşadı mı, benim yaşımdaki herkes? Yaşadı. Şimdi, bunları gençlere anlatsak aynı sizin gibi gençler de gülebilirler bunlara ama Türkiye buralardan geçerek geldi. Mesela SSK'li emekçimizin...

BURHANETTİN BULUT (Adana) - Yine öyle.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Emekçilerimiz bizim baş tacı... Hastanelerin hâli buydu arkadaşlar.

CAVİT ARI (Antalya) - Yine öyle, yine öyle, yine aynısı.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi fazla zamanınızı almak istemiyorum.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Şimdi daha kötü, daha da kötü.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bu gibi durumlardan arkadaşlar, bakın...

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - O kuyruklardan daha fazlası var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, müdahale etmeyelim hatibe lütfen, tamamlasın, rica ediyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - ...bu gibi durumlardan nereye geldi Türkiye? Bunları biz yaşadık, bunları biz yaşadık, bunlar hikâye değil, masal değil.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Hastalara sor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, farklı fikirlere tahammülle dinleyeceğiz, hepimiz aynısı yapıyoruz, rica ediyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, bakınız, burada ne yazıyor? "Ölüsü de rehin, dirisi de rehin."

VELİ AĞBABA (Malatya) - Tuzun kuru Aydemir.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bakın, bunlar gerçek mi? "Ölüsü de rehin, dirisi de rehin." Bakın, manşet bunlar, manşet. Bugün değerli arkadaşlar ama şimdiki fotoğraflara bakın, şimdiki fotoğraflara bakalım arkadaşlar.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Şimdi daha kötü, aynısı, haberin yok mu?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bakın, şimdiki fotoğraflara bakın. Evet, şimdiki fotoğraflara bakın ve ondan sonra nereden nereye geldiğimizi bir tahayyül edin. Hayır, gözlerinizi kapatın, düşünün ve önce Allah'a şükredin Allah'ım bugünleri bize gösterdin diye ve Tayyip Erdoğan'a teşekkür edin, bakanlarımıza teşekkür edin.

(Gürültüler)

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çok zor değil teşekkür etmek, zorlamayın kendinizi bakınız arkadaşlar...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Eskiden kolonya yoktu!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, bu kadar tepki gösterecek bir şey yok, dinleyelim, herkes fikrini söyleyecek; bir hakaret yok, fikirlerini söylüyor.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Eskiden çocuğunu muayene ettirebilmek için, bakınız, vatandaşlar başkasının sigorta karnesinden faydalanıyorlardı. Ama bugün baktığımızda 18 yaşına kadar herkes bedava muayene oluyor mu? Zengini, fakiri, işçisi, bedava, 1 lira para vermeden 18 yaşına kadar muayene olabiliyor muyuz arkadaşlar?

AYLİN CESUR (Isparta) - Teknik bir Komisyon burası.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Covid-19 süreci geçirdik. Dünyaya bakın, dünya hastanelerine bir bakın, sağlık sistemine bakın, bir de Türkiye sağlık sistemine bakın ondan sonra eleştirin Türkiye'yi.

CAVİT ARI (Antalya) - 5 maskeyi dağıtamadınız.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ondan sonra eleştirin ama bunları görmeden "Efendim asgari ücret 5.500 lira, enflasyon var, alım gücümüz zayıfladı, Almanya'da bu kadar euro, Türkiye'de niye böyle değil?" derseniz hata yaparsınız, doğru sonuca varamazsınız. Niye varamazsınız değerli arkadaşlar? Küresel ekonomi daralmış, dünya 2020 yılında yüzde 3,4 daralmış, emtia fiyatları artmış, enflasyon olmuş, pahalılık olmuş, pahalılık artmış.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Almanya bizi kıskanıyor(!)

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hangi ülkeye bakarsanız bakın, satın alma gücü paritesi bakımından Türkiye'nin dünyada 11'inci, Avrupa'da 4'üncü olduğunu niye söylemiyorsunuz? Niye söyleyemiyorsunuz? Söyleyemezsiniz.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Bunu vatandaşa anlatsana, bir de sen onu vatandaşa anlatsana.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Efendim biz işçilerden yanayız. Covid-19 sürecinde bütün dünya ülkeleri istihdamını düşürürken işsizlik artarken ama Türkiye'de işsizlik oranı değerli arkadaşlarım, bakın artmadı, işçi çıkartmadı fabrikalarımız. Niye çıkartmadılar? Kısa çalışma ödeneği sağladık. Kime sağladık? 3,8 milyon çalışanımıza 36,7 milyar lira sağladık. Nakdî ücret desteği sağladık. Kime sağladık? 3 milyonu aşkın çalışanımıza 14 milyar lira destek sağladık. Kime sağladık değerli arkadaşlarım? Bakınız normalleşme desteği için 5,1 milyar lira destek sağladık. İşsizlik ödeneğini harekete geçirdik ve işçilerimizin, işverenlerimizin -ne yaptık- bundan faydalanmasını sağladık.

Efendim, "Niye işverenler faydalanıyor işsizlik ödeneğinden? Faydalanmaması lazım. 'Bu kimin hakkı?' İşçinin hakkı. İşçinin hakkını patronlara veriyorsunuz." diyenler de oldu. Bakınız, İşsizlik Sigortası Kanunu madde 48. Ne der madde 48'de?

VELİ AĞBABA (Malatya) - İstihdamı artırmak için...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "İstihdamı artırıcı ve koruyucu tedbirler almak ve uygulamak için bu işsizlik ödeneği kullanılabilir." Eğer işveren dükkânını kapatırsa bu işçiler nerede çalışır? Kimin yanında çalışır? Ne yapabilir? İş bulabilir mi? Bulamaz. Dolayısıyla değerli arkadaşlar, işsizlik ödeneğini de doğru şekilde kullanmıştır Hükûmetimiz ve yüzde 9,8 oranına kadar -değerli arkadaşlar ne yapmıştır- işsizlik oranını düşürmüştür. 31 milyon istihdam sağladık, bu sayede sağladık; bu aktif, dinamik almış olduğumuz kararlar sayesinde sağladık.

Evet, bazı arkadaşlarımız da şunu söyledi: "Asgari ücretten ve asgari ücret kadar gelir elde eden vatandaşlarımızdan vergiyi kaldırdınız; amma dua edin CHP var. Mücadele ettik, mücadele ettik bu Kanun uygulandı."

CAVİT ARI (Antalya) - Anayasa Mahkemesi kararını hukuka uygun uygulamadınız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Cavit Bey...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi ben bir seçmen olsam şunu soruyorum...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Her şey mükemmel(!)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, lütfen.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ey CHP, bütün ömrünüz boyunca bir tek bu asgari ücretten vergi kalksın diye mi mücadele ettiniz? Madem gücünüz var, madem kanunu çıkartabiliyorsunuz, madem yetkiniz var, bak, demek ki mücadele ettiğiniz zaman oluyormuş. "Bugüne kadar yıllardan beri neden bu mücadeleyi yapmadınız da bizim talep ettiğimiz kanunları çıkarmadınız." derse...

CAVİT ARI (Antalya) - Çok yaptık.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Çok mücadele ettik.

CAVİT ARI (Antalya) - Anayasa Mahkemesi kararını getirip hukuka uygun uygulamadınız.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bak, tüyo veriyorum Sayın Arı.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, lütfen dinleyelim.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Her zaman söyledik, hiçbir zaman duymadınız.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bir daha bunu kullanma; cevap veremezsiniz, altında kalırsınız, kalkamazsınız.

CAVİT ARI (Antalya) - Anayasa Mahkemesi kararını uygulamadınız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Cavit Bey...

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Kulaklarınızı kontrol ettirin, duymuyorsunuz!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, soru sormadan fikrimizi ifade edelim, soru sormayalım karşılıklı.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Uğur Aydemir, soruyor.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kaldı ki CHP veya bir başka parti veya a, b, c partileri önce seçmene hangi sözü verdilerse onların ne kadarını tutmuşlar -yerel seçimler olabilir, başka işler olabilir- buralarda ne kadar sözlerini tutmuşlar kendilerini bir çek etsinler.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Biz her şeyi yapıyoruz.

CAVİT ARI (Antalya) - Çok yaptık.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, bir hakaret yok, fikirlerini söylüyor, katılmayabilirsiniz; herkes fikrini söyleyecek, demokratik bir ortamda tahammül edeceğiz farklı fikirlere, rica ediyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Diğer bir konu: Sosyal Güvenlik Kurumu açığına değinmek istiyorum Sayın Başkan. Sosyal Güvenlik Kurumu açığının 2002 yılında gayrisafi millî hasılaya oranı yüzde eksi 2,2.

CAVİT ARI (Antalya) - Şimdiye kadar doğruluğunu...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Cavit Bey, biraz abartmadınız mı ya! Yeter! Lütfen...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bugün yüzde kaç? Yüzde eksi 0,66. Bakınız yani niye bu rakamları veriyorum? Bugün Sosyal Güvenlik Kurumunun açığı 88 milyar lira, yüzde eksi 0,66. Eğer biz de 2002'deki gibi gayrisafi millî hasılanın yüzde eksi 2,2'si kadar açık vermiş olsaydık bugün Türkiye'nin, değerli kardeşlerim, SGK'nin açığı 295 milyar lira olacaktı. Yani 88 milyar nere, 295 milyar lira nere?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Devlet katkısını söyle.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bunları, değerli arkadaşlar, bilmemiz lazım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Son cümlem Sayın Başkanım.

Biz dar gelirlinin yanında mıyız, değil miyiz?

CAVİT ARI (Antalya) - Değilsiniz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ben "Asgari ücrete ne kadar zam yaptık? Şunlara..." filan değinmek istemiyorum, vaktim kalmadı, yalnız şunu söyleyeyim ben size kıymetli kardeşlerim: BAĞ-KUR emekli aylığı -tarım için söylüyorum- 2002'de kaç para alıyorlarmış? Not alın, not alın.

CAVİT ARI (Antalya) - Kaç para?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - 66 lira. Bugün kaç para alıyor değerli kardeşlerim? 3.500 TL. Nominal artışı ne kadar? Yüzde 5.219. Bunu saymıyorum nominal olarak; normal, yüzdelik artış, reel artış ne kadar, reel artış? Dar gelirlileri çok koruyoruz, savunuyoruz ya, yüzde 347 reel artış.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - 3.500 lirayla insan geçinebilir mi? Sen kalkıp savunuyorsun!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - İşte, bu, sözümün bittiği yer.

Dolayısıyla dar gelirlinin de yanındayız, engellinin de yanındayız, çalışanın da yanındayız, asgari ücretlinin de yanındayız.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Asgari ücretli geçinemiyor.

VELİ AĞBABA (Malatya) - İşverenler...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Başka? İşverenlerimizin de yanındayız, 85 milyonun yanındayız ki onun için 21'inci bütçeyi yapıyoruz değerli kardeşlerim.

CAVİT ARI (Antalya) - 22'nci bütçeyi yapamayacaksınız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkürler Sayın Aydemir.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bütçemizin tekrar hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyor, hayırlı uğurlu olsun Sayın Bakanım.