KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanım, Bakanlık ve kurumlarımızın değerli temsilcileri, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, öncelikle kapsamlı sunumunuz için teşekkür ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, çalışanlar ve emekliler için yaptığınız çalışmaları ve reform mahiyetli düzenlemeleri takdirle takip ettiğimizi ifade ediyor, size ve çalışma ekibinize çok teşekkür ediyoruz.

Dün açıklanan 2022 Eylül ayı İşgücü İstatistikleri'ne göre mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam bir yılda 1 milyon 429 bin kişi artarak 30 milyon 867 bin kişi olmuştur. İş gücüne katılma oranı 0,9 puan artışla 52,9'a, istihdam oranı da 1,5 puan aratarak 47,6'ya yükselmiştir. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı bir yılda 1,3 puan düşerek yüzde 10,1'e, genç işsizlik oranı 1,1 puan azalarak yüzde 19,6'ya gerilemiştir. Atıl iş gücü oranı da 1,5 puan azalarak yüzde 20,3'e inmiştir. Eylül ayı itibarıyla kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 35, istihdam oranı ise yüzde 30,6'ya ulaşmakla birlikte, hâlen erkeklere göre düşüktür. Kadınların iş gücüne katılımlarının artırılması sürdürülebilir kalkınma ve refahın adil bir şekilde paylaşımı açısından kritik öneme sahiptir.

Orta vadeli programa göre, 2022 yılı genelinde istihdamın bir önceki yıla göre 1 milyon 858 bin kişi artması, iş gücüne katılma oranının ise yüzde 53,1 olması beklenmektedir. Bu çerçevede, işsizlik oranının yüzde 12'den yüzde 10,8'e düşmesi tahmin edilmektedir.

Küresel salgın, Rusya-Ukrayna Savaşı ve yaşanan küresel krizler nedeniyle bütün dünya zorlu bir süreçten geçmektedir. Türkiye, bu süreçte ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri gidermek, istihdamı korumak amacıyla ekonomik istikrar kalkanı ve sosyal koruma kalkanı destek programlarıyla çok önemli tedbirleri uygulamaya koymuştur. İstihdamı korumaya ve artırmaya yönelik olarak kısa çalışma ödeneğinden işten çıkarmaların yasaklanmasına, uzaktan çalışma uygulamalarından nakdî ücret desteğine, normalleşme desteğinden telafi çalışması uygulamasına, hızlı işe dönüş teşviklerinden ilave istihdamın teşvikine, işini kaybetmiş kişiler ile kayıt dışı çalışanlara yönelik istihdama dönüş desteğinden kısmi süreli çalışmanın ilave istihdam şartıyla teşvikine, gelir desteğinden kira desteğine, ciro desteğinden kredi desteğine kadar birçok teşvik destek, hibe ve yardım uygulamasını hayata geçirmiştir. Alınan etkili tedbirler, istihdamdaki daralmayı sınırlandırmış ve süratle toparlanarak salgın öncesi seviyesinin üzerine çıkmasını sağlamıştır. Türkiye bu dönemde, OECD üyeleri arasında en fazla istihdam sağlayan ülkelerin başında gelmektedir.

Çalışanların ve emeklilerin enflasyona ezdirilmemesi amacıyla gelir artırıcı, alım gücünü yükseltici politikalar uygulanmaktadır. Tarihî bir reform gerçekleştirilerek asgari ücret vergi dışı bırakılmış ve tüm çalışanların asgari ücret kadar gelirine gelir vergisi ve damga vergisi istisnası getirilmiştir. Asgari ücretin vergi dışı bırakılması, tüm çalışanlara ücret ve maaş artışı olarak yansımıştır. Geçen yıl 2.825 lira olan net asgari ücret, bu yıl yüzde 94,6 artışla 5.500 liraya yükseltilmiştir. Asgari ücret artışı, başta muhtar maaşı, işsizlik maaşı, kıdem ve ihbar tazminatı, güvenlik korucuları ve sosyal güvencesi olmayan muharip gazilerin aylıkları olmak üzere birçok kesimin gelirini de aynı oranda artırmıştır. Yakın zamanda yapılan düzenlemelerle çalışanların mevcut ücretlerine ilave olarak elektrik, doğal gaz ve ısınma giderlerini karşılamaları için yapılan bin lirayı aşmayan ödemeler ile işçilere nakit olarak yapılan ve günlük 51 lirayı aşmayan yemek ödemeleri gelir vergisinden istisna edilmiş, bu ödemeler teşvik edilmiştir. İşverenlerce çıraklara ve stajyerlere ödenebilecek en düşük ücret, asgari ücretin yüzde 30'u, kalfalara ise asgari ücretin yüzde 50'si olarak belirlenmiştir. İş yerinin çalışan sayısı 20'den asla ödenebilecek en az ücretin 2/3'ü; 20 ve üzerindeyse 1/3'ü devlet tarafından finanse edilmektedir.

Bu yıl kamu çalışanlarının ve emeklilerinin aylıkları yüzde 85,5; SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıkları yüzde 78,6 düzeyinde artırılmıştır. Geçen yıl 1.500 lira olan asgari emekli aylığı yüzde 133 artışla 3.500 liraya yükseltilmiştir.

Mülki idare ve Emniyet Hizmetleri Sınıfında çalışanlar ile öğretmenlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın mali haklarında önemli artış sağlayan düzenlemeler yapılmıştır. Seçimle gelen ve emekli olan tüm belediye başkanlarının emsali belediye başkanının aldığı makam, temsil ve görev tazminatlarından faydalanması sağlanmıştır.

Yine, tarihî bir adım atılarak yapılan ek gösterge düzenlemesiyle genel anlamda 600 puanlık artış yapılmış; öğretmen, polis, bekçi, sağlık personeli, din görevlisi, uzman çavuş ve uzman jandarma, müdür gibi bazı unvanların ek göstergeleri 3600'e çıkarılmıştır. Ek gösterge, özellikle emekli ikramiyeleri ve emekli maaşlarında ciddi artışlar getirmektedir. Bu artışlar hâlen emekli olanların emekli aylıklarına da aynen yansıtılacaktır. Kamu çalışanları için ek gösterge çok önemlidir. Başta kamu şefleri, programcı ve çözümleyici gibi teknik hizmetlerinde çalışanlar, infaz koruma memurları, zabıta memurları, gümrük muhafaza memurları olmak üzere diğer kamu çalışanlarının ek göstergelerinin de iyileştirilmesi, emekli aylıklarına yansıyan tazminat oranlarının artırılması uygun olacaktır. Üniversite daire başkanları ve genel sekreter yardımcılarının mağduriyetlerinin giderilmesi için makam tazminatı cetvelinde de bir düzenleme yapılmalıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak asgari ücret belirlenmesinde ve emekliler ile kamu çalışanlarının aylıklarına 2023 Ocak ayında uygulanacak artışlarda enflasyon farkıyla birlikte refah payı verilmesinin uygun olacağı görüşündeyiz.

Sayın Bakanım, sözleşmeli personel, taşeron işçileri ve emeklilikte yaşa takılanlar hakkındaki açıklamalarınızı dikkatle takip ediyoruz, çok önemli olan bu çalışmaların sonuçları umutla beklenmektedir. Sözleşmeli personel bazı haklardan yoksun olduğu için mağduriyet yaşamaktadır, eş durumu özrüyle yer değiştirme hakkının bulunmaması nedeniyle bazı sözleşmelilerin aileleri parçalanmaktadır.

Emeklilikte yaşa takılanlar sigortalı oldukları tarihteki emeklilik şartlarının uygulanmasını istemektedir. Emeklilikte yaşa takılanlarda özellikle işsiz durumda olan ve iş bulma imkânı olmayan kişiler ciddi mağduriyet yaşamaktadır. Hiç şüphesiz sözleşmeli kamu çalışanlarının, taşeronların ve emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetlerini giderecek düzenleme bu yıl bitmeden yapılacak, yaşanan adaletsizlikler köklü çözümlerle buluşturulacaktır.

Kamuda sözleşmeli personel uygulaması homojen bir yapı olmayıp kendi içinde ayrışmıştır. Birçok farklı uygulama bulunmaktadır, hangi gerekçelerle ayrıştırıldığının da mantıklı bir izahı yoktur. Başlangıçta 4+1 olarak belirlenen, sonradan 3+1 olarak güncellenen sözleşmeli personel uygulamasıyla işe girenlere üç yıl sonunda kadroya geçme hakkı getirilmiştir. Kadroya geçiş imkânı olmayan 4/B'liler ve diğer sözleşmeli kamu çalışanları ise süresiz olarak sözleşmeli statüde çalışmaktadır. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan sözleşmeli personelin tamamı kadroya alınmayı beklemektedir.

Sayın Bakanım "Çalışanları ilgilendiren her konu bizim ilgi alanımıza giriyor, her sosyal mesele benim görevimdir." diye ifade ettiğiniz takdire şayan sözlerinizden hareketle kamuda statüleriyle ilgili sorunlarının yıllardır çözümünü bekleyen, sayıları az ve dolayısıyla bütçeye getirecekleri maliyet yüksek olmayan bazı çalışanların da yaptığınız çalışmaların kapsamına alınması çok isabetli olacaktır; bilmiyorum, belki de aldınız. Bu kapsamda, vekil ebe, hemşireler, 4/C'den 4/B'ye geçenler, usta öğreticiler, vekil imamlar ve fahri öğreticiler, daha önce kadro alamayan yüzde 70 mağdurları, kiralık araç şoförleri gibi taşeron işçiler, KİT'lerde çalışan taşeron işçiler, kadro almakla birlikte belediye şirketlerinde çalışanlar, geçici ve mevsimlik çalışanlar, ücretli statüde çalışanlar, kamu dışı sağlık çalışanları kendilerine sahip çıkılmasını ve sorunlarına çözüm getirilmesini beklemektedir. Yardımcı hizmetler sınıfında çalışan personelin de genel idare hizmetleri ve teknik hizmetler sınıfında tahsiline uygun kadrolara alınması uygun olacaktır. İnanın, kamuda en fazla mağduriyet yaşayanlar bu saydığımız çalışanlardır, bunların mağduriyetlerini de giderirseniz inanıyorum ki aldığınız hayır dua misli misli artacaktır. Aynı yerlerde ve hizmetlerde aynı işi yapmalarına rağmen statülerinin farklı olması nedeniyle çalışanlar arasında idari, mali ve sosyal haklar yönünden farklılıklar bulunması, çalışanların motivasyonunu ve çalışma barışını da olumsuz etkilemektedir.

Esasen, kamuda ehliyeti ve liyakati esas alacak, statü ve istihdam karmaşasını giderecek, ücret adaletini sağlayacak; topluma kaliteli hizmet sunan, değişen koşullara uyum yeteneği yüksek ve daha verimli bir kamu personel sistemi oluşturulması gerekmektedir. Memur tanımı yeniden yapılmalı, sözleşmeli, geçici, vekil, fahri ve ücretli personel çalıştırılması çok özel hâller dışında son bulmalı, asli devlet hizmetlerinde çalışanlar kadrolu hâle getirilmelidir.

Diğer yandan, kamu işçilerinin çeşitli nedenlerle kamu kurumları arasında naklen atanma ihtiyacı doğmaktadır ancak diğer kamu çalışanları gibi başka kamu kurum ve kuruluşlarına naklen atanamamaktadır. Kamu işçilerinin de naklen atama konusundaki sorunlarına çözüm bulunmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sosyal Güvenlik Kurumunun 2023 yılı bütçesi 1 trilyon 538 milyar lira olup merkezi yönetim bütçesinin yaklaşık üçte 1'ine karşılık gelmektedir. Sosyal sigorta sisteminin hukuki boyutu itibarıyla uygulanabilir, mali boyutu itibarıyla sürdürülebilir ve ilgili taraflarca kabul edilebilir bir yapıda olması önem arz etmektedir. Aktüeryal dengenin gözetilmesi, sosyal güvenlik sisteminin uzun dönemli mali sürdürülebilirliği açısından gerekmektedir. Ülkemizde sosyal sigorta kapsamındaki nüfus oranı kayıt dışı istihdamla mücadele ve istihdam teşviklerinin etkisiyle 2021 yılında yüzde 87, 2022 yılı Ağustos ayı itibarıyla yüzde 88 düzeyine ulaşmıştır.

Sosyal Güvenlik Kurumunun aktif-pasif oranı 2020 yılında 1,87 iken bu oran 2021 yılında 1,93; 2022 yılı Ağustos ayı itibarıyla 1,94'e ulaşmıştır. Çırak, stajyer ve kursiyerler hariç tutulduğunda ise bu oran 2020 yılında 1,72; 2021 yılında 1,79; 2022 yılı Ağustos ayı itibarıyla da 1,83 düzeyindedir. 2022 yılı ikinci çeyreği itibarıyla kayıt dışı istihdam oranı yüzde 26,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı ise yüzde 16,8 olmuştur. Geçmiş yıllara nazaran kayıt dışı istihdamda bir düşüş sağlanmışsa da fiilî denetimlerin yanı sıra veri tabanların iyileştirilmesi, bilgi, teknolojiden yararlanması ve kayıt dışı istihdamın azaltılmasına yönelik faaliyetlerin devam ettirilmesi gerekmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumunun 2021 yılı gelir gider açığı bir önceki yıla göre yüzde 68 oranında azalarak 21,6 milyar lira olmuştur. 2022 yılının sekiz aylık açığı ise 35,8 milyar lira düzeyindedir. 2021 yılında merkezî yönetim bütçesinden Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan transfer tutarı bir önceki yıla göre yüzde 1,3 oranında artarak 252,1 milyar lira olmuştur. Bütçe transferlerinin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2020 yılında yüzde 4,93'ken 2021 yılında yüzde 3,5'e gerilemiştir. 2022 yılı Ocak-Ağustos döneminde merkezi yönetim bütçesinden SGK'ye yapılan transfer tutarı 266,4 milyar lira düzeyindedir. 2023 yılında Sosyal Güvenlik Kurumlarına yapılacak transferler tutarının yaklaşık 582,9 milyar lira olması öngörülmektedir. Hazinenin çeşitli kanunlardan kaynaklanan faturalı ödemeler, ek karşılıklar, devlet katkısı, emeklilere yapılan ek ödeme, prim teşviklerinden kaynaklanan transferler, açık finansmanı ile prim ödeme gücü olmayanların genel sağlık sigortası primleri gibi yükümlülükleri merkezî yönetim bütçesinden yapılan transfer ödemeleriyle karşılanmaktadır. Bütçeden SGK'ye yapılan transferlerin önemli bir kısmı hazine adına sağlanan teşviklerdir. Teşviklere ilişkin etki değerlendirilmesi yapılmalı ve sistem etkin bir yapıya kavuşturulmalıdır. Verilen teşviklerin ne derece amaca ulaştığı, hangi teşvik araçlarının daha etkili olduğu yönünde etkin bir izleme ve değerlendirme sistemi oluşturulması destek ve teşviklerin verimliliği bakımından önemlidir.

Aynı zamanda, prime esas en düşük kazanç olan asgari ücretteki artışlar, esnaf ve çiftçinin ödediği SGK primlerini de yüksek oranda artırmaktadır. Özellikle küçük esnaf ve çiftçimiz primlerini ödemekte zorlanmaktadır. Esnaf ve sanatkârımız primlerde indirim yapılmasını, hiç olmazsa yirmi beş yıl hizmet ve dokuz bin prim gün sayısını dolduranlardan emekli aylığı bağlanıncaya kadar sigorta primi alınmamasını istemektedir. Yine, binlerce esnaf ve sanatkârımızın 2000 yılı öncesi vergi ve oda kaydı olup BAĞ-KUR kaydı olmayan çalışma sürelerinin sigortalılık süresi olarak değerlendirebilmesi ve bu sürelerin borçlanılmasına imkân verilmesi talebi de bulunmaktadır. Sosyal güvenlik sisteminde esnaf ve çiftçi BAĞ-KUR'lulara yönelik yapılan eşitsizlikler de bulunmaktadır. Emekli olabilmek için SSK'lılar 7200 gün, BAĞ-KUR'lular 9000 gün prim ödemektedir, üstelik en düşük maaş BAĞ-KUR'luya bağlanmaktadır. Prim gün sayısındaki ve emekli aylıkları arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi önem taşımaktadır.

Sigortalıların çıraklık ve staj süreleri emeklilik hizmetinden sayılmamaktadır. Çıraklık ve mesleki eğitimin özendirilmesi ve fiilî bir çalışmaya dayanması da dikkate alınarak çıraklık ve staj sürelerinin hizmetten sayılması ve sigortalılık başlangıç tarihi olarak esas alınması doğru olacaktır.

Kadınlar sigortalılık döneminde, hatta stajyer olarak çalışırken yaptığı doğumu borçlanarak hizmetine saydırabilmekteyken sigortalılık öncesi doğumu hizmetine saydıramamaktadır. Kadınların sigortalılık öncesi doğumlarına da borçlanma hakkı verilmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi ülkemizde iş gücü piyasası ve çalışma hayatıyla ilgili köklü bir reform yapılması görüşündedir. Toplumun tüm kesimlerine insana yaraşır iş fırsatlarının sunulduğu, iş gücünün niteliğinin yükseltilip etkin kullanıldığı, ücret-verimlilik ilişkisinin güçlendirildiği, iş sağlığı ve iş güvenliği şartlarının iyileştirildiği ve etkin bir şekilde denetlendiği bir iş gücü piyasası oluşturulmasını öngörüyoruz. Eğitim, istihdam planlaması yapılması, mesleki eğitimin daha da güçlendirilmesi, aktif iş programlarının yaygınlaştırılması ve etkinliğinin artırılması da gerekli görülmektedir. Ayrıca dijital dönüşüm ve iklim değişikliğinin iş gücü piyasasında oluşturduğu talebe yönelik olarak iş gücünün niteliği geliştirilmelidir. Çalışma hayatı, işçi ile işveren haklarının dengeli bir şekilde korunmasının yanında, işin korunmasını da dikkate alan politikalar çerçevesinde tanzim edilmelidir. Çalışma hayatında sosyal taraflarla diyalog içerisinde tüm işçiler açısından erişilebilirliğin sağlanacağı, işçilerin kazanılmış haklarının güvence altına alındığı bir kıdem tazminatı sistemi oluşturulmalıdır. Sendikal haklar çağdaş normlara uygun hâle getirilmelidir, çağdaş normlarda endüstri ilişkilerinin tesisi için sendikalı işçilerin ve toplu iş sözleşmeli iş yerlerinin artırılmasına destek sağlayacak düzenlemeler getirilmelidir. İş sağlığı ve güvenliğinin çağdaş normlarda sağlanması için her türlü tedbir alınmalı, bu alanda yürütülen hizmetlerin nitelik ve verimliliği artırılmalı ve denetimler etkinleştirilmelidir.

14 Ekim 2022 tarihinde Bartın'ın Amasra ilçesindeki maden ocağında yaşanan patlamada hayatını kaybeden madencilerimiz hepimize büyük üzüntü ve acı yaşatmıştır. Geçen pazar günü de Zonguldak Kilimli ilçesinde bulunan maden ocağında meydana gelen patlamada 4 madencinin yaralandığı açıklanmıştır. Her iki maden kazasıyla ilgili idari ve adli süreç devam etmektedir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bu konuda eksiği, kusuru, ihmali görülenler mutlaka ortaya çıkarılıp hesap vermelidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu olayların sonuna kadar takipçisiyiz. Maden şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet, tedavileri devam eden kardeşlerimize de şifalar diliyorum.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın ve ilgili kurumların 2023 yılı bütçesinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.