KOMİSYON KONUŞMASI

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Anadolu'nun yiğit evladı yani ben sizinle gurur duyuyorum Sayın Bakanım, onu söyleyeyim. Şöyle, ben şimdiye kadar sizin gibi böyle kendisini de konuşturan, bir cümleyle bütün piyasalara gerçekten düzgün bir anlamda onlara bilgi aktaran, bilgi veren ama her şeyden önce vücut dilini çok iyi kullanan, sizin gibi Anadolu'nun bağrından çıkan -Tayyip Bey'den hariç- Bakan olarak bir insan daha görmedim, onu da söyleyeyim.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Direkten döndünüz...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Yok, yok, bak, bunu bütün samimiyetimle söylüyorum. Şimdi, şöyle ağabey, doğrusu neyse onu söyleriz. İşte, şu, bak, vücut dili bu; işte, AK PARTİ bu; bak, halkın adamı, gönül adamı; mesele bu. (CHP sıralarından gürültüler)

Gerisi, bak, ağabey, gerisi hiç önemli değil.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Diğerleri değildi, değil mi?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Yok. Mesele, bak, diğerleri... Kamil Hocam, bak şöyle...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Önceki bakanlar...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Hayır, mesele...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, müdahale etmeyelim hatibe lütfen.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şey yapmayalım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Rica ediyorum...

Ekrem Bey, siz...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bak, mesela, CHP Grubundan -her zaman için söyleriz- Bülent ağabey konuştuğu zaman devlet diliyle konuşur. Diyelim ki Niğde Milletvekilimiz konuştuğu zaman benim köylü dilimle konuşur, Cavit Bey konuştuğu zaman hukukçu diliyle konuşur, Sayın İlhan Bey konuştuğu zaman bir akademisyen diliyle konuşur, hocam konuştuğu zaman bir belediye başkanı diliyle konuşur. Dolayısıyla şudur: Cenab-ı Allah herkese farklı bir şey vermiştir, bak onu söyleyeyim. Tabii, Anadolu'nun bağrından çıkmış gerçekten, İstanbul'a gitmiş, kendisini yetiştirmiş, milletvekilliğinden -yani 24'üncü Dönemde de beraberdik- bakanlığa kadar gelmek kolay bir şey değil ama her şeyden önce, geldiği yerde de gerçekten pozitif bir enerji vermek kolay bir şey değil. Onun için Sayın Bakanım, biz, sizinle, ekibinizle gurur duyuyoruz; Cenab-ı Allah sizin yolunuzu, bahtınızı açık eylesin.

Değerli milletvekillerimiz, tabii, ben bunu her zaman derim, elbette ki muhalefet bizi taşlayacak, muhalefet bize bir şeyler söyleyecek, bizim de kendi önümüze bakmamız lazım. Ama biraz önce de bir arkadaş dedi ki: "Ya, beni dinlediğiniz için hakkınızı helal edin." Evet, hakkımızı helal ediyoruz ama hani, biz o kadar da kötü değiliz arkadaş. Ya, şimdi, şuraya bakıyorum yani kötü olursak AK PARTİ yirmi yıldır seçim kazanıyor. Arkadaş, şunu söyleyeyim: Eğer biz kötüysek yirmi yıldır bu millet nasıl Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AK PARTİ kadrolarını seçiyor sizin yerinize? Buyurun siz gelin bizim yerimize. Yapabiliyorsanız, hanımefendi, demin Sayın Vekilim söyledi: "Vizyon." Ya, AK PARTİ'den önce Türkiye'de ne vizyonerliği vardı? Yüzyıl vizyonerliğini AK PARTİ çıkardı, bir TOGG'u AK PARTİ çıkardı, bir AKM'yi AK PARTİ çıkardı. Şunu arz edeyim, bak ben sizi dinledim ama şöyle: Şimdi bizim yaptıklarımıza da şunu söyleyin, deyin ki: "Ya, biz AKM'yi, doğru, sizi eleştirdik." Dediniz ki: "Bu AK PARTİ bunu yapmayacak, bunun yerine bina dikecek." Ama siz geldiniz, müthiş bir proje çizdiniz. Ha, "Biz bu projenin ya şurasını beğenmiyoruz, keşke böyle olsaydı." Biz o zaman kendimizi size göre ayarlardık ama şöyle, geliyorsunuz, değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri, sadece ve sadece...

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Ülkeyi batırdınız, kendinizi kalkındırdınız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, müdahale etmeyelim hatibe.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Yirmi yıldır yaptığınız bu.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bir şeyi arz edeyim...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sırası geldiğinde fikirlerinizi ifade edin lütfen.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - O zaman anlatsın, bizimle muhabbet eder gibi konuşmasın.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Müdahale etmeyelim. Bakın, size de böyle yapılsa hoşunuza gitmez. Rica ediyorum...

Devam edin lütfen.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şöyle, şimdi, eğer AK PARTİ yani sabahtan beri arkadaşları dinledim de bir iki tane hususa geçmek isterim. Sayın Bekaroğlu keşke burada olsaydı, "Kelimelerle takla attırıyorsun." Ya, bizim kelimelerle takla attırmamıza gerek yok. Sosyal konut projesi yapıyoruz. Sosyal konut projesi şimdiye kadar Türkiye'de... Bakın, alan itibarıyla -Nejat ağabey de burada- neredeyse bir Gaziantep'in alanı kadar biz Türkiye'de sosyal konut yapıyoruz. Dün arkadaşlar söyledi, Sayın Bakanımız da açıkladı, arz edeyim Hocam.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yirmi yıldır...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Hocam, arz edeyim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, karşılıklı diyalog usulümüz yok.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Arz edeyim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Karşılıklı diyalog usulümüz yok. Lütfen...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Otuz sekiz yıldır bu ülkede TOKİ var, TOKİ Başkanlığı var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ekrem Bey kısa konuşacaktı ama müdahaleler nedeniyle galiba uzun konuşacak.

Buyurun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Engellenmeye çalışılıyor Ekrem ağabey.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - TOKİ'de... Başkanım, bunları size havale ediyorum, insicamınızı bozuyorlar.

Şöyle: TOKİ otuz sekiz yıldır bu ülkede var; AK PARTİ Hükûmeti geldiği zaman, 2002'ye kadar, bakın, TOKİ'nin bu ülkede yaptığı sadece 50 bin konut, AK PARTİ geldiği zamandan bugüne kadar 1 milyon 174 bin konut. Ya, şöyle baktığınız zaman, arkadaşlar, hani, eleştirebilirsiniz, gerçekten eleştirin, ya, deyin ki "Arkadaş, biz gelirsek, efendim, 2 milyon konut yaparız, biz gelirsek akıllı şehirler yaparız, biz gelirsek şunu yaparız." Ya, siz bunu dediğinizde AK PARTİ olarak benim hoşuma gider. Niye? Ya, burası benim ülkem, benim devletim, fark eden bir şey yok, yeter ki bu devlet ileriye gitsin. Eğer AK PARTİ hükûmetleri yerine siz gerçekten alternatifseniz zaten bu millet, inanın, sizi getirir. Ama şöyle bakıyorum, vallahi yok, olsa benim canım kurban. Mesela, demin de söyledim, işte, bir Bülent Bey konuştuğu zaman ben hakikaten devlet lisanı eliyle gurur duyuyorum, bir Sayın Kesici konuştuğu zaman ekonomik anlamda feyzalıyorum; bunlar doğru olan şeylerdir.

Şimdi, bakın, bir arkadaş yine söyledi: "Türkiye ikiz açığa doğru gidiyor." Ya, şöyle baktığımız zaman... Gerçi söyleyen arkadaş da bizde yok şu anda, bizim de eski bürokratımızdı. Bütçe açıklarına baktığınız zaman, bizim ülkemizin bütçe açığı şu anda 2011'e göre çok daha düşük, dolayısıyla bizim böyle bir ikiz açığa doğru gitme gibi bir şeyimiz yok, bu doğru da değil. Hani, bunu söyleyen bir iktisat erbabı olduğundan dolayı aslında bu cümleyi söylüyorum. Yine, bir arkadaş söyledi: "Faiz anaparayı geçti." Ya, arkadaşlar, şu andaki bizim faizin millî gelir içerisindeki payı 2002'de yüzde 14,3 iken şu anda 2,5. İşte, burada Merkez Bankası Başkanımız var. Yani bunlar, rakamlar söylüyor. Yine bir şey daha söyledi: "Euro bandında yüzde 10 faizle mi borçlandık?" Bakın, şu anda yüzde 600,25'lerdeyiz biz. "Para politikanız yok." Ya, bizim niye para politikamız olmasın? Yani bizim para politikamız olmasaydı... Sabah bizi eleştiriyordunuz "Ya, siz Merkez Bankası Başkanını getirip de bize bilgilendirme yapmıyorsunuz." diye. Ki Cevdet Bey Sayın Başkanımızla konuştu, her altı ayda bir gelecekler, önümüzdeki süreç içerisinde kendileri gelecek.

Dolayısıyla şunu arz edeyim...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Biraz açar mısınız?

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ben şunu arz edeyim Hocam...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Durmuş Bey, birazdan size söz vereceğim, o zaman ifade edersiniz. Rica ediyorum, karşılıklı konuşmayalım. Böyle bir usulümüz yok.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Uluslararası kuruluşlar büyüme beklentilerini artırmaktadır. 2022'ye baktığımızda bizim büyüme oranımız yüzde 5. Şu ana kadarki büyüme oranımız yüzde 7,5 yani ihracatımız bir tarafta rekor kırıyor, turizm gelirlerimiz 40 milyar, inşallah, biz yıl sonuna kadar 44 milyarın üzerinde bir hedef beklemekteyiz. Şimdi, istihdama baktığımız zaman, biz 31,4 milyon istihdam seviyesine ulaştık.

Bir de şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar -bir dakikam var Başkanım- pandemi sonrası -birçok insanımız da sabah söyledi- Avrupa'ya göre kıyas yaptıklarında... Avrupa'ya göre biz baktığımızda, Avrupa'nın resmi şu: Neredeyse iflas eden bir Avrupa var. Pandemide iki yıl boyunca bunlar gerçekten çalışmadı, üretim yapmadı.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Almanya bizi kıskanıyor (!)

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Kendi enerjisini Rusya'ya bağlamış, kendi üretimini Çin'e bağlamış, kendi güvenliğini Amerika'ya bağlamış ama hamdolsun, bakın, bu ülkenin ne güvenliği Amerika'dadır, Avrupa'dadır ne enerjisi Avrupa'dadır ne başka bir yerde; bizim her şeyimiz şu anda kendimizde, biz çıkarıyoruz. Enerjimize bakıyoruz, bak, Akkuyu'yu bir Ağrılı yapıyor, Karadeniz'e bakıyoruz, şu anda bizim doğal gazımız orada çıktı, inşallah, 2023'ün başlarında geliyor.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Enerji ithalatından haberiniz yok sanırım sizin.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Üretimimize bakıyoruz, hamdolsun, özellikle, bakın, gelin Ağrı'ya... Şunu söyleyeyim: 2018'de 75 trilyon lira parayı biz Sayın Cumhurbaşkanımızla aldık götürdük, şu anda tekstilde 3.500'ün üzerinde üretimimiz var bizim. Bu, gelişen bir ülke. Bakın, ben geçen gün burada domates ikramı yaptım, özellikle Plan ve Bütçe Komisyonundaki herkese gönderdim. Bakın, şu anda Ağrı'da serada biz bu sene 5 bin ton domates üretiyoruz. Şunu arz edeyim: Bu sadece gelişen bir il, bir de siz Türkiye geneline baktığınız zaman, hamdolsun, bizim hiçbir sıkıntımız yok.

Değerli Bakanım, ben sizin ve Bakan Yardımcılarımızın, bürokratlarımızın 2023 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum, bu anlamda, hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.