NURETTİN DEMİR (Muğla) - Teşekkür ederim.

Günaydın arkadaşlar.

Şimdi, tabii ki hep hanımlar konuşuyor, Komisyonumuzun Başkanı da bir hanım, kadınımız. Efendim, burada, tabii ki siyasi olarak bakmamak gerekiyor Sayın Başkan. Bakın, dün ben gece ikiye kadar Plan ve Bütçe Komisyonundaydım, Başbakanlık bütçesi görüşüldü ve Başbakanlığa bağlı 8 kurumun bütçesi görüşülürken 1 tane kadın vardı, 1 tane kadın vardı orada bürokratlar arasında, siyasetçiler arasında. Şimdi, siz diyorsunuz ki: "Kadın- erkek eşitliğiyle ilgili komisyon kurduk, beş yıl da geçti." Peki, beş yılda biz nereye geldik? Yani, kadın-erkek eşitliğinde neredeyiz, neler yapılabildi? Komisyon olarak, Komisyon Başkanı olarak, Komisyon üyeleri olarak bizler bu konuda ne gibi bir başarı sağladık? Yani, raflara birer dosya koymak için yapılmışsa bu çalışmalar hiçbir anlamı yok. Yani, Avrupa'da belki bizim böyle bir komisyonumuz var, çalışmalar yaptık, güzel işler de yapmışsınız, alkışlarız ama bunu topluma kazandırmadığımız takdirde bunu bir başarı olarak görmemek lazım, bir eksiklik olarak görmek lazım; eğer başarılıysa da bu Komisyonun yapmış olduğu çalışmaları bugün karşılaştırırız ve geldiğimiz başarı oranını ortaya koyabiliriz, bu bir yana.

Şimdi, aile statüsünü geliştirme konusunda kadın erkek eşitliği çok önemli değerli arkadaşlar. Ama, bakıyoruz ki maalesef özellikle Hükûmetimiz ve iktidar bu konuda sınıfta kalmıştır. Sayıştay raporlarına baktığımız zaman, -lütfen okuyun, özellikle iktidar partisinin milletvekillerinin okumasını öneririm- aile statüsünü geliştirmeyle ilgili Sayıştay raporlarında orada beş yıl içerisinde boşanan aile sayısında veri gelmemiştir diyor; uyuşturucu kullanan çocuk sayısında veri gelmemiştir diyor. Böyle bir Sayıştay raporunda -birçok şeyleri göreceksiniz orada- ailenin güçlendirilmesiyle ilgili, kadın-erkek eşitliğiyle ilgili herhangi bir şeyin Sayıştayın raporlarına yansımamış olduğunu görüyoruz. Yani, denetleme hakkımızın da artık yok edildiğini ortaya koyuyor. Özellikle aile statüsünü geliştirici konulara baktığımızda, bugün ailenin yüzde 85'inin geçim sıkıntısı çektiğini ve bunun en büyük nedenlerinden bir tanesi de kadın erkek eşitliğinin aile içinde sağlanamamış olması, fuhşun artmış olması... Şu anda, 300-400 bin kadın maalesef fuhuş sektörünün elinde, seks kölesi olarak kullanılmakta. Kokain kullanan çocuk sayısı yüzde 140 artış durumda son beş yılda, esrar kullanımı yüzde 572 artmış durumda. Dolayısıyla, aile statüsünün Türkiye'de gün geçtikçe iyileşeceği bir noktada ki hepimizin sorumluluğu vardır arkadaşlar, bakın bu çok önemli, toplumun, ailenin çöktüğünü, ailenin çökmek üzere olduğunu, bunun da en büyük nedeninin kadın erkek eşitliğinin sağlanamamasının olduğuna dikkatinizi çekiyorum. Dolayısıyla "Şunu yaptık bunu yaptık." demek değil, bundan sonra ne yapacağız ve hangi noktaya geldik, ne gibi önlemler almak lazım... Gerekirse Komisyon olarak gidelim, Başbakanla mı görüşeceğiz, yönetimle görüşeceğiz, ağırlığımızı daha mı ortaya koyacağız... Gerçekten, Türk aile sisteminin çökmek üzere olduğunu ortaya koymamız gerekiyor. Yani, sadece bu güzel koltuklarda oturarak, bir iki sohbet ederek bu işlerle olmaz. Komisyon çalışmak istiyorsa lütfen hiçbir siyasi şey beklemeksizin arkadaşlarımız çalışsınlar, yeni verilerle -özellikle değişen Başkan Vekilimizin de söylediği gibi- yeni durumları değerlendirerek... Arkadaşlar, sonuçta toplum için çıkarılacak sonuçlardır ve bundan hep beraber bizler de, Türk toplumu da, Türk ailesi de, kadınlar, erkekler, kadın-erkek eşitliği de kazanacaktır. Ben özellikle bir erkek milletvekili olarak bunu sizden rica ediyorum, bir art düşünceyle konuşmuş değilim. Gerçekten Türkiye'deki toplumun bu yarasını hep beraber el birliğiyle bizler şey yapalım; hatta Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuyla da ortak bir toplantı yapalım, neler yapabiliriz, toplumumuza neler kazandırabiliriz yani bu konuda bir ortak bir çalışma planı veya gerçekten kendi toplumumuza bir şeyler katalım.

Teşekkür ederim.