KOMİSYON KONUŞMASI

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım, çok Kıymetli Bakanım, değerli bakan yardımcılarım, çok kıymetli milletvekili arkadaşlarım, çok değerli bürokratlarımız, basınımızın çok değerli temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, Bakanlığımız bütçesinin öncelikle hayırlı olmasını, her kuruşunun bereketli olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum.

Evet, değerli arkadaşlar, ben de sözlerime bazı arkadaşlarımızın "İşte bu sizin son bütçeniz, artık son bütçeyi yapıyorsunuz." sözleriyle başlamak istiyorum. "Bundan sonraki bütçeleri Millet İttifakı yapacak." diye dile getirdiler arkadaşlar. Evet, arkadaşlar, bu 27'nci Dönemin son bütçesi, doğru söylüyorsunuz. Hayal kurmak güzel bir şey, en azından bunu başarmaya başlamışsınız. Hayal kurmadığınız zaman gerçekleştiremiyorsunuz, bir adım atmışsınız. Bundan dolayı sizi tebrik ediyorum. İnşallah, Rabb'im, hep birlikte, hep beraber güzel ülkemize nice bütçeler yapmayı nasip etsin diyelim.

Evet, değerli arkadaşlar, bugüne kadar Bakanlığımız, birbirinden güzel ve sağlam kamu binalarını, millet bahçelerini, kentsel dönüşüm çalışmalarını, sosyal konut projelerini hayata geçirdi. Evet, bu kentsel dönüşümde belediyelerin de tabii, yerel yönetimlerin de etkisi oluyor, Bakanlığımızın da büyük etkisi oluyor. Belediyelerden, tabii, arkadaşlarımızın yine bazıları bahsettiler. Belediyelerden bahsederken İller Bankamızın vermiş olduğu kredilerde Cumhur İttifakı belediyelerine çok büyük oranda kredi imkânı açtığı ama muhalif belediyelere kredi imkânı vermediği gibi ifadelerde bulundular. Ben Manisalıyım, Türkiye geneliyle alakalı bir şey söylemek istemiyorum ve buradan İller Bankası Genel Müdürlüğümüze huzurunuzda teşekkürü borç biliyorum, Bakanımıza teşekkürü borç biliyorum. Manisa'mızda beni gören, bizimle temasa geçen -size göre- muhalif belediye başkanları teşekkür ediyorlar. İstedikleri zaman kredi imkânına ulaşabiliyorlar. Manisa'da bunların yaşandığını ve belediyelerimizin Sayın Bakanımıza, Genel Müdürümüze teşekkür ettiklerini öncelikle ifade etmek istiyorum, bundan dolayı da Bakanımızı tebrik ediyorum değerli arkadaşlar.

Evet, diğer bir konu, bazı arkadaşlarımız, işte, efendim, Kanal İstanbul... Cumhurbaşkanımız Kanal İstanbul'u açıkladığı zaman kendilerine göre bir rakam verdiler, daha sonra rakamları Cumhurbaşkanımızın revize ettiğini, Bakanımızın revize ettiğini ifade ettiler ve sonunda da "Allah bu duruma kimseyi düşürmesin." dediler. Doğru, dünyanın geçtiği bir süreç var, küresel ekonomik kriz var. Arkadaşlarımız bu küresel ekonomik krizi, dünyanın geçtiği dönemi herhâlde bilmiyorlar, farkında değiller. Yani üç sene önceki fiyatlarla bir iş yapmanız kaç paraya mal oluyordu, şimdi hangi fiyatlarla hangi paraya mal edersiniz, bunu Plan ve Bütçe Komisyon üyesi olarak çok net bir şekilde görmeniz lazım, bilmeniz lazım. Yani enflasyondan daha öte bu Covid-19'la beraber başlayan süreç, küresel iklim kriziyle devam eden, emtia fiyatlarının aşırı fiyatlanması, enerji maliyetlerinin aşırı yükselmesi, çeliğe, demire ulaşamamak, enerjiye ulaşamamak, maliyetlerin hepsini üstüne koyduğunuz zaman, dünkü fiyatlarla bugünkü fiyatları kıyasladığımız zaman bence bir hata yaparız. Bu hataya düşmeyin bence, kaldı ki buradan ben bir defa daha Bakanlığımıza, Hükûmetimize teşekkür etmek istiyorum. Niye? Yapılanları bir tarafa koyduğumuz zaman yani Çanakkale Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, otobanlar, şehir hastanelerini üst üste koyduğumuz zaman evet, "Durmak yok, yola devam." diyerek ne kadar büyük bir mesafe katettiğimizi çok net bir şekilde görürsünüz. Kanal İstanbul maliyetlerini çıkartarak bunun en güzel şekilde hesabını, kitabını yaparsınız diye düşünüyorum değerli arkadaşlar.

Evet, bazı arkadaşlarımız da sizinle beraber halkın değil şirketlerin büyüdüğünü söylediler. Herhâlde Türkiye'nin gayrisafi millî hasılasının büyüklüğünü arkadaşlarımız gözden kaçırıyorlar. Büyüklüğü göz önüne aldığınız zaman Türkiye'yi kaç kat büyüttüğümüz ortada, Türkiye'nin her alanda mesafe katettiğini çok net bir şekilde görebiliriz.

Evet, diğer bir konu da biz algı oluşturuyormuşuz. Evet, arkadaşlar, bizim de en büyük sıkıntımız algı oluşturamıyoruz diye kendi kendimize serzenişte bulunuyoruz; ya biz algıyı bilmiyoruz ya siz olguyu bilmiyorsunuz. Bizim işler yapmadığımızı ve çok güzel bir algı oluşturduğumuzu ifade eden arkadaşlar oldu. Şimdi bakıyorum ben, bunlardan hangisi algı? Diğer kitapçığa da baktım, olguların hepsini Bakanlığımız, ekipleriyle birlikte çalışmışlar, fotoğraflamışlar, kitapçığa koymuşlar. Nasıl algı oluşturuyoruz, anlamadım. Yani sizce algı mı bu yapılanlar, olgu mu? Bizim yani muhalefetle anlaşamadığınız nokta bu. Algı mı, olgu mu, tekrar bir algı tanımını ve olgu tanımını ortaya hep birlikte koymamız gerektiğini düşünüyorum.

Yine, çok kıymetli bir vekil arkadaşımız da -kendisini ben de çok severim- Sayın Sındır dedi ki millet bahçeleriyle alakalı "Güzel bahçeler yapıyorsunuz, bence bunları fotoğraflamaya gerek yok, gidip yerinde görmek lazım." Arkadaşlar, biz Türkiye'nin her tarafına gidemiyoruz yani kendi ilçemizde, kendi şehrimizde millet bahçesini görüyoruz ama hakikaten devasa, birbirinden güzel millet bahçeleri yapıyoruz, bunlardan birbirimizi mahrum bırakmamak lazım. Ülkemizin, milletimizin, devletimizin hangi aşamaya geldiğini, ne kadar bir çevreci Bakanlık olduğumuzu, her alanda yeşile ne kadar büyük önem verdiğimizi nasıl anlayacağız? Yani Türkiye'nin 81 iline gidemiyoruz, değil mi arkadaşlar, dolayısıyla bu tanıtımlarla bu kitapçıklarla da nereden nereye geldiğini Türkiye'nin net bir şekilde görmemiz lazım.

Evet, ben birkaç cümleyle de TOKİ'den bahsetmek istiyorum. Rakamlara girmek istemiyorum, 1 milyon 170 bin TOKİ ürettik, işte 500 bin konut, onlara girmek istemiyorum. Yalnız şunu ifade etmek istiyorum arkadaşlar: Belki Bakanımızın sunumunu kaçırmış olabiliriz, dikkatli dinlememiş olabiliriz, şu anda 81 tane ilimizde, bakınız, ekonomik krize rağmen, küresel ekonomik krize rağmen -dünya ekonomik krizle boğuşuyor, salgını bir şekilde atlattık, sağlıkta belli bir noktaya getirdik ama küresel ekonomik kriz devam ediyor- buna rağmen Türkiye'nin 81 tane ilinde 750 tane şantiyede âdeta harman yapıyorlar, her tarafında Türkiye'nin. 750 tane şirket, TOKİ harıl harıl çalışıyor şu anda arkadaşlar, 135 bin tane inşaat şu anda devam ediyor ve -çok önemli burası- 60 bin konutumuzu inşallah TOKİ'miz ne yapacak? Yıl sonuna kadar anahtar teslimi yapacak arkadaşlar. 60 bin konutun -işte kasımın kaçındayız diyelim, 9'u, yarın 10'u- bir buçuk ay sonra Bakanlığımız inşallah anahtar teslimini yaparken davet eder ama iktidar partisinin milletvekili olarak, AK PARTİ'li olarak ben de sizleri davet edeyim, buyurun, gelin, hem binalarımızı gezin, TOKİ'yi gezin, neler yaptığını... 60 bin konut az bir konut değil arkadaşlar. Bu sayıların içerisinde 60 bin konut yok, şimdi 60 bin de ilave edeceğiz, 135 bin tanesi devam ediyor, 60 bin konutun da inşallah anahtarlarını teslim edeceğiz. Vatandaşlarımıza, milletimize hayırlı olsun.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Uğur Bey, bedava mı yapılıyor?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Değerli arkadaşlar, TOKİ'mize, Bakanlığımıza hakikaten teşekkürü borç biliyoruz.

Bizim AK PARTİ olarak yeşili sevmediğimizi ifade eden arkadaşlar oldu, arkadaşlar. "AK PARTİ yeşili sevmiyor." 6 milyar fidanı toprakla buluşturmuşuz.

SERKAN TOPAL (Hatay) - Nerede, nerede?

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Nerede?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sizin "fidan" dediğiniz kuru fidan mı yani kuruyan fidanları mı zannediyorsunuz? Yeşil değil mi fidan? 2022'nin sonuna kadar inşallah 7 milyar fidana ulaşacağız.

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Günaydın!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Orman varlığını büyüten nadir ülkelerdeniz. İnşallah, yüzölçümümüzün de yüzde 30'una kadar orman varlığımızı da arttıracağız değerli arkadaşlar.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Kaz Dağları'nı katlettiniz, koskoca Kaz Dağları'nı katlettiniz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yeşili sevmek bu. Sadece millet bahçesi yapmıyoruz, orman varlıklarımızı da arttırıyoruz. Neye rağmen? Yangınlara rağmen. İşte, yangın oldu, bazı vekil arkadaşlarımız... Yangın oldu, Sayın Bakanın açıklaması oldu ilk gün "Yangını kontrol altına aldık." diye.

Evet, değerli arkadaşlar...

CAVİT ARI (Antalya) - Orman Bakanı, Orman Bakanı...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Arı da yangınlarla mücadele etti, gitmiştir Antalya'da... Allah bir daha ülkemizin başına bu afeti getirmesin. Akhisar'da yangın oldu, ben de gittim gördüm. Arkadaşlar, orman yangınları çok felaket bir şey. "Kontrol altına alındı." dediğimiz an bakıyorsunuz bir rüzgâr oluyor, tekrar yangın devam ediyor.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Rüzgâr suçlu!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Arkadaşlar, orman yangını böyle bir şey yani "Yangını kontrol altına aldık." diyorsunuz, arkanızı dönüyorsunuz, "İnşallah, kontrol altına almışızdır." diyorsunuz kendi kendinize çünkü sizin bire bir kontrolünüzle ilişkili olan bir şey değil. Dolayısıyla, arkadaşlar, bizler ne söylediğimizi biliyoruz ama her şey kendi söylemimizle alakalı değil; doğayla alakalı, rüzgârla alakalı, o araziyle alakalı, coğrafyayla alakalı. Değerli arkadaşlar, bir kuş yanıyor, gidiyor, uçuyor öbür tarafa, tekrar yangını yayıyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son bir dakikanız...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Dolayısıyla, arkadaşlar, bunlara da dikkat ederek, göz önüne alarak Bakanlığımızı eleştirelim. Biz tabii ki bardağın dolu tarafını görmenizi istiyoruz ama arkadaşlar, bu ülke hepimizin ülkesi. Ben her zaman söylüyorum: Muhasebe yaparken, bilanço çıkarırken, bir yıllık envanter çıkarırken Türkiye'nin dününü unutmamak lazım. Türkiye nereden nereye geldi arkadaşlar, bir bakın, bir kıyaslayın; 2002 öncesini Türkiye'yi terazinin bir kefesine koyun, 2022'yi terazinin bir kefesine koyun, ondan sonra "Önümüzdeki seçimlerde biz daha iyi yaparız." diye ortaya çıkın ama arkadaşlar bunu yapmadan önce hemen kalkıp "Biz şunu yapacağız, bunu beğenmiyoruz, şunu yapmıyoruz." diye cümleler kurmanız bizleri üzüyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Son cümle...

Kaldı ki bir arkadaşımız yine ifade ettiler: Marifet iltifata tabidir. Arkadaşlar, bir sigara ikram edene dahi bakıyorum, arkadaşlarım teşekkür ediyor, zehir ikram ediyor. Sayın Bakanımız Akhisar'a da geldi depremde, bizimle beraber oldu, çok teşekkür ediyorum, ekibiyle birlikte geldiler, gece geç saatlere kadar, sabaha kadar toplantılar yaptık. "Bakanlık yardım etmiyor." dediniz. Bizim Akhisar CHP'li belediye arkadaşlar, Büyükşehir Belediyesi Cumhur İttifak'ı Belediyesi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlenizi alalım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Bakanımız belediye ayırmaksınız hem Akhisar küçük belediyeye hem büyük belediyeye aynı oranda yardımlar yapmıştır. Ben bunlara bizzat şahidim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz Sayın Aydemir.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - İnanırsınız inanmazsınız, kendi cephenizden bakabilirsiniz, yaşayarak bunları anlatıyorum. Ben bundan dolayı, hizmetlerinden dolayı, genç, dinamik ekibiyle beraber, bütün genel müdürlüklerimize ekibiyle birlikte -hepsini, ayrı ayrı ayırmadan- her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum ve başarılarının devamını diliyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz, sağ olun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Allah hepsinden razı olsun diyorum. Bütçemizin her kuruşunun tekrar bereketli olmasını, hayırlı hizmetlerde kullanılmasını Cenab-ı Hakk'tan diliyorum.