| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a)Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c)Meteoroloji Genel Müdürlüğü ç)İklim Değişikliği Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 09 .11.2022 |
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanı, ekibini ve burada bulunan herkesi saygıyla ve hürmetle selamlıyorum.
Hatipler konuşurken "Başarısızsınız." diye başladı birisi, oradan devam edeceğim ben de. "Başarısızsınız kardeşim, yirmi yılda niye konut talebini bitiremediniz? Başarılı olsaydınız bu kadar talep olmazdı." dedi bu, son "İlk Evim, İlk İşyerim"e olan müracaattan hareketle. Ben size bir rakam vereceğim -az önce Abdullah ağabey de kısmen bahsetti- bir kıyas olsun, oradan başarının ölçüsü nasıl yapılır, nasıl yapılmaz anlayalım diye. Otuz sekiz yıllık bir tarihi var TOKİ'nin. Otuz sekiz yıllık tarihin on sekiz yılı AK Parti öncesinde geçiyor, yirmi yılı AK Parti yani neredeyse kafa kafaya iki dönem. AK PARTİ öncesi o yarım dönemde TOKİ'nin ürettiği konut sayısı 50 bin.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - 44.500.
ORHAN YEGİN (Ankara) - 50 bin; yuvarlayalım Abdullah ağabey. Yuvarlama rakam 50 bin ama AK PARTİ'nin kalan yarısı olan o dönemde ürettiği konut sayısı 1 milyon 170 bin artı sosyal donatı alanları...
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Tarımı bitirdiniz, tarımı!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Orhan Bey, Türkiye'nin nüfusu ne kadar?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, buradan bir hesap yapabiliriz. Yani eğer başarılı olmamız için verilen ölçüte göre gitseydik on sekiz yılda 50 bin konutun üzerine biz yirmi yılda 55 bin konut daha ekleyecektik, TOKİ'nin tarihi boyunca, otuz sekiz yıl boyunca ürettiği toplam konut 106 bin civarında olacaktı; biz bugün 1 milyon 170 binleri konuşuyoruz.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - O sürecin iktidarında Refah Partisi vardı, MHP vardı...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Hepsi vardı, hepsi vardı. Ya, kimseyi suçlayarak konuşmuyorum, bir matematik olsun diye, bir kıyas olsun diye söylüyorum.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Suçlama yok, suçlama yok.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ama siz bakın "maşallah" demiyorsunuz, "maşallah" diyemiyorsunuz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, lütfen hatibi dinleyelim.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Aslında buna söylenecek sözler çoktur, buna takdir için söylenecek sözler çoktur, tebrik için söylenecek sözler çoktur, teşvik için söylenecek sözler çoktur ama siz ne diyorsunuz? "Yandaş şirketlere iş üretmek için, rant için bu kadar iş yaptı, bunlar o yüzden yapılıyor." diyorsunuz. Sevinemiyorsunuz arkadaşlar. Dışarıdan alıp getirip birileri koymadı bunu oralara; illerinize, ilçelerimize, her birimizin ilçelerine. Bunu sizin ülkeniz başardı ya, hepimizin ülkesi başardı, hepimizin devleti başardı. Bunun için hepimizin sevinmesi lazım.
Hadi üstüne şunu da ekleyelim: 3 milyon 200 bin konutu kentsel dönüşümle yenilemiş ve 250 bin konutun dönüşümünün sürdüğü bir süreci yaşıyoruz bugün ve siz "Kentsel dönüşümünüz, insan için değil yandaş sermaye için yapılan bir araziye çökme işidir." diyorsunuz, böyle tanımlıyorsunuz. Yazık ediyorsunuz arkadaşlar. Hakaret ederek, yaftalayarak, bu şekilde ifadeler kullanarak bir yere varılmaz. Bu sözlerin sahibi kimse kendini biliyor, herkes üstüne alır, hepinizi kastederek söylemiyorum.
500 bini sosyal konut, 1 milyon konut arsası ve 50 bin iş yerini içeren "İlk Evim, İlk İş Yerim Projesi açıklanıyor eylülde. Açıklamayla kalmayıp ekimde 12 ilde temeli atılan ve kasımda ihale süreci bitirilenlerle beraber 20 bini aşan konutun işlemleri bir ayda başlıyor ve kuralar şimdiden illerimizde çekilmeye başlıyor. Mart 2023'te bitecek ve teslim edilecek konutlar yavaş yavaş yükselmeye başladı elhamdülillah temel atma törenleriyle beraber ve hedef iki yılda 250 bin konutu teslim etmek. Bakıyorum, bazı arkadaşlar buna bile değişmeyen nakaratı hâlâ tekrar ediyorlar, yandaşı zengin etmekten bahsediyorlar, "rant" diyorlar, öyle diyorlar, böyle diyorlar. Hey gidi muhalefet, hey diyorum ben de, hey gidi muhalefet hey!
Sadece bunlar mı? Konutların yanında sosyal donatılar, dükkânlar, iş yerleri, sıfır atık kültürü, bunun kanunları, bunun uygulamaları, ödülleri, tapuda ve işlemlerinde yapılan sistemsel dönüşümler, devrimler, kentsel dönüşümler, tarım köyler, sanayi alanlarının şehir dışına taşınması, tarihin ihyası, yeniden canlandırılması, çevreci uygulamalar, bisiklet yolları, yapı denetimde alınan onca mesafe, millet bahçeleri, 81 ilde 81 milyon metrekare millet bahçesi, terörden arındırılan şehirlerin yeniden ihyası, hani "'İmha' mı, 'ihya' mı?" dediler ya, işte imha edilen, yok edilen şehirlerin tarihe, insana, sosyolojiye saygı duyarak yeniden inşası, afetlerde, yangınlarda "Kurumlar ilgilensin geçsin kardeşim, biz başka işlere bakalım." diyen değil, olaylar gerçekleşir gerçekleşmez olay yerine "Benim orada olmam lazım." diye intikal eden ve günlerce insanların acıları hafifletilinceye kadar onların dertleriyle dertlenen ve her konuya vaziyet eden bir anlayış, bir yönetim anlayışı...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bravo, helal olsun!
ORHAN YEGİN (Ankara) - Yangından bahsedildi "Biz de oradaydık, siz yoktunuz." dedi bir arkadaş. Biz de oradaydık, siz de ama biz yangın ve afetlerle ilgilenirken, o acılarla ilgilenirken, sizler değil belki ama sizlerin adamları, sizleri temsil eden adamlar ekrana çıkıp helikopter sesleri, uçak sesleri duyulurken "1 tane uçak, 1 tane helikopter yok." dediler vatandaşlar ekranlardan o sesleri duyarken.
CAVİT ARI (Antalya) - Yoktu. Yoktu. Biz oradaydık, yoktu. Olmayanı söylediler.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Sözüm sana değil.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Nasıl yoktu ya?
İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Ben vardım orada.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Hey gidi muhalefet, hey... Hey gidi muhalefet...
İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Ben vardım orada ya.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, karşılıklı diyalog usulümüz yok. Rica ediyorum...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, ya, ayıptır arkadaşlar. "Bir teşekkür edin bari." diyor arkadaşımız, "İşiniz bu kardeşim..."
CAVİT ARI (Antalya) - Ya, yoktu.
İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Var ya, var, var.
CAVİT ARI (Antalya) - O feryatlardan sonra geldi helikopterler.
ABDLULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Yanlış zamanda gitmişsin sen.
CAVİT ARI (Antalya) - O feryatlar olmasaydı gelmezdi.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, rica ediyorum...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Ondan sonra da iş dönmeyince, iş açığa çıkınca "İşiniz bu kardeşim, yapacaksınız." diyorlar. Eyvallah, işimiz bu. Ama sizin biçtiğiniz roller değişik. Rolleri siz şöyle biçmişsiniz: Biz iş yapacağız, onlar karalayacaklar; biz koşacağız, onlar takoz koyacaklar. Böyle olmaz abiler, böyle olmaz.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Eyvallah karşılıklı... Ama haksızlık yapıyorsunuz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Yok, yok, öyle düşünüyorum; düşündüğümü söylüyorum, ifade ettiğim bu.
Bak, ne oldu? Yangınlar oldu, bütün Bakanlarımız oraya gitti, Cumhurbaşkanımız oraya gitti. Cumhurbaşkanımız demiş ki: "Evet, Bakanlarım oraya gitti, kurumlarım orada, herkes elinden geleni yapıyor ama benim vatandaşım mahcuptur, kalabalığı görür, derdini söyleyemeyebilir, ihtiyacını ifade edemeyebilir; mahcuptur benim vatandaşım." 20'şer, 30'ar, 50'şer kişilik milletvekili arkadaşlar için talimat vermiş "Gönderin gitsinler, benim vatandaşımla birebir görüşsünler, bir talebi, bir sıkıntısı, bir eksiği, bir noksanı varsa çözebiliyorlarsa orada, hemen çözsünler yoksa toplayıp bana getirsinler." diye. Gittik, Genel Merkezden aradılar, gittik buralara; Antalya'ya, Muğla'ya ilçeleri gezdik, köyleri gezdik. İnsanlara gittik, dedik: "Selamünaleyküm. AK PARTİ'den geliyoruz, milletvekiliyiz." "Hayırdır yavrum?" dediler. Dedik: "Bizi Tayyip Erdoğan gönderdi, böyle, böyle konuştuk." Dedi ki: "Yavrum, Bakanlarınızın hemen hemen hepsi geldi; İçişleri Bakanınız geldi, Orman Bakanınız geldi, Adalet Bakanınız geldi, uzun boylu bir Bakanınız var, o geldi..."
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Orman Bakanı, eski Bakan mı?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Bitirelim, devam edelim.
"Çevre Bakanınız geldi, Aile Bakanınız geldi, Cumhurbaşkanımız geldi. Evde yaşayan kişi başına hesaplarımıza paralarımız yattı. Evdeki eşyayla ilgili bir ödenek varmış, o yattı. İhtiyaçlarımız karşılandı. Otelde yerimiz ayarlandı, her gün bizi götürüp getiriyorlar. Bir de uzun boylu bir Bakanınız var, o da yanan evimizin yerine nasıl bir ev yapılacağını fotoğraflarıyla, projesiyle bize gösterdi. Siz niye geldiniz yavrum?" dedi.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Nerede?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Nasıl nerede? Gösterdik ya.
İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Aynen...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Dedik ki: "Amca, teyze, Tayyip Erdoğan bizi gönderdi, bir ihtiyacınız var mı?" diye "Allah razı olsun. Selam söyleyin. Allah devlete zeval vermesin. Allah Tayyip Erdoğan'ı başımızdan eksik etmesin."
İBRAHİM AYDIN (Antalya) - Âmin.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Herkes memnun yani?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, arkadaşlar, biliyorum, içiniz gidiyor bu tarafta siyaset yapamadığınız için; bu tarafta siyaset yapamadığınız için içiniz gidiyor, farkındayım.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Allah korusun. Allah, yazdıysa bozsun.
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Bence de Allah, yazdıysa bozsun.
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Allah göstermesin.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi "Selamınızı götürün dedi." şey yaptık.
Başkanım; sürem bitiyor, şunları atlayıp şuraya geleyim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreye titizlik gösterirsek memnun olurum.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Bitiriyorum.
Şimdi, arkadaşlar, muhtemelen içinizden şöyle geçiyor, diyorsunuz ki: "Ya, bu Tayyip Erdoğan nasıl bir adam? Helal olsun ya. Gidiyor, dışarıdan başarılı adamları buluyor. Adam siyasi bile değil, siyasi bir geçmişi bile yok, geliyor, iş yapıyor, bu kadar başarılı oluyor; gidiyor, yangında, afette, selde, depremde, vatandaşın içinde günlerce, haftalarca kalıyor, hemhâl oluyor, bu kadar başarılı, içten ve samimi. Tayyip Erdoğan böyle adamları buluyor, maşallah. Peki, ya bizimkiler ne yapıyor? Bizimkiler gidiyor, öyle adamlar buluyor ki güya adamlar siyasi, güya siyasetten geliyorlar ama sel oluyor, ortada yok, afet oluyor, ortada yok, tatilde çıkıyorlar; şehri felç eden karı değil, büyükelçiyle yediği balığı tuzluyor."
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.
SERKAN TOPAL (Hatay) - Kendi ailesi...
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Söyle kim buldu? Ruhsar Pekcan'ı kim buldu? Pakdemirli'yi kim buldu?
CAVİT ARI (Antalya) - Bu sana yakışmadı!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, şimdi size söz vereceğim, o zaman cevap verirsiniz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Dolayısıyla, içiniz gidiyor, içiniz gidiyor, bunu biliyoruz. "Bir Tayyip Erdoğan'ın getirdiklerine bak, bir bizimkilerin getirdiklerine bak." diyorsunuz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, süre...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son bir cümle alayım.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Eyvallah.
Son cümleyse diyeceğim şudur: Sayın Bakanım, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bizim hepimizi, bütün ülkeyi, bu memleket için sevinen herkesi gururlandıran çalışmalarınız için sizden, komple ekibinizden -çünkü biz sizin bir ile gittiğiniz zaman sadece Bakan olarak değil Bakanlık olarak gittiğinizi, konularla nasıl ilgilendiğinizi biliyoruz- Allah razı olsun. Bu ülkede vatan için, millet için taş üstüne taş koyan kim varsa sizden, bizden, Allah hepsinden razı olsun. Memleket, millet için yürüyen kim varsa Allah yolunu, bahtını açık etsin; onu büyütsün, yüceltsin diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.