KOMİSYON KONUŞMASI

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Sayın Başkanım, değerli komisyon üyesi arkadaşlarım, Değerli Bakanım, Genel Müdürlerimiz ve çalışma arkadaşlarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Maden Araştırma Komisyonu kazayı araştırma komisyonu aslında, ismi de üzerinde. Daha evvel de bu komisyonlar kuruldu, ben bunlardan bir tanesine de Başkan Yardımcılığı yaptım. Bu hadiselerin içerisinde şunu görüyorum: Başkanımızın uyarmasına rağmen, "Siyasi bir polemik konusu olmasın." demesine rağmen aynı Genel Kurulda olduğu gibi bir teknik komisyon olup bundan bir üzüm yeme çıkarmamız gerekirken inanın sadece hatalar üzerinde konuşarak, işte "Bunun bir sorumlusu olması lazım." gibi bir hüküm kurarak, sanki mahkeme yerine kendimizi koyarak, böyle bir şey yapmaya çalışıyoruz. Ya, bunlar doğru değil.

Ben önce bütün şehit kardeşlerime Allah'tan rahmet diliyorum. Taner Şen'in cenazesinde de bulundum, onun yakınlarına da hem orada taziyelerde bulunduk hem de Allah rahmet eylesin dedik. Kilimli, benim yaşadığım merkezdeki yöremdir; o yörede de İlyas Kabuk, Ali Gezer kardeşlerim Ankara'ya geldiler, onlarda biraz yanık var; inşallah, onlara da şifa diliyorum. Diğer Ersoy Mankır ve Ramazan Kamilçelebi kardeşlerimin orada tedavileri zaten yapıldı, hayatlarına devam ediyorlar. Bir daha olmamasını da diliyorum. Yani şunu söylemek istiyorum: Burada tespitler, sorular olacak, onların gerekli cevapları bulunacak, "Bunlar sorulmasın." diyen yok ama baştan başlıyoruz... "Efendim, Komisyon Başkanı yanlış, Bakan zaten gitsin, Hükûmet hiç bulunmasın; kalsın işler bize, biz bunu, bu işleri hallederiz." dediğiniz zaman, bu, hiçbir şey bilmiyoruz demenin anlamına gelir, siyaset yapıyoruzdur. Başkan, incir ağacından düşmüş... Bundan evvel de kazalar oldu, bunlara hep şahit olduk. O yörenin insanıyız, bu mesleğin içinde olan birisiyiz, maden mühendisiyiz, en ünlü hocalardan bunu idrak ederek gelenlerdeniz ve o sorumlulukları oralarda yapmayanları da görevimiz olmamasına rağmen ikaz edenlerden birisiyiz çünkü bizim canımız yanıyor. Hepsi arkadaşlarımızın çocukları. Şu anda ölenlerin bile 3'ü muhtar çocuğudur, onlar da bizim arkadaşlarımız çünkü onların hepsinin babaları, dedeleri Karadon'da ocaklarda görev yapmışlar.

O yüzden ne olur, özellikle rica ediyorum, eğer bundan bir üzüm yiyeceksek bunları bir geçelim. Söylediniz zaten, yazıldı, geçirdiniz şeylere, nereye geçirecekseniz geçirdiniz bunları. Ama bundan üzüm yiyebilmek için... Evet, burada eksiklerimiz yok mu? Var görünüyor. O eksiklerimiz de teftişle ilgiliyse, yönetmelikle ilgiliyse, yönergelerle ilgiliyse, kanunlarla ilgiliyse, işte, bunları gerçekten hepimiz... Çünkü bunu kim istedi? Bütün partiler istedi ve buradaki bütün grubu olan partilerin hepsi burada. Biz istedik, "Komisyon kuralım." dedik. E, şimdi, öyle bir hâle geliyoruz ki "Geçmişte de bu Komisyon oldu, dolayısıyla rafta kaldı. Hiçbir şey olmayacak. Şimdi seçimler geliyor, üç ay burada uğraşacağız, dördüncü aydan sonra seçim olacak. Dolayısıyla bir netice çıkmayacak." O zaman niye kabul ettiniz bunu, niye kabul ettik bunu, niye Komisyon kurduk?

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Bunu söylemek için. Evet, bunu söylemek için çünkü rafta kaldıktan sonra bir anlamı olmuyor ki Sayın Vekilim yani.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Anladım. Yani, inanın, bazen...

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Konuya gelin siz.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Bazen insan düşünüyor, yani, yaptığımız işi ne için yaptığımızı, niye yaptığımızı, ne netice almamız gerektiğini gerçekten, böyle, o insanların, şehitlerimizin üzerinden bir, acılarını paylaşmamız gerektiğini...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Siz ne hakla bize böyle hitap edebiliyorsunuz, hangi hakla?

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Bunu söyleyemezsiniz, bakın, böyle bir hakkınız yok.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Neyi söyleyeceğiz? Neyi söyleyelim ağabey?

BAŞKAN TANER YILDIZ - Arkadaşlar...

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Yani, bizim, o insanların ölümü üzerinden bir...

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Sizinle ilgili demiyorum ya.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Bunu söyleyemezsiniz yani.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Beni bir dinleyin, bitireyim bakalım ya.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Arkadaşlar... Arkadaşlar, lütfen müdahale etmeyin.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Siz konuşurken biz konuştuk mu?

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Konuyla ilgili konuşun.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Siz de konuya gelin o zaman, sadede gelin.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Biz konuyla ilgili konuşuyoruz, yerinde yaşıyoruz işte.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Arkadaşlar...

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Bakın, ağır ithamda bulunuyorsunuz.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Ne ağır ithamında bulunuyoruz, ne yapıyoruz?

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Evet, o kişilerin ölümü üzerinden siyaset yaptığımızı...

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Hayır, öyle demedim ki. Bakın, hiç dinlemiyorsunuz.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Arkadaşlar, lütfen, konuşmacıya müdahale etmeyelim.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Hayır, onu demedim. Yani eğer bunları siz konuşurken devamlı, sürekli... Benim demek istediğim, bu Komisyonun bir verim alabilmesi için, olabilmesi için, evet, sorularımızı soralım, yetkili insanlarımızı dinleyelim, onların bize verdiği ifadelerden neler yapabiliriz Meclis olarak, onun gereklerini yerine getirmeye çalışalım bütün buradaki grubu olan veya görevli olan arkadaşlarımızla birlikte diye düşünüyorum.

Ama maalesef buranın bir teknik Komisyon, bir Araştırma Komisyonu... Bunların neticesinde neler olabileceğini de Meclisimize sunup ve kamu kurumlarından bunların neticelerini, geriye dönüşlerini takip etmemiz gerekirken ta baştan yanlışlar üzerinde "siyaset yapma" adı altında kullandığımız bütün cümlelerden, buradan gerçekten ben de şüpheye ve kuşkuya düşmeye başlıyorum ve bunu özellikle istirham ediyorum, herkesten rica da ediyorum; ya, arkadaşlar, bundan bir üzüm yiyelim, buradan bir netice çıkaralım. Eğer bunu çıkarmayacaksak, dediğimiz gibi, yaptığımız eziyete, harcadığımız emeğe, harcadığımız zamana da yazık.

Onun için de özellikle diyorum ki bu saatten sonra söyleneceklerin hepsi söylendi, hiç değilse bu kazaların bir daha olmaması adına, bunların tedbirlerinin alınması adına, hangi yerde, nerede eksiğimiz varsa onları tespit edip onların da gereğinin yapılması için hem bizler, hepimiz hem de Meclis olarak değişik kurumların, hangi kurumlar sorumluysa onlara da bunu yaptırabilme... Veyahut yönergelerde, yönetmeliklerde veya kanunlarda değişiklik yapılacaksa onları da hep birlikte tespit edelim ve dolayısıyla bir daha böyle kazaların olmaması adına da yararlı bir çabanın içerisinde bulunalım diyorum. Yoksa, kazanın herkes bir yorumunu yapabilir. Bu yorumu yapacakların belki başında geleceklerden bir tanesi de benim, içinde yaşayıp gören ve sadece bu iktidara mahsus değil, en büyük kazalardan bir tanesi de 1992 senesinde Kozlu'da olmuştur. O dönemde de iktidarlar vardır, siyasiler vardır, herkes vardır. Ondan evvel 1983 senesinde de bizim Kandilli bölgesi dediğimiz Ereğli bölgesinde 103 insanımız vefat etmiştir. Yakın dönemler de zaten Ermenek'tir ve olaylar bilinir.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Böyle meşrulaştıramazsınız ama.

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Bu, şu değil, kimse sorumluluktan kaçsın, şu olsun, bu olsun anlamında değil; neticede, "Ne yapabiliriz?"i ortaya çıkarmak için bu Komisyon kurulmuştur. Bu yüzden de ben, özellikle, bu konuda yoğunlaşırsak çok memnun oluruz ve mutlu oluruz, inşallah, sorunlara, bu eksikliklere de bir çare bulmuş oluruz diyorum.

Sevgili Başkanım, ben teşekkür ediyorum.