KOMİSYON KONUŞMASI

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, kıymetli Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri, Sayın Bakanım, bakan yardımcılarım, bakanımızın değerli bürokratları ve yöneticileri; sözlerimin başında sizleri saygıyla selamlıyorum.

Merkezine insanı koyan, yeryüzünün dengesine müdahale etmeyen, şehirlerimizi korumanın yanında çocuklarımız için çok daha yaşanabilir, dünyaya örnek olacak şehirler inşa etmeyi amaçlayan anlayışımızla Türkiye'nin yeni şehircilik vizyonunu son yirmi yılda yaptığımız icraat ve yatırımlarımızla milletimizin hizmetine sunduk. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ülkemize, şehirlerimize bugüne kadar birbirinden güzel ve sağlam kamu binalarıyla, millet bahçeleriyle, kentsel dönüşüm çalışmalarıyla, sosyal konut projeleriyle destek olduk. Vatandaşlarımızın daha iyi yaşam şartlarında yaşamaları adına yapılması gereken tüm projeleri kararlılıkla sürdürdük. Eğitimden sağlığa, ticaretten turizme tüm sanayi alanlarının iyileştirilmesine kadar şehirlerimiz, vatandaşlarımız için yapılması gereken tüm projeleri bir bir hayata geçirdik ve inşallah yine aynı anlayışla dev projeler yapmaya, milletimizin gönlüne girmeye, milletimizin duasını almaya, güçlü ve büyük Türkiye inşa etmeye devam edeceğiz.

Hızlı artan nüfus, şehirleşme, ekonomik faaliyetler ve çeşitlenen tüketim alışkanlıkları, çevre üzerindeki baskıyı artırmakta ve iklim değişikliği, çölleşme, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kuraklık gibi çevre problemleri ve her geçen gün insan yaşamını ve kalkınma sürecini daha belirgin bir şekilde etkilemektedir. Bu kapsamda çevre ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi de gittikçe önem kazanmaktadır. Ülkemizde çevre sorunlarına duyarlı politikalar, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde, küresel, sürdürülebilir kalkınma amaçlarıyla uyumlu bir şekilde geliştirilmekte ve uygulanmaktadır. Bu kapsamda, çevre alanında kurumsal yapı, mevzuat ve standartların geliştirilmesine yönelik, sanayi ve ulaştırma sektörleri başta olmak üzere ilgili alanlarda iklim değişikliğiyle mücadele stratejileri belirlenmekte, yeşil büyümenin sağlanması ve Türkiye coğrafi konumu itibarıyla iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında yer aldığından, ülkemizin iklim değişikliğine uyum kapasitesinin geliştirilmesi hedeflenmektedir.

İklim değişikliğinden bahsetmişken, ne yazık ki geçtiğimiz yılla birlikte bu yıl da ülkemizin birçok bölgesinde deprem, sel felaketleri ve orman yangınları yaşanmıştır. Yaşadığımız bu afetlerin tamamında, devletimiz, ilk andan itibaren vatandaşlarımızın yanında yer almış; afetin izlerini silmek, milletimizin yaralarını sarmak için bütün imkânlarını tüm kurumlarıyla birlikte seferber etmiştir.

Afet çalışmaları kapsamında yapılan icraatlara bakacak olursak; 2002 yılı itibarıyla 39 ilimizde deprem, sel, fırtına ve yangın olmak üzere vuku bulan 59 adet afet olayı sonrasında, Bakanlığımızca, yaklaşık olarak 988.827 yapı içerisindeki 2 milyon 490 bin 733 bağımsız bölümün hasar tespit çalışmaları yapılmıştır. Hasar tespit çalışmaları sürecince, ağır hasarlı ve yıkık olduğu belirlenen yapılar içerisinde yapı denetim sistemiyle denetlenmiş bir yapının bulunmadığı belirlenmiştir. Ülkemizde geçtiğimiz yıllarda yaşanan afetler sonrasında Elâzığ ve Malatya'da 5.450 adedi ahırlı köy evi olmak üzere 32 bin 850 konut yapımı için çalışmalara başlanmıştır. Bu konutlardan 26.711 adedinin yapımı bitirilmiş olup kalan 6.141 adedinin inşaatı da hızla devam etmektedir. İzmir'de 5.061 konutun 2.245 adedi tamamlanmış olup bunlardan 1.404 adedi afetzedelere teslim edilmiş, 397 adedin teslim edilmesi hususunda ilgili kurumlarla yazışmaları yapılmış, 444 adedin ise geçici kabul eksiklikleri tamamlanmaktadır. Kalan 2.816 konutun inşası devam etmektedir.

Giresun'da meydana gelen sel ve heyelan afeti sonrasında Giresun Doğankent ve Dereli'de 369 konut ve 250 köy evinden 369 konut ve 24 köy evi tamamlanmıştır. Karadeniz Bölgemizde 2021 yılında meydana gelen sel afetleri sonrasında Rize'de 364 konut, 50 köy evi; Artvin'de 41 konut; Kastamonu'da 934 konut, köy evi ve 127 dükkân; Sinop'ta 80 konut ve Bartın'da 20 köy evi olmak üzere toplam 1.419 konut, 110 köy evi ve 120 dükkânın yapımı devam etmektedir.

Ciğerlerimizi yakan orman yangınlarında Antalya ilinde ve ilçelerinde yangın felaketinden sonra 900 hak sahipliği tespit edilmiş olup bu hak sahiplerinden 666'sı AFAD tarafından, 234'ü kentsel dönüşüm kapsamında faydalandırılmıştır. İl genelinde yangın afetinden etkilenen hak sahiplerini de içerecek şekilde 1.284 adet konutun ihalesi Bakanlığımızca yapılmış olup toplam 883 adet konut, 4 köy konağı, 1 adet cami yapımına başlanmıştır.

Ayrıca Muğla ilinde 110 köy evi ihalesi gerçekleştirilmiş olup yapımına başlanması bildirilen 19 konut ve 3 ahırdan, 10 konut ve 3 ahırın yapımı tamamlanmış, hak sahiplerine teslim edilmiştir.

Yaşadığımız felaketler, kaybettiğimiz canlar bizleri gerçekten derinden yaralıyor. Bir kez daha bu felaketlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, etkilenen tüm vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Sizlerin huzurunda da canla başla çalışan, gece gündüz vatandaşlarımızın yanından ayrılmayan, devletimizin her daim milletinin emrinde olduğunu gösteren kıymetli Bakanımıza da şükranlarımı sunuyorum.

Çok şükür ki artık, afet paralarıyla memurun, işçinin maaşını ödeyen eski Türkiye yok; çok şükür ki aziz milletimizin kötü gününde her daim yaralarını saracağı, acılarına ortak olacağı bir lideri var, bakanları var; her zaman yanında olan büyük ve güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti devleti var.

Vatandaşımızın hayat kalitesini sağlıklı ve planlı biçimde yükseltmek, çevresel şartlar konusunda refahı en üst seviyelere taşımak hedefiyle ülkemizi geliştirmek ve güzelleştirmek için önemli düzenlemelere imza atılmış, devrim niteliğindeki projeler hayata geçirilmiştir. Sıfır Atık Projesi'yle ülkemiz genelinde yaklaşık 150 bin bina ve yerleşkede Sıfır Atık Yönetim Sistemi uygulamaya geçirilmiştir. Sıfır atık uygulamasının başladığı 2017 tarihinden itibaren 20,4 milyon ton kâğıt, karton; 5,4 milyon ton plastik; 2,3 milyon ton cam; yarım milyon ton metal ve 5,2 milyon ton organik atık olmak üzere toplamda 33,8 milyon ton geri kazanılabilir atık ekonomiye kazandırılmıştır. Bu atıklardan toplam 62,2 milyar Türk lirası ekonomik kazanç sağlanmış olup 530 milyon kilovatsaat enerji tasarrufu, 572 milyon metreküp su tasarrufu, 69 milyon metreküp depolama alanından tasarruf sağlanmış; 3,9 milyon ton sera gazı salınımı önlenmiş, 347 milyon ağaç kurtarılmış; 87 milyon varil petrol, 650 milyon ton ham maddeden tasarruf edilmiştir. Sıfır Atık Projesi'nin en önemli aşamalarından depozito sistemi kapsamında, 2023 yılı içinde 7 bin iade noktası hazırlanarak ilk etapta 20 milyar şişenin geri dönüşümü sağlanacaktır. Bu sayede 37 bin ton sera gazı emisyonu azaltılacak ve 3,6 milyon varil petrolden tasarruf edilecektir. Sıfır

Atık Uygulaması'ndan önce ülkemizde yüzde 13 olan geri kazanım oranını yüzde 20,2'ye çıkardık. Hedefimiz, 2023 yılında bu oranın yüzde 35'e, 2035 yılında ise yüzde 60'a çıkarılmasıdır.

Ülkemizde özellikle dar gelirli ve dezavantajlı kesimlerin konut gereksiniminin yeterli düzeyde ve sürdürülebilir çözümlerle karşılanması amacıyla Toplu Konut İdaresi, TOKİ'nin gerçekleştirdiği sosyal konut projeleri ülkemiz genelinde hızla sürdürülmektedir. Bu projelerle ülkemizde herkesin yeterli, nitelikli, güvenli yaşam alanlarında yaşayabilmesi, çağdaş yaşamın gerektirdiği temel hizmetlere erişimlerinin sağlanması amaçlanmaktadır. 1984 yılında kurulan Toplu Konut İdaresi 2002 yılına kadar -on dokuz sene içinde- 54 bin konut üretirken, Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakan olarak 2003 yılında göreve gelmesiyle TOKİ yeniden yapılandırılmış, 2003-2022 yılları arasında yani yirmi yıl içinde 81 il ve ilçelerimizde sosyal konuttan kentsel dönüşüme, afet konutlarından köy evlerine kadar toplam 1 milyon 170 bin sosyal konut üretilmiştir. Ayrıca, şehirlerde sosyal, kültürel, eğitim, sağlık, güvenlik gibi hizmetlerin uygun şartlarda verilmesi noktasında sosyal donatılar üretilmiştir. Bu kapsamda, 29.432 derslikli 1.396 okul, 269 hastane; 82.807 öğrenci kapasiteli 215 yurt, pansiyon; 2.113 ticari ünite, 346 kamu hizmet binası, 21 stadyum, 20 üniversite binası, 930 cami, 162 millet bahçesi olmak üzere sevgi evi, engelsiz yaşam merkezi, huzurevi, halk eğitim merkezi, kültür merkezi ve toplum merkezi gibi 26.231 sosyal donatı inşa edilmiştir. Bu çerçevede, cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümü olan 2023 yılında sosyal konut kampanyaları çevresinde 125 bin konutun ihalesi, yaklaşık 80 bin konutun tamamlanması, ilk etapta 250 bin konut, 1 milyon konutluk imarlı arsa ve 10 bin iş yeri hak sahibinin noter huzurunda yapılacak kuralarla belirlenmesi sağlanmaya başlanmıştır.

Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 13 Eylülde başlatılan, cumhuriyet tarihinin en kapsamlı sosyal konut hamlesiyle 2023-2028 yılları arasında üretilmesi planlanan toplamda 500 bin sosyal konut, 1 milyon konutluk arsa ve 50 bin iş yeri kampanyası büyük ilgi görmüştür. Ülkemizde özellikle dar ve orta gelir gruplarının barınma, konut sorununun çözülmesine yönelik geliştirilen bu büyük kapsamlı projeyle, kamunun konut sektöründeki düzenleyici, destekleyici rolünün daha güçlenmesiyle birlikte sektördeki kontrolsüz fiyat artışlarının da önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Bu kampanyalar sosyal faydanın yanında ülke ekonomisi ve istihdamı için büyük bir katma değer üretecektir. 250 bin konut yaklaşık 422 milyarlık yatırımla gerçekleştirilecek, çarpan etkisiyle ekonomiye yaklaşık 2 trilyon Türk lirası ekonomik bir değer, 100 bin yeni istihdam sağlayacaktır.

Bizler hep söylüyoruz: Güçlü Türkiye'nin yolu güçlü şehirlerden geçer. Biz bu yolda şehirlerimizi güçlü kılmak için elimizden gelen tüm çabayı ve gayreti göstermeye devam edecek, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde çıktığımız bu yolda yılmadan, yorulmadan, büyük bir aşkla yürüyeceğiz. Türkiye olarak, şehircilik alanında geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi Türkiye Yüzyılı'nda da çok büyük başarılar elde edeceğimiz bir dönemi yaşayacağımıza yürekten inanıyorum.

Konuşmamın bu bölümünde sizlere bazı proje ve önerilerimden bahsetmek istiyorum. İlk olarak, Bakanlığımızın bünyesinde bir genel müdürlük kuracağız. Bunun adı "yapı kontrol genel müdürlüğü" olabilir. Tıpkı araçların periyodik fennî muayenelerinin yapıldığı gibi konut, iş yeri ve benzeri tüm binaların dört veya beş yılda bir fennî muayenelerinin yapılması için gerekli yasal düzenlemeleri yapmamız lazım. Söz konusu proje gerçekleştiğinde kaçak konut ve benzeri yapı imalatı tarihte kalacak, zira ülkemiz deprem bölgesi. Binalarda projeye aykırı tadilat mı yapılmış, taşıyıcı sisteme zarar mı verilmiş veya ekonomik ömrü tamamlanmış mı... Bildiğimiz gibi, yakın zamanda, sanırım İstanbul'da, zemin katta, malik veya kiracı tarafından duvarları yıkılmış bir bina, bir apartman... Bu nedenle apartman çöktü. Ayrıca kent estetiği yönünden de bu çalışma çok önemli. Bu denetimlerde sağlıklı olarak tüm yerleşimlerdeki yapıların envanteri çıkacak, hangi bina, ne durumda belli olacak; ona göre önceliklendirilerek kentsel dönüşüm planlaması yapılacak. Bazıları belki hemen tahliye edilecek, zira şu anki durumda çürük binalarda yaşam devam ediyor; oturanların ancak binadan anormal sesler, çatırtılar gelmeye başlayınca haberleri oluyor, o anda da tahliye için çok geç kalınıyor. Bu genel müdürlüğün bir bütçesi olacak, bina kontrollerinden makul bir ücret alınarak bu ücret döner sermaye içinde veya bir fonda toplanabilir. Bu ücretle, yeni bina yapma gücü olmayan çürük yapı sahiplerinin binaları yapılabilir.

İkinci konu, sigorta. Genelde hâlihazırda zorunlu olarak görünen fakat tapu dairesinde işimiz olunca yaptırdığımız Zorunlu Deprem Sigortası yani DASK yerine sadece deprem değil, yangın, sel, toprak kayması risklerini de içeren ve bütün ulusal ve uluslararası firmaların sisteme dâhil edildiği zorunlu bir yapı sigorta sistemini gerçekleştirmemiz gerekiyor; aynı, araçlardaki zorunlu trafik sigortası gibi. Bu sistemin kontrolü de yeni binalar için, belediyeden yapı kullanma izin belgesi verilmesiyle sigorta süreci başlamalı, mevcut binalar için de kurulacak olan yapı kontrol genel müdürlüğünün periyodik fennî muayenesi sırasında sigorta durumu da kontrol edilmeli; bütün sigortalar uzun süreli olabilir, beş yıl gibi.

Üçüncü konu: Tapu alımı, satımı ve benzeri harçların ayrıca belediye emlak vergi değerleri gerçek değerden ödenmeli, bunun için belediyeler SPK lisanslı gayrimenkul değerleme firmalarından hizmet almalı. Tüm binalara dört veya beş yılda bir gerçek ve sağlıklı ekspertiz yapılmalı ancak tapu harçları ödenebilir olmalı, vatandaşı zorlamamalı; alandan yüzde 1, satandan yüzde 1 olmalı. Satış bedeli düşük gösterildiğinden dolayı mahkemelerde mahkeme bilirkişileri bu değerleri emsal alıyor ve bu nedenle izaleişüyu yani ortaklığın giderilmesi davalarında veya icra dairelerindeki satışlarda sorunlar çıkıyor; aileler arasında, alacaklılar, verecekliler arasında ölümlü kavgalar oluyor.

Gerçi bu konu Maliye Bakanlığıyla ilgili ama yeri gelmişken söylüyorum: Kiralamalarda da stopaj yüzde 20'den yüzde 10'lara indirilmeli, zira tahminimce çok ciddi bir oranda, kiracılar kira bedelini tam göstermiyor, ikinci bir kira kontratı yapıyorlar. Tabii, bu durumda da vergi cezalarını artıracağız, uzlaşma ve benzeri anlaşmalar olmayacak ki kimse eksik bildirime tevessül etmesin.

Başka bir konu da: Belediye şirketleri üzerinden, projesi olmayan, vizyonu olmayan belediyeler plansız programsız personel alıyor, Sosyal Güvenlik Kurumu primi ve vergilerini de ödemiyor, zira haddinden fazla personel alınca gelirleri personel giderlerine bile yetmiyor, borç içinde kalıyorlar, yapması gereken asıl işlerini, kanalizasyon, yol, arıtma tesisi ve benzeri işleri yapamıyorlar. Somut bir örnek vermek gerekirse, Aydın Büyükşehir Belediyesi, ASKİ ve şirketleriyle birlikte yaklaşık 5 bin kişiye maaş ödüyor ancak fiziki olarak çalışan 2.500 kişi civarında.

HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) - Nereden biliyorsun?

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Başkana sordum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sıra gelince söyleyin, rica ediyorum.

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Sor, konuşalım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Herkes sırası gelince ifade etsin görüşlerini.

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Nazilli Belediyesi ise yaklaşık 1.025 kişiye maaş ödüyor, fiziki olarak çalışan 450-500 kişi. Belediyelerin istihdam sağlamasına bir diyeceğim yok ancak belediye şirketleri üzerinden üretime yönelik işletme, fabrika, sera ve benzeri yapılabilir; o zaman memnun oluruz istihdam sağladıkları için.

Bu arada, belediye şirketi yöneticilerinin yani imza yetkililerinin de aynı devlet memuru gibi hesap vermesi lazım. Hâlihazırda Türk Ticaret Kanunu'na göre yönetilen belediye şirketleri genel olarak hesap vermiyorlar, harcamalarından veya icraatlarından dolayı sorumlu değiller. Ayrıca Aydın'da Aydın Büyükşehir Belediyesinin gevşekliğinden dolayı bütün yerleşimlerin foseptikleri Menderes Nehri'ne akıyor; Menderes Nehri'nden pislik akıyor; tarıma da ciddi zararı var, insan sağlığına da çok ciddi zararı var; bunun ciddi bir yaptırımının olması lazım.

Son olarak da bir konu: Aydın'da Buharkent ve Kuyucak ilçeleri, jeotermalle ısıtmak için çalışma yaptılar, projeleri hazır, her şeyi hazır fakat Büyükşehir Yasası'na takılıyorlar; Sayın Bakanım, burada da acil olarak bir çözüm getirmemiz lazım.

HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) - Hangi Büyükşehir Yasası ya! JES'lerin yasasını siz çıkardınız. Ayıp ya!

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Tamam, Büyükşehir Yasası'na... Büyükşehirler sorumlu, ısıtmadan büyükşehir sorumlu.

CAVİT ARI (Antalya) - Mahvettiniz ülkeyi!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sıra size gelince fikrinizi ifade edin lütfen.

HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) - Büyükşehir Yasası'nı biz mi çıkardık?

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Ben on yıl belediye başkanlığı yaptım, bana öğretme.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hüseyin Bey, bugün konuşacaksınız; sıra gelince fikrinizi söyleyin lütfen.

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Sözlerime son verirken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın 2023 yılı bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Çok teşekkür ediyorum.

Sayın Erim aynı zamanda eski bir belediye başkanı olarak bazı kişisel fikirlerini, proje fikirlerini de sundu; takdir tabii, Bakanlığımızın.

Değerli arkadaşlar, bir buçuğa kadar devam ettirmeyi düşünüyorum müzakereleri, sonra bir yemek aramız olacak. Konya'dan da güzel bir ikram var bugün, Konya yemekleri, tavsiye ederim; başka yere gitmeyin, aşağıda yemeğe bekliyoruz.

HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) - Büyükşehir Yasası'nı biz mi çıkardık?

BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Büyükşehir Yasası'nı siz çıkardınız demiyorum, düzenleme yapılması lazım diyorum.