| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a) Dışişleri Bakanlığı b) Avrupa Birliği Başkanlığı c) Türk Akreditasyon Kurumu ç) Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı (Türkiye Ulusal Ajansı) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 08 .11.2022 |
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Size ve kıymetli Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi milletvekili arkadaşlarımıza, şahsiyetli dış politikanın başındaki Kıymetli Bakanıma ve değerli bürokratlarımıza saygılarımı sunuyorum.
Sayın Başkanım, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh." ilkesini hedefleyen Türk dış politikası, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde girişimci ve insani dış politika uygulamalarıyla ülkemizi dünyanın en kudretli ülkelerinden biri yapmıştır. İlkeli, insancıl dış politikamız büyük takdir toplamaktadır. "Dünya 5'ten büyüktür." "one minute" "Daha adil bir dünya mümkün." söylemlerimiz bu takdirin alınmasında büyük pay sahibidir. Kimsenin söyleyemediği, düşünemediği bu söylemler dünya mazlumlarının umudu olmuştur. Tüm bu politikaların oluşturup yürütülmesinde Kıymetli Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ve Dışişleri kadromuzun gayretleri önemlidir. Ülkemizin ulaştığı iktisadi ve askerî güç etkin dış politikamızı destekleyen etkenlerin başındadır. Artık edilgen bir dış politikamız yok ve olamaz. Gönül coğrafyamız başta olmak üzere, olmamız gereken her yerdeyiz ve olacağız.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülen tezkerelere ret oyu vererek edilgen dış politika özlemi taşıyanların direncini görmekteyiz. Özellikle Libya, Suriye, Irak ve Azerbaycan'ın önemi çok büyüktür. Bu tezkerelere ret verenlerin bugünleri anlayabilmelerine katkı sağlamak istiyorum ve daha önce kaleme aldığım şu notları sizlerle paylaşıyorum.
Yıl 1911, yer Libya, genç bir Osmanlı subayı -30 yaşında- oradan bir mektup yazar, mektup şöyledir: "Biz vatana borçlu olduğumuz fedakârlık derecelerini düşündükçe bugüne kadar yapılan hizmeti pek değersiz buluyoruz. Vicdanımızdan gelen bir ses vatanın bu sıcak ve samimi ufuklarını tamamen temizlemedikçe, gemilerimizin Derne, Tobruk, Trablusgarp ve Bingazi limanlarında tekrar demir atmış olduğunu görmedikçe vazifemizi bitirmemiş olduğumuzu ihtar ediyorum. Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır çünkü kendi selametini, kendi saadetini memleketin ve milletin saadeti için feda edebilen vatan evlatları çoktur." Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Libya çöllerinden Salih Bozok'a yazdığı mektup.
Yıl 1990'ların sonu, yer Türkiye, yerli ve millî bir siyasetçimiz aynen şöyle sesleniyor: "Siz meseleyi Suriye mi sanıyorsunuz? Onların Suriye'yi istemesinin tek bir nedeni vardır, o da Türkiye'yi işgal etmek için zemin hazırlamaktadır. Eğer bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedef Türkiye'dir. Bu söylediklerimi bir gün anlayacaksınız." Profesör Doktor Necmettin Erbakan.
Yıl 2009, yer Bosna'da bir köy, kahraman Türk askeri Mehmetçik o bölgededir. Ordumuz Bosna'da yardıma muhtaç olanları tespit edip Türkiye'den gelen yardım kolilerini onlara ulaştırıyorlar, bu yardımları ulaştırırken bir köyde yaşlı bir teyzenin yardımı unutulur, muhtar "Tepede, zor bir yerde olan teyzeye yardım götürebilir misiniz?" diye sorunca subaylarımız "Tabii ki." der ve koliyi sırtlayan subaylarımız diz boyu karın içinde güç bela teyzenin evine ulaşırlar, kapıyı çalarlar, kapıyı açan teyzenin ilk sorusu şudur: "Türk müsünüz?" bizimkiler de "Evet, Türk'üz." deyince teyze de şunu der: "Geleceğinizi biliyordum."
Yıl 2020, yer İdlib Suriye, 25 yaşında bir Mehmetçik, arkadaşına yazdığı bir telefon mesajı: "Ağabey, biz İdlib'e gidiyoruz; orada arama yapacak kadar bile şebeke yok, ne zaman Turkcell gelir hiç belli olmaz. Hakkınızı helal edin, sizleri seviyorum. Sizden ricam da sakın 'Suriye'de ne işiniz var?' diyenlerden olmayın. Gittim, gördüm; tam da olmamız gereken yerdeyiz. Yedi düvel bir olmuş; rejimi, Rusya'sı. Dua edin yeter. Selametle." Bu kardeşimiz de kim? Kuzey Irak gazisi, İdlib şehidi Şehit Piyade Uzman Onbaşı Nihat Karaca.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Evet, Atatürk'ün zikrettiği ve uyardığı, Erbakan Hoca'nın uyardığı, Piyade Uzman Onbaşı Şehit Nihat Kara'nın işaret ettiği, Bosnalı teyzemizin beklediği ve bize yüz yıldır unutturmaya çalıştıkları bu sıcak ve samimi ufukları soğutmayacağız ve de unutturmayacağız. Edilgen politika takipçilerine rağmen onurlu ve dik duruşlu dış politikamız en etkin şekilde devam edecektir. Doğu Türkistan'dan Azerbaycan ve Balkanlara, Libya'dan Orta Doğu'ya her yerdeyiz, Suriye'de ve Irak'ta hayal edilen terör devleti asla kurulmayacaktır. Heveslilerin hevesi kursağında kalıp o heveslerinde boğulacaklardır.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, sağ olun.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Başkanım, son sözüm.
Türk Devletleri Teşkilatımız kurulmuş ve etkin bir şekilde çalışmalarına başlamıştır. Karabağ özgürlüğüne kavuşmuş, Türk cumhuriyetleriyle karasal bağımız sağlanmıştır.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum, sağ olun.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Ben teşekkür ediyorum.