KEMAL ÇELİK (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli komisyon üyelerimiz ve sevgili hocalarımız; hepiniz hoş geldiniz.

Bizim toplantılarımız tabii ki gerçekten verimli oluyor. Dün yetkili kurumu dinledik, bize bir fikir verdi. Burada komisyonun amacı buradan bir sonuca gitmek, bir rapor hazırlamak. Bu bakımdan tabii, bizim de gelen hocalarımızdan belli beklentilerimiz var. Bu maden ocaklarında biliyorsunuz bilim ve teknoloji çok önemli ama bilim ve teknolojiyi kullanan insanlar da çok önemli yani bu unsurların hepsi bir arada olması gerekiyor. İşte, sensör var, havalandırma var, biliyorsunuz, bir de metan gazı var tüm bunları da yöneten insanlar var; bu nedenle, bu gerçekten hem zor hem de bilimin çok önde olduğu bir konuyu gündemimize taşıyoruz. Tabii ki bizim komisyonlarda hocalarımızdan da beklediğimiz şu: Hocalarımız belki çok... "Şu, şu olmuştur. Sonunda da şunlarla, şunlarla önlenebilir." denilmesi gerekiyor yani bize faydalı olması açısından. Yani Sayın Başkanım, hocalarımızı biraz erken çağırdık gibi de geliyor bana, belki sonra tekrar bir davet etme imkânımız olur mu diye düşünüyorum. Bir iki hocamız bize gerçekten yön verdi ve örneğin bu maden sisteminin nasıl çalıştığını -Kemal Hocamızdı galiba- açıkladı, oradan kafamızda bir şey oluştu ama bazı hocalarımız da Soma'dan gitmeyi tercih etti hatta yani şöyle ifadeler kullandılar: "Bu çalışmayı yapamadık. Teknik olarak durum ortaya koymakla mükellefiz, bir şey yapamadık. Maden sahaları nasıl olmaması gerekirse öyle yapıldı." gibi ifadeler; çok garip bunlar. Efendim, havzalar parsellere verildi; çok kişiye verildi, onu niye ilgilendiriyorsa yani çok garip bir durum.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Ama kazanın sebebi oradan çıktı.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Niye garip olsun ya!

KEMAL ÇELİK (Antalya) - "Madenciler bir araya gelemedik, konuşamadık." Bir de dedi ki: "Konuşturulamadık." yani bunlar da çok garip, biz bunu dinlemeye gelmedik ki bunu dinlemeye gelmedik.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Yaşanmış ama bunlar.

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Hayır, yaşanmış tamam da biz hocalarımızdan bilimsel şeyler istedik.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Bilim özgür olmalı.

KEMAL ÇELİK (Antalya) - "Rapor bir türlü yapamadık." Niye yapamadınız; işiniz bu yani yapmanız lazım çünkü hocasınız. Bir, burada sunacaksınız. İki, öğrencilere öğreteceksiniz yani çocuklarımıza. Bunları biraz garipsedim ben. Onun için örneğin, gerçekten adliyemiz, devletimiz iyi çalışmış, kısa zamanda bir bilirkişi raporu çıkmış ve çok faydalandık yani gerçekten. Evet, tartışılabilir ama bir şey de ortaya koymuşlar, bizim muhalefetteki arkadaşlarımız da bunları gayet güzel de anlattılar yani niye anlattınız demiyoruz, elimizde bir veri oldu çünkü bizim bu veriye de ihtiyacımız var.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Zaten devletin verisi bu.

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Evet, tabii devletin verisi.

Biz de hocalarımızdan bu kısa sürede belki böyle bir veriyi bekledik; belki ben fazla bir beklenti içerisindeyim ama bence hocalarımız bu Amasra özelinde tabii ki Soma'dan da, efendim, tabii ki Ermenek'ten de şeyler alacaklar ama hocalarımızdan beklentimiz: Belki şöyle bir beş on sayfa yeterlidir, sayfalarca değil. İşte, "Şuna buradan bakabilirsiniz." falan bunlara gerek yok, var zaten. Yani biz bazı bilgileri de Google'dan bulabiliyoruz yani Çin ile Türkiye'yi biz Google'dan karşılaştırabiliyoruz, bende var yani hocalarımızdan bunu beklemedik biz. Ben tekrar gerekirse hocalarımızın daha bize ışık tutacak, "Nasıl olmuştur ve nasıl olması gerekir?"i söylemelerini bekliyorum.

Teşekkür ederim.