| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a) Millî Eğitim Bakanlığı b) Yükseköğretim Kurulu c) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ç) Yükseköğretim Kalite Kurulu d) Üniversiteler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 03 .11.2022 |
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Değerli Bakanım, Millî Eğitim Bakanlığımızın değerli mensupları, YÖK Başkanım, ÖSYM Başkanım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün Millî Eğitim Bakanlığımızın 2023 bütçesi ve 2021 kesin hesap kanun tekliflerini görüşüyoruz, aslında en önemli Bakanlığı görüşüyoruz. Meşhur motto var ya "Eğitim şart." "Her şeyin başı eğitim." "Elmas ile kömürün karbon sayıları eşittir." diyor Aziz Sancar Bey ve "Ama moleküller yapıları farklı olması nedeniyle biri elmas biri kömür." İnsan masum olarak doğar, aslında mayası aynıdır ama neticede aldığı eğitim onu ya âlim yapar ya zalim yapar; hepimiz bunu biliyoruz.
Bugün 3 Kasım 2022, bize neyi hatırlatıyor? 3 Kasım 2002'yi yani tam yirmi yıl önce bugün Türkiye'de çok büyük bir değişim oldu, halkımız -aslında o günkü gazetelerin manşetlerini görür gibiyim- bir anda Türkiye'de AK PARTİ'yi iktidara getirerek o günkü mevcut partileri tarihe gömdü. Gazetelerin manşeti öyleydi o zamanlar. Tabii o günden bugüne kesintisiz olarak 20 bütçe yaptı AK PARTİ hükûmetleri. Biliyorsunuz 2018'de de adı "Cumhurbaşkanlığı sistemi" olan başkanlık sistemine geçtik ve o günden sonra da 4 tane bütçe yapıldı. Bugün başkanlık sisteminin 5'inci, AK PARTİ hükûmetlerinin de 21'inci bütçesini, Millî Eğitim bütçesini görüşüyoruz. Önceki gün Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçemizi görüştük, dün de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçesi vardı; her gün bir bütçe.
Değerli arkadaşlar, tabii hepiniz biliyorsunuz, 2002 yılından beri AK PARTİ hükûmetlerinin bütçelerinde her zaman Millî Eğitim en büyük payı almıştır. Bu, aslında bizim iftihar ettiğimiz bir konu. Çok zor bir coğrafyada yaşamamıza rağmen; etrafımızda sürekli sıcak çatışmalar, savaşlar olmasına rağmen; güçlü bir güvenlik, askerî sistem bulundurmak zorunda olmamıza rağmen; dişimizden, tırnağımızdan vatandaşımızın, insanımızın vergileriyle beslediği bütçede en büyük payı eğitime ayırabilmek aslında çok büyük bir fedakârlıktır. Bu fedakârlığı halkımız yapıyor elbette ama bu bütçeleri de hükûmetlerimiz kullanıyor. Dolayısıyla bütçeden Millî Eğitime ayrılan kaynakların 1'inci sırada olmasıyla biz, tabii ki iktidar grubu olarak, Cumhur İttifakı olarak kendimize bir pay çıkarıyoruz ve bu payı çıkarmakta da -müsaade ederseniz- biraz haklıyız çünkü burada tevazuya gerek yok. Bu kadar zorluğa rağmen -evet, yükseköğretimi de dâhil ettiğimizde- eğitim bütçemizin 2023 yılında, 2022 yılı -ek bütçe dâhil- ödeneğine göre neredeyse yüzde 67 arttığını ve 650 milyara -649,8 milyara- ulaştığını görmekteyiz. Tabii eğitim şart; eğitime ne versek, ne harcasak az; hele hele eli öpülesi, hepimizin yetişmesinde en büyük katkı payı olan öğretmenlerimize ekonomik olarak ne kadar destek versek az.
Değerli muhalefet sıralarından arkadaşlarımız görüşlerini dile getirdiler, hepsine saygı duyuyorum çünkü biz aynı ülkenin evlatlarıyız, Meclise hepimiz bölgelerimizden seçilerek geldik, temsil ettiğimiz insanlar var; her şeyin en iyi olmasını isteriz, buna samimiyetle inanıyorum. Fakat tabii yönetici olmanın, yönetmenin sorumluluğu ayrı; kıt kaynaklarla sınırsız olan talepler, ihtiyaçlar arasında bir denge kurmak zorundasınız. Bütçenin gelirleri var, o gelirlere göre harcamalarınızı dağıtacaksınız fakat bunu yaparken ülkedeki diğer dengeleri de gözetmek gibi bir mecburiyetimiz var.
Bir kitap okumuştum da diyordu ki: "Süperman Türk olsaydı pelerinini annesi bağlardı." Bir eğitimcimiz yazmış bu kitabı, biliyorsunuzdur. Bizler tabii ki değerler eğitimine hep önem veriyoruz -ben de eski bir eğitimciyim- her şeyin bir fiyatını konuşuyoruz, fiyatını belirliyoruz ama asıl öyle bir nesil var ki her şeyin fiyatını bilen ama değerini bilmeyen, maalesef bir dünya var. Bu, sadece Türkiye'nin sorunu değil. Bu değerler eğitimine, biraz daha fazla hem beşerî kaynak hem fiziki kaynak ayırmak zorunda gibi hissediyorum kendimi. Çünkü yeni nesil artık okullarda eğitilmiyor sadece, maalesef okulların dışında hatta ailenin dışında, elimizde olmayan kaynaklar, vasıtalar gençlerimizi, çocuklarımızı eğitebiliyorlar ya da yanlış eğitebiliyorlar. Dolayısıyla bu konuda da işin sadece fiziki ya da fiyat yönünü düşünmek yerine bu değerler konusunu da dikkate almak zorundayız diye düşünüyorum.
Tabii söylenecek çok şey var. Aslında bütçe görüşmeleri biraz da Hükûmetin yani icranın milletin Meclisine, millete yaptıkları konusunda hesap verdiği, oradan yeni dönem için yetki aldığı bir platformdur. Muhalefet, muhalefetini yapar; iktidar da güzel şeyleri anlatır yani bardağın elbette bir kısmı boştur, bir kısmı doludur; her birimiz iyi niyetle bunları yapıyoruz.
Ben tabii ki Sayın Bakanımıza ve ekibine başarılar diliyorum çünkü bütçeyi harcamak, bu kadar büyük bütçeyi... Ki yüzde 16'sına mı tekabül ediyor, çıkardım onu, şu anda yüzde 14,5'a... Tabii ki 2023 yılı bütçesinin, toplam bütçe içinden -Millî Eğitim ve Yükseköğretimi de dâhil ettiğimizde- yüzde 14,5 gibi bir payının Millî Eğitime ayrılması çok büyük bir fedakârlıktır. Şimdi, şey de var, Yükseköğretimi de koymuşum ben -rakamlarda belki yanlışlık olabilir ama -neticede Millî Eğitim bütçesi toplam bütçe içinde en büyük paya sahip, bunu vurguluyoruz.
Benim demek istediğim şu: Milletimizin temsilcileri olarak bizlerin, sizlere verdiğimiz bu bütçeyi, kılı kırk yararak Sayın Bakanımızın koordinasyonunda, yerinde, verimli ve kârlı -hani biraz da kapitalist anlayış olacak ama- kullanacağınıza inanıyorum. Kârdan kastım da fiyat yönünden değil değerler yönünden kârlı yani gençlerimizin eğitimi için ne gerekiyorsa yapacağınıza inanıyorum ve bütçemizin bereketli olmasını diliyorum.
Hayırlı olmasını diliyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum