YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Evet, çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli milletvekillerimiz, çok Saygıdeğer Bakanım, Kıymetli Bakan Yardımcılarımız, YÖK Başkanımız, ÖSYM Başkanımız ve çok kıymetli bürokratlarımız, basınımızın çok değerli mensupları; ben de hepinizi saygıyla sevgiyle muhabbetle selamlıyorum.

Sayın Bakanım, bütçemiz hayırlı ve bereketli olsun; konuşmamın başında bunu ifade etmek istiyorum. Ayrıca Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde "Türkiye'de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak." diyerek millete hizmet için çıktığımız bu yolda iktidar oluşumuzun bugün yirminci yılını kutluyor, bizlerden hiçbir zaman desteğini esirgemeyen ve bize bugün 21'inci bütçe yapma fırsatını veren aziz milletimize de en kalbî şükranlarımızı arz ediyorum.

Sayın Bakanım, sunumunuzu dinledim; gerçekten çok ayrıntılı, çok tafsilatlı bir sunum yaptınız ama o kadar çok şey yapmışız ki bizden önceki hatipler de ifade ettiler ve bu ifade edilenleri de muhalefet dinlemiş oldu. Bizler konuşmalarımızda hiçbir hilafa başvurmadan, var olanların sadece bir kısmını anlatmaya ve ifade etmeye çalışıyoruz çünkü zamanımız sınırlı. İnşallah, daha önümüzde çok uzun yıllar var, daha çok işler yapacağız.

Kalkınma hedefimizin temelini eğitim ve öğretim oluşturuyor. Eğitimi uzun vadeli bir bakış açısıyla biz değerlendiriyoruz, geleceğe yatırım olarak kabul ediyoruz, insanımızın yaşam kalitesini yükselten, ülkemizin insan kaynağını çağdaş dünyayla rekabet edebilir donanıma kavuşturan ve hayat boyu süren bir süreç olarak görüyoruz. Eğitimde bilgi ile bilinç arasındaki etkileşimi temel bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Bu yaklaşımla, bilgi tabanlı ekonominin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştiren, özgürlükçü, üretken ve rekabetçi bir eğitim sisteminin oluşturulmasını da bu bağlamda hedefliyoruz.

Partimizin ve hükûmetlerimizin her daim öncelikli gündemi eğitim olmuştur. Eğitim alanındaki temel altyapı ve erişim sorunları önemli ölçüde çözüme kavuşmuş, başta eğitim kalitesini yükseltmek olmak üzere, çok daha büyük atılımlar hükûmetlerimiz zamanında yapılmıştır.

Bakanlığımız eğitim ile öğretimi bir bütün olarak görmekte, bedensel ve ruhsal gelişmeyi en az zihinsel gelişme kadar önemseyerek değerlendirmektedir. Eğitimin her kademesinde insan hakları alanında farkındalık bilincini geliştirmiş olup toplumsal değerlerimizin daha fazla özümsenmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması için değerler eğitiminin eğitim ve öğretim sisteminin bütününde yer alması da bu sayede sağlanmıştır.

Sayın Bakanım, tabii bu tanımlamaları fevkalade uzatabiliriz ancak o kadar çok başlık var ki ben burada sadece birkaç başlığı değerlendirmek istiyorum. Özellikle çok önem verdiğimiz, sizin de çok önem verdiğiniz kitapçıkta da değindiniz mesleki eğitim. Tabii burada mesleki eğitim, Türkiye'mizin özellikle bütün sektörleri için, tarımdan sanayiye kalkınmamız için, istihdamımız için, geleceğimiz için, İHA'ların, SİHA'ların, Togg'ların üretilmesi için ve ülkemizin topyekûn kurtuluşu için yani kısacası iktisadi ve içtimai hayatımızın kurtuluşu için şart olan ve gerekli olan bir alan. Dolayısıyla sizin bu alana çok ciddi anlamda önem verdiğinizi memnuniyetle görüyorum. Burada bir rakam ifade ettiniz, tabii ben onu doğrulatmak için burada size bir kere daha ifade etmek istiyorum. 25 Aralık 2021 tarihinde mesleki eğitimde 159.755 öğrencimizin olduğunu ve hemen hemen bir yıl sonra 2 Kasım 2022'de bu sayının 964.525'e çıktığını kitapçıkta ifade etmişsiniz. Eğer bu doğruysa gerçekten muhteşem bir şey, yani mesleki eğitimde bir devrim. Ben bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Demek ki çok büyük bir açık var ve siz de bu açığı çok iyi görerek bir değerlendirmede ve uygulamada bulunmuşsunuz. Çünkü mesleki eğitim bizde gerçekten... Bir zamanlar Millî Eğitim okulları içerisinde yer alan imam-hatipleri kapatmak için dönemin, devrin yöneticileri, 28 Şubat uygulayıcıları o dönem bizim mesleki eğitim liselerimizi ve meslek liselerimizi maalesef kapatmışlar ve bu anlamda toplumumuzun geleceğiyle ilgili, gençlerimizin geleceğiyle ilgili çok ciddi bir karartma olmuştu. Siz, tüm arkadaşlarımız buna eğilerek çok güzel bir başarı göstermiş; ben onlara da size de teşekkür ediyorum.

İkinci bir mesele, ders kitaplarıyla alakalı ve yardımcı kitaplarla alakalı; gerçekten kanayan bir yaraydı. Yirmi yıldan beri -AK PARTİ hükûmetleri özellikle- çocuklarımız okullara gittiğinde sıralarının üzerinde kitaplarını hazır buldular. Maalesef, bizim öğrencilik yıllarımızda bizler bir üst sınıflarımızdan kitapları arayıp bulmaya çalışırdık, olmayan kitapları kırtasiye kırtasiye dolaşır, aylar sonra, hatta yıllar sonra bile kitaplara ulaştığımız olurdu ama o kitabın bize ulaşmasının hiçbir anlamı, hiçbir değeri kalmazdı. İşte, AK PARTİ hükûmetlerinin bizlere sağlamış olduğu böyle bir fayda söz konusu.

Yine, ayrı bir değinmek istediğim konu: Biz "eğitimde fırsat eşitliği" diyoruz ama bunu sadece bir cümle içerisinde ifade etmiyoruz. Bunu siz de ayrıntılı bir şekilde burada ifade etmişsiniz. Okul öncesi eğitimin rakamlarını yine yüzde olarak verdiniz. Bugün gelmiş olduğumuz noktaya baktığımızda, hani Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ya "Ben muhafazakâr bir devrimciyim." Gerçekten, Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptıklarına baktığımızda, eğitimden sağlığa, tarımdan sanayiye, iç politikadan dış politikaya, sosyal politikalara, bütün alanlara baktığımızda -yine millî eğitimde de biz bunu görüyoruz- gerçekten Sayın Cumhurbaşkanımızın ülkemizin gelmiş geçmiş en önemli muhafazakâr devrimcisi olduğunu bugün burada, sizin bütçeniz vasıtasıyla bir kere daha görmüş oluyoruz. (CHP ve HDP sıralarından "Muhafazakâr devrimci(!)" sesleri, gülüşmeler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, size herhangi bir hakaret yok, soru yok, fikirlerini ifade ediyor arkadaşımız.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Kavram olarak...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Rica ediyorum... Size sıra geldiğinde siz de fikirlerinizi ifade edersiniz, herkesin fikri kendisine aziz.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Bir şey demiyoruz Başkanım. Kavram yanlış.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hayır, söylediklerimizi anlamıyorsunuz.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yani yanlış bir şey söylemedik zaten, olanları ifade ediyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun Yaşar Bey, siz devam edin lütfen.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Evet, eğitimde kalite, Bakanlığımızın en öncelikli, en önem verdiği alanlardan biri olmuş ve bu kapsamda eğitimde kalite seferberliği gibi daha birçok çalışma yapılmıştır ve bu çalışmalarımız devam edecek.

Tabii, sürem çok fazla olmadığı için özellikle birkaç rakam vermek istiyorum. Değerli arkadaşlar, bakın, 2000'li yıllarda okul öncesinde 5 yaştaki okullaşma oranımız yüzde 11'lerdeydi. Bu seviye bugün itibarıyla yüzde 97'lere ulaşmış; bu, eğitimde bir devrimdir. Ben bunu ifade etmek istiyorum. Diğer taraftan ortaöğretimdeki okullaşma oranımız yüzde 44'ler seviyesinden yine yüzde 95'ler seviyesine çıkarılmıştır, bu bir devrimdir. 2000'li yıllarda yükseköğretimdeki net okullaşma oranımız yüzde 14'lerdeyken -bizim üniversite okuduğumuz dönemlerde- şükürler olsun ki bugün, bütün vilayetlerimizde, 81 ilimizde, 208 üniversitemizde bu oranımız yüzde 50'lere yaklaşmıştır. Bu bir devrimdir, bunu kabul etmek lazım.

Ülkemizin çocuklarının, gençlerinin eğitime erişimi artırılırken aynı zamanda, derslik başına düşen öğrenci sayısı, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı da OECD rakamlarına yaklaşmıştır, birtakımı onların üzerine çıkmıştır.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - 2000'li yıllarda, eğitim sistemimizde 500 bin civarında öğretmen varken bugün bu rakam 1 milyon 200'lü rakamlara yaklaşmıştır. Bu anlatmaya çalıştığım, ifade etmeye çalıştığım değerleri, yaptıklarımızı... Yüzlercesi var, zamanımız kısıtlı olduğu için, ben bunlarla iktifa ediyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyoruz.

Zaman kısıtlı, başka arkadaşlar da farklı boyutlarını ifade edebilirler.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Son cümlem olarak: Sayın Bakanım, eğitime çok ciddi manada bütçe ayırdık. Burada da eğitimle ilgili görüş ve düşüncelerimizi zaten bu rakam ortaya koyuyor. Bütçemizin hayırlı, uğurlu ve bereketli olmasını temenni ediyorum.