| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a)Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 02 .11.2022 |
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Efendim, ben Değerli Bakanımız şahsında burada bulunan bütün seçkin heyeti saygıyla selamlıyorum.
Akif'in çok serlevha bir kaydını özellikle sizinle paylaşmak istiyorum, diyor ki: "Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek / Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek." Niye bunu söyledim arkadaşlar? Tabii ki siyaset yapıyoruz, elbette ki propaganda yapacağız, projelerimizi aktaracağız, politikalarımızın gereğini yansıtacağız ancak bunları yaparken hakikatleri ters yüz etmeden yapacağız. Hep altını çiziyoruz, biz her alanda ülkemize çağ atlattık, yirmi yılda hakikaten çok ciddi mesafeler aldık. Nerede? Sağlıkta. Nerede? Turizmde. Nerede? Ulaşımda. Nerede? Sporda. Nereye bakarsanız bakın, hayatın hangi numunesine giderseniz gidin bu gerçeği göreceksiniz. Ama bundan dolayı da milletimizin bize medyunuşükran bir hâli var ancak ben hep şunun altını çiziyorum: Rotayı çizen Sayın Cumhurbaşkanımız, ufuk oluşturan Sayın Cumhurbaşkanımız ve bu hâli, şu anda bütçesini görüştüğümüz Bakanlıkla ilgili berceste bir kaydı o düşüyor yine, tek şey söylüyor, diyor ki: "Biz oya filan talip değiliz, sadece ve sadece, insanlarımız yüreklerinden kopup gelerek 'Allah razı olsun.' desinler kâfi." Buna o kadar yüreğimle iman ediyorum ki, o kadar inanıyorum ki ve biliyorum ki şu Bakanlığın yaptıklarından dolayı, bu Bakanlığın yirmi yıllık serencamına baktığımızda, buradan yönelen bir ilahi nusret, bir ilahi inayet var. Geçmişini biliyorum gazetecilik yaptığım için, sahada nere olursa olsun, hangi il olursa olsun yaşananları biliyorum, şu anki cari hâli biliyorum. Dolayısıyla da burada tabii ki muhalefet şunu isteyecek, dahasını isteyecek, bu bizi de mutlu eder ama olanı görmezden gelmek, efendim, yokluk üzerine bütün konuşmaları inşa etmek ne kadar doğru? Burada bir arkadaşımız hukukçu, üstelik de kendisinin vukufiyetine de inanıyorum, siyasetçi olarak da kıvam sahibi olduğunu biliyorum; işi nereye kadar getirdi? Kur korumalı mevduata kadar getirdi biraz önce konuşurken, yokluktan bahsediyor ve kur korumalı mevduata vurgu yapıyor. Arkadaşlar, kur korumalı mevduat bir yıl olmadı çıkalı, şu Komisyon çıkardı onu.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - 150 milyar...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Biz aralık ayında, 20 Aralıkta bir kanun görüşüyoruz, görüştüğümüz kanun çok sayıda madde içeriyor ama en özel madde yıllara sâri bir özlemi ifade ediyordu, neydi o? "Asgari ücretten vergi kaldırılsın." şeklindeydi. Onu kaldırdığımız gün kur korumalı mevduatı da yürürlüğe koyduk. Onunla beraber ne oldu? Çok ciddi miktarda kurlar üzerinde bir inme, bir aşağıya doğru seyretme hâli çıktı ve ülkemiz kazandı. Bunu niye söylüyorum? Arkadaşlar, aslında işin o kısmını konuşmak burada caiz değil ama söylediği için, o vurguyu yaptığı için ben de söyledim yani mevzuyu ters yüz etmek isterseniz bulacağınız o kadar çok şey var ki, o kadar çok şey var ki. Biraz önce Uğur söyledi yani değerlerle ilgili bir çalışmayı bile burada olduğu hâlinden çıkarıp Anayasa'ya aykırı diye tarif edebiliyorsunuz, yeter ki siz onu ters yüz edin, bunu yaparsınız. Bunu yapmamak lazım. Dahasını söyleyeyim ya: Açlıktan bayılan bebeklerden bahsedildi, el insaf ya, merhamet ya, merhamet kardeşim! Sözünüz işte bu yüzden hüküm ifade etmiyor, muhalefet için söylüyorum. Tamamen hakikatle uzaktan yakından...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Biz gerçekleri söylemeyelim mi?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ali Bey, böyle bir usulümüz yok.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Yalancılıkla itham ediyor, olan gerçekleri yok sayıyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sizin fikrinize katılmayan herkese böyle mi diyorsunuz?
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Olguları söylüyorum, olguları.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Böyle mi demokratik bir tavrınız var?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne dediğini ben anlamadım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen, farklı fikirleri dinleyeceksiniz, tahammül edeceksiniz.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Fikir değil, yalancılıkla itham ediyor, biz olguları söylüyoruz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hiç öyle bir şey söylemedi "Yalancı." ifadesi kullanmadı ama siz öyle bir sonuç çıkarıyorsanız ben bir şey diyemem.
Buyurun, devam edin lütfen.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, arkadaşlar, kadından bahsedebilmek için, daha doğrusu, kadından bahsederken -sizinle ilgisi yok bunun- karşınızdakilerde bir aksülamel oluşsun istiyorsanız Diyarbakır'daki kadınlara yöneleceksiniz. Eğer çocuklardan bahsedecekseniz ve sahici, samimi bir söylem olsun istiyorsanız dağa aparılan çocuklardan bahsedeceksiniz. Aksi hâlde hiçbir sözünüzün değeri yok. Bakın, burada konuşanlara ben baktım, hiçbirinden böyle bir şey sâdır olmadı, onlar kadın değil mi? Onlar bu milletin en asil parçaları, kimsenin sesi çıkmıyor.
Kadın istihdamından bahsedildi burada arkadaşlar, Bakanlığımız "Yüzde 30'a çıkardık." dedi, yahu arkadaş... Ve geçmişe dönük bir kıyas yaptığımızda da kıyamet kopuyor "Niye 2002?" deniliyor. E, gelelim arkadaşlar, şu anki mevcut hâlle kıyaslayalım: İstanbul'da CHP'nin iktidarı var yerel yönetimlerde, Büyükşehir bağlamında söylüyorum; 14 bin insanı işinden aşından etti CHP'li Belediye. Peki, bunları işinden çıkardıktan sonra oraya kaç kişi aldı? Onun çok daha fevkinde insan aldı. Kaçı kadın? "Kadın istihdamı" diyoruz ya, kaçı kadın? Söyleyin. Ankara için soruyorum, söyleyin. Yani sadece ve sadece sözle ifade ediyorsunuz, hayata yansıtmanız yok, zinhar. O yüzden de karşılığınız yok.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ezbere konuşuyorsun.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Soruyor, soruyor "kaçı kadın" diye.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Buna gerek yok arkadaşlar, samimi olun. Ve ısrarla bir şey söylüyorlar arkadaşlar "Şu konuda rapor var." "Bu konuda rapor var." diye. Kim söylemiş? Kerameti kendinden menkul raporlar. Ben size gerçekçi bir rapor söyleyeyim; DABKON'un, Doğu Anadolu Basın Konseyinin bilim insanlarıyla yaptığı bir çalışma var ve şu Bakanlığa dönük sordukları var. Yüzde 97 memnuniyet var ya, yüzde 97. Bizim aldığımız oy bugün yüzde 55'ler dolayında, yüzde 97 memnuniyet olduğu orta yerde. Tarafsız rapordur bu; ha, raporsa buraya yönelin.
Efendim "Çocuklar yurt dışına gidiyor." Sayın Cumhurbaşkanımız süfli emellerle gidenlere vurgu yaptığında da kıyamet kopuyor. Arkadaşlar, sahici duruş siyasete de kıvam kazandırıyor, saygınlığımızı da artırıyor; bu, hepimiz için geçerli. Sizin duruşunuzda eğer bir kalite, bir nitelik varsa bundan biz de pay alıyoruz. O yüzden de burada düştüğünüz notların bu anlamda önemi var.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Süfli emellerle...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, bakın, ben Bakanlığımıza tenkit getireceğim, bunu yapalım arkadaşlar; tenkidim şu: Değerli Bakanım, çocuk sizin sahanıza giriyor, efendim, kadın sizin sahanıza giriyor; öncelikli olarak buralara bakmanız lazım. Şimdi, benim -siyaseti sahada insanlarla beraber şu kadro yapıyor, ben muhalefeti de bunun içerisine koyuyorum- gittiğim yerlerde çok sayıda insanımız, çocukların özellikle televizyonlarda, efendim, dizilerde, şurada burada rol almasına tepki veriyor yani çocuk muhayyilesini bu hâlle özellikle şekillendirmemek lazım. Çocukları seyredenler eğer oyuncuysa onların zihni de iğfal oluyor ve oraya dönük böyle bir efendim afinite gelişiyor. Bir başkası...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ah, ah, ah!
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, sen hasta mısın, canını yerim; hasta mısın? Hekimsin ama hastasın. Bak, ben burada konuşuyorum.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ben sana "hasta" demeyeyim bak, dikkat et, ben sana "hasta" demeyeyim.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne biçim konuşuyorsun! Deli misin sen ya!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ali Bey, böyle bir müdahale etme hakkınız yok, hakkınız olmayan bir şeyi yapıyorsunuz. Rica ediyorum...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kafayı mı yedin sen ya!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Müdahale etmeye hakkınız yok.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, sabır, sabır; yeter ya!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Böyle bir hakkınız yok, başkası konuşurken müdahale etmeye hakkınız yok.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne hakkın var senin ya! Allah, Allah!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Neye dayanarak bu müdahaleyi yapıyorsunuz?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sen niye müdahale ediyorsun ya?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yapmayın lütfen.
Devam edin İbrahim Bey.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Çocuklar sanatçı da olmasın size göre, onlar da evde otursun.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kafayı yemiş ya, deli ya!
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ben sana "deli" demeyeyim...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bırak ya, bırak ya; ayıp ya!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ali Bey, İç Tüzük'ümüze uymaya davet ediyorum sizi, lütfen. Lütfen kurallara uyalım, rica ediyorum.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, sabırla, sabırla hep sükût ettim ya, böyle bir şey olur mu ya; hasta adam ya! Hasta, arızalı adam ya!
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Böyle olur mu ya, lütfen...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - İbrahim Bey, lütfen böyle konuşmayın, olur mu ya!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Defalarca yaptı gerçekten Kamil Bey, bir defa değil; bir defa olsa hadi anlarım, defalarca. Böyle bir şeye hakkınız yok Ali Bey, rica ediyorum.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Sizin hayatınıza göre mi yaşayacak bütün çocuklar bu Türkiye'de?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Size göre mi yaşayacak?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, böyle bir şey olur mu ya!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Siz nereden konuşuyorsunuz, Olimpos Dağı'ndan mı konuşuyorsunuz, nereden konuşuyorsunuz!
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Süfli emellerle çocuklar yurt dışına gidiyorlarmış...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Nereden konuşuyorsunuz, nereden buluyorsunuz bu hakkı! Nasıl bir demokratlık bu! Sizin fikrinize uygun olmayan her şeyi böyle suçlayacaksınız öyle mi, var mı böyle bir dünya?
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Siz yapıyorsunuz onu.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen kurallara uyun ve dinleyin, tahammül edin lütfen.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ya, sabahtan beri laf attın, bir tane cevap vermedi sana.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İbrahim Bey, devam edin lütfen.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ama böyle de denilmez...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Sındır, lütfen ya...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kamil Hocam, canını yerim; bak, ben çok efendice meramımı aktarıyorum, kesinlikle hakaret etmedim...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hiçbir şekilde hakaret yok, Ali Bey'e doğrudan herhangi bir söz yok; son derece yanlış bir tavır gösteriyor, lütfen savunmayın; uyarın, grubunuz adına uyarın lütfen. Sizin grubunuzun da kalitesi düşmüş oluyor bu şekilde. Lütfen, rica ediyorum...
Buyurun.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Böyle bir şey olur mu ya, böyle bir şey olur mu?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, arkadaşımız Bakanlığı tenkit ederken yapıyor bir de bunu yani CHP'ye bir şey söylemiyor, muhalefete bir şey söylemiyor; Bakanlıkla arasında diyalog var, niye giriyorsun araya, niye giriyorsun araya?
ALİ ŞEKER (İstanbul) - "Süfli emellerle" lafını söylediği için müdahale ettim.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ya, konuşurken girseydin, sizinle alakası yok "Bakanlığı tenkit ediyorum." diyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - CHP Grubunu da arkadaşımızı uyarmaya davet ediyorum, Komisyonumuzun düzenine hepimiz saygı duyacağız. Lütfen...
Buyurun İbrahim Bey, tamamlayın lütfen.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Sındır, onunla ne alakası var şimdi? Sizinle alakası yok ki ya, sizinle alakası yok, Bakanlığı tenkit ediyor, Bakanımızla konuşuyor karşılıklı.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, tamam; şimdi İbrahim Bey tamamlasın lütfen.
İbrahim Bey, sürenizi durdurmuştum, tekrar başlattım.
Buyurun lütfen.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım, kadınlarla ilgili de müşteki bir kitle var, özellikle şu kadın programlarına dönük televizyonlarda aile yapısını rahatsız edici, bozucu, rencide edici bir hâl gelişiyor, kadını aşağılayıcı bir hâl gelişiyor özellikle. Buna mutlaka ama mutlaka müdahil olmak lazım, bununla ilgili Bakanlığımızın çalışma yapması lazım. Bunlar benim size sahadan aldığım şikâyetleri aktarmam.
Biz hep şunu söylüyoruz Değerli Bakanım, başka bakanlıklarda da bunu yapıyoruz: Varsa bir noksan, gelip burada herkesin içinde paylaşıyoruz. Niye? Mütekâmil bir hâl çıksın diye; zaten vazifemiz bu milletvekili olarak, bunu yapıyoruz. Tek taraflı asla bakmadık biz burada, asla. Karşı taraftan sâdır olan güzelliklere de hak teslimi yaptık biz, yapıyoruz, notlar var, adam... Niyet okuyanlara itiraz ediyoruz. Yani biraz önceki o sert çıkışımdan dolayı buradaki insanlar kusura bakmasınlar ama tahammülfersa bir hâl de gelişiyor, öyle bir şey oluyor ki ya, olur mu...
Şimdi ben size bir şey söyleyeyim: Mesela biraz önce bir arkadaşımız "Okullarda çocuklara süt verilsin." falan dedi. Hayhay, başüstüne, verilsin ama ben bunu diyene şunu söylemek durumundayım: İstanbul Milletvekili, güzel kardeşim siz, mahalli seçimlere girerken bu sözü vermediniz mi? "Her okulda süt dağıtacağız." demediniz mi? Ne oldu?
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Dağıtıyoruz zaten.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayır, 2002'yle kıyas yaptığımda itiraz var. E, şimdiyle kıyas yapıyorum. Başlarken ne dedim arkadaşlar?
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Dağıtıyoruz.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Dağıtıyoruz.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayır, dağıtılmıyor. Dağıtılsa bu şikâyetler gelmez. Bakın...
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Dağıtılıyor.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - O zaman daha süt talebi niye? Madem süt dağıtılıyor, süt talebi niye?
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Bütün çocuklar içsin, sadece İstanbul'dakiler değil.
SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) - Elinde 2 trilyon bütçe var...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yapmayın bunu arkadaşlar, yapmayın.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, lütfen... Fikirlerinizi ifade ettiniz, dinleyeceğiz, lütfen...
Son yarım dakikaya yaklaşıyoruz, lütfen tamamlayın.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım, efendim, ben sizden bir de talepte bulunacağım, talepte de bulunulsun istiyorum herkes kendi vilayetine yahut da yüreğinde ne varsa onu da talep etsin Bakanımız hazır gelmişken. Bakın, Erzurum'da, efendim, bir beklentimiz var, nedir o? Atatürk Çocukevleri Sitemiz var bizim, orada sahipsiz çocukları devlet sahiplenmiş, çok ferahfeza bir hâl var, çok mutlu insanlarımız ama bir noksanımız var: Spor salonumuz var yalnız kış şartlarına uygun değil Değerli Bakanım, kapatılması lazım; buraya bizim sizden bir ödenek talebimiz var. Bu, çok hayati hakikaten; bunda yardımcı olursanız, destek olursanız çok memnun olurum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Aydemir, sağ olun.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bütçemiz hayır uğur getirsin diyorum, herkese saygı sunuyorum efendim.