KOMİSYON KONUŞMASI

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Sayın Bakanım, değerli heyette bulunan arkadaşlarım; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - "Raporu unutmak." demek tam bir fiyasko.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Arkadaşlar...

POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Şimdi, arkadaşlar değerli fikirler ortaya koydular ama gerçekten, Cemal Bey'in de değerli milletvekillerimizin de söyledikleri çok önemli.

Tabii, biz, madenin içinde yaşayan, büyüyen, gören, bu acıları yaşayan insanlardan biriyiz. Allah rahmet eylesin ölülerimize, bir daha böyle bir feci kazayla karşılaşmayalım diye dua ediyoruz.

Fakat ben buradaki yetkililere Sayın Genel Müdür Muavinim de dâhil olmak üzere sormak istiyorum. Şimdi, burada bir bilirkişi raporu çıkmış. Bu bilirkişi raporuna baktığınız zaman, zaten bu ocağın işletilmesi, yürütülmesi, içine insan sokulması başlı başına suç unsuru. Ya, buradaki raporu onu söylüyor. E, sizin bize verdiğiniz sunum; bizim içine girip Cumhurbaşkanımızı bile eksi 560 koduna soktuğumuz ocaklarda ve diğerlerinde -ki o Amasra'ya da girdim ben- gördüğümüzle, eğer buradaki bilirkişi raporlarını karşılaştırırsak hiç bir birine benzemiyor ama böyle bir hâl almış da bu eksiklikler vardı da buralara insan sokmuşsanız gerçekten bu bir cinayettir.

Şimdi, önemli olan konu şu: Buradaki sorular çok önemli. Suç neredeyse... Sizin fikrinizi öğrenmek istiyoruz zaten burada kim suçlu, kim suçsuz; mahkeme değil. Biz diyoruz ki: Ey ocağa girenler, ey müessese müdürü kardeşim; siz bu ocaklara girdiniz, hepimiz oradaydık, iki gün sabahladık oralarda, gördük bunları; tahlisiye ekipleriyle, Ahmet kardeşimle, oranın başı olan mühendisle, hepsiyle orada bulunduk. Şunu söylemek istiyorum: Buradaki raporlarda yazanları ya yalanlayacaksınız "Bunlar doğru değil." diyeceksiniz "Bunlar böyle işte yapılmış, olmuş. Arkadaşlarımızın da söylediği gibi, kabataslak, işte soruşturmaya konu olsun diye yapılmış raporlardır. Bizim sunduğumuz bütün güvenlik tedbirleri, Maden Yasası'nın getirdiği güvenlik tedbirlerini, iş güvenliğinin getirdiği tedbirleri biz uyguluyoruz. Bir eksiklerimiz yoktur ama kazanın oluşundan dolayı da muhakkak bir yerlerde bir hata vardır." Muhammet Başkan'ın söylediği gibi, buradaki insan hatasından mı kaynaklanıyor, mühendis eksikliğinden mi kaynaklanıyor, denetim eksikliğinden mi kaynaklanıyor, verilen kurallara uyulmadığından mı kaynaklanıyor diye bize de siz bir fikir vereceksiniz. Meselenin özü bu yoksa böyle döner dururuz; o onu suçlar, bu bunu suçlar, o oradaki acıları depreştirir, öteki başka türlü... Benim de orada 3 arkadaşım var; 2'si de muhtar, onların çocukları, onların akrabaları çünkü onların dedeleri, babaları daha evvel Karadon'da, Kozlu'da, oralarda çalışmışlar. 1967 veya 1977'de kuruldu Amasra, daha sonra açılan bir ocaktır; iki yüz yıllık bir geçmişi var bizim ocaklarımızın.

O yüzden, bizim sizden ricamız: Bunlara kesin, net "Evet, arkadaş, bu havalandırma sistemiyle de bu iş giderdi, bundan dolayı bu kazalar olmazdı. Yenisi olursa da çok daha iyi olurdu; hem emen hem basan olabilirdi ama bu sistemle de bu havalandırmadan dolayı da bu kazalar meydana gelmemiştir. Bize göre şu şu şu hatalardan olabilir." diye siz de bu ön raporda yazılanlara ya "Doğru değildir." deyin ya da deyin ki: Bizim de kanaatimiz bu yöndedir." Biz de ondan bilgilenelim, başka arkadaşlarımızı dinlediğimiz zaman da bir fikir oluşturalım. Bir daha bu kazalar olmasın noktasında söylüyorum yoksa burada yüklenenler de hep "TTK kurumu şöyle, işte, ocaklarda adamları çalıştırmışlar, burada cinayet işlendi, buradaki bu metan gazı çıkmasına rağmen bunları nasıl yaparsınız? Bazı bilgi kaynakları da böyle söylüyor." gibi, bu rapora dayanarak bir kurumu cinayetle suçluyor. Bu çok doğru bir şey değil, bu akılcı da değil. Siz de buna cevap vermelisiniz. Bir daha, böyle şeyler varsa da gerçekten cinayet işlenmiştir demektir.

Bir daha da bunlar olmasın, bunlara da müsaade etmeyelim, eksiklerimiz varsa onları da tamamlayalım diyor, tekrar teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.