KOMİSYON KONUŞMASI

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Sayın Bakan, sabah sunumunuzu dinledim. Ben toplumsal cinsiyet eşitliği konusuna yoğunlaşmak istiyorum biraz. Şimdi, evlilik öncesi eğitimden bahsettiniz yani yıllardır söylenen şeyleri siz de tekrarladınız: "Kadının ekonomik olarak güçlenmesi için gerekeni yapıyoruz." "Şiddete sıfır tolerans." "Erken yaşta evlilikle mücadele ediyoruz." Ama somut, pratik hayata baktığımızda maalesef her gün, kadınların koruma kararlarına, onlarca şikâyetlerine rağmen hâlâ öldürüldüklerine, maalesef, üzülerek tanık olmak zorunda kalıyoruz. Çocukların, kız çocuklarının özellikle, okulda olması gerekirken hastanelerde doğum yaptıklarına ya da cinayete kurban gittiklerine tanık oluyoruz.

Şimdi, daha da somutlaştırmak lazım bu söylediklerinizin gerçekten gerçekleşebilmesi için. Sayın Bakanım, müfredatta toplumsal cinsiyet eşitliği var mı veya o müfredat içerisindeki görsellerde kadına biçilen toplumsal rolün, çocuklarımızın, gelecek nesillerin beynine işlenen kadının, erkeğin rolünün nasıl olduğunu biliyor musunuz, takip ediyor musunuz? Çünkü siz de biraz önce sunumunuzda da söylediniz; yine eylem planı, strateji belgesi açıkladınız ama hepsinde diyorsunuz ki "Bir zihniyet dönüşümü gerçekleştirmemiz lazım." ama bu zihniyet dönüşümü nasıl gerçekleşecek? Zaten bu zihniyet dönüşümü gerçekleşse bile bir yüzyılımızı alacak bu süreç. O yüzden, şimdiden bunun temellerinin atılması gerekiyor.

Örneğin, diyorsunuz ki... Er-erbaşlara, polislere, bazı görevlilere eğitim veriyorsunuz şiddetle mücadele için ama onun içeriği nedir, ben merak ediyorum mesela. Çünkü daha önce başka bir komisyonda da bize bu söylendi ama sorduğumuzda eğitimin bile başlamamış olduğunu öğrendik. Yani orada da "Aile önemlidir." denilip kadın yine aynı toplumsal rollerle mi tarif ediliyor er-erbaşlara ya da diğer kamu görevlilerine yoksa gerçekten toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık eğitimi veriliyor mu? Yani soyut kalmaması gerekiyor bu söylediklerinizin.

Yine, şunu söyleyeyim: Okullaşma oranından da bahsettiniz. MEB'in verilerine göre 866 bin kız çocuğu eğitim çağında olmasına rağmen okula gitmiyor, açık öğretimde olanlar da 606 bin yani 1,5 milyon civarı eğitimin dışında kalan kız çocukları var. Kimi zaman cinayete kurban gittiklerinde öğreniyoruz onların okula gitmediğini kimi zaman hastanelerde erken yaşta doğum gerçekleştiğinde öğreniyoruz. Bu kız çocuklarının okullarda takibinin yapılması için zorunlu eğitimle ilgili bir çalışmanız var mı Aile Bakanı olarak? Doğrusu olması gerekiyor hem erken yaşta evliliklerin önüne geçmek için hem de kadına yönelik şiddetle gerçek anlamda mücadele için.

Yine, uyuşturucu konusuna değindi arkadaşlar. Biz dolaşıyoruz Türkiye'nin her yerini; gittiğimiz her yerde, illerde de muhtarlara hep soruyoruz: Uyuşturucu kullanımı nasıl? İnanın ki muhtarlardan o ailelerin feryadını dinliyoruz, kimi zaman annelerin şikâyetlerini dinliyoruz. Anneler uyuyamıyorlar gece, uyuşturucu batağına saplanmış olan çocuklarından korktukları için, hem onların başına geleceklerden hem kendi başına geleceklerden korktukları için kapıları kilitliyorlar, uyuyamıyorlar.

Okula aç giden çocuklar var. Bu, zaten artık çok çıplak bir gerçek. Mutlaka tedbir alınması gerekiyor ve her çocuğun okulda beslenmesinin sosyal devlet gereğince sağlanması gerekiyor.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Altaca, lütfen tamamlar mısınız?

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Tamamlıyorum.

Anneler süt alamıyorlar çocuklarına yani bu maalesef içimizi acıtıyor. Sizin de yerinizde olmak istemezdim doğrusu böyle bir dönemde ama şunu da söyleyeyim: Kadınlara evlilik öncesi eğitim vermekle değil, bu ekonomik sistemi düzenlemekle çözülebilir ailenin güçlendirilmesi ve sorunlar... O da tek adam rejiminin değişmesinden geçiyor. Onu da vurgulamak istedim.

Teşekkürler.