| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a)Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 02 .11.2022 |
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, Sayın Bakan Yardımcılarım, çok değerli bürokratlar, Komisyonumuzun değerli üyeleri, milletvekilleri; ben de hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Bakanlık bütçemizin hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Tabii, AK PARTİ olarak göreve geldiğimiz günden bu yana milletimizin adını, tarihini, değerlerini yüceltmek için, birçok projeye imza atmak için çalıştık. Sosyal devlet anlayışı ve sorumluluğuyla kimsesizlere kimse, çaresizlere çare olmak için gereken tüm adımları atmaktan bir an olsun çekinmedik. Milletimiz için sosyal refaha sahip bir toplum oluşturmak en büyük, en temel hedefimiz oldu. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." anlayışıyla çıktığımız bu yolda, devleti, halka hizmet aracı olarak görmekteyiz. Tabii, bu hizmet anlayışımızla devletin, bir sınıfın veya bir kesimin değil, tüm vatandaşların refahını ve mutluluğunu sağlayacak, sosyal politikaları yürütmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Bizler toplumun her kesimini birbirinden ayırt etmeden benimsiyoruz.
Tabii, toplumumuzun en temel taşı aile. Bizi geçmişten bugüne öylesine büyük ve güçlü devlet yapan, bozulmayan bir aile yapımız var. Bugün dünyanın birçok ülkesinde Türkiye'nin aile yapısı ve güçlü sosyal yapısı araştırılarak uygulanmak da istenmektedir. Bence tarihin her döneminde siyasetin övmek ya da yermek noktasında öznesi olan, toplumun en küçük birimi olan aile konu olunca söylenecek aslında çok da sözümüz var. Tekrar buradan yinelemek istiyorum: Biz o güçlü aile yapımızla belki işte o 15 Temmuzda, hani olur ya aileler, en zor anda birleşirler, bir araya gelirler; biz bunu 15 Temmuzda meydanlarda da o güçlü aile yapısıyla nasıl bir araya gelindiğini görmüş bulunmaktayız.
Tabii, bugün konuşmalar sırasında şöyle bir şey oldu, denildi ki Sayın Bakanımıza: "Talimat verin vekillere, evlere gitsinler." Tabii, ben bunu talihsiz bir söylem olarak görüyorum vekillik açısından. Yani seçilmiş olan vekillerin atanmış bir Bakandan... Bilmiyorum, çok doğru olduğunu düşünmüyoruz. Kaldı ki ben bunun muhalefeti, iktidarı ya da 1'inci partisi, 2'nci partisi, 3'üncü partisi, hangisi olursa olsun, bugün Türkiye'de ben vekillerin her yere gittiğini, her yerde çalıştığını düşünüyorum, biz de onlardanız. Gittiğimiz evlerden biri... Engellilerle ilgili, bir konuşmacı söyledi, dedi ki: "Engellilerin yüzüne nasıl bakıyorsunuz?" Burdur'da bir ev ziyaretim sırasında, engelli 2 kızı olan bir aileyle tanıştım. Eşi yok, yıllar önce kadını terk etmiş. Aslında kadın da engelli, ayağında bir özrü var, aynı zamanda da biraz boy olarak da -toplumda cüce dediğimiz- kısıtlı bir anne; ağır engelli 2 kızı var, kızlar şu an 40 yaşlarında. İlki doğmuş, ikincisi de engelli doğunca eşi de terk edip gitmiş, ailesi de kabul etmemiş, yıllarca kömürlükte yaşamış. "Ne var ki Hükûmetimizin 2006 yılında engellilerle ilgili çıkardığı yasayla birlikte engellilere bağlanan aylıklar sayesinde bugün ben burada oturabiliyorum, devletimiz sağ olsun, onun sayesinde almış olduğum bu maaşlarla, bakım ücretleriyle artık kimseye muhtaç değilim." dedi. Kömürlükten kurtulduğunu söylüyor ve şunu söyledi: "Keşke bundan kırk yıl önceki sağlık imkânları olsaydı belki bu çocuklarım kendi işlevlerini de görebilirlerdi." Birisi biraz böyle sürünerek hareket ediyor, ona çöpü verdiğinde dışarıya atabiliyormuş. "Belki en azından bu ev işlerinde bana yardımcı olabilirdi." gibi çok etkileyici sözler söylemişti ama devletimize o kadar çok minnettar ki.
Yine Ankara'da bir kadın -maalesef kadın- yine böyle erkek tarafından nikâh da olmadan kandırılmış, 3 çocukla ortada bırakılmış; devletin verdiği SED yardımlarıyla hayatını geçindirmekte, aynı zamanda çocuklarının eğitimi için... Onu da ailesi kabul etmemiş. Bundan altı yedi ay önce gittim, 400 lira kira ödüyordu kaldığı yere ama ev şartları en azından iyi, 2'nci katta, güvenliği olan bir ev; orada çocuklarıyla birlikte yaşıyor ve çocukları devletin katkısıyla... Tabii ki çocukları küçük olduğu için çalışamıyordu ama devletten aldığı yardımlarla ayakta duruyor; bu, işte bizim ne kadar büyük sosyal devlet olduğumuzun göstergesi.
Tabii, Bakanlığın bir projesi var, eşi vefat etmiş kadınlara 300 bin liraya kadar ev yardımıyla ilgili bir destek. Aslında bu bir proje, ilk etapta 2.023 tane, konut almak için bir proje. Bunun için de kriterler belirlenmiş, oradaki çocuk sayısıyla ilgili eleştiriler oldu ama şimdi bazı şeyleri verirken de belli bir şartların olması gerekiyor. Tabii ki 2 çocuklu olup da yine ihtiyaç sahibi olabilir ama hane halkında 3 ve üzerinde çocuk varsa onlar daha çok ihtiyaç sahibi olmuş olabilir. Bu bir pilot proje, projeye baktıklarında bunun tabii ki ölçümlerini yapacaktır Bakanlık. Ben bu projenin çok olumlu olduğunu düşünüyorum ve maddi durumu kötü, sosyal yardımlardan yararlanan bütün kadınların gerçekten bundan faydalanması gerektiğini açıkçası ben de düşünüyorum.
Tabii, bu bütçeyle ilgili şöyle de bir söylemde bulunuldu: Bu bütçeye genel olarak "Faizin bütçesi." denildi. Tabii, bütçelerde bu faiz oranlarını, rakamları tek başına söylemek mantıklı değil yani herhangi bir anlam ifade etmiyor, oransal olarak konuşmak lazım. Şimdi, biz baktığımızda o zaman şunu söylemek lazım: AK PARTİ iktidara geldiğinde 100 liralık verginin yüzde 85'i faize gidiyordu, bugün bu oran yüzde 15. Şimdi ne anlama geliyor? Geri kalan nereye gidiyor? Vatandaşımıza hizmet için, vatandaşımızın refahı, mutluluğu için bunlara ayrılmış durumda. Dolayısıyla, bu bütçe faiz bütçesi değildir, daha önceki dönemlerdeki bütçelere bakmak lazım.
Tabii, ben de bir kız çocuk annesi olarak -her ne kadar Ayşe Başkan söylese de- kız çocuklarının son yıllardaki okullaşma oranlarıyla ilgili gerçekten mutluluk verici rakamlar var. Demek ki imkân verildiğinde bu ülkenin vatandaşları erkek çocuklarını nasıl okutuyorsa kız çocuklarını da okutuyor. 2000'li yıllarda kız çocuklarının ortaöğretimdeki okullaşma oranları yüzde 39 iken bugün itibarıyla yüzde 95'e ulaştı; kız çocuklarının okullaşma oranı erkeklerin okullaşma oranını geçmiş durumda. Tabii, tüm bu süreçlerde özellikle kız çocuklarına yönelik sosyal destek kapsamında yaptığımız yardımlar, eğitimde demokratikleşme atılımları, yine başörtüsü yasağı ve katsayı gibi uygulamaların kaldırılmasıyla birlikte kız çocuklarının okullaşma oranlarında rekor seviyelere gelinmesi mutluluk verici bir şeydir.
Tabii, şimdi bu 2023 bütçesindeki sosyal yardımlar için Bakanlık bütçesiyle ilgili rakamlara değinmek istiyorum, Sayın Bakanımız değindi ama ben de bir kez daha söylemek istiyorum. Aile ve toplumun tüm kesimlerini bütüncül bir yaklaşımla ele alarak 2022'de 104,2 milyar lira olan sosyal harcamaların bütçe tutarını 2023 yılı için 258,4 milyar TL'ye çıkartıyoruz. Bu tutar 2023 yılı bütçesinin yüzde 5,8'ine denk gelmektedir. 2002 yılında bu oran yüzde 1,3'ken ayrılan kaynak tutarıysa sadece 1,6 milyar liraydı. Tabii, bu konuda şöyle dediler: "Rakam yetersiz." Daha sonra da işte "Çok fazla kişiye bu rakamları veriyorsunuz, yoksullaştırıyorsunuz." gibi eleştiriler oldu. Tabii, bu sosyal yardımların miktarının artması şu anlama geliyor: Şemsiyeyi genişletiyoruz. Ne kadar daha fazla vatandaşımızı bu şemsiyenin altına alabiliriz diye düşünüyoruz. Biliyorsunuz, pandemiyle birlikte, uluslararası enerji kriziyle birlikte, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte ısınmayla ilgili ciddi anlamda sıkıntılar yaşamaktayız, ekonomik krizlerden dolayı.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Tamam.
Yine, bir Bakanlığımız bütçesi içerisinde hane başına 900 ile 2.500 lira arasında değişen doğal gaz ve ısınmayla ilgili destekler verilmekte bu yıl. Dolayısıyla, bunların kapsamını artırıyoruz.
Çocuklarla ilgili bir şey söyleyeceğim: Çocuk evleri gerçekten Bakanlığın en başarılı olduğu konu, tebrik ediyorum. Oradaki çocuklarımızla ben bir araya geliyorum Denizli'de de zaman zaman, hatta kızımla beraber.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ederim.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Başkanım, çok önemli.
Oradaki çocuklar hem sanatsal faaliyetlerde hem müzikte hem sporda inanılmaz başarılılar. "6.000 çocuğumuzdan 2.000 sporcumuz var." dedi. Bu bir başarıdır. Bu anlamda da teşekkür ediyorum Sayın Bakanımıza.
Hayırlı olsun bütçeniz.