| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı b) Karayolları Genel Müdürlüğü c) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ç) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü d) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı e) Rekabet Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 08 .02.2016 |
KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim.
Sayın Bakanım, Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar, saygıdeğer bürokratlar, basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Az önce sevgili dostumun izah ettiği yolun devamı Kelkit Vadisi'ni en kısadan Samsun'a, Çarşamba Havalimanı'na ulaştıran bir yol Sayın Bakanım. Bu yol yapıldığında ne olacak? Bu yol yapıldığında... Erbaa'da sayısı bir zamanlar 30 olan toprak sanayicisi sayısı 15'e düştü. Yani navlunu içindeki yüklediği tuğladan daha pahalı olan bir sektör. Bu anlamda sahile daha çok ticari bağ ve beraberinde getirileri olacak. Bir diğer avantajı da şu: Hasan Uğurlu Barajı Yeşilırmak'ın getirdiği alüvyonlarla doluyor ama burada, o toprak sanayicilerinin söylediği ve belli kurumların yaptığı analizlere göre buradaki etken maddeden çok kaliteli tuğla ve beraberinde seramik ve benzeri yapı malzemelerinin imalatının yapılacağı şeklinde bir çalışma yaptılar, bu konuda da bize bir dosya verdiler, bunları size sunacağız. O barajın ömrü seksen yıl daha uzayacak bu maddeyi toprak sanayicileri kullandığı zaman. Aynı zamanda, beraberinde yöremizdeki doğa tahribatını da önleyip rastgele yerlerden, ormanlık alanlardan ya da insanların görüp tepki göstermediği alanlardan aldığı toprağı da böylece almamış olacaklar Sayın Bakan.
Türkiye Cumhuriyeti'nde uzun süreli Ulaştırma Bakanı olan bir şahsiyetsiniz. Ülkemize verdiğiniz emeklere teşekkür ediyoruz. Birçok eksiğimiz var, inanıyoruz bu eksikliklerin bu olumlu eleştirilerle, doğru bir yol haritasıyla azalacağına da yürekten inanıyorum.
Demir yollarına, hızlı tren ve benzeri bütçelerle değerli bir sunum yaptınız ama diğer taşımalara göre daha az yatırım payının ayrılma nedenini tabii, çok bilemiyoruz ama dünyada gelişmiş ülkelerde ikisi ülkelere çok ciddi katkı sağlamakta. Biri, suyla ulaşım; diğeri, demir yoluyla ulaşım. Bu anlamda, demir yolu ağımızın hızlı tren olmayanların da taşıma standardının modernize edilmesinin ülkemize ciddi katıklar sunacağına inanıyorum çünkü aksi hâlde, kara yolları ve buna bağlı sektörlerin dışa bağımlı olan o anlamdaki bütçemize de ciddi zararlar verdiğini herkes bilmektedir.
Demir yolları diğer ulaşım "mode"ları arasında taşıma açısından da aldığı az payla insanlar tarafından da kullanılır olmaktan çıkmıştır. Az önce, değerli arkadaşımızın verdiği rakamları aldık, bu anlamda da ciddi bir yatırım yapılması gerektiğini görmekteyiz.
Kara yollarından yararlanan engellilere yönelik düzenlemeler yapılmakta, görüyoruz ama artırılmasında mutlak yarar var diyoruz. Yol kenarı denetim istasyonlarının yetersizliği ve denetim eksikliği sebebiyle trafik güvenliği yeterince sağlanamamaktadır. Kara yolunda sadece belgeli firmalar denetlenmekte, yetkisiz firmalar ise denetlenmemektedir. Kara yollarında akıllı ulaşım sistemleri henüz kullanıma sunulmamaktadır. Bu durumda çağın gerektirdiği sistemler kara yoluna yeterince entegre edilememiştir.
Ticari amaçlı taşıma işlerinde kullanılan akaryakıt lüks kullanımdan çıkarılarak ÖTV kaldırılmalı ya da iade yapılmak durumundadır.
Ülkemizde eğer sanayinin, kalkınmanın, belli işletmelerin Anadolu'ya yayılmasını istiyorsak taşımada verilecek mazotu da tekrar Bakanlığın ve Hükûmetin gözden geçirmesi gerekmektedir.
Hava yolunda üretim gücünü artırırken diğer taraftan da devletin sosyal güvenlik harcamalarını azaltan genç iş gücü, Türk Havayolları, TAV ve Çelebi Hava Servisi gibi marka hâline gelmiş kuruluşlar, havalimanlarının yurdun her tarafına yaygınlaşmış olması nedeniyle birçok hizmeti vermektedir, dünya çapında da iyi bir yerdedir. Bu konuda emeği geçen herkese, başta şahsınıza teşekkür ediyoruz.
Nitelikli personel eksikliği, plansız altyapı, rekabet ortamının tesis edilememesi, nitelikli eğitim elemanı eksikliği, bakanlıklar ve kurumlar arası koordinasyon zafiyeti, sivil havacılık otoritesinin özerk yapıya kavuşma ihtiyacı, hava sahasının yapılandırılmaması ve benzeri eksikliklerle bu güzel çalışmalar belli noktalarda zayıflık göstermektedir.
Ülkemizin konumu, Türkiye'nin uluslararası turizm çekim merkezi olması, turizm ve dolaylı olarak da hava yolu pazarının yüksek büyüme potansiyeli, dış ticaretin büyümesine paralel hava kargo taşıma ihtiyacı, Avrupa'da yaşayan Türk nüfusun doğal ve sabit potansiyel olduğunu da düşündüğümüzde, bu anlamda ciddi hamleler yapmamız gerektiğini bize hatırlamaktadır.
Avrupa Birliğinin son dönemde başlattığı ve üye ülkelerin hava
yollarına avantaj sağlayan uygulamalar, Türkiye'nin komşu ülkelerinde yaşanan ve yaşanması muhtemel terör, güvenlik ve benzeri sorunlardan ötürü ülkemizi de ciddi tehdit etmektedir.
Kombine taşımacılık anlayışının yeterince gelişmemesi nedeniyle deniz taşımacılığının hak ettiği büyümeye bir türlü ulaşamadığını görmekteyiz. Ülkemizde denizcilik kültürünün, denizcilik bilincinin yetersiz olması bunlardan biridir. İhtisas limanları henüz oluşturulamamıştır. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olmamıza rağmen, şehirler arası deniz ulaşım ağının bulunmayışı ciddi bir eksikliktir. Deniz ticaret filomuzun -siz de ifade ettiniz- yaşlı gemilerden oluşması ülkemizin rekabet gücünü azaltmaktadır. Diliyoruz, kısa sürede bu da atlatılacaktır. Bilimsel deniz ve deniz altı araştırmaları stratejisinin bulunmaması da ülkemizin gelişen dünyada bir eksiğidir. Denizcilik sektöründe bulunan pek çok kurum ve kuruluş olmasına rağmen, ortak bir denizcilik stratejisi henüz oluşturulamamıştır. Kabotaj taşımacılığının yetersiz olması, deniz ve demir yolu entegrasyonunun yeterli düzeyde olmaması ülkemizin bir dezavantajıdır. Denizcilik taşımacılığının geliştirilmesi bu anlamda sizlerin bütçelerde yeteri kadar vereceği desteklerle olacaktır.
Özel sektörde ve benzeri tersanelerde olan kazaların azalması denetiminin iyi olduğu anlamındadır. Bu konuda da alınmış mesafeden ötürü emek verenlere teşekkür ediyor, kutluyorum.
Haberleşme ağında sektörde yer alan ve benzeri mali yükümlülüklerin oranlarının çok yüksek olması bir olumsuzluğudur. Sektörde donanım ve yazılım ürünleri ve teknolojik olarak da dışa bağımlılığın çok fazla olması öz kaynakların dışarı gitmesine neden olmaktadır. Bilgisayar okuryazarlığının azlığı, ortak bilgi bankasının kullanılamaması, İnternet hizmetlerinin de pahalı olması bir başka dezavantajdır.
Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar; ekonomik kalkınmanın refah toplumu olmanın lokomotif sektörünün ulaşım ve iletişim olduğunu hepimiz biliyoruz. Ulaşım olmazsa üretim olmaz, istihdam olmaz, turizm olmaz, sanayi olmaz. Ulaşım ve haberleşmenin ülkemizin gelişmesi ve kalkınması için en önemli unsur olduğunu ifade ediyorum.
Dünya Ekonomik Forumu 2015-2016 Küresel Rekabet Raporu'na göre ülkemiz makroekonomik ortam ve kurumsal yapılanmadaki bozulma sonucu 140 ülke arasında 6 basamak gerileyerek 51'inci sırayı almıştır. Ulaşım ve haberleşme kalitesinin düşük olduğu bir ortamda rekabet sağlamak pek mümkün olmayacaktır.
Dünya Ekonomi Forumu'nun son raporuna göre, Türkiye ulaştırma genel altyapısının yeterliliğine göre dünyada 144 ülke arasında 33'üncü sırada yer alıyor. Aynı raporda Türkiye, 144 ülke arasında otoyol kalitesi sıralamasında 40'ıncı sırada, çok önem vermediğimiz demir yolu kalitesi sıralamasında ise 48'inci sırada, liman kalitesi sıralamasında ise 57'nci sıradadır. Dolayısıyla, kara ulaşım kalitemiz Hükûmetinizin de çok ciddi önemsediği bir konudur ama buradaki yerimiz 33'üncü sıradır.
Ulaşım, günümüz dünyasında küreselleşme ve ekonomik büyümeye paralel olarak hızlı bir değişim gösteriyor. Avrupa ülkelerinde son verilere göre yolcu taşımacılığının yüzde 83,5'i kara yolu, yüzde 7,7 demir yolu, yüzde 8,2 hava yolu ve yüzde 0.6'sı denizle yapılıyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde yolcu taşımacılığı yüzde 87 kara yolu, yüzde 0,8 demir yolu ve yüzde 12,2 hava yoluyla yapılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Durmaz, bir dakika lütfen.
Buyurunuz.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Türkiye'de ise yolcu taşımacılığının yüzde 91'i kara yollarıyla, yüzde 2,2'si demir yolu, yüzde 0,3'ü deniz yolu ve yüzde 7'si hava yoluyla yapılmaktadır.
Avrupa Birliği ülkeleri ve Japonya'nın demir yolu kullanımının diğer ülkelere kıyasla çok daha fazla olduğu görülmektedir.
Kara yolu taşımacılığının neden olduğu çevresel sorunlar ve kara yolu güvenliği sorunları tüm gelişmiş ülkelerin gündeminde öncelikli yerini korumaktadır.
Ulaşım sektörü, ekonomik ve sosyal gelişmeye olumlu katkısının yanında "fosil yakıtlar" gibi yenilenemeyen enerji kaynaklarının ana tüketicisi durumunda bulunmaktadır.
Aynı zamanda, ulaşım sistemleri kaynaklı gürültü ve hava kalitesini olumsuz etkileyen sera gazı salınımı da toplum sağlığı için tehdit oluşturmaktadır.
Sürdürülebilir ulaştırma politikaları oluşturularak ulaştırmanın çevresel, ekonomik ve sosyal etkilerinde dengesinin korunarak gelişiminin sağlanması olmazsa olmazımız olmalıdır.
Trafik kazaları bir kalkınma problemidir. Evet, gelişmekte olan diğer ülkeler gibi Türkiye'de de trafik kazaları bir kalkınma problemi olarak karşımıza çıkıyor. 2001'den 2010'a kadar Avrupa Birliği ülkelerinde ölümcül trafik kazalarında yüzde 43; 2010 yılında ise bir önceki yıla göre ölümcül kazalarda yüzde 11, yaralı içeren kazalarda ise yüzde 6,2 oranında azalma görülüyor.
Türkiye'de ise 2001'den 2010'a kadar ölümcül trafik kazalarında yüzde 6,5; 2010 yılında ise bir önceki yıla oranla yüzde 8 azalma görülürken, 1990'dan 2000'e kadar ise yaralı içeren kazalarda yüzde 25 oranında bir artış yaşanıyor. Bu istatistiklerle Türkiye Avrupa Birliği ülkeleri arasında en yüksek kaza sayısına ve en az yıllık kaza düşüş oranına sahip ülkelerden biri konumundadır.
Değerli arkadaşlar bu rakamlar bile durumu izah etmeye yeterlidir. Ülkemizde, değişen şartlara uyum sağlamak, gelişen ulaştırma, denizcilik ve haberleşme ihtiyaçlarını daha etkin karşılamak ve bu önemli alanlardaki koordinasyonun verimliliğini artırmak için benimsenen politikalar ne yazık ki yetersiz ve kısıtlıdır.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, yük ve yolcu taşıma hizmetlerinin etkin, verimli, ekonomik, emniyetli ve çevreye duyarlı olma noktasında gereken hassasiyeti göstermemektedir. Yolları, köprüleri, alt geçitleri, havalimanlarını ihtiyaca göre belirlememekte, planlamadan yoksun birazcık da keyfiyete göre belirlemektedir. Bunun bir an önce olması gerektiği noktaya taşınmasını arzu etmekteyiz. Bu, bazen, insanlarda beklenmeyen rantları, ekolojik dengeyi, doğayı, çevreyi ya da bir kısım arazilerin de talanını beraberinde getirmektedir.
Üçüncü köprü inşaatı belirli bir rant alanına dönüştürülmüş, ayrıca doğayı ve ekolojik dengeyi olumsuz etkilemiştir.
Anayasa Mahkemesinin, dev projeleri Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği hükümlerinden muaf tutan düzenlemeyi iptal etmesine rağmen İstanbul Boğazı'na yapılan üçüncü köprünün ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi inşaatının ÇED'siz sürdürüldüğü herkesçe bilinmektedir.
Yine, İstanbul'da "mega proje" olarak tanıtılan havaalanı inşaatı "Ben yaptım oldu." dercesine çevredeki su kaynaklarını ve su havzalarını yok edecek değerde göze alınmalıdır.
Bu ağaçları kesecek olmasalar, ağaç olmayan, ranta açılmayan bir bölge düşünülse kimse üçüncü köprüye de karşı çıkmayacaktır. Bundan sonraki planlamalarda ilgili birimlerin, sosyal sorumluluk alanında görev yapan belli kurumların önerilerini dikkate almanın, yapacağımız harcamalar ve kamu kaynaklarının verimli kullanılması açısından önem arz edeceğine inanmaktayım.
Havaalanı yapılacak yere gidip bir baktığımızda, İstanbul'un en son tarım arazileri civarına yapılacak yollarla beraber ne hale geleceğini ve bir bölümünün de geldiğini birlikte görmekteyiz ve bunun devamında, ısrarla Karadeniz halkı yaylalarının doğal dokusunun bozulmamasını istiyor Sayın Bakanım ama biz de inatla yol yapalım istiyoruz. Gelin, bu insanlar, dedesinden gördüğü yaylaya yine doğal ortamlarda gitsinler ama bu doğayı koruyalım.
Buraya gelen turistler, buraya son zamanlarda moda hâlinde Arap dünyasından gelenler o Karadeniz'in doğal yaylalarına, yeşilliğine ve o güzel tarihi dokusuna, ağacına gelmektedir.
Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Durmaz, ikinci sürenizi de vereyim.
Buyurun.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım görevde olduğu süre içerisinde ilimize çok ziyaretlerde bulunan bir değer. Ancak, biz, Tokat'a verdiğiniz sözlerin artık sırayla yerine getirilmesini istiyoruz Sayın Bakanım.
Az önce sunumunuzdaki o haritaya baktım Karadeniz'i güneyden koridora bağlayan 12.163 kilometrelik yollarımız var. Bunlardan kırmızı olanlar herhâlde yapılmakta olan yollar yeşil de ...
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Kırmızı bitmiş olanlar.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Kırmızı bitmiş olanlar, tamam düzeltiyorum.
Yeşil de sunumu insanlara güzel geliyor, Karadeniz'in ortasında bir yeşillik olunca ben bu da tasarlanıyor ya da bitmiş diye düşündüm.
Ünye-Akkuş-Niksar yolu...
Ben, Tokat basınından buraya alıntılar getirdim. Bunların hepsinde zatıalinizin verdiği sözler ve demeçler var. Yine Mecliste de çok kısa dile getirdim, zatıaliniz yoktunuz. Tokat'a verilmiş bir havaalanı sözünüz var Sayın Bakanım. Siz demiştiniz ki: "Tokat'taki havaalanı çok ilkel, Tokat artık birinci lige çıkmalı. Bunu da başaracağız."
Tabii, burada "Bakan gitti, sözü kaldı." diyor.
Yine "Söz uçtu ama Tokatlı hâlâ uçamadı." diye bir başlık atmış bizim Tokat'ta bir yerel gazetecimiz .
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Binen yok ki.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Efendim?
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Uçağa binen yok ki, binen yok.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Var, var, var.
Yine, Sayın Başbakanımız 21 Mayıs'ta Tokat'a gelmiş, Tokat'a beklenen sözü vermiş "havaalanı ve hızlı tren" diye.
Yine "Havaalanı yapılacak, hızlı tren gelecek." demiş Sayın Başbakanımız ve Bakanımız da, devam ediyor.
Son zamanda bir gelişme oldu -eksiğimiz varsa Sayın Bakanım, değerli arkadaşlarımız tamamlayıp ya da düzeltsinler- Tokat'a bir havaalanı yeri tespit edildi. Bununla ilgili 28 milyon lira istimlak bedelinin ayrıldığı söylendi. Yerel basında değerli milletvekili arkadaşlarım bununla ilgili açıklamalarda bulundular ve bu arada harita çalışması yapıldı oradaki köylülerin arazisine de şerh kondu. Bu şerh sonucu bu insanlar Ziraat Bankasından kredi alacaksa alamaz durumdalar ve hiçbir işlem yapamıyor, önlerini de göremiyorlar. Bu anlamda, Tokat, sizin 2016 yılı planlamanızda var mı? Az önceki kitapçıkta Tokat'ın ismini gördüm, son derece de sevindim, birazcık bu konuda köşeli bilgiler istiyoruz.
Yine, ayrıca, bu, az önce sözünü ettiğim Ünye-Akkuş-Niksar yolu, devamında Tokat-Turhal-Zile-Alaca yolu Karadeniz'deki 9 vilayeti, Gürcistan'ı ve devamındaki ülkeleri arkadaşlar Ankara'ya, Antalya'ya, Bursa'ya, İzmir'e, Konya'ya, güneye yaklaşık olarak 120 kilometre daha kısa sürede götürecektir. Eğer etki analizini, eğer bir getirisini düşünüyorsak bu anlamda da çok ciddi bir projenin olduğuna inanıyoruz.
Sayın Bakanım, Samsun'u Sivas'tan Kayseri'ye bağlayan yolun dışında, bir ilçemize giden 1 metre bölünmüş yolu yok Tokat'ın. Girilen 8 seçimde Adalet ve Kalkınma Partisine Tokatlı Türkiye ortalamasının üzerinde oy verdi ve bu verilen sözleri bekliyor. Biz de hemşerilerimiz adına bunları dile getirip takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Yine, Sayın Bakanım, Tokat'ın Zile ilçesini Artova-Yeşilyurt ve Sulusaray ilçesine bağlayan yolumuz il özel idaresi bünyesinde. Bu yolun karayolları ağına alınarak... Orada bulunan çimento fabrikası dolayısıyla yüksek tonajlı araçlar da gidiyor. İl özel idaresinin makine parkı nedeniyle ve yapacağı bakımın ve onarımınla bu yolun insanların kullanabileceği hâlde kalması mümkün değildir.
Yine Tokat-Almus yolu, Sayın Bakanım, 2011'de bir iyileştirme yaptırdınız o yolda, 3-5 kilometrelik bir bölümünde virajları düzeltildi ama burada aynı durum. Tokat-Niksar yolunun 25 kilometrelik bölümü ihale edildi, yapımı şu anda sürüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KADİM DURMAZ (Tokat) - Ancak köyün birinde 3 çiftçi yargıya gitmiş durumda, diğer köylüler de...
BAŞKAN - Sayın Durmaz, teşekkür ediyorum.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.
...yakasını tutup "Öbür dünyada iki elimiz yakanızda olabilir, biz yola müsaade ettik, biz istimlak bedelimizi alamadık, vebalimiz sizde kalır, siz sakın müsaade etmeyin." diyorlar. Çok büyük bir mesafe değil, bu konudaki istimlak bedelleri konusunda da bir çalışma yapılırsa seviniriz.
Yine, Tokat'ı Sivas'a bağlayan meşhur 1.600 metre Çamlıbel Geçiti'ni biliyorsunuz bu yaklaşık olarak 1.000 metre civarında, kottan tünelle 600 metre çıkılmadan şey yapılıyor -karış karış buraları da biliyorsunuz- bunun da önümüzdeki dönemde gündeme alınmasını istiyoruz.
Karadeniz'i güneye bağlayan Fatsa üzerinden açılan yol, Tokat'a çok fazla bir şey getirmedi Sayın Bakanım. Buna bağlayan ara yollar var... Zamanınızı fazla almak istemiyorum, bunları yazılı olarak takdim edeceğim.
Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım, bir bölümünü de yazılı sunacağım daha da var.