KOMİSYON KONUŞMASI

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Çok Kıymetli Bakanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım, çok değerli kurum müdürlerimiz, basınımızın değerli temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.

Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bütçesinin her kuruşunun milletimize, Bakanlığımıza, ülkemize hayırlı olmasını, her kuruşun bereketli olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepimizin malumu olduğu üzere, yerli ve millî otomobilimiz, akıllı cihazımız Togg 29 Ekimde, cumhuriyetimizin kuruluşunun 99'uncu yıl dönümünde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından seri üretim bandından indirildi. Başta, bu eseri ülkemize kazandıran, vesile olan, büyük bir irade ortaya koyan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Yeni Türkiye Yüzyılı'na, Allah'a hamdolsun, Togg'la girdik.

Değerli arkadaşlar, Gençlik ve Spor Bakanlığı bizim hem bugünümüzü hem de geleceğimizi inşa eden bir bakanlıktır. Bu yüzden Bakanlığımızın 85 milyon vatandaşımız için gerçekten çok önemli bir Bakanlık olduğunu düşünüyorum. Gençlerimizi hayata en iyi şekilde hazırlamak hepimizin görevi, bunun bilincinde olmamız lazım. Gerçi her bütçe önemli, her bakanlık bütçesi önemli ve her yaptığımız işte çok önemli gördüğüm bir konuya değinmek istiyorum. Bugün Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesini masaya yatırıyoruz, iş kolları için de önemli, özel sektör için de kamu için de. Hangi alana bakarsanız bakın, bir bütçe kıyaslaması yaparken, muhasebe yaparken, kendi muhasebemizi yaparken bir düne, bugüne bakmamız lazım yani dün neydi Gençlik ve Spor Bakanlığı, bugün ne oldu. Biz 2002'ye göre kıyaslıyoruz genelde icraatlarımızı. Ben, mesela, Gençlik ve Spor Bakanlığı ne zaman kuruldu diye sormak istiyorum arkadaşlarımıza. Hani gençliğe nasıl bakıyoruz, gençliğe ne kadar önem veriyoruz? Cumhurbaşkanımız gençliğe ne kadar değer veriyor diye kendi kendime sorduğumda... Gençlik ve Spor Bakanlığı ne zaman kuruldu? Belki de hiçbirimizin aklına gelmiyor bunu sormak. Gençlik ve Spor Bakanlığı, daha önce bir bakanlığa bağlı "Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü" adı altında "Kredi ve Yurtlar Kurumu" adı altında hizmet verirken 2011 yılında Bakanlığımız kuruldu. Bakanlığı kuran ve gençlere bu kadar önem veren Cumhurbaşkanımıza tekrar, bir daha teşekkür etmek istiyorum.

Biz, gençlerimizi yetiştirirken millî değerlere sahip bir birey olarak yetişmeleri için aileden başlayan ve okullarımızda devam eden eğitimleri bütünüyle çok önemsiyoruz. Bizler gençlerimizin hamurunu öyle bir yoğurmalıyız ki onlar da geleceğimizi iyi bir şekilde inşa edebilsinler. Çağı kapatıp yeni bir çağ açan Fatih Sultan Mehmet Han, Manisa'da geçirdiği on üç yıllık çocukluk ve gençlik devresinde aldığı eğitimle büyük fetihlerin hayalini kurmuş ve o ruhla da büyük zaferleri kazanmıştır. İşte, bizler de Fatih Sultan Mehmet Han'ın torunları olarak ecdadını tanıyan, millî, ahlaki ve kültürel değerlerini önemseyen, benimseyen, koruyan ve geliştiren, geniş ufuklu, azimli, donanımlı ve çalışkan gençler yetiştirmek istiyoruz. Yarın öbür gün babasına "moruk" anasına "kocakarı" diyen gençler değil, yarın öbür gün annesine "Anneciğim ayağını kaldır, öpeyim; cennetin kokusunu duyuyorum." diyen gençler yetiştirmek istiyoruz. Bunun içindir ki AK PARTİ hükûmetlerimiz, beşerî sermayenin önemini bilerek cumhuriyet tarihinde gençlik politikalarını en üst noktaya çıkarmış en başarılı siyasi harekettir. Bunun içindir ki gençlerimizin daha iyi şartlarda spor yapmaları, kendilerini geliştirmeleri ve iyi bir altyapı eğitimi alabilmeleri için ülkemizin her yerinde stadyumlar, yüzme havuzları, futbol sahaları, gençlik merkezleri, spor salonları, atletizm pistleri inşa ettik. Hani "altyapı" diyoruz ya; dün Türkiye'deki spor altyapısı neydi, bugün Türkiye'nin spor altyapısı ne?

Bugün Bakanımız hakikaten -ben kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum- öyle bir güzel sunum yaptı ki yani ben konuşmamı kitapçıktan mı yapayım tekrar, kendi hazırladığımla mı devam edeyim diye çelişki yaşadım. Dolayısıyla, çok doyurucu bir sunum, çok güzel bir sunum, en detayına kadar hazırlanmış ve yaptıklarının anca bir kısmını anlatabilen bir sunumdu. Dolayısıyla sunumundan dolayı -ve icraatlarına zaten teşekkür edeceğiz- kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum.

Ülkemizin en önemli teknoloji festivali olan TEKNOFEST'i hayata geçirerek gençlerimizin hayallerini gerçeğe dönüştürme imkânı sağladık. Gençlik merkezleri projemizi ortaya koyduk. Gençlik merkezlerimizde yürütülen faaliyetlerin karar alma, hazırlık ve gerçekleştirme süreçlerinde de gençlerimiz bizzat kendileri yer almaktadır. Hatta bir adımı daha Sayın Bakanım da anlattı; "kendi bütçeni kendin yap" düzeyine kadar gençlerimizin kendi fikirlerine değer verdik, onları hayatın içerisine çektik. Bunlar tabii ki bizim için çok önemli ama birileri bunları değersizleştirmeye çalışabilir, onları da milletimize havale ediyorum. 2002 yılında sadece 16 gençlik merkezi sayımız varken 2022 yılında bu sayıyı 420'ye kadar çıkardık.

Gençlerimiz için çok önemli olan gençlik merkezlerimizde farklı projeler yürütülmektedir. Espor Eğitim Projesi, Gençler Bakanlığında Projesi, Vizyon Kulübü Projesi, Gencin Doğa ile Uyum Projesi, Deneyap Teknoloji Atölyeleri Projesi... Biz Bir Takımız Projesi çok önemli değerli arkadaşlar; gençlerin takım olma, birlikte hareket etme, beraber hareket etme duygularını geliştirmelerini sağlıyoruz. Çalışan ve Üreten Gençler Projesi'ni Sanayi Bakanlığımızla birlikte hayata geçirdik. Yani hatta ve hatta -Sayın Bakanım, çok detaya girmek istemiyorum- Bakanımızın sunumunda da vardı, kırsaldaki gençlerimize "kendi işini kendin yap" projeleriyle de devam eden birçok projemiz var.

Benim önemsediğim önemli projelerden bir tanesi de Gençlik Kampları Projesi. Değerli arkadaşlar, proje kapsamında gençlerimize 54 kamp tesisinde kendilerini geliştirme ve birbirleriyle kaynaşma imkânı sunduk. Yani gençlik kamplarımızın sayısı arttı, dolayısıyla dağa çıkan gençlerimizin sayısı azaldı, terörist kamplarına giden gençlerimizin sayısı minimize edildi, neredeyse sıfıra kadar indirdik. Dolayısıyla bundan rahatsız olanlar, rahatsız olan terörist gruplar, rahatsız olan birileri artık dağa çıkmayan her genci kendi kafa yapısında, onlara göre intihar etmiş gençlik olarak da düşünüyor olabilirler. Gençlerimiz, Allah'a çok şükür, bizim kendi gençlik kamplarımızda, Bakanlığımızın gençlik kamplarında yeni bir hayata başlıyorlar, kendi hayallerini kuruyorlar, kendi hayallerini geliştirme imkânını, Allah'a hamdolsun, çok rahat bir şekilde görüyorlar.

Gençlik ve Spor Bakanlığımız tarafından farklı branşlarda sporu ülkemizin her tarafına yaymak amacıyla da birçok proje yürütülmektedir. Bunlardan Sayın Bakanım da bahsetti; Yüzme Bilmeyen Kalmasın Projesi... Evet, değerli arkadaşlar, kitapçıkta var -sayfa sayfa arkadaşlarımız incelerlerse- altyapı nereden nereye gelmiş. Olimpik, yarı olimpik, çelik konstrüksiyon yüzme havuzlarımızı vatandaşlarımızla buluşturduk. Yetmedi, değerli arkadaşlar, ülkemizin dört bir yanında, yüzme havuzlarına ilave olarak da ihtiyaç olan bölgelerde 395 tane portatif havuzu vatandaşlarımızla buluşturduk. Bu altyapının nereden nereye geldiğini -hepimiz aynı yaşlardayız- çok iyi, net bir şekilde görüyoruz. Sayın Bakanım sunumunu yaparken, sporda geldiğimiz noktayı ifade ederken futbol topundan da bahsetti "Top da yoktu, şu da yoktu, bu da yoktu." diye, hakikaten böyle laf attılar. Arkadaşlar, sporla uğraştınız mı bilmiyorum; ben futbol oynayan birisiyim, dünün spor sahalarının nasıl olduğunu, futbol topu bulabiliyor muyduk bulamıyor muyduk, plastik topla mı oynuyorduk; nerelerden geldiğimizi, Türkiye'nin nereye geldiğini gördüğümüzde gurur duymamız lazım. Kıyaslayalım, muhasebesini yapalım, mukayese yapalım; tabii ki eleştiriye açığız, daha güzel olsun diyoruz, onun için çalışıyoruz zaten "Durmak yok, yola devam." diye onun için diyoruz. Evet, spor tesislerinin nereden nereye geldiğini hep birlikte çok net bir şekilde görürüz; yalnız eleştirmek için de eleştirmiş olmayalım.

Bunun yanı sıra, 10 Bin Pota Projesi; 10 bin potayla 81 ilimizde basketbola olan ilgiyi artırarak yeni "Dev Adamlar" yetiştirmek istiyoruz.

Sportif Yetenek Taraması Projesi'yle de her yıl 1,3 milyon öğrencinin yeteneğini keşfediyoruz. Bu öğrencilerimizi yeteneklerine göre branşlara yönlendiriyoruz. Bunlar önceden var mıydı arkadaşlar? Bunların hiçbir tanesi yoktu. Daha, beden eğitimi öğretmenleriyle alakalı istihdam oluşturma, gençlerle onları buluşturma gibi şeylere çok girmek istemiyorum, on dakikam kaldı, bunları hızlı hızlı geçmek istiyorum.

Yani altyapıya önem vermek, spora önem vermek, sporcuya önem vermek, gence önem vermek sayesinde ne oldu? Dünya ve Avrupa şampiyonlarında, uluslararası birçok müsabakada farklı branşlarda önemli başarılar elde ettik, hepimizin göğsü kabardı. Örneğin, millî okçumuz Mete Gazoz, göğsümüz kabarmıyor mu? İşte, Spor Bakan Yardımcımız Hamza Yerlikaya da millî güreşçimiz. Güreşte Rıza Kayaalp, Taha Akgül... Hangi birini saysak başarılardan? Bunlar bizim göğsümüzü kabartıyor, birer vatandaş olarak göğsümüzü kabartıyor. Ha, bunlardan ızdırap duyan var mıdır, bunlara sevinmeyen var mıdır? Mutlaka olacak. 85 milyonuz, arada bir iki tane de bunlardan hazımsızlık duyanlar olabilir, Türkiye'nin gelişmesini istemeyenler olabilir, yine birileriyle beraber, Türkiye'ye diz çöktürmek isteyenlerle birlik olup, beraber olup bunlardan haz duymak istemeyenler olabilir. Mesela, bizim, Manisa Akhisarlı millî jimnastikçimiz Ayşe Begüm Onbaşı, hepinizin gurur duyması lazım, hepimizin gurur duyması lazım. Çocukluğunu biliyorum, 6-7 yaşından beri sporcumuzu tanıyorum, geldiği noktaya kadar nasıl elinden tuttuk, ona nasıl imkânlar sağladık, Sayın Bakanımız onun elinden nasıl tuttu, başarılı olsun diye neler yaptı, hangi süreçlerden geçti; bizzat yaşayan bir kardeşinizim. Daha fazla bu detaylara girmek istemiyorum. Neden? Çünkü sekiz dakikam kaldı.

Eğitime geçmek istiyorum buradan. Gençlerimize sportif alanda sağladığımız yatırım ve projelerin yanı sıra, eğitim alanında da kazanımlar sağladık. Öncelikle, eğitimde biz fırsat eşitliği sağladık değerli arkadaşlar.

YILDIRIM KAYA (Ankara) - 20 bin köy okulunu kapattınız.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Köy okullarını kapattınız, okula gidemiyor çocuklar.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yani bugün baktığımızda, fırsat eşitliği dediğimizde okul öncesinden başlayarak üniversitede kılık kıyafetine kadar yani öğrencilerimizin okul kapılarından geri döndüğü, giremediği... Her şeyi net bir şekilde hepiniz biliyorsunuz ama anlamak istemiyorsunuz diye düşünüyorum değerli arkadaşlar.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Sen vatandaşa anlat onu!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Şeker, lütfen müdahale etmeyin.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Doğruları söylüyoruz.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Rica ediyorum, lütfen...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kaldı ki gençlerde seçilme yaşını 18'e kim indirdi? Arkadaşlarımız Cumhurbaşkanımızın gençlere bakışını, önem vermediğini ifade eden bazı cümleler kullandılar. Seçilme yaşını 18'e kim indirdi, hangi parti indirdi, hangi iktidar indirdi? Ne zaman değişiklik oldu? Siyasette onlar da artık birer lider olsunlar, Türkiye'ye yön versinler diyerek "Fatih İstanbul'u 18 yaşında fethettiyse bizim gencimiz de 18 yaşında seçilsin." diyen hangi lider? Arkadaşlar, bunları unutmayacağız, bunları hatırlayacağız.

Yani biz gençlerimizi alfabetik sıraya göre değil, gençlerimizin, çocuklarımızın doğumundan ölümüne kadar her daim onların yanındayız, gençlerimize sahip çıkıyoruz ki bu ülke yarın Almanya'yla, Fransa'yla, Amerika'yla rekabet edebilsin. Yani TEKNOFEST gençliğini yetiştiriyoruz Allah'ın izniyle, bununla gurur duymamız lazım. Bilimle uğraşan gençlerimizin elinden tutarak onların içindeki cevheri ortaya çıkarıyoruz. Bunun sayesinde ne oluyor? İHA'larımızı üretiyoruz, SİHA'larımızı üretiyoruz, ATAK helikopterlerimizi üretiyoruz, millî piyade tüfeğimizi yapıyoruz. Artık, talep eden değil talep edilen konuma gelen bir Türkiye'den bahsediyoruz değerli arkadaşlar, bunlarla gurur duymamız lazım yani savunma sanayimizi söylüyoruz, işte, millî otomobilimizi söyledik, yarın öbür gün Allah'ın izniyle TEKNOFEST kuşağımız, gençlerimiz uçan arabaları da burada yapacaklar. "Bu yüzyıl, Türkiye Yüzyılı olacak." derken sadece Türkiye için bir yüzyıl olarak düşünmeyin bunu, tabii ki geçtiğimiz yüzyıl da Türkiye yüzyılı, temellerini attık, şimdi artık temellerden çıktık, Türkiye'nin görünen yüzü olmaya başladık hamdolsun; dünyada artık Türkiye Yüzyılı olacak, dünyada; Türkiye'de değil, dünyada Türkiye konuşulacak değerli arkadaşlar. Bu öz güvenle gençlerimizi yetiştiriyoruz, siz de ülkenize güvenin, sizler de bu ülkenin, bu milletin evlatlarının bunu başaracak güçte olduğunu rahatlıkla kabul edin, görün ve söylemlerinizde bunları kullanın artık.

Değerli arkadaşlar, gençlerimize her alanda sağladığımız imkânlarla -mesela burs, kredi ve yurt sisteminde- fırsat eşitliği sağladık. Değerli arkadaşlar, örneğin üniversitede biz harçları kaldırdık. Yani bunu kim başardı? Üniversiteye giden kim? Gençlik. Harçları kaldıran kim? AK PARTİ hükûmetleri. Kredi ve yurtlar alanında yaptığımız çalışmalarla ülkemizi Avrupa'nın en fazla sayıda kamu yükseköğrenim öğrenci yurtlarına ve yatağına sahip ülkesi hâline getirdik. Şimdi, Sayın Bakanım söyledi, 36 tane ülkenin nüfusundan daha fazla yurt imkânı sağladık, işte "Efendim, gençlerimiz barınamıyor." "Gençlerimizin barınma ihtiyaçları var." diyoruz; ya, o zaman Bakanımızı dinleseydiniz yani ben bir daha tekrarlamak istemiyorum, Bakanım en ayrıntısına kadar girdi. Yurtları beş yılda koğuş sisteminden otel konforuna getiren hangi iktidar? AK PARTİ iktidarı. Hangi Bakanlık? Sayın Spor Bakanımız, hemşehrim, kıymetli, değerli ağabeyimiz. Sayın Bakanımız, kapasiteyi soralım, "Yerleştirmede yüzde 97 kapasiteye ulaştık." diyor, ne anlıyorsunuz bundan siz? Hani "Barınamıyor." diyorsunuz ya, Sayın Bakanımız diyor ki: "Biz yurtlara yerleştirmede yüzde 97 kapasitesine ulaştık." Sayın Bakanım bunu söylerken ne anlıyorsunuz siz, çok merak ediyorum, nasıl "Yerleşmedi." diyorsunuz hâlâ? "Yüzde 97 yerleştirdik." diyen Bakanımıza kalkıp da konuşmada "Biz barınma ihtiyaçlarını yurtlarda sağlayamıyoruz." derken yüzde 3'lük öğrenci kesimini düşündüğün için söylüyorsan o zaman hak veriyorum, tamam; yüzde 3'te başarısız olduk, yüzde 97'yi başardık. Bunu mu eleştiriyorsunuz yoksa Bakanımızı mı dinlemiyorsunuz? İşte, milletvekilisiniz, gidin yurtları bir gezin, hangi ortamlarda kalıyor gençlerimiz, onlara hangi imkânları sağlamışız.

YILDIRIM KAYA (Ankara) - Beraber gidelim yurtlara.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz onların içerisindeyiz zaten, her zaman gideriz.

Bakınız, yatak kapasitesinde nereden nereye geldiğimizi zaten Sayın Bakanım açıkladı.

Yurt ücretlerine geldiğimizde; Türkiye'deki enflasyondan bahsettik, dolarla çarpıyorsunuz, dolara bölüyorsunuz; e, salgın döneminde yurt ücretlerine zam yapmadık, üç yıldan beri de zam yapmıyoruz, çocuklarımızın yanındayız, her gencimizin yanındayız, zam yapmıyoruz onlara; üç sene önce hangi paraya kalıyorsa yurtta, yine aynı anlayışla kalmaya devam ediyor. Sosyal devlet olma anlayışımızla ne yaptık? Şehit eşi ve çocuklarına, gazi ve gazi çocuklarına, anne ve babası vefat etmiş 25 yaşını geçmemiş öğrencilerimize, devlet koruması alanında kalan çocuklarımıza kucak açmışız. E, teşekkür etmeyecek miyiz şimdi burada? (CHP ve HDP sıralarından gürültüler) Laf atmayın bana da Bakana dönün, teşekkür edin. Sayın Bakanım, Allah razı olsun, bu bir başarıdır, başarı hikâyesidir; bu, Türkiye'nin geldiği noktayı gösteriyor her alanda.

Efendim, neymiş "Yurtlarda barınma sorunu var..." Ya, hangi sorundan bahsediyorsunuz? Yurtlarda barınma sorunu var, öğrencileri tabii ki yurttan atacağız, terörist faaliyetlere katılanlar olursa gözünün yaşına bakmayacağız, değil yurttan atmak, onları yargıya çıkaracağız, yargının önünde hesap verecekler, eğer suçları sabitse de hapse girecekler; bu kadar belli. (HDP sıralarından gürültüler) Bu ülkeyi, 85 milyonu bölmek isteyen kim varsa, bu ülkenin dönen tekerine çomak sokmak isteyen kim varsa, bu ülkenin bürokratlarını kim şehit ettiyse, hangi şerefsiz şehit ediyorsa onları yakalayıp hesaba çekmek, yargıya çıkarmak bizim boynumuzun borcu. Kimin, Cumhur İttifakı'nın mı? Hayır, bu vatanı, Türkiye Cumhuriyeti'ni seven "Bayrak inmesin." diyen herkesin görevi. "Efendim, ben burada ses çıkarmayayım, nasıl olsa Cumhur İttifakı çıkarıyor." diyenlere de burada serzenişte bulunuyorum, hepinizin görevi burada seslenmek, serzenişte bulunmak.

Üniversite gençleri siyaset yapsın diye önünü açıyoruz, biz "Siyasetsiz olmaz." diyoruz, üniversite gençliğinin değil bütün gençlerin önünü açıyoruz siyasete girsinler diyoruz. 18 yaşına seçilme yaşını biz indirdik ama siyaset yaparken siyasetten anlayış terör faaliyetleriyse buna biz göz yumamayız, kusura bakmayın. Türkiye artık kendi İHA'sını yapan, SİHA'sını yapan, kimin hangi adım attığını, kimlerden emir aldığını, kimlerin maşası olduğunu da çok iyi bildiği için öyle adım atacaklara da fırsat vermiyoruz Allah'a hamdolsun. (HDP sıralarından gürültüler)

Bir de şu var efendim: "Gençler intihar ediyor." falan filan... Arkadaşlar, gençlerimize güvenin, gençlerimize güvenin.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - "Falan filan" nedir ya?

YILDIRIM KAYA (Ankara) - Nasıl "falan, filan" dersiniz ya?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bana laf yetiştireceğine dön sağına da bu ülkeyi bölmek isteyenlere bir laf at; bak, dön sağa!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sıra geldiğinde görüşlerinizi ifade edersiniz, rica ediyorum. Herkes tahammül edip birbirini dinleyecek, rica ediyorum.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Onların hayatı "falan, filan" değil.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, en son yaptığınız düzenlemeyle de -Komisyon üyesi arkadaşlarıma teşekkür ediyorum- Kredi ve Yurtlarda öğrencilerimiz artık... Bakınız, burs ve krediye kaç bin öğrenci müracaat ederse etsin...

ALİ ŞEKER (İstanbul) - İntihar ediyor gençler, intihar!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bakın, çok önemli, dinleyin arkadaşlar.

Sayın Başkanım...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, özellikle Komisyonumuzu teşrif eden arkadaşlarımız; burada bir usulümüz var, bütçe görüşüyoruz, Genel Kurul değil burası. Biraz daha sakin bir şekilde, söz sırası geldikçe fikirlerimizi ifade edelim, rica ediyorum.

Buyurun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi "Gençlerimiz intihar ediyor." derken dönün sağınıza, solunuza da 8 yaşında, 9 yaşında, 10 yaşında çocuğun eline silah verip de dağa götürüp de çocukları tehdit ederek kaçırıp da onları teröristsel faaliyetlere katılmaya zorlayanlara bir çift sözünüz olsun ya! Lanet olsun onlara, onları destekleyenlere de lanet olsun!

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Bunun cevabı bu mu şimdi?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, evet.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, sözcülere beş dakika süre veriyordunuz, biliyorsunuz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yok, onu ilk başta veriyorduk, öyle bir şey yok sözcülere. Bir miktar, hani, söz tamamlama süresi veriyoruz sadece.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, torba yasayla beraber, geçtiğimiz günlerde -Sayın Bakanım, çok teşekkür ediyoruz- öğrenim kredisine, bursuna kim müracaat ettiyse tamamına çıkıyor değerli arkadaşlarım, hiç kimseyi ayırt etmiyoruz. Burs çıkan da var, kredi çıkan da var. Burslar zaten karşılıksız. "Burslardaki faizleri kaldırın." diyenler oldu. Ya, biraz çalışarak gelin derslerinize. Burslar karşılıksızdır, onlarda faiz olmaz; o öğrenciler onu almışlardır, analarının ak sütü gibi harcayacaklar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, toparlarsanız sevinirim birkaç cümleyle.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Krediyle alakalı da Sayın Başkanım, artık bundan sonra "Öğrencilerimiz 2 katı, 3 katı filan faiz ödüyor; şu, bu." değil; endeksi kaldırdık; ne aldı, onu geri ödeyecek. Bu imkânı sağlayan kim? Allah'a hamdolsun, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ve gençlerin yanında olduğunu, öğrencinin yanında olduğunu her daim ifade eden Sayın Cumhurbaşkanımız ve beş yıldan beri de her şeyiyle gecesini gündüzüne katan Sayın Bakanım, sporu ve altyapısını, yurtları hangi noktadan aldı, nereye getirdi... Çalışmasıyla da âdeta Avrupa'yı, dünyayı örnek alan bir Bakanımız, kendisine de huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Allah gücünü, gayretini artırsın, Allah sağlık versin.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Çok teşekkür ediyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bütün Gençlik ve Spor Bakanlığı çalışanlarımıza, bütün Genel Müdürlerimize... Hepsiyle bire bir konuşuyorum, tanışıyorum. Gece gündüz çalışıyorlar. Allah hepinizden razı olsun diyorum. Bütçemizdeki her kuruş bereketli olsun. Tekrar bütçemiz hayırlı ve uğurlu olsun.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.