KOMİSYON KONUŞMASI

SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkanım, çok Kıymetli Bakanım ve değerli ekibim; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanımıza ve ekibine görevinde başarılar diliyorum.

Değerli Bakanımızın sunumunda özellikle Türkiye yüzyılı perspektifi içerisinde tarım politikalarına yönelik açıklamalarını dikkatle takip ettim; çok güzel, yerinde, öngörülebilir adımlar atması planlanmaktadır. Bu manada değerli Komisyon üyesi arkadaşlarımızın da sürece katkılarından dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz, her bir Komisyon üyemizin görüşlerine bizler de iştirak ediyoruz.

Türkiye yüzyılı vizyonu kapsamında ben de kendi bölgemle alakalı olarak tarım politikaları alanında neler yapılması gerektiği noktasında fikirlerimi ifade etmek istiyorum.

Değerli Bakanım, Karadeniz Bölgesi'nde tarım ve hayvancılık alanında birçok sorunumuz mevcuttur. Bu sorunlara çözüm bulmak için siyaset yapıyoruz, zaman zaman sizlerle de fikirlerimizi paylaşıyoruz; çözüm noktasında gayretinizi ortaya koyuyorsunuz. Tabii, müsademeyiefkârdan barikayıhakikat doğar; sıkıntılarımızı, sorunlarımızı dile getirmeden çözüm yollarını ortaya koymak da bazen mümkün olmamaktadır. Bizim bölgemizdeki en önemli sorunlardan biri kızılağaç sorunudur. Orman emvali içerisinde değerlendirilen kızılağaçlar maalesef tarım alanlarımızı yerle yeksan etmektedir. Kızılağaçlar, bir orman ürünü olarak kabul edildiği zaman ve kesimi yasaklandığı anda tarım alanlarını tamamen istila eder konumda olmaktadır. Kızılağaç, dikimi olan bir ağaç değildir, sulak alanlarda kendiliğinden yetişebilen ve çok kısa bir süre içerisinde 6-7 metre boya ulaşabilecek düzeyde ağaçlardı ve bunlar oranın hem iklim şartlarını bozmakta hem de tarımsal verimliliği düşürmektedir ve neredeyse tarımsal alanlarımız, mera alanları tamamen orman olarak kaplanmaktadır ve müdahalesine müsaade edilmemektedir. Ben bunu önceki dönem Orman Bakanlarımızdan Veysel Bey'le paylaştığımda "Kızılağaçların, müracaat edildiğinde, kesilmesi yönünde herhangi bir engel yoktur." şeklinde ifadede bulunmuştur. Herhangi bir düzenleme yapılmadı ama her bir ilçede farklı bir uygulama vardır. Bu da vatandaşlarımızın şikâyetine maruz kalmaktadır. Benim düşüncem; daha önce AK PARTİ döneminde, sizin milletvekili olduğunuz dönemde kızılağaçların orman emvalinin dışına çıkarılması noktasında bir kanun teklifi oldu, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Anayasa Mahkemesine götürülerek iptal edilmişti ve aradan on yıllık bir süre geçti, yeniden bu kanunla da düzenlenebilir veya kanuna ihtiyaç duyulmuyorsa da gerekli talimatlar daha açık bir şekilde verilerek her bir ilçede ve orman işletme şefliğinde farklı uygulamaların önüne geçilmesi gerekiyor.

Değerli Bakanım bir diğer sorun da orman kadastrosuyla alakalı yaşadığımız sorunlardır. Şimdi, orman vasfını kaybetmiş yerlerde, yerleşim alanı olan yerlerde 2/B yasasıyla beraber bu yerleşim alanları hazineye devredilip buradan hak sahiplerine satış imkânı veriliyor. Lakin şunu ifade etmek isterim ki: Bu aynı yasanın orman vasfını kaybetmiş tarım arazilerini kapsayacak şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Kırsalda birçok vatandaşımızın kendisine geçmişte, 60'lı yıllarda tapu verildi. Bu tapu verildikten sonra orman kadastrosuyla beraber tapuları elinden alındı. Tapuya güven ilkesi vardır, anayasal bir ilke olan mülkiyet hakkının korunması gerekiyor. Dolayısıyla bu tapusu elinden alınan vatandaşlarımızın tarım yapabilmelerinin önünde çok büyük engeller bulunmaktadır, bunun düzeltilmesi kolaydır. Nasıl 2/B arazisiyle yerleşim alanlarının sorunları çözüldüyse, yine bu 2/B yasasını genişleterek orman vasfını kaybetmiş tarım alanlarını da kapsayacak şekilde bir düzenleme yaparsak eski hak sahipleri, tapu sahipleri tekrar yerlerine kavuşur. Özellikle bizde fındık ve çaydan dolayı ciddi sorunlar oluyor, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne giremedikleri için desteklemelerden yararlanamıyorlar. Bu sorunun da bu şekilde aşılabileceğini düşünüyorum.

Değerli Bakanım, diğer bir sorunu da şöyle ifade etmeliyim: Meraların korunması gerekiyor. Meraların korunması tamamen yasaklayıcı hükümlerle mümkün olmuyor. Mera Kanunu'nun 14'üncü maddesine göre merada maden araması yapılabiliyor, enerji santrali kurulabiliyor, organize sanayi bölgesi kurulabiliyor, turizm tesisi kurulabiliyor. Ama bizim özellikle Karadeniz Bölgesi'nde mera arazilerimizde büyükbaş hayvancılığın yapılmasının önünde engeller vardır. Büyükbaş hayvancılık bizde yaygındır, küçükbaş hayvancılık mümkün olmuyor çünkü arazi engebeli bir arazi, coğrafya zor şartlarda. Küçükbaş hayvancılığın orada bulunması, hayvanın kas yapması nedeniyle etinin lezzetli olmaması vesaire nedenlerle daha çok büyükbaş hayvancılığa ve süt sığırcılığına yöneliniyor. Buralarda bizim yaylalarımız köy yerleşim yerlerinden çok uzak yerlerdedir ve yaylalarımızı tarım ve hayvancılık yapmak isteyen vatandaşlarımızın kullanımına açık hâle getirmemiz gerekiyor. Mera Kanunu'nun 20'nci maddesinde inşaat yasağından bahsediliyor; ağıl yapabiliyorsun, sundurma yapabiliyorsun, işte vesaire unsurları yapabiliyorsun, ahşap olacak şekilde turizm tesisi de yapabiliyorsun ama ahır yapamıyorsun. Bunun anlamı şudur: "Büyükbaş hayvancılık yapma." veya bir başka ifadeyle şudur: "Sabah köyden ineklerini yaylaya çıkaracaksın, akşam tekrar geri götüreceksin." Karadeniz'in iklim şartları çok farklıdır. Bu iklim şartlarına göre orada vatandaşımız altı ay yaylada kalmak zorundadır, geçimini bu şekilde idame ettirmesi gerekiyor ve hayvancılığın da kârlı olabilmesi için, girdi maliyetlerini düşürebilmesi için altı ay meralardaki ottan yararlanmalı, altı ay da oradan topladığı otları kışın kullanabilmesi gerekiyor. Bunun için orada belirli süreliğine ama korunaklı ahır yapabilmenin önünü açmamız gerekiyor. Bu konuda talimatlar yağdırdığınızı, ilgili yerlere söylediğinizi biliyorum ama bu sorunu çözemedik. Yasak, kaçağı teşvik ediyor. Bu sefer hayvancılık bırakılıyor ve ortalık mera alanları tamamen kaçak yapılarla doluyor. İmar barışı çıkardık bu konuda ama imar barışı imar yarışına döndü, eskiyi düzenledi, geleceğe yönelik bir perspektif ortaya konulmadı. Dolayısıyla bizim buralarda tarımda ve mera alanlarında yeni bir kavram ortaya koymamız lazım, bir "MOTA" oluşturmamız lazım; "mera organize tarım alanları" oluşturmalıyız. Büyükbaş, küçükbaş hayvancılık yapanlara imkân sağlamalıyız. Oradaki ihtiyaçları gözetecek şekilde yapıların kurulmasına imkân sağlamamız gerekiyor. Mera alanlarını bu şekilde daha iyi koruruz. Aksi durumda, herkes tel örgülerle küçük çapta mera alanlarını sarıp işgal etmektedir. Bu da hem hayvancılığı hem tarımı olumsuz yönde etkilemektedir.

"Türkiye yüzyılı" vizyonunda, Karadeniz Bölgesi'nin bu sorununun dikkate alınmasını istiyoruz. Küçük aile işletmeciliği şeklinde hayvancılık yapılan bu bölgelerde, hayvancılığın gelecek nesillere aktarılabilmesi için bu çalışmanın desteklenmesi ve çözüm mekanizmalarının harekete geçirilmesini önemsiyorum.

Yine aynı şekilde, aile işletmeciliğine -özellikle bizim bölgede kadınlar hayvancılık yapmaktadır ama hiçbir sosyal güvenceleri yoktur- destek bağlamında da -Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızla da görüştük, olumlu baktı- bizim, aile işletmeciliği yapan kadınlara -nasıl sanayide bir kişiyi istihdama teşvik veriliyor, aynı şekilde tarımda da- hayvancılık yapan ve belirli sayıda hayvan bakan kişilere en azından sosyal güvenlik prim desteği verilebilir, tarımda TYP olabilir, üretim bu şekilde kırsala daha da yaygınlaştırılabilir diye düşünüyorum. Bu konuda sizlerin vizyonuna, çalışmalarına, gayretlerine güveniyoruz; desteklerinizi bekliyoruz.

Bu yıl biz sahada dolaştığımızda özellikle çay ve fındık alanında çok büyük bir teveccühle karşılaştık. Çay üreticimizin yüzü güldü. Fındıkta beklenenin üzerinde bir fiyat belirlendi. Özellikle bizim Trabzon'un doğu ilçelerinde çayla alakalı olarak hangi üreticimize gitmişsek teşekkürlerini bildirdiler.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakika...

SALİH CORA (Trabzon) - Özel sektör bile ÇAYKUR'un açıkladığı fiyattan ilk kez daha yüksek bir fiyat belirledi. Yaş çay fiyatı ile kuru çay fiyatının aynı zamanda açıklanmasının avantajlarını gördük. Biz bu manada, ÇAYKUR Genel Müdürümüze, TMO Genel Müdürümüze çok teşekkür ediyoruz.

Bizim bir talebimiz de Trabzon Ortahisar ilçemizde çay üreticisi yoğunluğu çok fazladır. Burada bir çay fabrikası yapılmasını arzu ediyoruz.

Teşekkür ediyorum.

Bütçeniz hayırlı ve uğurlu olsun.