KOMİSYON KONUŞMASI

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli basın mensupları; bugün AK PARTİ hükûmetleri döneminin 14'üncü bütçesini gerçekleştiriyoruz ve görüşmelere Plan ve Bütçe Komisyonunda başlıyoruz.

Bu görüşmelerde, Bakanlığımız merkez, bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarıyla ve buralarda yürütülen çalışmalara ilişkin detaylı bilgileri Komisyon üyelerimize arz edeceğim, bunun için huzurlarınızdayım. Bu vesileyle, ülkemizin dört bir yanında hizmet veren, şantiyelerimizde çalışan ve vatandaşımızın beklediği hizmetlerin bir an önce hayata geçmesi için gece gündüz durmadan mesai yapan tüm arkadaşlarıma, yol boylarında, istasyonlarda hizmet veren tüm ulaştırma camiasının mensuplarına teşekkür ediyorum.

Ayrıca, cumhuriyetimizin ilk Ulaştırma Bakanı Ali Çetinkaya başta olmak üzere, günümüze kadar bu Bakanlıkta görev yapan bütün bakanları, üst düzey yöneticiler ve çalışanları, bu ülkenin ulaşımı, iletişimi için katkı koymuş, taş üstüne taş koymuş bütün emeği geçenleri de şükranla anıyoruz, ölenlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Sağ olanlara uzun ömürler diliyoruz.

Başta, şunu açık kalplilikle ifade etmek isterim....

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen yavaş.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Öncelikle şunu bilmenizi isterim: Önerileriniz, eleştirileriniz, katkılarınız bizim çalışmalarımız için büyük anlam ifade ediyor. O bakımdan, bütün bu görüşmeler boyunca ortaya koyacağınız her türlü katkı, öneri, tenkit ve sorulara büyük bir açık kalplilikle cevap vermeye çalışacağım.

Sayın Başkan, değerli üyeler; şimdi, bütçe görüşmelerinde izleyeceğimiz yolu kısaca arz etmek istiyorum: Bu takdim konuşmasından sonra genel olarak yaptığımız ulaşım, iletişim alanındaki çalışmaları görsel bir ortamda sizlerle paylaşacağım. Sayın Başkanın uyarısını not ettik ve bize tanınan süreyi aşmama konusunda bütün gayretimizi göstereceğiz. Daha sonra da, tabii, bütçenin görüşülmesi var, sizlerin değerlendirmeleri var, soruları var. Bu arada da, en sonunda, 2016'ya yönelik ülke genelinde tamamlamayı veya başlamayı öngördüğümüz işlerle ilgili de bir özet bilgi arz edeceğim. Programın sunumuna bu şekilde devam edeceğiz.

Efendim, şimdi, hep söylediğimiz bir şey var: Şu kadar bölünmüş yol yapıyoruz, yüksek hızlı tren hatları yapıyoruz, hava limanlarımızı artırıyoruz, hava yolu taşımacılığı gelişiyor, denizcilikte dünya denizci ülkeleriyle yarışıyoruz, haberleşmede çok büyük mesafeler katettik; ulaşım ve iletişim yatırımlarını ülkenin kalkınmasının bir göstergesi diyoruz, kalkınmasında lokomotif etkisi yapıyor diyoruz, ekonomik ve sosyal hayatın gelişmesine katkı sağlıyor diyoruz. Bütün bunlar tamam yani bu söylediklerimiz Erzurum'daki vatandaşımızın, Trabzon'daki, Antep'teki, Ankara'daki, Sivas'taki, Kayseri'deki, Edirne'deki vatandaşlarımızın hayatında ne değiştiriyor, onların bu yapılan çalışmalardan ne gibi kazanımları var? Aslında, bunun üzerinde kısaca durmak istiyorum.

Son on üç yılda yaptığımız çalışmalarla insanımızın yaşamına dokunduk diyoruz ulaştırmada. Nasıl yaptık? Yolları böldük, hayatları birleştirdik; yolları böldük, milleti birleştirdik. İşte, bunlar bizim cevaplamak durumunda olduğumuz sorulardan birkaçı.

Ulaştırma ve haberleşme yatırımlarının doğrudan ülke kalkınmasına etkileri yanında diğer etkileşim alanları nedir, bunlardan da kısaca bahsetmek istiyorum.

2003 yılında 6.101 kilometrelik bölünmüş yol varken 2015'in sonunda 24.280 kilometreye ulaşmış bulunuyoruz. Araç sayımız yaklaşık 9 milyon iken bugün 20 milyonu bulmuş durumda. Dolayısıyla da ülkenin her tarafında hareketlilik büyük oranda artmış ve 2003'e göre 2 katın üzerine çıkmıştır. Tabiatıyla bu hareketliliği sağlamanın en önemli altyapısı bölünmüş yolların artırılmasıdır. Eğer bu bölünmüş yollar artırılmamış olsaydı zaten ortalama 35-40 kilometre olan hız yollardaki belki yarı yarıya düşecek, bunun da çok büyük zaman kaybı ve ekonomik kayıp olarak ülkemize ciddi bir faturası olacaktı.

Yine, 2003 yılında 6 ilimiz sadece bölünmüş yollarla birbiriyle bağlıyken bugün bu sayı 75'e çıkmıştır. 75 ilimiz doğrudan birbirleriyle bölünmüş yollarla bağlı hâle gelmiştir. Bölünmüş yollar hayat kurtarıyor. Kazalar trafiğin 2 katına çıkmasına rağmen, yapılan tespitlerde yüzde 62 oranında azalmıştır. Şerit değiştirme ve hatalı sollama asgari düzeye inmiştir. Sürücülerimiz daha güvenli ve konforlu bir araç kullanma imkânına kavuşmuştur. Yakıt kullanımında tasarruf sağlanmış, bunun sonucu çevre kirliliğinde azalma elde edilmiş ve seyahat maliyetleri önemli ölçüde kısalmıştır, süreleri ve maliyetleri.

Sayın Başkan, değerli üyeler; kara yollarında durum böyleyken demir yollarında da gözle görülür, çarpıcı bir değişim gelişimi yaşamaktayız. Örneğin, Ankara-Eskişehir, Ankara-Konya, Ankara-İstanbul, İstanbul-Konya yüksek hızlı trenlerinin hizmete girmesiyle yaklaşık olarak insanlarımız, yolcularımız saatte 250, yerine göre 300 kilometre hız yapan hızlı trenlerle tanıştı. Hızlı tren ülkemizin insanının rüyasıydı ve ülke gündeminde 60'lı yıllarda var olan bir projeydi ve 2000'li yıllar içerisinde nihayet gerçeğe dönüştü ve bu özlem gerçekle buluşmuş oldu. İller arasında emniyetli, daha konforlu bir demir yolu seyahati başlamış oldu. Örnek vermek gerekirse, Ankara'da, Konya'da, Eskişehir'de yaşayan ve bu illerde okuyan öğrencilerimiz bulundukları ilde ikamet edip ve bu illere günübirlik gidip gelebilme imkânına sahip oldu. Örneğin, Ankara'da oturuyor, Eskişehir'e gidiyor, orada okuyor, akşam geliyor, aylık kartıyla bunu rahatlıkla sağlayabiliyor. Bu hızlı tren hattı yapılan illerimizde ekonomik sosyal hayat çok değişti. Artık insanlarımız sabah kahvaltısını yapıp Konya'ya gidip etli ekmek yiyip oradan Mevlâna'yı ziyaret edip tekrar Ankara'ya gün içinde rahatlıkla dönebiliyorlar veya Kayseri'den Kapadokya'ya gidip balon sefasından sonra tekrar gelebiliyorlar. Bu ve buna benzer örnekler artırılabilir. Belki de bunların içinde en önemli husus, ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine, Büyük Atatürk'ün işaret ettiği o hedefe erişmesi konusunda, gerek kara yolu gerek demir yolu altyapısı gerek havacılıktaki gelişmelerin çok ciddi katkı sağladığını yaşayarak görüyoruz.

Ticari hayatta yurt içindeki ekonominin gelişmesine de bu yolların ciddi anlamda etkisi var çünkü nakliye önemli bir kalem. Nakliyedeki zaman ve maliyetin ülkemizin ihraç ürünlerine, ithal ürünlerine, fiyatına önemli bir katkısı olduğunu görüyoruz. Burada yapılacak her birim iyileşme ekonomik hayatımızda çarpan etkisiyle sonuç vermektedir. Ulaşım seçenekleri çeşitleniyor. Hızlı tren, uçak, yol, alternatifler, zaman ve imkân dikkate alınarak kullanılabilir hâle geldi.

Sayın Başkan, değerli üyeler; bu misalleri çoğaltmak mümkün ama çok fazla vakit almak istemiyorum, birkaç hususu daha ifade ettikten sonra daha detayları sizlerle paylaşacağım. Keşke mümkün olsa... Siz zaten gittiğiniz yerlerde yapılan işleri eksiğiyle fazlasıyla görüyorsunuz. Ancak, bizim, işleri buraya getirme şansımız yok. Onun için, bir özet hâlinde, görsel sunumla fikir vermek istiyoruz, daha detaylısı önünüzdeki kitaplarda çok detaylı olarak yer almaktadır.

Havacılıkta da...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Siz de global rakamları verebilirseniz Sayın Bakan Plan Bütçe Komisyonuna.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Vereceğim efendim, o sunuma başlayınca orada bütün detaylar var, bir beş dakika içerisinde toplayıp geçiyorum; bu, genel, dolaylı değerlendirmeleri yapıyorum.

Havacılıkta Türkiye hakikaten dünya ortalamasının 4 katına yakın büyüme yaptı. Dünyada havacılıkta büyüme yüzde 5 civarında seyrederken Türkiye son on üç yılda üst üste yüzde 15 seviyesinde büyümesine devam etti. Bunun sonucu olarak da bu sene Atatürk Havalimanı Avrupa'da 3'üncülüğe yükseldi. 1'inci Heathrow, 2'ncisi Paris, 3'üncüsü Atatürk Havalimanı. Uzmanlar iki yıl içerisinde Atatürk Havalimanı'nın Avrupa'da 1'inci sıraya yükseleceğini yazıyorlar, bunu ifade ediyorlar. Kısacası, havacılık yavaş yavaş batıdan doğuya doğru, Türkiye üzerine doğru... Havacılığın aktarma merkezi, transfer merkezi Türkiye olma yolunda çok ciddi ilerleme sağlamış durumdayız.

Tabii, haberleşme de Bakanlığımızın sorumluluğunda bir alan. Haberleşme alanında da ciddi ilerlemeler sağlandığını ifade edebiliriz. Şöyle söyleyeyim: Türkiye geniş bantla 2003'te tanıştı ve bugün geniş bant kullanıcı sayısı 48 milyonu buldu, penetrasyon oranı mobil haberleşmede yüzde 95'in üzerine çıktı. Haberleşmenin gelişmesi millî gelire de çarpan etkisi yapıyor. Yani millî gelire çarpan etkisi 1,8 düzeyinde. Genel anlamda da ulaştırma ve haberleşmenin bizim gayrisafi yurt içi hasıladaki oranımız da yüzde 11'lerden yüzde 15,5 seviyelerine son on yıl içerisinde yükselmiş durumda.

Bir başka husus denizciliktir. Denizcilikte yaşanan küresel krize rağmen, 2008'den beri, özellikle gemi bakım, tamir, yeni inşa konularında ciddi bir mesafe katettiğimizi söyleyebilirim. Özellikle de 2004 yılında başlattığımız ÖTV'siz yakıt uygulamasıyla kabotaj hatlarımızda da ciddi anlamda yük ve yolcu artışı sağlandı. Deniz turizmine yönelik kruvaziyer yolcu taşımacılığı, yat limanı gibi konularda da ciddi bir kapasite artışı gerçekleştirmiş bulunuyoruz.

Bunların detaylarını vereceğim, şimdilik bunlarla yetinmek istiyorum ve sunumuma başlamadan önce kısaca, çalışma arkadaşlarımı sizlere tanıtmak isterim.

(Komisyona katılan bürokratların tanıtımı yapıldı)

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bir erkek olarak kutluyorum Sayın Bakanım, erkek egemenliğini hâkim kılmışsınız(!)

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Bu ayıp da bize yeter diyorsun.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Görüntü söylüyor, söze gerek yok.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Var da henüz genel müdür seviyesinde değil. Genel müdür yardımcısı seviyesinde var, daire başkanı seviyesinde var.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Keşke bir müsteşar yardımcınız veya müsteşarınız kadın olsaydı Sayın Bakanım.

BAŞKAN - Funda Hanım gözüme çarpıyor orada, evet, evet.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Funda Ocak nerede?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Funda Ocak, Genel Müdür Yardımcısı ama burada...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Hanımefendiyi şöyle öne alalım, beylerden biri arkaya gitsin, bari görüntünüzde bir kadın profili olsun.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Funda Hanım yok mu burada? Ha, buradaymış.

BAŞKAN - Var, var efendim, ben kolonun arkasından görüyorum.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Arkadaşlar gerekli nezaketi göstermemişler. Kusura bakmayın, onlar adına özür diliyoruz.

Evet, şimdi, başlayabilir miyiz Sayın Başkan, değerli üyelerimiz?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sürenin yarısı gitti.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Hemen başlayalım.

Efendim, tabii, Ulaştırma Bakanlığının organizasyon şemasını biliyordur birçok arkadaşımız ama Plan ve Bütçe Komisyonunda yeni olan birçok arkadaşımız var -yarıya yakını, yarıdan belki fazlası- o yüzden kısaca organizasyon şemasını göstermek istiyorum.

Bakan, müsteşar, 5 müsteşar yardımcısı, az önce saydığım genel müdürler, bölge müdürlükleri, liman başkanlıkları merkez teşkilatımızı oluşturuyor. Bir de bağlı, ilgili, ilişkili kurumlar var. Bağlı kuruluşlar: Karayolları, Sivil Havacılık. İlgili kuruluşlar: Kıyı Emniyeti, Devlet Hava Meydanları, Demiryolları. Demiryollarının da 3 tane bağlı ortaklığı vardı, 2013'te yapılan yasayla birlikte şimdi 4'e çıktı. TÜDEMSAŞ, TÜVASAŞ, TÜLOMSAŞ, şimdi TCDD Taşımacılık da kurulma aşamasında, devam eden bir genel müdürlük. İlişkili kurum ve kuruluşlar: Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu, TÜRKSAT, PTT. Organizasyon şemamız böyle.

Personel durumuna, istihdam durumuna bakarsak; kadrolu, sözleşmeli ve işçi statüsünde 94.436 çalışanımız var. Ayrıca, hizmet alımı şeklinde 35.213 çalışanımız var. Yollarda, şantiyelerde, demir yolu şantiyelerinde, limanlarda çalışan 96.015 kişi var ve toplam, istihdam olarak ulaşım sektöründe, Bakanlığımıza bağlı olarak çalışan şu an için 225.664 kişi. Bu sayı artabiliyor. Zaman içerisinde, sezonda bu sayı, özellikle sahada çalışanların sayısı çok daha artmış olacak.

Bakanlığımızın bünyesinde devam eden toplam proje sayısı 3.705. Bunların tutarı 235 milyar 591 milyon. Parasal gerçekleşen kısmı 126 milyar 168 milyon. Devam eden, kalan parasal miktar 109 milyar 423 milyon.

2003-2015 arası gerek genel bütçe imkânlarıyla gerekse kamu-özel iş birliğiyle yapılan toplam yatırımlar 2015 fiyatlarıyla 253,3 milyar olarak gerçekleşti. Bunların dökümü var, kısa kısa... Kara yolları yüzde 64'le en büyük payı alıyor. Demir yollarında ciddi bir artış oldu, yüzde 19'la 46,8 milyar. Deniz yollarında 3,4 milyar; denizcilikte tamamen serbestleşme olduğu için burada bizim yatırımlarımız bu kadar ama bunun dışında da 30 milyar civarında da sektörün diğer paydaşlarının yatırımları var yani tamamını aldığımızda 33,4 milyarlık bir yatırımdan bahsedebiliriz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kamu-özel iş birliği dâhil mi buna Sayın Bakanım?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Kamu genel yatırıma dâhil, 253,3'e dâhil, ikisi beraber. Onun dökümünü de bir sonrakinde göstereceğim.

Hava yolu 16 milyar; yine havacılıkta da sadece bizim yaptığımız yatırımlar -havalimanlarını iyileştirme projeleri, seyrüsefer sistemlerini iyileştirme projeleri- ama diğer hava yolu şirketlerinin, Türk Hava Yolları ve diğerlerinin yaptığı yatırımlar bunun içinde değil. Haberleşmede 26 milyar kamu olarak bizim yaptığımız, diğer, özel sektörün yaptığı yatırımlar da 53 milyar civarında, toplam 79 milyarlık bir yatırım da haberleşme sektöründe gerçekleşmiş oluyor.

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakanım, demir yolunun yük ve yolcu diye bir ayrımı var mı?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yatırım olarak mı?

ERHAN USTA (Samsun) - Evet, yatırım olarak.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Bunlar var ama daha ileriki slaytlarda var.

ERHAN USTA (Samsun) - Ha tamam, gelecekse sorun yok.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Tabii, onlarla ilgili de detay vereceğiz.

Bülent Bey, sizin sorduğunuz sorunun cevabı burada: Buradaki yatırım içerisinde 60,9 milyar liralık -yine 2015 fiyatlarıyla- kamu-özel iş birliğiyle yapılan projeler var. Bunların devam eden kısmı 37,8 milyar, tamamlanan kısmı 23,1 milyar. Buradan "Ne var?" diye sorulacak olursa; İstanbul-İzmir Otoyolu, İzmir Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve yol bağlantıları, Avrasya Tüneli ve havalimanları, marinalar ve diğer deniz yapılarıyla ilgili işler.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Geçen yıla göre azalmış görünüyor.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Hangisi?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kamu-özel geçen yıl 61 miydi, öyle bir rakam verilmişti.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Azalma yok, artma var ama...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Öyle olması lazım.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Artma var. O neden kaynaklanıyor bir bakalım yani azalma yok.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Arkadaşlar bir bakarlarsa memnun olurum. Geçen yıl 61,5 milyar liralık bir yatırımınız devam ediyordu kamu-özel iş birliğiyle.

Bu global yatırımlarda da bir tutarsızlık var yani geçen yılla mukayese ettiğimiz zaman farklı bir şey mi ele alındı acaba?

BAŞKAN - Sayın Bakanım, burada toplam proje tutarı da 235 milyar sizin slaytlardan bir tanesinde.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet.

BAŞKAN - Sektörel dağılımda 253 milyara çıkıyor bu. Bu 18 milyarlık fark iki slayt arasında... Yatırım durumunu gösterende toplam proje tutarı 235 milyar görünüyor. Burada sektörel dağılımda 253 milyarı görüyoruz.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Muhtemelen o baz alındığı birim fiyatlara göre bir değişim olabilir. Belki şeyde güncelleme olmamıştır. Baksın arkadaşlar. Yani şu bahsettiğimiz 253,3; 2015 fiyatlarıyla gerçekleşen yatırım.

ERHAN USTA (Samsun) - Muhtemelen nominal değerler üzerinden...

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet yani ona bakıyor şimdi arkadaşlar.

Şimdi, 2016 bütçe büyüklüklerine gelelim.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bu kamu-özelde hazine garantisi ne kadar var Sayın Bakanım?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Efendim, onlara geleceğim, bütün detaylara. İsterseniz sunumu tamamlayayım yani o bölümlerde bütün detayları sizlerle paylaşacağım, tek tek o projelere de gireceğiz.

Yatırımlarda bütçe ödenekleri, görüldüğü gibi. 3, dediğim gibi 4 kalem bütçe görüşeceğiz; Bakanlığın genel bütçesi, Sivil Havacılık, Karayolları, Bilgi Teknolojileri. Burada 2016 bütçe ödeneği yaklaşık -yuvarlayarak veriyorum- 15 milyar, diğer yatırım kısmı, tamamını düşündüğümüz zaman 33,8-34 milyarlık cari harcamalar, transferler, sermaye transferleri, vesaire.

2015'le kıyasladığımız zaman aradaki farkı görüyorsunuz, 9,4 milyar yatırım. Bu aradaki 15 milyarla 9 milyar arasındaki fark Karayollarına Bakanlığımız bütçesinden yapılacak transferi ifade ediyor. Ve toplamda da 23 milyar bir bütçe gerçekleşmiş oluyor 2015'te, 2016'da bu rakam 33,9 milyara çıkmış durumda.

Dökümü var Bakanlık bütçesinin; personel giderleri, sosyal güvenlik harcamaları, mal ve hizmet alımları, cari transferler, sermaye giderleri, sermaye transferleri kalemlerini de ekranda görüyorsunuz. Bunların da 2015, 2016, 2017, 2018 bütçelemesi bir arada gösterilmiş bulunuyor.

Karayolları bütçe büyüklükleri de bu yansıda gözüküyor. Görüldüğü gibi 2015'te ve... 2016 ile 2015 arasındaki fark; 2016'da yaklaşık 5 milyar civarında Karayollarına Bakanlığımız bütçesinden sermaye gideri olarak aktarılıyor, sermaye transferi olarak aktarılıyor. 2017-2018 bütçeleri de tahminî olarak yine ekranda gözükmektedir.

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün daha mütevazı bir bütçesi var. Bu da deflatör oranında artırılmış bir bütçedir, özellikle mal, hizmet alımları ve diğer cari giderlerden oluşan bir bütçedir.

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Bakanım, pardon, bir sorum olacak, yanlışlık var mı diye...

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Bakanlıktan sermaye transferi yapılıyor değil mi? Karayollarında yatırım olarak gözüküyor.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet, doğru.

ERHAN USTA (Samsun) - Bir duplikasyon var mı orada yani birinden düşürülmesi lazım. Aynı rakamı, 2 defa mı sayıyoruz o 5 milyarı?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yok, 1 sefer olması lazım.

ERHAN USTA (Samsun) - 1 sefer olmuyor bence çünkü Karayolları Genel Müdürlüğünün bütçesi 12.369. Bu 12.369'un içerisinde Bakanlıktan transfer var mı? Var. Bakanlığın 18.978'inin içerisinde transfer var mı? Var. Dolayısıyla burada duplikasyon var yani bütçenizin en az 5 milyar lira bundan dolayı daha düşük olması lazım değil mi icmali yaparken?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Doğru, o tabii, biçimsel bir şey yani Bakanlığın bütçesi...

ERHAN USTA (Samsun) - Biçimsel değil, böyle toplarsak bizim bütçemiz 570 filan değil de 870 filan olur yani toplam bütçe.

BAŞKAN - 5 milyar lira orada mükerrerlik var 2 tarafa yazıldığı için.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - İşin özü -ben muhasebe konularını bilmem- 5 milyarlık Karayollarının bütçesi...

ERHAN USTA (Samsun) - Muhtemelen TCDD'de...

BAŞKAN - Sayın Usta, bunlar konsolide olmadığı için, ayrı ayrı olduğu için...

ERHAN USTA (Samsun) - O zaman toplamları almamak lazım. Toplam alınırken yani birisinde sayıyorsanız diğer tarafta da saymak lazım.

BAŞKAN - Sayın Usta, konsolide ettiklerini de düşüyorlardır zaten.

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, yok.

BAŞKAN - Tabii, tabii, mutlaka düşüyorlardır.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Neticede öyle bir para yok yani 2 sefer...

BAŞKAN - Burada ayrı ayrı göstermek zorunda.

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır efendim, konsolidasyonda düşülmüyor Sayın Başkan. Hemen işi şey yapmaya çalışıyorsunuz ama açın...

BAŞKAN - Yok, hayır, yapmaya çalışmıyorum, konsolide ettiklerinde düşerler onu.

ERHAN USTA (Samsun) - Bakın, 8'inci sayfada, 19, 12 daha kaç yapar? 21, 31, 3 de orada var, 33,898; konsolidasyonda da düşülmemiş.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Toplamı yazıyor aşağıda.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Keşke öyle olsa ya, değil yani o kadar yok, sadece bir 5 milyardan bahsediyoruz.

ERHAN USTA (Samsun) - Ha, zaten benim dediğim de 5 milyar, daha fazlasıdır demiyorum Sayın Bakan.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - 5 milyar daha Karayollarına Bakanlığın bütçesinden konuldu, oraya aktarıldı.

ERHAN USTA (Samsun) - Eğer mesela TCDD'yi değiştirirseniz... Yanlış hatırlamıyorsam TCDD'ye de yine transfer yapıyoruz.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - TCDD de yeni kanuna göre o şekilde.

ERHAN USTA (Samsun) - Yeni kanuna göre yapılıyor, orada da duplikasyon olabilir. Dolayısıyla, doğru bilgilenmemiz açısından yani konsolidasyon yapılırken bunların birisinden birisinin düşülmesi lazım.

BAŞKAN - 9-500'ün içerisinde, bu sermaye giderinin içerisinde Bakanlığın sermaye transfer kalemi var yani.

ERHAN USTA (Samsun) - Öbür tarafta da var, sermaye transferi olarak da var.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Doğrudur.

Evet, Sivil Havacılığı geçtik.

BAŞKAN - Sivil Havacılıkta da müthiş bir personel artışı görünüyor Sayın Bakanım yüzde 32-33 gibi, mal, hizmet alımında da bir düşüş yok.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Şu anda Sivil Havacılıkta olması gerekenin çok gerisindeyiz yani havacılığımızın hacmiyle kıyasladığımız zaman şu anda bizim Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün toplam uzman sayısının en az 1.000 olması lazım. Şu anda 280 gerçek rakam, orada ciddi ihtiyaç var. Ama niye artmıyor? Birinci sebebi, cazip bulmuyorlar; havacılık sektöründeki ücretler bizim ücretlerimizin en az 2-3 katı, dolayısıyla özel sektörü tercih ediyorlar, eleman bulmakta zorlanıyoruz. Bir yandan da tabii, kadro tahsisinde o kadar sınırsız imkân yok, onu da bilmemiz lazım.

Bilgi Teknolojileri bütçesi de 2.518.210 toplam, burada da cari transferler aslında hazineye aktarılan parayı ifade ediyor, diğerleri de kurumun ihtiyaçları için kullanılan bütçeler. Şimdi, bunun bir şeyi yok yani şurada gördüğünüz tablo bizim Bakanlığın... Yani bunu muhasebe tekniğine göre değerlendirmek yanlış algıya sebep olabilir. Bizim Bakanlığın kendisi, bağlı, ilgili kuruluşlarının tamamının, faaliyetleri -cari, yatırım, vesaire- parasal büyüklüğü nedir diye böyle bir çalışma yapın dedim arkadaşlara, bu tablo onu gösteriyor yani 2016-2015 kıyaslamasını gösteriyor. 2015 gerçekleşen, 2016 da planlanan yatırımları gösteriyor. Burada, tabii, bağlı, ilgili kuruluşlar var, KİT'ler var ve merkezî bütçeyle idare edilen birimler var.

Sektör olarak kısaca baktığımızda kara yollarında ana hedeflerimizden şöyle bahsedebiliriz: Devam eden büyük projeler var. Bu projelerin tamamlanması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Otoyolların bundan böyle -daha fazla bütçe kaynakları el vermediği için- kamu-özel iş birliği yöntemiyle geliştirilmesi önümüzdeki en önemli hedeflerimizden biri olacak. Özellikle doğu-batı koridorunda ciddi bir yol aldık ancak kuzey-güney koridorlarını daha henüz tamamlayabilmiş değiliz, yüzde 80-85 civarındayız, bunların tamamlanması için çalışacağız. Burada arazi şartları oldukça zor, malum.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Bakanım, kuzey-güneyde yüzde 85 yok herhâlde, bu bilgide bir yanlışlık var.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Var, var.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Mersin-Antalya yolunda 22 tünelden yapılan 4 tane var.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yüzde 80'miş gerçek oranı.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - 22 tünelin henüz daha 4 tanesi yapıldı, 18 tane tünel var.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Efendim, bir tane koridordan bahsediyorsunuz, 18 koridor var.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Kuzey-güneyin yarısı zaten.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yok canım, ne yarısı ya.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Madem yarısı değil, yüzde kaçı Sayın Bakan?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yarısı olmadığı kesin. Ovit bile onların tamamından fazladır.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, stenograf arkadaşlar takip edemiyorlar, lütfen.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Bazen sıcağı sıcağına da cevap vermek gerekiyor Sayın Başkan.

BAŞKAN - Söz isterseniz vereyim çünkü stenograflar takip edemiyorlar.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Açıkmış, buradan söyleyeyim, stenograflar da duysun: Yüzde kaçı Sayın Bakanım? Ben de Anamurluyum, onun için soruyorum yani.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Arkadaşlar hesaplasın yüzde kaçı olduğunu, görüşmeler içinde cevap verelim.

Bu hangisi, şeydeki tünelleri mi diyorsun sen?

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Mersin-Antalya Sayın Bakanım. Mersin'de tüm billboardlara asıldı, bizim oradaki projeler hep billboardda kalıyor yani.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yok, kalmaz kalmaz.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - 3 seçimdir aynı şeyi yaşıyoruz.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Ama dünyanın en zor coğrafyasında iş yapıyoruz.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sadece yol değil, havaalanı da aynı, 3 seçimdir billboarda asılıyor.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Erken başladık ya, Vekilim, bırak da şunu bitireyim, ondan sonra yüklen ne kadar yüklenirsen, hepsinin vereceğim cevabını, buradayım yani istediğiniz kadar buradayım.

Kara yollarında denetimin artırılması çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Kazalarda, özellikle ölümlü kazaların azaltılması çalışmalarına devam edeceğiz. Kara yollarında 2 ana konumuz var: Bir tanesi yol yapımı, bir tanesi de denetimle ilgili. Bilindiği gibi araç muayene sistemi Bakanlığımız sorumluluğunda devam ediyor. 2008'den bu tarafa yeni bir sistemle, kamu-özel iş birliğiyle yapılan bir çalışmadır. Bugüne kadar 63,4 milyon adet aracın muayenesi yapılmış ve tabii, bu sistemle ilgili yüzde 30'la başlayıp yüzde 50'ye varan gelir paylaşımına bağlı bir yöntemle serbestleştirildi ve ilk başlangıçta 552 milyar alındı ve bugüne kadar hazineye yaklaşık 8,4 milyarlık bir katkı sağlandı, sözleşme sonuna kadar 20,4 milyarlık bir katkı öngörülmektedir. 3.500 kişi istihdam edilmektedir. Türkiye genelinde 200 civarında olması lazım, 100 civarında da seyyar olması lazım.

Bunun dışında bir de yol kenarı denetimleri var. Burada daha ziyade ağırlık, boyut, belge kontrolünü yapıyoruz. Bunun amacı yoldaki emniyeti sağlamak, aynı zamanda da aşırı yüklemelerden yolların tahrip olmasının önüne geçmek. 77 noktada yapıyoruz, yaklaşık bugüne kadar 2015'te 34,5 milyon araç denetimi gerçekleştirilmiş durumda.

Son olarak bünyeye, tehlikeli madde taşımacılığıyla ilgili tankların bütün muayenesi, testleri yurt dışında yapılıyordu ve yurt dışına ciddi paralar veriliyordu. Bu işi de TSİ ve Türk Loyduyla yaptığımız bir protokolle bundan böyle artık ülkemizde yapıyoruz ve bu basınçlı kapıların testleri için ciddi anlamda bir paranın yurt dışına gitmesinin önüne geçmiş durumdayız. Araç muayene 202 sabit, 76 seyyar, 5 motosiklet, 27 traktör olmak üzere ülke genelinde toplam 310 adet araç muayene istasyonu var. Ama bu konuda tabii ilçelerimizden talepler günden güne artıyor, bu da doğal, araç sayısı artıyor. Dolayısıyla, bulundukları mekânda yapmayı tercih ediyorlar. Motorlu araç sayısı belirli bir sayıya ulaştığında bunların yenilerinin kurulmasını işletmeciden isteyebiliyoruz.

Şimdi, kara yolu altyapısına geldik. Kara yolu altyapısında bir anlamda trafik yoğunluğu haritası üzerinden bir kıyaslama yapmanın sağlıklı olacağını düşünüyoruz. 2003'teki trafik yoğunluğu haritası ekranda görüldüğü gibidir. Aynı şekilde 2014 haritasıyla kıyaslamalı olarak verilmektedir. Burada dikkat çekici olan şey, milyar taşıt/kilometre bazında 2003'te 52,3 toplam mobilite olduğu hâlde 2014'te 103 milyar taşıt/kilometreye çıkmış. Otoyolların kullanımı 6,7'den 18,8'e çıkmış. Bu neyi ifade ediyor? Yani otoyollara kullanım, yönelme daha fazla olmuş. Bu da doğal, bu, otoyolların kapasitesini artırıyor, tabii daha konforlu, daha emniyetli, daha kısa sürede yüksek hızla gidebilmek için buraya yönelme var. Devlet yollarında da artış var ama artış otoyollardaki kadar değil. Özellikle Marmara, Ege'de yoğunlaşmışken trafik, 2014'e geldiğimizde Türkiye'nin birçok bölgesine, Orta Anadolu ve Karadeniz, güneydoğuda yoğunluğun artmakta olduğunu görüyoruz.

Kısaca, bu gördüğünüz iki harita, 2003 ve 2015 itibarıyla Türkiye'nin bölünmüş yol ağ haritalarını gösteriyor. 2003'te rahmetli Özal döneminde yapılan otoyollar ve şehir geçişleri dışında açıkçası bölünmüş yol yoktu, 1.714 kilometre ve diğerleri 6.101 kilometreydi. Bugün 24.280 kilometreye ulaşmış durumda. Yol ağımızda, toplamında da bir artıştan bahsedebiliriz. 63.143 kilometreden yol ağımız 66.244 kilometreye çıkmış durumda. Ortalama hız 40 kilometreden 2 katına çıkmış gözüküyor.

Burada da sıcak asfalt karşılaştırması var. 2003 yılındaki BSK dediğimiz sıcak asfalt karışım yol miktarı 6.582 kilometreyken şu anda 19.256 kilometreye ulaşmış durumda. Önümüzdeki dönem içerisinde yolların kalitesini artırmaya yönelik sıcak asfalt çalışmalarına hız kesmeden devam edeceğiz. Burada da 2019 hedefini 24.413 kilometre olarak belirlemiş durumdayız. Bölünmüş yol hedefinde de yine 24.280'den 2019 sonuna kadar 30.000 kilometreye çıkarmayı hedefliyoruz.

Bölünmüş yolların en somut çıktısı kazalardaki azalmadır. Trafik arttı, kazalar arttı, yalnız kazalardaki ölümlerde, can kayıplarında ciddi azalma var. Orana vurduğumuzda yüzde 62 ama hedef bunu daha da aşağı düşürmek. Yani taşıt/kilometre bazında 1 oranının altına düşürmeyi, Avrupa Birliği ortalamaları yaklaşık yüzde 0,5-0,8 arasında değişiyor, bu oranlara düşürmeyi hedefliyoruz. Tabii, burada insan unsuru önemli. Sadece yolların yapılması yetmiyor, insanlarımızın da eğitilmesi ve sürücülerden kaynaklanan hataların asgariye indirilmesi önem taşıyor. Bölünmüş yolların önemli diğer iki katkısı var. Bunlardan biri, beklemelerden kaynaklanan, havaya daha az egzoz gazı verilmesidir. Bunun miktarını da 3,25 milyon ton daha az emisyon olarak gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Ayrıca, yollardaki zaman kaybından kaynaklanan iş gücü tasarrufu ve fazla yakılan yakıttan tasarrufu dikkate aldığımızda bütün, 24,280 kilometrelik bölünmüş yollarımızdaki yıllık tasarruf 16 milyar 197 milyon liraya mal oluyor. Bu da şunu gösteriyor: Bölünmüş yollar aslında kendi kendini kısa bir sürede amorti edebiliyor.

Bunlar da koridorlarımız. Türkiye'nin doğu-batı istikametinde 8.200 kilometre koridoru var, D-10, D-100, D-200, D-300, D-400. Bunun yüzde 88'i tamamlandı yani Mersin-Antalya arası D-400 koridorunda ve batı Antalya kısmı da yine burada. Kalan kısım sadece buralar zaten. Bir de Şanlıurfa-Nizip-Birecik arasında bölünmüş yol yapımı. Düşey koridorlarımız da Edirne'den Artvin'e kadar toplam 18 düşey koridorumuz var. Buradaki gerçekleşme de yüzde 79,5-yüzde 80 kabataslak; biten 9.726, toplam 12.163, çalışmakta olduğumuz 2.437 kilometre yol var. Burada, takdir edersiniz ki Karadeniz sıradağları, Toroslar var ve dolayısıyla burada hem maliyetli yol yapımı hem de düşündüğümüzden daha fazla zaman alıyor.

Otoyol ağlarımıza da kısaca bakarsak, şu anda mevcut otoyol ağımızı görüyorsunuz, bir de devam edenleri, ikinci ekranda. Devam eden hangisi var? 2 tane önemli yol var: Bir tanesi Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün Avrupa Yakası'nda ve Asya Yakası'nda devam eden 95 kilometre ana gövde ve diğer kollarıyla birlikte 215 kilometreyi bulan bir yol bu sene içerisinde tamamlanmış olacak. Ayrıca, İzmir-İstanbul Otoyolu'nun İstanbul'dan başlayıp İzmir'e kadar devam eden 433 kilometrelik bölümünde de çalışmalar devam ediyor. Altınova-Gemlik arasındaki 40 kilometrelik bölümü bitti. Bunu da önümüzdeki günlerde hizmete alacağız.

İhale aşamasındaki, yine yap-işlet-devret modeliyle yapacağımız yollara baktığımızda Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu'nun Paşaköy'den Sakarya Akyazı'ya bağlantısı yaklaşık 187 kilometre, bunun ihale ilanına çıktık, mart ayında teklifleri alacağız. Avrupa Yakası'nda da üçüncü havalimanından, Odayeri'nden Kınalı'ya bağlantısı, o da 149 kilometre olmak üzere, toplam 336 kilometrelik bölüm bu sene ihale edilip başlanmış olacak.

Otoyol projelerini iki gruba ayırıyoruz: Birinci grup birinci derecede önemli ihale edilecek otoyollar; bunlar Niğde-Ankara otoyolu, Antalya-Alanya, Mersin-Silifke-Taşucu, Aydın-Denizli ve İzmir-Çandarlı güzergâhındaki otoyol. Diğeri, Ankara-Samsun yolunun Ankara-Delice-Kırıkkale güzergâhı, yine bu sene içerisinde kamu-özel ortaklığıyla yapmayı planladığımız projeler.

İkinci grup otoyollarda da, bunlar da 2023-2035 hedefleri kapsamında çalışılacak. Böylece, burada toplam otoyol miktarı 5.511 kilometre ve toplamda da bütün bunlar bittiğinde 7.800 kilometrelik bir otoyol ağına erişmiş olacağız haritada olduğu gibi. Dediğim gibi bunların büyük bir kısmı 2019'a kadar -bir öncekinde belirttiğim gibi- başlamış ve büyük oranda tamamlanmış olacak. Diğer bölüm de 2023'te başlamış ve 2035'e kadar devam edecek projeler şeklinde planlanıyor.

İstanbul-İzmir otoyolu İzmit Körfez geçişi, burada dünyanın 4'üncü büyük köprüsünü yapıyoruz, mayıs ayında bitmiş olacak. Ayrıca, az önce dediğim gibi 40 kilometrelik Altınova-Gemlik bölümünü de hizmete açma durumuna geldik. Burada 2 tane tünel var 3 bin metreden büyük, Orhangazi tünelleri. Ve bütün hattın tamamında, bir uçta İzmir'den Manisa istikametinde, bir uçta İstanbul'dan Bursa-Balıkesir istikametinde çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Projenin tamamı 2018'de tamamlanıp hizmete alınmış olacak.

Burada İzmit Körfez Köprüsü'nden bir görüntü, son çekilen fotoğraflardan birini görüyorsunuz. Birkaç ay içerisinde bütün tabliyeler konulacak ve köprü geçilebilir hâle gelecek.

Kuzey Marmara Otoyolu'nun biraz daha detaylı görünüşü var. Ana aks içerisinde -30'dan fazla- 37 tane viyadük var. Bu yol yapılırken özellikle çevre hassasiyetine azami dikkat gösterilerek hareket edildi. Yolun önemli bir özelliği, bir yandan üçüncü havalimanına, diğer yandan Sabiha Gökçen Havalimanı'na bağlantı öngörüyor. Ayrıca, bütün İstanbul'un iki köprüsünü meşgul eden ağır vasıta trafiği de bu yolla beraber Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne aktarılmış olacak. Bu da Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün şu andaki durumunu göstermektedir.

Yine gündemimizdeki bir başka proje de İstanbul-Çanakkale-İzmir Otoyolu ve Çanakkale köprü geçişidir. Bu da Çanakkale 1915 köprüsü olarak şu anda 2023 metre orta açıklık ile dünyanın orta açıklığı en uzun köprüsü unvanına sahip. Bunun da çalışmalarını yapıyoruz. Yetiştirebilirsek bu sene, değilse 2017'de bunun da yapımına başlayacağız.

Avrasya Tüneli yine yap-işlet-devret modeliyle yapılan bir projedir, bunu da bu sene sonuna kadar açmış olacağız. Esas itibarıyla, İstanbul'un Asya'dan Avrupa'ya kara yoluyla en kısa geçişi sağlayan bir tüneldir. Dünyada en derinden geçen tünel unvanına sahip, 108 metre en derin noktası. Esas itibarıyla Haydarpaşa, daha doğrusu Karacaahmet Mezarlığı'nın hemen alt tarafından giriyor, karşı tarafta da eski balık halinin olduğu bölgeden çıkıyor ama diğer yer üstündeki düzenlemeler kavşaklarla, Göztepe kavşağıyla Yenikapı'ya kadar proje 15 kilometre olarak devam ediyor.

Şu anda gündemimizde yine 3 katlı büyük İstanbul tüneli de var. bununla ilgili de etüt proje çalışmaları sürüyor. Bunun görevi, Boğaziçi Köprüsü aksının ihtiyaç duyduğu raylı sistem Fatih Sultan Mehmet Köprüsü aksının ihtiyaç duyduğu kara yolu ihtiyacını görecek. Buradaki farklılık, Marmaray'da sadece trenler geçiyor, Avrasya Tüneli'nde sadece araçlar geçiyor; bunda hepsi bir arada, 3 katlı bir tünel, 17,6 metre çapında. Dünyada bugüne kadar bu çapta yapılmış ilk geçiş olacak, Boğaz'dan ikinci geçiş olacak.

Burada da toplu hâlde İstanbul'daki geçişleri görüyoruz. 3 tane köprümüz var, tüp geçidimiz var, Marmaray'ımız var ve 3 katlı büyük İstanbul tüneli var. Böylece, Marmaray, Avrasya Tüneli, 3 tane katlı tünel bir arada gözüküyor.

Kara yolu tünellerinden biraz bahsetmek istiyorum. Eskiden yollar vadileri ve dağları dolanarak devam ederdi ama şimdi artık teknoloji gelişti; dağlarda ihtiyaç duyulan yerlerde tüneller, vadilerde de viyadükler ve köprüler yapmak suretiyle yol konforunu artırıcı her türlü tedbiri alıyoruz, seyahati kısaltacak, emniyeti artıracak tedbirleri alıyoruz. Örnek vermek gerekirse, biz göreve başladığımızda toplam 50 kilometre tünelimiz vardı 83 adet, 2015'e geldiğimizde bunun üzerine 214 kilometre, sayı olarak da 188 adet tünel ilave ettik. Devam edenler, şu anda 271 tünel devam ediyor, bunların toplam tulü 264 kilometre, 2023'e kadar da yaklaşık 700 kilometre yeni tünel yapmayı hedefliyoruz, çalışmalarımız bu yönde.

Demir yolları ile kara yolları için yapılan son on üç yıldaki tünelleri uç uca eklediğimizde 520 kilometreyi buluyor. Bir anlamda, İstanbul'dan Kırıkkale'ye kadar tünel yapmış olduğumuzu söyleyebiliriz.

Önemli tünellerden ülkenin birçok yerinde örnekler var, işte en büyüğü Ovit Tüneli, 14 kilometre -iki tünel- bu da önümüzdeki bir buçuk, iki yıl içerisinde tamamlanmış olacak. Bunların detaylarıyla, 272 kilometre uzunluğunda toplam 94 tünelde çalışmalarımız var. Akdeniz sahil yolu tünelleri, 27 adedi toplamı 28 kilometre. Sadece Ovit 2x14 kilometre. Buna benzer 6 kilometrelik, 7 kilometrelik tünellerimiz mevcut. Zigana var, Eğribel Tüneli var, Geminbeli var, Salmankaş var, Kop Tüneli var, Kırık Tüneli var; çok.

Malum, Hasankeyf'in baraj dolayısıyla yer değiştirilmesine yönelik çalışmalar kapsamında 4 tane büyük köprü yapıyoruz; Hasankeyf Köprüsü. Amasya; zor arazi şartlarına rağmen bir çevre yolu yapıyoruz özel bir teknolojiyle. Ağın Köprüsü de yine barajdan Ağın-Elâzığ arasında ulaşım kesildiği için yaptığımız...

Burada da viyadüklerle ilgili, köprülerle ilgili bir bilgi gözüküyor. 1.912 adet köprü ve viyadük; toplam 154 kilometre gerçekleştirmiş durumdayız, mevcut olan 311'i de ilave ettiğimizde 465 kilometre toplam viyadük sayısına erişmiş oluyoruz. Bazı örnekler var: Örneğin, İzmir Konak Tüneli ve Yeşildere çıkışındaki Türkiye'nin en geniş çaplı dönel kavşağı bunlardan bir tanesi. Yine, İzmir bağlamında bir Körfez Geçiş Projemiz var. Bunlarla ilgili ÇED süreci devam ediyor, proje büyük oranda tamamlandı. Bu da yap-işlet-devret kapsamında düşündüğümüz bir projedir.

Bilişim ve iletişim teknolojileri gelişti. Dolayısıyla, artık ulaşımda da akıllı sistemler gittikçe yaygın kullanılmaya başlandı. Nesnelerin birbiriyle haberleşmesi de diyeceğimiz bir teknolojiyle yol, trafik kontrolleri, yoğun saatlerde ışıkların sürelerinin değiştirilmesi, hangi yolun daha müsait olduğu, hatta araçların bile uzaktan kumandayla park ettirilmesi, seyahat ettirilmesi gibi aklımızı zorlayan birçok yeni uygulamalar artık var. Bununla ilgili de akıllı ulaşım sistemlerinin entegrasyonunu ve uygulama alanlarını içeren bir proje başlatmış durumdayız, bunu da iki-iki buçuk yıl içerisinde tamamlayacağız. Burada uydudan yararlanılıyor, karasal hatlardan yararlanılıyor, kablosuz bağlantılardan yararlanılıyor; böylece Türkiye'nin her tarafındaki trafik hareketlerini tek noktadan takip etme, hatta sürücülerin trafikle ilgili, haritalarla ilgili her türlü bilgiyi cep telefonundan veya arabanın ekranından izlemeleri mümkün hâle gelecek, trafik artışının sürdürülebilir hâle dönüştürülmesi için bir katkı sağlayacak. Yolların genişlemesi, imkânların artması tek başına kâfi gelmiyor, akıllı sistemler de ciddi bir katkı sağlayacak.

Diğer alanımız demir yolu sektörümüz. Demir yolu sektörü de Türkiye için çok önemli bir sektör. Osmanlı Dönemi'nde, 14 bin kilometre Osmanlı coğrafyasında demir yolu ağımız vardı ancak tabii, bugünkü Misakımillî sınırlarımıza geldiğimizde sadece 4 bin kilometre demir yolu ağımız kalmıştı. Atatürk'ün başlattığı demir yolu seferberliğiyle 1950 yılına kadar 10 bin kilometre civarında bir demir yoluna çıktık, hatta bu, Onuncu Yıl Marşı'na da konu oldu "Demir ağlarla ördük yurdu dört baştan." diye. Ama, özellikle otomotiv sanayisindeki gelişme kara yolları ağırlıklı bir ulaşım politikasına yönelmemize sebep olmuş ve 1950'den 2000'li yıllara kadar maalesef demir yolları gelişim sürecini sağlayamamış, hatta geri gitmiş, mevcut hatlara da bakılamamış. Demir yolları Türkiye'nin yükünü taşıması gerekirken Türkiye, demir yollarını taşır hâle gelmiş.

Demir yollarındaki hedeflerimiz de uygun yerlerde hızlı tren hatlarına devam etmek ve mevcut hatların yenilenme sürecini tamamlamak. Hatlarımızın birçoğu elektriksiz, sinyalsiz. Bunları elektrikli, sinyalli hâle getirmek için çalışmalara başladık, buna devam edeceğiz ta ki tamamı elektrikli, sinyalli hâle gelinceye kadar. Yine 2003'te başladığımız demir yolu hamlesiyle birlikte yerli ve millî demir yolu sanayimizin de kurulması için önemli adımlar attık. Bu bağlamda, ray, bağlantı elemanları başta olmak üzere, yük, yolcu tren setleri, vagonlar, yapımı gittikçe yerli katkının arttığı, hatta millîleştirme yapıldığı önemli işlerden bir tanesi oldu. Bazen bu yerli ve millî işi karıştırılıyor. Esas itibarıyla, yerli üretim başka bir lisansla Türkiye'de yaptığınız üretimi ifade ediyor; orada da ciddi yerli katkı var ama...

MUSA ÇAM (İzmir) - Bu "yerli, millî 400 milletvekili"ne benzedi. 400 milletvekili istiyordunuz ya, ona benzediniz.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Millî şöyle Musa Bey: Millî ise tamamen kendi teknik kapasitenizle, mühendislerinizle, iş gücünüzle, sanayi imkânlarıyla yaptığınız, IP hakları, sınai mülkiyet hakları da size ait olan bir ürünü ifade ediyor. O anlamda, hızlı tren yolcu setleri ve yük vagonları konusunda "millî" diyebileceğimiz ürünlerin de prototipinin çalışmalarını sürdürüyoruz, bunun çalışmalarını üniversitemizle beraber yapıyoruz. Bu bağlamda ürünler var. Mesela, Bursa'da Durmazlar var, Ankara'da Bozankaya diye bir firmamız var. Bunlar güzel ürünler yapıyorlar, özgün ürünler yapıyorlar ve yurt dışına da ihraç etmeye başladılar.

Yani kısacası, son on yılda demir yollarındaki gelişme kendi ekosistemini de geliştirdi. 1.500 civarında kümelenme oldu ve demir yollarına gerek büyük şehirlerdeki metro altyapılarına gerekse de Devlet Demiryollarına tedarikçi durumuna geldiler. Bu şekilde sektöre aktarılan kaynak da önemli ölçüde arttı, 2 milyara yakın hâle geldi. 2 milyar civarında TCDD ve diğer tedarikçi firmalar bu sektörde çalışan, kümelenmiş firmalara iş aktardılar, teknolojinin gelişmesine katkı sağladılar.

2014 yılından bugüne kadar tamamlanmış demir yolu ağı 1.805 kilometre, şu anda üzerinde çalışılan miktar 3.057 kilometre. Burada gördüğünüz kırmızılar tamamlanmış hatları, maviler yapımı devam edenleri, sarılar ihale aşamasındakileri, yeşiller proje çalışmalarının devam ettiği işleri gösteriyor. Tamamlananlar malum, İstanbul'dan Konya'ya, Ankara'ya, Eskişehir'e, Karaman'a uzatılması, 102 kilometrelik. Bu sene sonunda bitirmeyi hedefliyoruz Konya-Karaman arasını; Karaman-Ulukışla-Adana'ya olan bağlantının da ihalesine çıkacağız. Birinci etapta Karaman-Ulukışla Projesi, bitince Ulukışla-Osmaniye... Mersin-Adana arasındaki hattın sayısının artırılma çalışmaları devam ediyor. Osmaniye'den Antep ve Maraş bağlantısı, Gaziantep bağlantısı için de bir kısmında Fevzipaşa varyantı yapılıyor, diğerlerinde proje çalışmaları devam ediyor. Benzer şekilde, gördüğünüz gibi, Sivas'a kadar olan demir yolu yapım çalışması devam ediyor. Ankara-İzmir demir yolu hattının Ankara-Afyon arasında çalışmaları sürüyor. Afyon-Uşak-Eşme'ye kadar olan bölümünün ihalesini alacağız, bilahare de Eşme-İzmir arası ihalesi gerçekleştirilecek. Ayrıca, İzmir'de Büyükşehir Belediyesiyle yaptığımız ortak bir proje var, İZBAN Projesi. Burada da daha geçtiğimiz cumartesi günü Torbalı-Cumaovası bölümünü, 30 kilometreyi hizmete aldık. Selçuk-Torbalı arası da devam ediyor. Ayrıca, Aliağa'dan Bergama'ya da proje çalışmalarını sürdürüyoruz.

LALE KARABIYIK (Bursa) - Pardon Sayın Bakan, bir öncekinde Bursa-Ankara planda var ama burada görünmüyor, ne planlananda ne devam edende.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Şöyle: Bursa-Ankara gözüküyor, Bursa Yenişehir'den Bilecik'e bağlantı var...

LALE KARABIYIK (Bursa) - Sonra oradan bağlantı...

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - ...oradan ana hatta girmiş oluyor, ana hatla Ankara'ya devam ediyor.

LALE KARABIYIK (Bursa) - Bitmiş olana bağlanıyor.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet.

Takribî -yanılmıyorsam- 100 kilometre civarında bir hat, o hatta bağlanıyor. Ana hatla artık ister İstanbul'a ister Ankara'ya ister Konya'ya, diğer bağlantılı yerlere devam edebiliyor.

LALE KARABIYIK (Bursa) - Anladım, teşekkür ederim.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Orası biraz zor bir coğrafya, biraz daha heyelanlı. İşimiz artık biraz ağır gidiyor orada.

LALE KARABIYIK (Bursa) - O hattı yapıyor, ona bağlanıyor.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet ama ciddi anlamda heyelan var, güzergâh değiştirmek mecburiyetinde kaldık, biraz gecikmemiz var. Bilecik tarafında da benzer sorunlar yaşıyoruz.

Şimdi, yüksek hızlı tren seyahat şeklinde ne gibi değişikliklere yol açtı, ona bakalım: Ankara-Konya arasında artık insanlar yüzde 66 hızlı trenle gidiyor; özel araçla gidenlerin sayısı yüzde 17, otobüsü tercih edenlerinki de yüzde 17. Benzer şekilde Ankara-Eskişehir hattına baktığımız zaman oran biraz daha yüksek; yüksek hızlı tren yüzde 72'ye ulaşmış, özel araç ve otobüs geri kalan yüzde 28'i oluşturmakta.

Bir başka istatistik: Ankara-Konya hattında ölümlü kaza oranlarında yüzde 22 azalma, Ankara-Eskişehir'de de yüzde 15 azalma gerçekleşmiş durumda.

Yüksek hızlı trendeki amacımız büyük şehirleri birbirine bağlamak. Şu ana kadar yaptığımız ağlarda taşınan yolcu sayısı 25 milyonu buldu. Aslında bağlandığı şehirlerin toplam nüfusu da o kadar ama nihai hedefimiz nüfusun yüzde 53'ünü ihtiva eden büyük kentleri birbiriyle yüksek hızlı ve hızlı trenle birleştirmek. Bu çalışmalarımız belirlenen program...

Bursa burada daha net gözüküyor -Bursa'yı sormuştunuz- Bursa-Bilecik bağlantısı. Ankara-Bursa kara yolu yaklaşık altı saat, Ankara-Bursa hızlı demir yolu işletmeye açıldığında iki saat on beş dakikaya düşecek, Bursa-Bilecik bir buçuk saatten kırk dakikaya inmiş olacak.

Ankara-İzmir arasında da şu anda on dört saatte seyahat ediliyor. Bu proje tamamlandığında 824 kilometre olan hat 624 kilometreye inecek ve seyahat süresi de üç buçuk saatte gerçekleşmiş olacak.

Konya-Karaman arası 102 kilometre. Burada da bir saat on beş dakikalık kara yolu trenle kırk dakikaya inmiş olacak.

Demir yollarında bir yandan yol altyapısını yenilerken bir yandan da yine kamu-özel iş birliğiyle istasyonları yapıyoruz. Bunların en önemli örneği İstanbul Hızlı Tren Garı'dır. Bunu da bu sene tamamlayıp hizmete almış olacağız.

Sadece Anadolu topraklarında demir yolu ağını geliştirmemizin tek başına bir faydası yok. İlişkili olduğumuz coğrafyayla entegrasyonun sağlanması da önem arz ediyor. Bu bağlamda 3 tane ana aksımız var; bir tanesi Avrupa, güneydoğu Avrupa ve Avrupa içlerine giden hat. İkincisi Kafkaslardan Trans Hazar ve Uzak Doğu, eski İpek Yolu dediğimiz güzergâha hitap eden hatlar ki bu, Çin'den başlıyor, bir kolu Kazakistan'dan Hazar Denizi'ne, diğer kolu yine İslamabad'dan başlayıp İran üzerinden Van güney koridoruyla Van Gölü'nden geçip Türkiye üzerinden Avrupa'ya giden... Burada, tabii, Marmaray'ı ve önümüzdeki yıllarda yapacağımız Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerindeki raylı sistemi kullanarak Avrupa ve Uzak Doğu arasındaki modern İpek Yolu'nu biz demir ağlarla ve kara yollarıyla geliştirmiş oluyoruz. Bir başka güzergâh Orta Doğu coğrafyasıdır, Kuzey Afrika coğrafyasıdır ama şu anda orada yaşanan şartlardan dolayı bu projeler henüz bir ilerleme sağlayamadı.

Kars-Tiflis-Bakü demir yolu bu bağlamda çok önem arz ediyor ve proje 3 ülkenin ortak projesidir; Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye'nin başlattığı bir projedir. Açıkçası, bizim doğuya demir yolu bağlantımız, Ermenistan kapısı kapalı olduğu için yapılamıyor idi. Buna alternatif olarak bu hattın geliştirilmesi kararını verdik ve bu sene içerisinde de bu hattı açmış olacağız.

Az önce bahsettiğim demir yolları ağlarında hızlı trenlerle bir yandan ağımızı yenilerken bir yandan da mevcut hatları iyileştiriyoruz. Mevcut hatların iyileştirilmesi bağlamında 11.300 kilometrelik toplam yol ağı konvansiyonel hattan bugüne kadar 10.071 kilometreyi tamamen elden geçirdik, yeniledik. Bunlar yenilenmiş yollar, yeşille gösteriliyor; kırmızıyla görülen yollar da bundan sonra yenilenecek yolları ifade ediyor.

Yine, elektrikli hat miktarımız oldukça azdı. 2003 yılına bakarsak yüzde 19 civarındaydı, şu anda yüzde 31'e çıktık ama yetmez, diğer hatların da elektrikli hâle gelmesi lazım. Elektrikli olunca tabii yakıt maliyeti dizele göre elektrik daha ucuz, dolayısıyla daha rekabetçi bir altyapıya sahip olacağız.

Sinyalizasyonda da durum aynı şekilde. 2003 yılında hatlarımızın sadece yüzde 22'si sinyalliyken yapım çalışmaları neticesinde yüzde 37'ye çıktık, hâlen 2.835 kilometre hatta da çalışmalar devam ediyor. Yanıp sönen, maviyle gösterilen hatlar sinyal çalışmalarının sürdüğü hatları ifade ediyor.

Yüksek hızlı trende uygun olan hatlarda hızı 250'den 300 kilometreye çıkardık. İlk denemeyi Konya seferinde başlatmış bulunuyoruz. Bu amaca yönelik olmak üzere 7 adet yüksek hızlı tren setinin 1 tanesi hizmete alındı, diğer 6'sı da -1 tanesi de geldi- bu yıl içerisinde tamamlanmış olacak. Ama, asıl büyük projemiz, 106 adet, yapılacak hatları da dikkate alarak, yüksek hızlı tren setinin en az yüzde 53 yerlilik oranıyla ülkemizde üretilmesi projesidir, bunun da hazırlıkları devam ediyor. Bu projeyle ilgili setlerin 2018 itibarıyla filoya katılması öngörülüyor.

Demir yollarında yerlileştirme çalışmalarından bahsetmiştim. Bunlara birkaç örnek: Adapazarı'nda Hızlı Tren Fabrikası var, Çankırı'da Hızlı Tren Makas Fabrikası var, Sivas'ta Beton Travers Fabrikası var, KARDEMİR'de ray üretimi var. Örneğin, KARDEMİR'de ray üretilmesini biz istedik çünkü hakikaten bir tekel vardı ve çoğu kere de çok pahalıya ray almak zorunda kalıyorduk. Özellikle teşvik ettik, KARDEMİR'in de mali durumu iyi değildi, kapanma kararı vermişlerdi. O gün bugün KARDEMİR'e ray üretimini yaptırdık. Bugüne kadar zannediyorum 439.320 ton ray üretti, bu miktarın 81.812 tonunu da ihraç etti. Dolayısıyla, artık Türkiye hem hızlı tren hem normal rayları üretebilen, bu anlamda kendine yeterli olan ülkeler arasına girmiş oldu.

Bahsettiğim millî tren prototipleri böyle, millî hızlı tren ve millî elektrikli dizelli setler. Ayrıca, millî yük vagonu. Bunlar, tamamen konsept dizaynları kendi insan kaynağımızla, kendi mühendisimizle yaptığımız, imalatını da Türkiye'de gerçekleştireceğimiz ürünler olacak.

Kent içi raylı sistemlerde de Bakanlığımız son birkaç yıldan beri görev aldı. Özellikle büyükşehirlerde, İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, Antalya'da ve Konya'da bu çalışmalar başlamış durumda. Bu ekranda da hangi illerde, hangi projelerin ve hangi aşamada oldukları görülüyor.

Marmaray malum açıldı ve bugüne kadar 118 milyon insan Marmaray'ı kullandı. Bu, İstanbul nüfusunun 7 katından fazla.

Marmaray'ın şöyle bir sonucunu da gördük: İlk defa geçtiğimiz yıl Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden araç geçişi yüzde 12 azalmış durumda. Bu da Marmaray'ın toplu ulaşıma ne kadar katkı sağladığının somut bir göstergesi.

Marmaray Projesi'nin devamı olan Gebze-Halkalı banliyö hatlarının iki kısmı, Anadolu Yakası'nda Pendik-Ayrılıkçeşme, Avrupa Yakası'nda da Kazlıçeşme-Halkalı güzergâhında bir gecikmemiz var; maalesef, firmayla ilgili, firmanın kendisinin yaşadığı mali sıkıntılardan dolayı bir gecikmemiz var ama burada da sorunu çözdük, önümüzdeki iki yıl içerisinde inşallah bu Marmaray'ın devamı olan Ayrılıkçeşme'den Pendik'e ve Kazlıçeşme'den Halkalı'ya trenler geçecek. Yani hızlı tren artık Ayrılıkçeşme'ye kadar gelecek, daha sonra Edirne hattı da başlayıp tamamlanınca Avrupa'ya kadar kesintisiz Marmaray kullanarak devam etmiş olacak.

Burada bazı örnekler var İstanbul metrolarında yapılan ve yapılacak olanlar.

Ankara metrolarında malum, iki hattı tamamladık, Keçiören hattını da bu sene içerisinde -yaklaşık 10 kilometre- tamamlamayı hedefliyoruz.

Ayrıca "Başkentray" dediğimiz projede bazı hukuki sorunlar vardı, o da çözüldü; bu sene içerisinde de ona başlamış olacağız.

Bir de Esenboğa'dan şehrin merkezine olan proje var. Bu hattın proje çalışmaları da devam ediyor. Bu sene sonunda veya en geç önümüzdeki sene başı ihalesini yapacağız.

İzmir'de de "Egeray" veya "İZBAN" dediğimiz, İzmir Büyükşehir Belediyesiyle yaptığımız bir çalışma var. İzmir'i kuzeyden güneye geçen ve günde 250 bin yolcu taşıyan önemli bir toplu taşıma projesidir. Bu da kamu-yerel merkezi yönetimin Türkiye'de bir ilk ve başarılı örneğidir.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ona ne kadar para ayırdınız?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Efendim?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ne kadar para harcadınız İZBAN için? (Büyükşehir harcıyor." sesi)

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Ya, öyle bir şey yok.

MUSA ÇAM (İzmir) - Parayı Büyükşehir harcıyor, Devlet Demiryolları...

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Şimdi, efendim, o "İZBAN" diye yüzde 50+yüzde 50 ortak bir şirket var, bu şirkete belediye de para aktarıyor, biz de para aktarıyoruz, kendi kazandıkları da var, bu şekilde yapıyorlar ama altyapı Demiryollarının. Yani konvansiyonel altyapı...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ona bir bedel ödeniyor tabii.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Ona ödenmesi gerekiyor, ödenmiyor şu anda da. Pahalı buluyor belediye, ödemiyor. Şu anda bir ihtilafımız var, onu da çözeceğiz. Yani başından beri ödemesi gereken...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Belediye de sizin çok para ayırmadığınızı, yatırımların ağırlıklı olarak kendi üstünde kaldığını söylüyor, onun için rakamı istedim.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Hayır, yok. Şöyle yani: Rakam, dediğim gibi, bütçeye koyduğumuz bir rakam değil. Bu özel şirket, İZBAN kendi yapıyor yapacağı işi.

Bir iş bölümü var; şöyle bir iş bölümü var: Mesela en son Cumaovası-Torbalı. İstasyonlar, alt-üst geçitler belediyenin işi; hattın çift hâle getirilmesi, sinyali, elektrifikasyonu da Devlet Demiryollarının işi. Hep bu böyle oldu baştan beri ve bu, eş zamanlı olarak devam ediyor. Şu anda bitirildi, hizmete de alındı. Herhangi bir anlaşmazlık yok. Anlaşmazlık olan tek nokta, mevcut hattın kullanım bedeliyle ilgili, İZBAN. İZBAN'ın yarısı da yine Demiryollarının, yarısı da İzmir Büyükşehir Belediyesinin. Dolayısıyla, ona itiraz ediyorlar pahalı diye. O ihtilafımızı da çözeceğiz bir şekilde yani. Neticede bir kamu hizmeti veriliyor. Onun dışında ciddi bir anlaşmazlığımız yok.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Emsal bedel projeler vardır herhâlde?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Efendim?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Emsal bedelli benzer projeler var mı?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yani uygulaması çok yok. Yani çok değil, hiç uygulaması yok, bundan sonra olacak. Demiryolları serbestleşti ya, bundan sonra hat kullanım bedeli olacak. Yani bu, tabii, bu serbestleşmeden önce başlayan bir iş birliği. Esasında 1999 koalisyon Hükûmeti döneminde başlanmış ancak devamını da biz getirdik, yaptığımız bir proje.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ankara'da mesela Ulaştırma Bakanlığı yaptı, Melih Gökçek'ten...

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Onlar Hazineye veriyorlar, Hazineyle bir anlaşma, biz işletmiyoruz onu. Hazineyle ciro üzerinden bir sözleşme yaptılar, şu anda hatırlamıyorum oranı ama Hazineye cironun belirli bir miktarını ödemekle mükellef. Yüzde 15 olarak öngörülmüş. Oradaki model öyle, buradaki model de kilometre başına kullanım bedeli diye. Tabii, dediğim gibi, onun yine yarısı bir anlamda Demiryollarının iştiraki İZBAN'ın alacağı, yarısı da belediyenin, daha doğrusu yükümlülüğünde olan bir proje.

Yine, İzmir'de bu sene gündemimizde olan bir proje, İzmir Otogar-Halkapınar hattı. Bu tamamen metrodur, hızlı trenle ilgili bağlantılı bir hattır. Toplam 4,5 kilometredir. İZBAN hattına bir uçtan bağlanacak, bir uç da otogara kadar devam edecek yani çok yoğun yerleşimin olduğu bir bölge. Ciddi bir ihtiyaç olarak gözüküyor.

Antalya... Malum, botanik EXPO'suyla ilişkili olarak Antalya'da da devam eden raylı sistemimiz var. Bunun çalışmaları da hava meydanından EXPO alanına kadar toplam 18 kilometre. Bunu birkaç ay içerisinde tamamlayıp EXPO'ya hazır hâle getireceğiz.

Konya'da raylı sistem için bir etüt proje çalışmamız var. Bu çalışma tamamlandığında uygun trafik değerlerini dikkate alarak öncelikli olarak burada da raylı sistem çalışmasına gireceğiz.

SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Sayın Bakanım, oradaki sistem nasıl Bakanlık ile belediye için?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Efendim, Bakanlık-Belediye değil, şöyle: Yani biz, Bakanlığımız, ihtiyaç duyulan yerlerde Bakanlar Kurulu yetkilendiriyor, raylı sistem yapım işini üstleniyor. Bunu Ankara'da yaptık, İstanbul'da yaptık, İzmir'de yapıyoruz, Antalya'da yapıyoruz, Konya'da da benzer şekilde olacak yani bir iştirak şeklinde değil. İştirak olarak yaptığımız da var yani İzmir'in bir tanesi öyle, bir tanesini biz yapıyoruz. Ama mesela, Gaziantep'te Gaziray var, onu da belediyeyle aynen İzmir modeli gibi yapıyoruz yani iki türlü de yapılabiliyor.

Demiryollarının 2013'te yaptığımız bir düzenlemeyle serbestleştirilme yönünde bir yasası çıktı, uygulamasını bu sene hayata geçireceğiz yani belirli hatlarda özel sektörün de demir yolu ağını belirli bir ücret mukabilinde kullanmasını sağlayacağız. Ayrıca tabii Demiryolları da ikiye bölünmüş olacak: Bir altyapı şirketi, bu mevcut Devlet Demiryolları olacak; bir de demiryolu taşımacılık adıyla yeni bir şirket kurulacak. Onun işi tamamen yolcu, yük taşımacılığı, biraz daha ticari konular. Altyapı şirketi de hem sinyal, elektrifikasyon altyapının bakımı vesaire... Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü de bir anlamda buradaki hatların nasıl kullanılacağını, nasıl ücretlendirileceğini planlayan bir birim olacak.

Sekiz dakika mı kaldı Başkanım?

BAŞKAN - Süreyi durdurdum Sayın Bakanım ben yani arada sorular olduğu zaman hani vaktinizden kaybolmasın diye yapmıştım.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Öyle mi, o zaman hemen toparlayayım, tamam.

Havacılıktaki çalışmalarımızda kamu-özel ortaklığı uygulamasıyla havaalanlarımızın modernleştirilmesine devam edeceğiz. Ülke genelinde havaalanı altyapısını yaygınlaştırma projelerine devam edeceğiz. Yerli ve millî uçak yapımı konusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Havacılıkta küresel büyümedeki, küresel paydaki, havacılık sektöründeki payımızı artırma çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.

Bir karşılaştırmalı tablo var: 2003 yılında havacılıkta iç ve dış hat toplam 34 milyon taşımamız vardı, şu anda iç ve dış hattı topladığımız zaman yaklaşık olarak 190 küsur milyonluk bir rakama ulaşmış durumdayız. Şöyle ki: İç hatlar ilk defa dış hatları geçti. 2003'te 9,15 milyon iç hatlarda yolcu varken 2015'te 97 milyon 490 bin taşıma olmuş. Dolayısıyla havacılıkta şöyle diyebiliriz özetle: Dünyadaki payımız, 2003'te dünya havacılık sektöründeki payımız yüzde olarak 0,45 iken yüzde 2'ye yaklaşmış durumda. Bunu da, dünya büyümesinin 3 katı bir büyümeyi Türkiye havacılıkta gerçekleştirdi. Bunu da zaten rakamlardan görüyoruz.

Hava ulaştırma anlaşmamız, ülke sayısını 165'e çıkardık 81'den. Orta, büyük gövdeli uçak sayısını 162'den 489'a çıkardık. Arz edilen koltuk kapasitesini 27.500'den 90 binin üzerine çıkarmış bulunuyoruz. Tabii, buna bağlı olarak uçak trafiğinde de ciddi artış oldu. 530 bin uçuş vardı, bütün bizim ülke semalarındaki, üst geçişler dâhil, 1 milyon 815 bin uçuşa çıktık. Ciro arttı: 2,2 milyar dolar cirosu vardı, 26,6 milyar dolara çıktı. 65 bin çalışan vardı, 87.459 doğrudan çalışana ulaşmış bulunuyoruz.

Şöyle kısaca karşılaştırmayı yaparsak: 2003'te iki merkezden 26 noktaya uçuşumuz vardı, 2015'te tek uçucu Türk Hava Yollarıydı, şu anda 6 şirketle 7 merkezden 55 noktaya uçuş yapıyoruz. Hava uçuş trafiğimizin mukayeseli şekli de ekranda görüldüğü gibi. Atatürk Havalimanı 14'üncüydü, 3'üncü sıraya yükseldi. Bu da çok çarpıcı bir gelişme havacılığın durumunu göstermek için. Dış uçuşlarda en fazla bağlantı noktası olan ülke Türkiye, 261 noktaya bağlantı yapıyoruz. Türk Hava Yollarımız küresel bir markamız oldu, bayrak taşıyan ve bütün kıtalarda bayrağımızı gösteren önemli bir şirket hâline geldiğini söyleyebiliriz. 2003'te 60 noktaya uçuş yapıyor idik şu anda 261 noktaya ulaşmış bulunuyoruz. Burada da Türkiye'nin havacılıktaki tırmanışını görmekteyiz, 18'inci sıradan 9'uncu sıraya yükselmiş durumdayız, Avrupa'da 3'üncü sıradayız. Dediğim gibi, uçuş ağı bakımından da dünyada 1'inciyiz.

Hava Koridorlarının İyileştirilme Projesi'ni askerlerimizle güzel bir koordinasyonla gerçekleştirdik ve notamlı alanların azaltılması sonunda yıllık 500 milyon dolar bir tasarruf sağlamış bulunuyoruz. Bu, tabii, daha az egzoz emisyonu anlamına da geliyor, zaman ve maliyet tasarrufu da var.

İstanbul yeni havalimanı, malum bu havalimanı çok konuşuldu, 2018'in ilk çeyreğinde birinci etabı, 90 milyon yolcu kapasiteli birinci bölümü hizmete alınacak, bütün etaplar tamamlandığında 150 milyon yolcuya ulaşmış olacağız. Burada da inşaat çalışmalarından bir görüntü var, bittiğinde nasıl olacağı gözüküyor. Yani, İstanbul'un Avrupa'da 3'üncü olması, önümüzdeki yıllarda 1'inciliğe çıkması göz önüne alındığında, bu yeni büyük İstanbul havalimanının ne kadar yerinde ve isabetli bir yatırım olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

Biz Ordu-Giresun'a Avrupa'da ilk, dünyada 2'nci denizde havalimanı yaptık, çok da başarılı çalışıyor. Hakkâri Yüksekova'ya yine havalimanı bu dönemde yapıldı. Ağrı'da havalimanı kısıtlıydı, onun bütün kısıtlarını ortadan kaldırdık, yeni terminal yaptık, hizmete aldık. Diyarbakır'a çok güzel... Askerî tesislerden geçilerek ancak kullanılan bir havaalanıydı ama şu anda çok modern, körükleri olan, çok güzel bir terminal yaptık ve girişini-çıkışını sivil tarafa aldık. Van Ferit Melen Havalimanı'nda genişleme çalışmalarımız devam ediyor. Yani, 144 bin yolcusu vardı Ferit Melen Havalimanı'nın, şu anda 1 milyon 440 bini aştı, günde 22 tane sefer var Van Ferit Melen'den değişik illere.

SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Hakkâri'ye ne kadar var efendim?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Hakkâri'ye şu anda yapılmıyor.

SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Güvenlik nedeniyle mi?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet yani geçici olarak. Ama vardı, açıldığından beri 30 bin yolcu gitti. Ama son bir aydır yapılmıyor.

NİMETULLAH ERDOĞMUŞ (Diyarbakır) - Hakkâri, Yüksekova'ya taşınırsa herhâlde olur Sayın Bakan.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yok, ona gerek olmadan da olur canım. O, gayet güzel bir havalimanı oldu. Hakkâri'den ziyade Yüksekova'ya daha fazla hizmet veriyor. Hakkâri'den de çok uzak sayılmaz.

Sinop Havalimanı iyileştirme, Çanakkale Havalimanı iyileştirme... Bu örnekleri artık kısa kısa geçiyorum. Sabiha Gökçen...

BAŞKAN - Isparta'yı unutmuşsunuz zaten Sayın Bakanım.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Efendim?

BAŞKAN - Isparta'nın da ihalesini yaptınız, onun da olması lazım orada.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Yani, hepsini koymadık efendim. Yani, şimdi hepsini koysak zaten zaman...

BAŞKAN - Hani bir pozitif ayrım yaparsınız diye Komisyonun...

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Vallahi işte, Başkana yok yani.

Sabiha Gökçen'e ikinci pist ihtiyacı doğdu yani trafik çok arttı. Ben göreve başladığımda hiç trafik yoktu yani havaalanı huzurevi gibiydi, şimdi 20 milyonu aştı. Aşağı yukarı her...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Evet, Sayın Bakanım, buyurun.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet, teşekkür ediyorum.

Tamam, hemen toparlıyorum, ikazı aldık.

Yeni havalimanları var -ekranda görüldüğü gibi- programımızda yer alan. Burada olmayıp önümüzdeki yıllar için planladıklarımız da var. Burada kısa vadede düşündüklerimiz yer alıyor.

Uydu projeleri var. Şu anda 4A-4B, 3A-3B uydularımız hizmet veriyor, 5A-5B'nin yapımına bu sene başlayacağız ve şu anda başladığımız 6A uydusu da tamamen Türkiye'de yapılacak. Bunun da TÜBİTAK'la anlaşmasını yaptık, dizayn çalışmaları sürüyor. Ayrıca, "UMET" dediğimiz Uydu Mükemmeliyet Merkezi'ni de TAI tesislerinde kurduk, imalatını da orada gerçekleştireceğiz, her şeyi hazır. TÜBİTAK var, ASELSAN var, TAI var, CTech var; bu kurumlar da ortaklar. Uzay Entegrasyon Sistemi şu anda yapıldı TAI'nin tesislerinde. Türkiye Uzay Ajansı'nın kuruluşunu bu yıl içerisinde tamamlayacağız. Böylelikle gerek haberleşme anlamında gerek gözlem anlamında uzaydaki varlığımızı daha da geliştireceğiz. Uydu fırlatma sistemleri, uzay istasyonları ve modern teknolojilerin geliştirilmesi konusu bu Uzay Ajansı marifetiyle daha da hızlanacak.

Denizcilikten çok kısaca bahsedeyim. Denizcilik ülkemizin önemli bir iştigal alanı. Kara hudutlarımızın uzunluğu 2.700 kilometre, deniz hudutlarımız 8.483 kilometre. Dolayısıyla, denizciliğimizin gelişmesi ülkemizin stratejik bir konuma yükselmesi demektir. Özellikle ihracatımızın, ithalatımızın yüzde 87'sinin deniz yoluyla yapıldığını dikkate alırsak işin önemi daha da artar.

İç sularda taşımacılığı geliştirmek için 2004'ten beri yakıt teşviki veriyoruz. Türk sahipli ve Türk bayraklı filomuz 30 dünya ülkesi arasında 13'üncü sıraya yükseldi. Yaklaşık olarak 28-29 milyon dwt'luk bir filoya sahibiz. Bu, 2003'te 8.500 dwt'du. Ciddi anlamda bir artış.

Tersanecilikte ciddi bir yol aldık. Burada rakamlar gözüküyor.

Liman sayımız 152'den 171'e çıktı, yat limanı sayısı 33'tü 63'e çıktı, tersane sayısı 37'ydi 77'ye çıktı, filo 29,2 -az önce söyledim- balıkçı barınağı 183'tü 226'ya çıktı, denizcilik eğitimi veren kuruluşların sayısı da 25'ten 122'e çıktı, gemi adamı sayısı 230 bini aşmış durumda. Bu dönemde limanlarımızda 216 milyon ton yük elleçlemesi yapılıyor. 190 milyondan buralara geldi.

21 Ro-Ro hattı düzenli çalışıyor. Avrupa'ya, kuzey komşularımıza ve Süveyş'ten Orta Doğu'ya toplam 470 bin araç taşıması yapıldı.

Kruvaziyer turizmde gelişme oldu, 2016'da biraz olumsuzluklar olmakla beraber. Ro-Ro taşımalarının yurt dışı bağlantılarının detayları gösteriliyor burada, yüzde 113 artış...

Büyük liman faaliyetlerimiz var; bir tanesi Ege'de, bir tanesi Karadeniz'de, bir tanesi de Akdeniz'de. Üç denize üç büyük liman. Ege'de, Çandarlı bölgesinde altyapı bitti. Nihai kapasitesi 12 milyon konteyner olacak ve Avrupa'nın sayılı limanlarından biri olacak. Dünyada da ilk 10 liman arasında yerini alacak olan bir projedir. Bu sene, bugünlerde, bu aylarda üst yapı yap-işlet-devret modeliyle ihale edilecek. Filyos limanına da bugünlerde başlayacağız. Bunun da biraz başına işler geldi, iki yıl davalar sürdü, ihale yapıldı, itirazlar oldu, mahkemeye taşındı. Nihayet bütün hukuki sorunlar giderildi. Bunun da yapımına başlıyoruz. Altyapı yaklaşık 800 milyon, bittiğinde 25 milyon ton kapasiteli taşıma yapılacak. Kanal İstanbul yine önemli bir projemiz. Bununla ilgili çalışmalarımız da devam ediyor.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yer değişikliği var galiba.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Onu da cevaplayacağım. İsterseniz onu şimdi de cevaplayabilirim, daha sonra da. Yani şöyle: Güzergâhla ilgili detaylı çalışmaları henüz tamamlamadık. Dolayısıyla, sanki yer sabitlenmiş gibi... Mağduriyet olmasın diye böyle bir açıklama ihtiyacı doğdu.

GARO PAYLAN (İstanbul) - 3'üncü havalimanındaki gibi. Herkes Silivri'ye hücum etmişti.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet, biraz öyle oldu.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bir sürü insan mağdur oldu.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Mağdur değil yani o, mağduriyet sayılmaz. Burada bir rant oluşuyor, o ranta koşuyor insanlar. Ben de bunu yadırgamıyorum. Yani, biz, neticede "Silivri'ye yapacağız." da demedik yani. Güzergâh... Onu Büyükşehir işlediği için oraya insanlar oraya yöneldi. Büyükşehrin programı ile bizimki aynı değildi.

Yat limanlarında yap-işlet-devret modelleriyle bir kapasite artırımı yaptık, yapmaya devam edeceğiz.

Koster filosu şu anda önemli bir projemiz. Önemi şuradan kaynaklanıyor: Akdeniz'de, Karadeniz'de iki ülke var rekabet eden; Türkiye, Rusya pazarı. Bir çekişme var. Onların gemileri daha eski, bizimkiler de eskimeye başladı. Biz buradaki rekabet şansımızı kaybetmemek için bu eski gemileri hurda bedelleriyle alıp, yenilerine teşvik verip, Kredi Garanti Fonu'ndan da destekleyerek yenileyeceğiz. Bu, 2.000 ton ile 12.000 ton arasında 100 civarında kosteri ilgilendiriyor. Hem durgun olan sektörü geliştireceğiz hem de bu anlamda rekabet gücümüzü artışmış olacağız.

Tersanelerimiz dünyada yaşanan krize karşılık çözümlerini ürettiler ve bakım onarım işlerine yoğunlaştılar ve ciddi anlamda dışarıdan bakım onarım işleri alabiliyorlar.

Az önce bahsettiğim ÖTV'siz yakıt uygulamasının bugüne kadarki yansımaları: Yolcu taşımacılığında yüzde 63, kabotajda yük taşımacılığında yüzde 78, Ro-Ro araç taşımacılığında yüzde 110'luk bir artım sağlanmış oldu.

Denizlerimizin emniyeti: Denizlerimizde ve bütün diğer denizlerdeki gemileri izleyebilen bir sistemimiz var. Bu sistem, Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi. Bir bunun marifetiyle yapılıyor, bir otomatik tanımlama sistemi var, onunla bütün sahillerimiz taranıyor bir de Uzak Mesafe Gemi Tanıma ve İzleme Sistemi var. Burada, 1.000 mile kadar bir geminin Türkiye'den biz bütün bilgilerini görebiliyoruz, izleyebiliyoruz yabancı, yerli fark etmez. Böylece kara sularımızda olsun, uluslararası sularda olsun hangi faaliyetleri olduğunu görebiliyoruz. Ayrıca, seyir fenerleri üzerindeki sensörler vasıtasıyla küçük çaplı tekneleri lokal olarak izleme imkânı var.

Haberleşme de Bakanlığımızın sorumlu olduğu başka bir alan. Buradaki hedefimiz, bilgi toplumu olmak yani alfabe okuryazarlığından sonra bilgisayar okuryazarlığının Türkiye'de artmasıdır; geniş bantla hizmetlerin sayısını ve alanını yaygınlaştırmayı hedefliyoruz; ICT sektöründe rekabetin ve tüketicinin refahının daha da geliştirilmesi, yerli ve millî ürünlerin geliştirilmesi ve desteklenmesi, e-devlet kapısından verilen hizmetlerin daha da çeşitlendirilmesi.

Tabii, İnternet güzel bir şey ama çok kullanılmaya başlayınca mahzurları da ortaya çıkıyor. Siber tehditler, siber güvenlik de bugün elektronik ortamın en önemli tehditlerinden bir tanesi. Buna yönelik yapılan çalışmalar da bu kapsamda değerlendiriliyor.

Sektörel büyüklükler 20 milyardan 2015 itibarıyla 76 milyara yükselmiş durumda. Geniş bant 2006'da 6 milyonken 48,3 milyona çıkmış durumda. Burada, tabii, dikkat çekici bir şey var: Başlangıçta sabit yaygınken şu anda mobil geniş bant erişim büyük bir oranı oluşturuyor, sabit gittikçe aşağıya düşmeye devam ediyor.

Mobil abone sayısında penetrasyon oranı yüzde 94,3 seviyesine çıktı yani bu, 73 milyon 700 bin abone anlamına geliyor. Bu sayı da artmaya devam ediyor. Şimdi, 4,5G dediğimiz yeni frekans ve yeni teknolojiyle bu biraz daha artacak. Artık insanların iletişiminden nesnelerin iletişime geçiyoruz. Bu sistemde makineler birbiriyle haberleşebilecekler. Arabanızla, buzdolabınızla, evinizle haberleşme imkânınız olacak; uzaktan işlerinizi daha hızlı takip edebileceksiniz. Burada hem hız artıyor; 10 kat hız artışı var yani bugünkü iletişim hızının 10 katı bir hız artışından bahsediyoruz. 1 Nisanda devreye girecek. Tabii, kapsama alanı, peyderpey, herhâlde bu altı yıl içerisinde kademeli olarak ülkenin bütün alanında yaygınlaştırılmış olacak.

Buradan, tabii, 12,813 milyarlık bir gelir elde edildi. Bu gelir, daha ziyade, verilen yeni frekans bantlarının kullanım hakkıdır, bir nevi hava parası gibi. Kullandıkça da ayrıca vergilerini, diğer yükümlülüklerini yerine getirecekler.

Burada çok hayal edeceğiniz, her şeyin ötesinde, çok işlem yapacağınız bir ortama geliyoruz. Bundan bir sonrasında artık 5G var. 5G denemeleri dünyada da yapılıyor. Bizde de bir proje başlattık 2012'de, TÜBİTAK, TÜRK TELEKOM, ASELSAN ve NETAŞ olarak bu çalışmalarda yerli 5G teknolojisinin Türkiye'ye kazandırılma çalışmaları da devam ediyor.

E-ticaret çok ciddi anlamda gelişiyor. Şu anda Türkiye'de 20 milyar liralık e-ticaret yapılıyor. Ama bu gelişme artık lineer değil üstel şekilde bundan sonraki yıllarda devam edecek.

Fiber uzunluğu 88 bin kilometreden 261 bin küsur kilometreye geldi ama bu yetersiz yani bilişim yollarını çok daha geliştirmemiz lazım. Bizim bir sloganımız var: "Kara yolunda hız felaket, bilişimde hız berekettir." diyoruz. Yani, burada ne kadar hızlı olursa o kadar çok, daha fazla hizmet yapmış oluruz.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, bu hıza sunum için de ihtiyaç var. Son dört dakikaya girdik.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet, bitti efendim. Tamam, bitiriyorum.

Bu anlamda, artık bu televizyon yayıncılığında analog sistem hemen hemen bitmek üzere. Sayısal yayıncılığa geçtik. Dolayısıyla, artık o salkım saçak kulelerin, çelik konstrüksiyon kulelerin bir bir kalkması lazım. İlk örneğini İstanbul'da yapmaya karar verdik, İstanbul'da Küçük Çamlıca'da gördüğünüz bir kule inşaatı başlamış durumda. Böylece bütün o vericiler bir araya toplanacak. Ankara'da Şentepe gibi, onlara da benzer uygulamayı yapacağız.

Bir yandan da tabii, evrensel hizmet kaynaklarıyla yurdun her köşesinde iletişimin kârlı olmadığı alanlara devlet olarak biz destek veriyoruz, oralarda iletişimi sağlıyoruz.

Şu, Türkiye'nin iletişim kapsama haritasını gösteriyor. Beyazlarla gösterilen, o dağlık, çok zirve noktalar hariç olmak üzere nüfusun yüzde 99'u civarında kapsama alanı var.

Siber güvenlik... Az önce anlattım, 2012'den beri siber güvenlikle ilgili çalışmalara başladık. Bu, ülkemizin güvenliği kadar önemli bir konu; siber güvenlik ülke güvenliğine eşdeğer. Yani, düşünün, elektrik altyapımız, su altyapımız, doğal gaz altyapımız -yani bütün kritik- finans altyapımız, bir şekilde çok kolay tehditlere maruz çünkü çok basit, maliyeti düşük, tahribatı büyük bir saldırı siber saldırı. Hem saldırılara karşılık vermek hem de gerekli güvenlik tedbirlerini saldırı olmadan almak için, bütün kurumların farkındalığının oluşturulması için SOME'ler oluşturuldu; Siber Olaylara Müdahale Merkezleri kurduk; tatbikatlar yapıyoruz, biz kasten saldırılar yapıyoruz. Köleleştirilmiş dünyada 2 milyon bilgisayar var. Yani, siz farkında değilsiniz, sizin bilgisayarınıza birisi giriyor ve bir saldırı için kullanabiliyor.

Burada da siber güvenlik organizasyonunu görmekteyiz.

Şu da ilgi çekebilir: Şu anda dünyada siber saldırıların bir şeyini gösteriyor, canlı bu. Herkes birbirine saldırıyor. Bunu görmüyoruz ama yaşamımızda hissediyoruz; İnternet yavaşlıyor, programlar bozuluyor vesaire. Daha ziyade, saldırı oranına bakarsak Çin ile Amerika arasında ve Rusya, bu üç ülke arasında ciddi siber savaşlar var. Hatta siber güvenlik komutanlıkları filan kurdular, Türkiye'de de kuruldu. Yani, geleceğin en büyük tehdidi siber tehdit olarak gözüküyor. Artık tankla, tüfekle...

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Hiç olmazsa insanlar ölmez.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Efendim?

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Hiç olmazsa insanlar ölmez diyorum. Bilgisayar üzerinden savaşsınlar.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet, insanlar da neticede...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Daha fazla öledebilir.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Neticede o ölüm bugünküne benzemeyebilir yani çok daha büyük bir tehdit olduğunu...

Kamu Entegre Verim Merkezi; yine, bu da güvenli iletişim için yapmak zorunda olduğumuz bir şey.

E-devlet uygulaması günden güne hayatımızda yerini daha fazla alıyor. Bugüne kadar 25 milyon 768 bin kullanıcıya ulaştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakan, son cümlelerinizi alalım.

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İzmir) - Evet, teşekkür ederim.

Son cümlem de şudur: İşte, hizmet dökümleri, 61 milyon aylık ortalamayla toplam 735 milyon hizmet sunumu e-devlet kapısından gerçekleşmiş.

PTT var. PTT'yle ilgili de: Ciddi anlamda hizmet alanını genişletti. 2,5 milyon insana hizmet verirken bugün PTT 30 milyon civarında vatandaşımıza hizmet veriyor. Dolayısıyla, birçok işlem artık, finansal işlemlerden tutun diğer birçok işlem PTT'de yapılabiliyor. PTT'nin mekânları da ihtiyaca göre geliştiriliyor. Bu da posta sektörünün serbestleşmesiyle daha da hızlanan bir süreç olacak.

Teşekkür ediyorum sabırla beni dinlediğiniz için.

Arz ederim.