KOMİSYON KONUŞMASI

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakanım, çok Değerli Bakan Yardımcılarım, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, milletvekillerimiz, kıymetli bürokratlar, basın mensupları; ben de 2023 bütçesinin hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Tabii, öncelikle, Sayın Bakanı, karekod uygulamasından dolayı tebrik ediyorum, gerçekten çok yerinde bir uygulama olmuş bu anlamda. Gerçekten, hani o "yeşil vatan" söylemiyle de doğru orantılı olmuş. Tabii, biraz önce, "yeşil vatan" "mavi vatan" diyoruz, biz bunları söylerken vatanı ayrıştırma noktasında böyle bir söylemleri yok, bu "yeşil vatan" söyleminden rahatsızlık duyan muhalefetteki arkadaşlarımızın aslında kendi ortaklarının vatanla ilgili söylemlerinden ve bölücülükle ilgili olan planlarından daha çok rahatsızlık duymaları gerektiğine inanıyorum. Tabii, Türkiye yüzyılı, Sayın Cumhurbaşkanımız açıkladı, ayın 28'inde. Tabii, vizyon belgesi bu, vizyon Türkiye'ye dair yani biz şunu demiyoruz ki "Türkiye yüzyılı, bu yüzyıl bizim olacak." diye. Zaten bu yüzyıl bizim içinde olduğumuz yüzyıl, daha önceki yüzyıllar olduğu gibi, bu, bir vizyon belgesi açıklamasıdır.

Tabii, bu arada, Sayın Bakanım, desteklerle ilgili, yıl içerisinde ödeniyor olması gerçekten çok önemliydi çiftçilerimiz açısından; sahada da çiftçilerimizde bununla ilgili çok ciddi bir beklenti vardı, bundan dolayı da teşekkür ediyorum. Bu ödemelerin karta yapılmasını da çok doğru buluyorum çünkü biz sahada da gezerken... Biliyorsunuz, metrekare üzerinden, birim fiyatı üzerinden bu gübre ve yem destekleri verildiğinde genelde, gerçekten, çiftçilikle uğraşan arazi sahiplerinden arazileri kiralayalar bu desteklerden yararlanamıyordu. Genelde kiracılar şunu yapıyordu... "Biz, evet, size bunu kiraya veririz ama destekler bize ait." diyorlardı ama bu, bu şekilde karta yüklendiği takdirde sadece gübre ve mazotta kullanılması bence, bu anlamda, çok değerli. Biraz daha, bu desteklerin, arazi sahiplerine gitmeyip, bilfiil, bire bir tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçimize gideceğini düşünüyorum.

Tabii, bugün, yine, sabahleyin konuşmalar esnasında elektrikli traktörle ilgili bir söylem oldu ve oradan, yine, muhalefet milletvekili arkadaşlarımızdan bağıranlar oldu "Hikâye anlatıldı." diye. Ya, biz hiçbir zaman hikâye anlatmadık, AK PARTİ olarak bizim her zaman hayallerimiz vardı. (Gürültüler) İşte, bak, bağıran arkadaş yine, hâlâ tepki gösteriyor. Evet, elektrikli motorla ilgili bir prototip var, "ZY elektrikli traktör" diye bir firma var arkadaşlar, aynı TOGG'da olduğu gibi; cuma günü, biliyorsunuz, banttan indi. TOGG için de aynı şeyi söylemişti bu eleştiride bulunan.

SALİH CORA (Trabzon) - "Yapamazsınız." dediniz, yaptık.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - "Yapamazsınız." dediler, yaptılar; elektrikli traktör için de aynı şekilde.

Bakın, ZY elektrikli traktör -girebilirsiniz sayfasına- bugüne kadar 39 testten geçmiş, test sonuçları var. Bunun neticesinde yüzde 100 gerçekten hibrit, elektrikli motora sahip olması öngörülüyor. Beygir gücünde yenilemelere gidilmiş. Uluslararası testlerden geçecek. Biz bu elektrikli traktörün de hayata geçeceğine inanıyoruz, biz de bunu Hükûmet olarak destekliyoruz. Ha, bugün...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yapamazsınız!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, lütfen müdahale etmeyin.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Beni ilgilendirmez. Ben size verilen desteği... Sayın Bakanımızın da tabii ki kendi görüşü vardır ama yani bu, sonuçta, Bakanlığı da bağlayan bir şey değil; tamamen, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını bağlayan... Onun özelinde de özel bir şirket sonuçta. Ha, ne yaparız biz Hükûmet olarak? Gerekli şartları sağlarız, teşvik sistemini sağlarız, fabrika da var; bir şekilde elektrikli traktör hayata geçecek, ben geçeceğine inanıyorum ama "O hayal..." demeyi de... Gerçi, niye şaşıyorsam? Bugüne kadar her şeye "hayal" dediğiniz için benim de ona şaşmamam gerektiğini düşünüyorum ama neyse...

Pandemi, üretimin azaltılması, tedarik zincirinin bozulması ve son olarak da patlak veren Rusya ve Ukrayna savaşıyla dünyada belki çok ciddi bir sınanmadan geçtik. Birçok ülke, tabii ki, doğal olarak, gıda arz güvenliği tehdidi altına girdi, gıda konusunda ülkeler sıkıntı yaşamaya başladı; marketlerde boş raflar, akaryakıt kuyrukları gibi manzaralara hepimiz şahitlik ediyoruz. FAO'nun Gıda Krizleri Küresel Raporu'na göre Afrika'da 33, Asya'da 9, Latin Amerika ve Karayipler'de 2, Avrupa'da 1 olmak üzere toplam 45 ülkenin gıda için dış yardıma ihtiyacı bulunmakta. 53 ülkede 222 milyon insan akut gıda güvensizliği yaşıyor. 970 milyon insan açlık riski altında. Dünyada bu olumsuz tablo varken, çok şükür, ülkemizde bu sıkıntıyı... Bir nebze de olsun, en azından -gıdayla ilgili- gıdaya ulaşabiliyoruz ve gıdaya ulaşmakta sıkıntı yaşamıyoruz; bunun yanında, gıda küresel krizinin çözülmesi için de diplomatik adımlar atıyoruz. Her fırsatta "Dünya 5'ten büyüktür." ve "Daha adil bir dünya mümkündür." diyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın girişimleriyle de biliyorsunuz, tahıl sorunuyla ilgili, tahıl koridoru oluşturulmasıyla ilgili bir adım atıldı. Her ne kadar Rusya, evet, dün açıklamış olsa da ben yine uygun diplomasiyle bu koridorun açılacağına inanıyorum. Bu koridor sayesinde -Sayın Bakanım sabahleyin söyledi- 9,3 milyon ton tahıl taşınmış durumda.

Tabii, küresel ısınma, pandemi, gıda krizi; bunları söyledik. Bütün bunlar Türkiye Yüzyılı'nda tarımda yeni bir vizyonu da ortaya çıkarmıştır. Tarım ve Orman Bakanlığımız da bununla ilgili ciddi yerli ve millî çözümleriyle birçok alanda güç olarak, yol alarak ilerliyor. Bu yeni vizyonda stratejik ürünleri önceleyen, ürün planlaması, sözleşmeli tarım, yeni destekleme modeli, gelir sigortacılığı, e-tarım, "yerinde üretim yerinde tüketim" anlayışıyla kent tarımı, küçük aile işletmecilikleri teşvikleri, tarım alanlarının korunması, üretim yapılmayan alanların üretime kazandırılması gibi onlarca proje ve uygulamalara yer verilmekte. Sayın Bakanımızın bu sabahki sunumunda da gördük.

Yine, yeşil vatanımızın ki -ormanlarımız buradan kastımız- mavi vatanımızın -buradan kastımız denizlerimiz- korunması için de çalışmaları yapılmaktadır.

Yine, su kaynaklarının yönetiminde arz güvenliği, talep, yönetim ve kaynakların korunmasını bütünleşik olarak yönetecek havza ölçekli, katılımcı, sürdürülebilir millî su politikası da oluşturulmuş durumda.

Hükûmetlerimiz döneminde stratejik bir sektör olarak da gördüğümüz tarım sektörünün büyümesi ve gelişmesi için de tabii ki her zaman çiftçimizin yanında olmaya çalıştık. 2017'de 12,9 milyar lira olan tarımsal destekleri 2 kat artırarak 2022'de 25,8 milyar liraya, 2023'te ise 142,9 milyar TL'ye çıkartıyoruz. Son yirmi yılda çiftçilerimize toplam 500 milyar liraya yakın destek sağladık. 2023 bütçesinde tarımsal destekleri yüzde 109 artırarak 54 milyara, tarım sektörü, yatırım ödenekleri için 40,4 milyar lira, yine tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımı, tarımsal kit ve ihracat destekleri için 48,5 milyar lira olarak kaynak ayırıyoruz. Bu orana baktığımızda OECD ülkeleri arasında OECD 2022 yılı Tarım Politikaları İzleme ve Değerlendirme Raporu'na göre ülkemizin tarıma ayırdığı toplam kaynağın gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 1,15; OECD ortalaması ise yüzde 0,61'di. Tabii, nereden nereye geldiğimize baktığımızda, tarımsal gayrisafi yurtiçi hasılayı -evet, kıyaslamayalım diyoruz ama 2002'yi de biliyorsunuz, yirmi yıllık bir AK PARTİ süreci var- 37 milyar liradan 407 milyar liraya yükselttik. Tarımsal üretim değerini 2002'de toplam 36,9 milyarken bugün 2021 yılında 401,8 milyar TL'ye yükselttik.

Yine, tarım ve gıdada net ihracatçı durumundayız. Geçtiğimiz yıl gıda ve içecek dâhil tarımsal ihracatımız önceki yıla göre yaklaşık yüzde 21 artışla 25 milyar dolara çıkmış. Dış ticaret fazlası yüzde 31 artışla 7,2 milyar TL'ye ulaşmış. Yine 2021 yılında 207 ülkeye 2.222 çeşit tarımsal ürün ihraç edebiliyoruz. Konuşmamın başında da söylediğim gibi son yirmi yılda oluşturduğumuz güçlü altyapı sayesinde gıda tedarikinde sorun yaşamayan, kendine yeterlilik oranı yüzde 140 olan bir ülke konumundayız şu an.

Bitkisel üretimimiz 2021 yılında yüzde 20,6 artışla 118,4 milyon tona ulaşmış durumda. Çiftçilerimizin gayretli çalışmaları sayesinde sebze ve meyve üretiminde de Avrupa'da 1'inci sıradayız. Tabii, topraklarımızın verimini artırmak için 300 milyar liraya yakın su yatırımı yaptık, 9.189 tesisi hizmete aldık. Bütün bunları çiftçilerimizle yapıyoruz ve çiftçilerimiz için yapıyoruz. Yine 2002 yılında sadece 5 ürüne prim desteği verilirken bugün bu 18 ürüne prim desteği sağlıyoruz. 2022 yılında bu desteklere ilave olarak ürettiği buğday ve arpayı TMO'ya satan çiftçilerimize buğday için ton başına bin lira, arpa için 500 lira prim ödemesi sağladık.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Sayın Nilgün Ök, lütfen tamamlar mısınız.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Evet, sürem kısıtlı ama sulama yatırımlarına da değinmek istiyorum. Tarımsal sulama yatırımı ödeneği 2020 yılında 3,7 milyar lira civarındayken 2021'de 9 milyar TL'ye çıkardık, 2022'de yine 12,5 milyar liraya, ek bütçeyle birlikte 20,4 milyar lira olarak çıkarmış bulunmaktayız. Yine, bütçe ödeneğine göre 2023 yılından bir öncekine göre yüzde 109 oranında bir artışla ödeneğe ek bütçe dâhil ödeneği yüzde 28 artışla 26,1 milyar liraya çıkartıyoruz. Hedefimiz 2023 yılında 163.414 hektar alanı sulamaya açmaktır.

Ben konuşmamı burada tamamlarken Sayın Bakanımıza Bakanlığımızın bütçesinin hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.