| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri a)Tarım ve Orman Bakanlığı b)Orman Genel Müdürlüğü c)Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç)Türkiye Su Enstitüsü d)Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 31 .10.2022 |
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonunun kıymetli üyeleri, sayın milletvekilleri, Sayın Bakanım, Bakan Yardımcılarım, kıymetli bürokratlar ve çok kıymetli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, peşin olarak bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Ovalarından bal akan, dağlarından yağ akan; dağlarından, ovalarından bal akan Aydın'ın... Kısa zamanda bekliyorum. Ben makro ölçekte beş başlık altında tarımla ilgili birkaç olmazsa olmaz sorunu dile getireceğim.
Birinci konu: Meralar. Örnek veriyorum, şimdi Aydın'ın Nazilli ilçemizde 13,5 milyon metrekare mera vasıflı arazi var. Bu arazilerin 9 milyon metrekaresi şurada gördüğünüz gibi kırk, elli, altmış, yetmiş yıllık kestane, daha sonra zeytin, incir, ceviz -ama yüzde 80'i kestane ağacı- ağaçlarıyla donatılmış durumda. Bu araziler mera olmasına rağmen babadan oğula geçiyor. Çeşitli sorunlarla karşılaşılıyor. Müteaddit defalar görüşmelerimizde bazı bürokrat arkadaşlar "Anayasa değişikliğiyle çözülür." dedi, bazı arkadaşlar "Kanunla çözülür." dedi, bazı arkadaşlar "Yönetmelikle çözülür." dedi, hatta "İl bazında çözülür." dendi ama bir türlü çözemedik. Mesela Nazilli Hasköy Üçpınar'da 854 metrekare bir parsel, 1.424 metrekare bir parsel, 3 bin küsur metre bir parsel; böyle gidiyor. 13 milyon 500 metrekarenin 9 milyon metrekaresi sadece Nazilli için, Bozdağ var, başka ilçeler de var ve şu uydudan da görülüyor, bazı parselleri işaretledim. Bu işin çözülmesi lazım çünkü bu meyveler satılıyor kayıt dışı. Yani burada dikilmiş ama bu kanunu çıkarmadan önce bizim bu meracılıkta işgallerde, ağaçlandırmalarda cezaları artırmamız...
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) - Yirmi yıldır yapmadınız!
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yirmi senede bu olmadı.
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Ya, ben işimi yapıyorum, müdahale etme, işimi yapıyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, böyle bir usulümüz yok, rica ediyorum. Hatip fikirlerini ifade ediyor, hepimiz birbirimizin fikirlerini tahammülle dinleyeceğiz. Sırası gelince kendi fikirlerimizi ifade edeceğiz. Rica ediyorum...
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Buradaki konu şu: Cezaları artırmamız lazım bundan sonra bu tür işgallerin olmaması için, herkesin kayıt altında olması için... Bunları kayıt altına almamız lazım hem vergi yönünden hem çiftçinin intikali yönünden çünkü bunlar artık sahiplenilmiş, çay köprüyü bölmüş. Bu işe çözüm getirmemiz lazım Sayın Bakanım.
Ayrıca, bunun dışında, ormanların özel ağaçlandırılmasıyla ilgili, Aydın'da araziler çok parçalı, biraz önce meraları saydığım gibi. Buralarda özel ağaçlandırmayla ilgili çıkan kanun "Nisan ve eylül ayında" diyor, e-devletten ilk başvuranı hak sahibi yapıyor, burada bir yanlışlık var. Bunu da çözmemiz lazım. Bunun için Aydın kapalı şu anda. Burada bahsediliyor, ilk başvuran hak sahibi oluyor. Şimdi, burada da Aydın için bir envanteri çıkması lazım bu ağaçlandırılacak yerlerin yani gelir getirici türde ağaçlandırma da olabilir, özel ağaçlandırma da olabilir. Mühendisler buraları işaretliyorlar e-devletten, olur olmaz ağaçlandırma yapılıyor. Mesela şurada çizdim Sayın Bakanım, dağın üstünde zamanla bozuk ormanlar ağaçlandırılmış ama kestane ama incir olarak ve bunlar her sene sürülüyor. Sürüldüğü için alttaki yerleşimlerde sel baskınları oluyor, ufak bir yağmurda dahi oluyor. Bunlar kanayan yara. Biraz fazla oldu mu kamyon gibi kayalar evlerin üstünden geçiyor yani buna da çözüm bulmak lazım. Yani ormansa orman, eğer burası orman olmayacaksa da envanterini çıkarıp buraları gelir getirici usulde vatandaşın ekimine dikimine hazır hâle getirmemiz lazım. Bu aslında uzun konu ama zamanım kısıtlı, birkaç başlığım daha var.
Ayrıca Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanun 1941 model. Bunu da kesinlikle revize etmemiz lazım. Burada da kanunu günün şartlarına göre uyarlamamız lazım. Bazı yerlerde, Nazilli Aydın'da pamuğu kaldırıyor, ekin ekecek, buğday ekecek çiftçi, bize geliyor, diyor ki: "Koyunlar sardı." Nasıl sardı? Çıkaramıyor musunuz kaymakamı? "Çıkaramıyoruz." diyorlar. Yani demek istediğim, çobanlar bu yerleri işgal ediyor, vatandaş ekemiyor, ektiği zaman da başı derde girecek, kavga edecek. Onun için, bu çiftçi mallarını koruma işini belediyelere mi devredeceğiz, kolluk kuvvetlerine mi; bu işe bir çözüm bulmamız lazım Sayın Bakanım.
Ayrıca, kooperatifler, kooperatifçilik... Anayasa'mızda da var, 171'inci madde. Kooperatifçiliği geliştirmemiz lazım, yaygınlaştırmamız lazım, küçük çiftçiyi hele hele mecbur etmemiz lazım. Küçük çiftçiler cari giderlerden dolayı, işletme giderlerinden dolayı, makine, ekipman giderlerinden dolayı... Artık mesela küçük bir pamuk tarlası olan elle toplatmıyor, mutlaka makine lazım. Bunun için, maliyetleri artırmamak için kooperatiflerin olması lazım. Kooperatifler için hallerde, belediye hallerinde, pazar yerlerinde ve zincir marketlerde mecburi satış yerleri olması lazım kooperatiflerin. Bunları mecbur etmemiz lazım. Burada ziraat odaları ellerini taşın altına koymalı, tarım ilçe müdürlüklerinde de kooperatifler için ayrı bir birim olmalı ki bunları mecbur edelim, yaygınlaştıralım, işlerliğini sağlayalım. Şimdi, kuruluyor kooperatif, bir güvensizlik doğuyor çiftçiler arasında; çalışamıyor. Çalıştıracak şekle getirelim ve son... Tüketiciye ulaştırmak lazım.
Şimdi, Antalya'da kışın büyük şehrin halcileri geliyor, çiftçinin -artık nasıl yapıyorsa kimine para veriyor, kimine gübre veriyor- mallarını istediği fiyattan alıyor ama bunu, halde kooperatifin kendi satması lazım. Kooperatifçiliği yaygınlaştırmak için de ziraat kredilerini, teşviklerini, desteklerini kooperatiflerin üzerine vermemiz lazım.
Ayrıca, tarım sigortası... Tarım sigortasını da yalnız 3 banka değil, devletin tarım şirketi değil, TARSİM olarak değil de... Nasıl taşıt sigortası, zorunlu trafik sigortası mecbursa, tarım sigortasını da mecbur yapalım ve burada, bütün ulusal ve uluslararası firmalar yani sigorta şirketleri elini taşın altına koysun; mecbur olsun. O zaman şeyler ucuzlayacak, primler düşecek mutlaka çünkü yaygınlaşacak mecbur olunca. Şimdi, kredi zorunlu olursa Ziraat Bankası yapıyor; öbür türlü çiftçi yaptırmıyor, ondan sonra başına bir iş geldi mi en ufak bir afette, en ufak bir donda "Yandım anam." diyor devlete, hani, bize sarılıyor. O zaman, kimini karşılıyorsun, kimini karşılayamıyorsun; burada sıkıntı çıkıyor.
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) - O zaman ÇKS'yi kaldır.
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Mecbur olması lazım, niye kaldıracağız ÇKS'yi? (Gürültüler)
Ben bitireyim de...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, sıra gelince fikirlerinizi ifade edersiniz, rica ediyorum.
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Vaktim de az kaldı.
Sayın Bakanım, kapalı sulama sistemi olan yerlerde yağmurlama, sulama sistemi mecbur olmalı; salma sulama sistemini yasaklamamız lazım, bu hâlâ devam ediyor birçok yerde. Çünkü barajlar, küresel boyuttaki kuraklık... Mutlaka ve mutlaka suyu idareli kullanmamız lazım. Zaten salma sulamayla istediği verimi alamıyor çiftçi ancak damardan verirse, damlamayla veyahut da yağmurlamayla, o zaman istenilen verim alınıyor.
Hayırlı uğurlu olsun bütçemiz.
Sayın Bakanım, en kısa zamanda Aydın'a bekliyoruz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, şimdi kısa bir soru için Rıdvan Bey'e söz vereceğim. Kamuoyundan gelen bir soru olduğunu anlıyorum, aydınlatılmasında yarar görülen bir soru.
Buyurun.
RIDVAN TURAN (Mersin) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Çok kısa bir sorum var Sayın Bakan yani aciliyeti olduğundan dolayı söylüyorum bunu. İstanbul bölgesinden çok sayıda balıkçı beni aradı, ben de küçük ölçekli çiftçilik ve balıkçılık yapıyorum aynı zamanda. Şöyle bir problem var: Ulaşım ve Altyapı Bakanlığının yazdığı bir yazı var; buna göre, 6 Kasımda boğazdaki gemi trafiği durdurulacak ve boğaza ticari tekneler girecekmiş. Biliyorsunuz, boğazda gırgır ve trol avı yasak yani amatör balıkçılık haricinde balıkçılık yapmak yasak. Bu konuda ciddi bir endişe var. Ben böyle olduğunu çok tahmin etmiyorum ama yine de en yetkili ağızdan bir bilgi alırsak çok sevineceğim.