KOMİSYON KONUŞMASI

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; şimdi, bizim bu ülkede muhalefet olarak bütün imkânlarımız elimizden alınmış durumda fiilen. Bakın, Anayasa'ya göre bizim bu bütçeyle ilgili denetim hakkımız var. Sayın Bakan, gelen Sayıştay raporlarını görün, yani zaten biliyorsunuz... Yani bir Sayıştay raporu olmadan bütçe hakkında bilgi sahibi olmadan bir denetim yapmaya çalışıyoruz. Bu doğru değil. Bu Anayasa'yla halkın bize verdiği, Anayasa'ya verilmiş bir yetkinin yürütme tarafından kullanılmaması hâline getiriyor. Böyle bir bütçe olmaz. Bütçeyi kullanma yetkisi sizde. Bütün halktan, bizim seçmenlerimiz dâhil herkesten vergi toplayacaksınız, o vergileri harcayacaksınız ama o harcadığınız vergiler dolayısıyla da burada muhalefete bilgi vereceksiniz, muhalefetin bu denetim yetkisi... Sayıştay raporları yok, sorularımıza cevap alamıyoruz. Gerçekten alamıyoruz Sayın Başkan.

Bakın, ben, burada, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığına, bütün Hükûmetine şunu sordum: Beştepe sarayının maliyeti nedir? Yani sonuçta orası halkın sarayı diyorsunuz. E, biz veriyoruz vergileri. Bu maliyeti üç haftadır öğrenemiyoruz biz. Bir uçak alınmış. Halkın parasıyla alınmış. Toplam maliyeti nedir? Beş bakana sordum, Cumhurbaşkanlığına sordum. Bir türlü bilgi alamıyoruz.

Sayın Komisyon Başkanı, bu bilginin alınmasını siz sağlamak durumundasınız.

Gerçekten, hiçbir bilgi almadan o zaman bizim burada oturmamızın anlamı yok ki. Biz burada oturmazsak demokrasi olmaz.

Bir de, görüşme takvimi konusunda, Mehmet Bey'e katılıyorum.

Sayın Başkan, seçim bölgemiz var. Sabah onda başlayıp dörtte bitiyor. Sadece bizim için değil, bütün milletvekilleri için. Cumartesi pazar çalışmanın bir anlamı yok. Yani bekleyenimiz var, seçim bölgelerimize gidiyoruz. İnsanlar bize hesap soruyor.

Bir de, konuşma yaptığımız sırada yani hem Başkanlıktan hem Hükûmet yetkililerinden hem de iktidar milletvekillerinden sürekli sözümüz kesiliyor, bütünlüğümüz bozuluyor. Ben nezaketen, karşılıklı zenginleştirme için olanlarını anlıyorum ama bu, konuşmanın bütünlüğünü bozacak şekilde konuşmanın arasına girip üç beş dakika... Zaten on dakika süremiz var. Koskoca bakanlıkların on dakikada bir kısmını bile anlatamıyoruz.

Onun için, yine söylüyorum, nazik olanları, dostane olanları elbette ki tolere ederiz ama konuşmamızı bozacak şekilde müdahale edildiği zaman bizim bunu değerlendirme şansımız yok.

Teşekkür ediyorum.