| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 27 .10.2022 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sayın Başkanı, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Saygıdeğer Sayıştay Başkanı, Kamu Başdenetçisi, Sayın Genel Sekreter, değerli bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Meclis Başkanımıza ve kurum başkanlarımıza sunumları için teşekkür ediyorum.
Yüz iki yıl önce millî egemenliğin tecelligâhı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılması; demokrasinin, millî birliğimizin, istiklal haklarımızın ebedî güvencesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi ve hukuki altyapısının hazırlandığı dönemin de başlangıcı olmuştur.
Görüştüğümüz bütçe, cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yıl bütçesidir. Millî birlik ve beraberlik içerisinde 100'üncü yılına erişen cumhuriyetimiz, ilelebet payidar olacaktır.
Bu vesileyle, cumartesi günü idrak edeceğimiz cumhuriyetimizin 99'uncu yıl dönümünü, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı şimdiden kutluyor; devletimizin kurucusu, Meclisimizin ilk Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm Millî Mücadele kahramanlarımızı, şehit ve gazilerimizi, Meclisimizin merhum üyelerini ve aziz ecdadımızı rahmetle ve saygıyla anıyorum.
Meclisimizin faaliyetlerini değerlendirirken iki boyutta ele alınması doğru olacaktır kanaatindeyim. Birincisi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin asli fonksiyonu olan yasama ve denetim faaliyetlerine ilişkin hususlar; ikincisi ise destek hizmetleri, personel, teknik hizmetler gibi Genel Sekreterlik faaliyetlerine ilişkin hususlardır.
Bilindiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçmiştir. Değişiklikle katı kuvvetler ayrılığı benimsenmiş, kuvvetlerin kendi içerisinde daha bağımsız ve güçlü bir konuma gelmesi mümkün hâle gelmiştir. Türkiye, tarihî nitelikteki bu yönetim reformuyla parlamenter sistemden vazgeçmiştir. Bu şekilde Türkiye'nin önünü tıkayan, on yıllarının kaybolmasına yol açan, milletimizi hedeflerinden uzaklaştıran, darbe ve muhtıralara zemin hazırlayan parlamenter sistemin yol açtığı tahribat sona ermiş, ülkemiz parlamenter sistemin prangalarından kurtulmuştur. Yeni hükûmet sistemiyle yürütmedeki çift başlılık giderilmiş, demokrasi güçlenmiş, etkin ve güçlü Meclis için gereken şartlar tesis edilmiş, millî iradenin tecelligâhı Türkiye Büyük Millet Meclisi asli fonksiyonlarına dönmüş, temsilde adaletin ve yönetimde istikrarın birlikte sağlanması mümkün hâle gelmiştir.
Yeni sistemle birlikte uyum yasaları çıkarılmış, kamu kurum ve kuruluşları bu doğrultuda yeniden yapılandırılmıştır. Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurumsal yapısı itibarıyla Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin icaplarına tam olarak uygun hâle getirilme süreci henüz tamamlanamamıştır. Bu amaçla, geçen yıllardaki görüşmelerde de dile getirdiğimiz gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü'nde ve Teşkilat Kanunu'nda Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin gereklerine uygun değişikliklerin yapılması gerekmektedir. 1973 yılında yürürlüğe konulan Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü parlamenter sistemin esaslarına göre hazırlanmıştır. 2017 Anayasa değişikliğinden sonra İç Tüzük'te uyum düzenlemeleri yapılmış olsa da İç Tüzük'ün bütününü esas alan, yeni sistemin ruhuna uygun, yasama faaliyetini mümkün kılacak kapsamlı bir değişiklik mümkün olamamıştır. O sebeple, Meclis İç Tüzüğü'nün yeni bir anlayışla ele alınmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
İç Tüzük değişikliğinde gözetilmesi gereken temel ilke Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine uygun olarak Meclis çalışmalarının etkin, verimli, kaliteli, katılımcı ve sağlıklı bir şekilde yürütülebileceği bir çalışma düzeni ortaya konulması olmalıdır. Ayrıca, kanun tekliflerinin münhasıran milletvekillerince veriliyor olması nedeniyle kurumsal yapı içinde idari birimlerin buna göre yeniden şekillendirilmesi; kanun teklifi hazırlama, bütçeleme, etki analizi gibi faaliyetlerin yürütülmesi için yeni sisteme uygun kapasitenin oluşturulması gerekli bulunmaktadır.
Kuşkusuz, bu, Başkanlığınızın ve Meclis idari yapısının tek başına gerçekleştirebileceği bir husus olmayıp Türkiye Büyük Millet Meclisinin ortak iradesiyle gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Biz, bu anlayışa uygun bir İç Tüzük yapılmasını ayrıca Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini kurumsal hâle getirecek cumhuriyetimizin 100'üncü yılında yeni bir anayasa yapılmasını gerekli görüyoruz.
Diğer taraftan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Türkiye'nin insani dış politika anlayışına uygun parlamenter diplomasi faaliyetlerini de Türkiye'nin küresel güç olma hedefini destekleyen önemli bir işlev olarak değerlendiriyoruz.
Genel Sekreterlik faaliyetlerinin esasını ise yasama faaliyetlerinin etkinliğini artıracak bir destek sisteminin sunulması oluşturmaktadır. Bu kapsamda, sağlıklı bir çalışma ortamı için sağlanacak bilgi, doküman, insan gücü ve diğer destek hizmetleri, yasama faaliyetlerinin verimliliğini ve kalitesini de artıracaktır. Meclis Başkanlığımız bu yönde titizlikle hareket etmekte, Kanunlar ve Kararlar, Araştırma, Dış İlişkiler, Destek Hizmetleri ve diğer birimler yasama ve denetim faaliyetlerinin etkinliğini artırmak adına önemli fonksiyon ifa etmektedir.
Genel Sekreterlik faaliyetleri kapsamında değerlendirilmesi gereken önemli hususlardan birisi de Meclis çalışanlarının sorunlarıdır. Bu sorunların bir kısmı, tüm kamu kurumlarında benzerlerine rastlanılabilecek personele ait sorunlardır. Yardımcı hizmet personelinin genel idare hizmetlerine geçirilmesi, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'den kaynaklı ücret farklılığı, sözleşmeli ve geçici statüde çalışanların kadroya geçirilmesi bunlara örnektir.
Sorun alanlarının bir kısmı ise münhasıran Meclis çalışanları ile ilgilidir. Bunun örneği de kamu görevi bulunmayan milletvekili danışmanlarının özellikle iş sonu tazminatlarına ilişkin bir düzenlemenin eksikliğidir. Sizin de çok yakından bildiğiniz ve takip ettiğiniz bu hususların tüm kamu personeli bütünlüğü içerisinde kalıcı çözüme kavuşturulması için kuşkusuz yasal düzenleme gerekmektedir. Bununla birlikte, Meclis Divanı kararı gibi geçmişte yapılan benzeri işlemlerle belirtilen sorunlardan bir kısmının çözülmesinin mümkün olup olmadığı da değerlendirilebilecektir.
Değerli milletvekilleri, bütçe hakkı, Parlamentoya vatandaşlar adına gelir toplama ve bu gelirleri belirli alanlara ve amaçlara tahsis etme yetkisini vermektedir. Anayasa'mızın 161'inci maddesi, Cumhurbaşkanı'nın bütçe teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisine sunacağı ve teklifin Bütçe Komisyonunda görüşüleceği, ardından Genel Kurulda mali yılbaşına kadar karara bağlanacağı hükmünü amirdir. Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olan bütçe hakkının kullanılması Kamu Mali Yönetim Sistemi'nin belirlenen usullere uygun şekilde denetlenmesi sorumluluğunu da beraberinde getirmektedir.
Sayıştay, Anayasa'nın 160'ıncı maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisi adına kamu idarelerinin ve sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adını denetlemek ve kesin hükme bağlamakla görevlidir. Bu kapsamda, Sayıştay, kamu menfaatlerini koruma ve idarenin denetim yoluyla geliştirilmesi bakımından son derece önemli bir fonksiyon ifa etmektedir. Komisyonumuza sunulan raporlardan bu titizliğe riayet edildiğini memnuniyetle görüyoruz. Denetimden beklenen faydanın sağlanması bakımından Sayıştay ile kurumların arasındaki iş birliğinin artırılması önem arz etmekte, bu yönde sağlanacak sağlıklı ilişkinin yapılan eksik işlemlerin düzeltilmesini ve tekrar etmemesini de mümkün hâle getireceğini değerlendirmekteyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu Denetçiliği Kurumu, Anayasa'nın 74'üncü maddesi gereğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri incelemek üzere 6328 sayılı Kanun'la kurulmuştur. Kamu Denetçiliği Kurumu kurulduğundan bu yana kamuoyu ve idareler nezdinde farkındalığın artırılmasıyla aldığı toplam başvuru sayısını 5 binlerden 200 binin üzerine çıkarmıştır. Buna göre aldığınız kararlara kurumların uyma oranının da giderek arttığı görülmektedir. 2017 yılında yüzde 65 olan bu oranın 2021 yılı sonunda yüzde 79,50'ye yükseldiğini görüyoruz, kuşkusuz bu memnuniyet vericidir.
Bununla birlikte, uygulamada gördüğümüz bize iletilen iki hususu dikkatlerinize sunmak istiyorum. Bunlardan birincisi, verdiğiniz kararlara uymada idarenin "Acaba bir yetki aşımı yapmış olur muyum?" endişesiyle gösterdiği tereddüttür. İkincisi ise benzer konularda verdiğiniz kararların farklı idareler bakımından tekrar karar verme sürecine girmeden içtihada uygun hareket etmenin yaygınlaştırılması ihtiyacıdır.
Önceki yıllarda vurguladığımız kurumun tanınırlığını artırma gereği bugün itibarıyla aşılmış görünmektedir. Bununla birlikte, talepte bulunanların çeşitlenmesi ve verdiğiniz kararların uygulama oranının artırılması hem mağduriyetlerin giderilmesine yardım edecek hem de yargının yükünü hafifletme işlevinin artırılmasını mümkün kılacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak kamu denetçiliğini Türk siyasetinde gündeme getiren ilk siyasi partilerden birisi olarak kurumu destekliyoruz.
Bu düşüncelerle Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçesinin, Sayıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumu bütçelerinin ülkemiz, milletimiz ve kurumlarımız için hayırlı olmasını diliyorum.
Sizleri saygıyla selamlıyorum.