| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 26 .10.2022 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, kıymetli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
2023 bütçesi, cumhuriyetimizin 100'üncü yılı bütçesi, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi döneminin 5'inci bütçesidir. Merkezî yönetim bütçesinin hazırlanma sürecini başlatan ve üç yıllık bir perspektifle hazırlanan orta vadeli program, gerek kamu kesimi gerekse özel kesim için öngörülebilirliği artıran bir yol haritası niteliği taşımaktadır.
2023-2025 dönemini kapsayan orta vadeli program, Cumhurbaşkanı kararı ekinde 4 Eylül 2022 tarihli mükerrer Resmî Gazete'de yayınlanmıştır. Orta vadeli programın temel amacı, Türkiye ekonomi modelini esas alarak yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceleyen büyümenin sürdürülmesi, verimli ve rekabetçi yerli üretim yapısının güçlendirilmesi, ithalat bağımlılığının azaltılması, kalıcı fiyat istikrarına ulaşılması, beşerî sermaye ve iş gücü kalitesinin artırılması, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, sürdürülebilir, kapsayıcı büyümeyle adaletli paylaşıma yönelik ekonomik dönüşümün gerçekleştirilmesidir. Program döneminde ortalama yüzde 5,3 oranında büyüme hedeflenmektedir.
İklim değişikliğinin çevresel, sosyal ve ekonomik alandaki çok yönlü etkileri dikkate alınarak kalkınma öncelikleri çerçevesinde ekonominin her alanında ve tüm sektörlerde yeşil dönüşüme yönelik politika ve tedbirler öngörülmektedir. İstihdamın yıllık ortalama 890 bin kişi artması ve iş gücüne katılım oranlarındaki öngörülen artışa rağmen işsizlik oranının kademeli olarak gerileyerek 2025 yılında yüzde 9,6 seviyesinde gerçekleşmesi tahmin edilmektedir. Fiyat artışlarını etkileyen tüm unsurlarla mücadele edilerek enflasyonun tek haneli seviyelere düşürülmesi amaçlanmaktadır. İthal girdi bağımlılığını azaltıcı, ihracatta ürün ve ülke çeşitlendirmesini sağlayıcı, katma değeri yüksek üretimi destekleyici politikaların cari işlemler açığının kademeli bir şekilde azaltılmasına katkı sağlaması öngörülmektedir.
OVP hedef ve politikaları dikkate alınarak hazırlanan 2023 yılı merkezî yönetim bütçesinde bütçe giderlerinin 4 trilyon 470 milyar lira, bütçe gelirlerinin 3 trilyon 810 milyar lira olacağı öngörülmektedir. Bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı ise yüzde 3,5 olarak öngörülmektedir.
Merkezî yönetim bütçesi, istihdamı artıran, yüksek katma değerli üretimi öncelikli kılan ve ihracat temelli sürdürülebilir büyüme stratejisinin kararlı bir biçimde uygulanması, fiyat artışlarını etkileyen tüm unsurlarla mücadele edilerek enflasyonun düşürülmesi, kaynak kullanımında ve dağılımında etkinliğin sağlanması, maliye politikasının sürdürülebilirliğinin gözetilmesi ve kamu maliyesi alanında elde edilen kazanımların gelecek dönemde de korunması başta olmak üzere bütçe teklifinin genel gerekçesinde sayılan hedeflerin gerçekleştirilmesi amacını taşımaktadır.
2023 yılı merkezî yönetim bütçesinin hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2019 yılı son aylarında Çin'de ortaya çıkan ve tüm dünyayı her alanda olumsuz etkileyen pandemi ve bunun yanı sıra bu yıl şubat ayında başlayan Ukrayna-Rusya savaşı küresel ekonomide büyük tahribata yol açmıştır. Ekonomik dengeler altüst olmuş, enflasyon, borçluluk, işsizlik, bütçe açıkları yüksek oranlarda artmıştır. Birçok ülkede temel gıda ürünlerine ulaşımın zorlaştığı, bazı ürünlerin satışına sınırlamalar getirildiği günler yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. Birleşmiş Milletler gıda fiyatlarındaki artışın iklim değişikliği nedeniyle özellikle Afrika'da yaşanan kuraklıkla birleşerek 2023'te bir gıda krizine dönüşebileceği konusunda uyarılarda bulunmaktadır. Enerji kaynakları fiyatlarında meydana gelen yüksek artışlar her alanda maliyetleri yükseltmiş, emtia fiyatlarının daha da artmasına neden olmuştur. Avrupa ülkeleri ciddi düzeyde enerji kriziyle karşı karşıya olup kışı nasıl geçireceğini kara kara düşünmekte, enerji tüketimini kısıtlamak için tedbirler almaktadır. Aydınlatmalara, kalorifer ve klimaların derecelerine sınırlamalar başta olmak üzere birçok konuda tedbirler getirilmektedir. Bu süreçte dünyada ekonomik sıkıntı yaşamayan ülke yoktur. Küresel büyüme yavaşlamış, birçok ülkede ekonomik durgunluk yaşanır hâle gelmiştir. Küresel ekonominin giderek daha kasvetli ve belirsiz bir görünümle karşı karşıya olduğu, dünyanın küresel bir resesyonun eşiğine geldiği ifade edilmektedir. Küresel ekonominin 2022 yılı büyüme tahminini OECD yüzde 4,1'den yüzde 3'e, IMF yüzde 3,6'dan yüzde 3,2'ye düşürmüş, diğer uluslararası kuruluşların genel beklentisi de önümüzdeki süreçte dünyada daha düşük bir büyüme ve daha yüksek bir enflasyonun olacağı yönündedir.
Türkiye büyüme oranlarıyla dünyadan pozitif ayrışmakta, yatırım, üretim, ihracat ve istihdamda sağlanan artışla öne çıkmaktadır. Türkiye ekonomisinin 2022 yılı büyüme tahminini OECD yüzde 3'ten haziran ayında 3,7'ye, geçen ay yüzde 5,4'e, IMF ise yüzde 2,7'den temmuz ayında yüzde 4'e, bu ay yüzde 5'e yükseltmiştir. Türkiye her şeye rağmen büyüyen, gelişen ve güçlenen bir ülkedir. Türk sanayisinde çarklar dönmektedir. Türkiye üretmektedir, Türkiye üreterek büyümektedir, Türkiye 2021 yılında yüzde 11,4 büyüme oranıyla elli yılın rekoruna ulaşmış, 2022 yılının birinci çeyreğinde yüzde 7,5, ikinci çeyreğinde yüzde 7,6 büyüme oranlarıyla sağlıklı büyüme eğilimini sürdürerek dünyada en yüksek büyüme kaydeden birkaç ülke arasında yer almıştır. 2022 yılının ikinci yarısına ilişkin bazı öncü göstergeler, ekonomik büyümenin üçüncü çeyrekte bir miktar ivme kaybetmekle beraber sürdüğüne işaret etmektedir. 2022 yılında yüzde 5 büyüme hedeflenmektedir. Küresel rekabette Türkiye'yi üst sıralara taşımaya katkı sağlayacak makine teçhizat yatırımları 2019 yılının son çeyreğinden itibaren on bir çeyrektir çift haneli büyümektedir. Yıllık sanayi üretimimiz kesintisiz artmaktadır. Sanayi üretimi, uzun süredir devam eden arz kısıtlarına rağmen esnek ve dayanıklı yapısıyla büyümeyi ve iş gücü piyasasını desteklemektedir. 2022 yılı Ağustos ayı itibarıyla istihdam bir yılda 2 milyon 22 bin kişi artarak tarihî seviye olan 31 milyon 14 bin kişiye ulaşmıştır, Türkiye OECD ülkeleri arasında en fazla istihdam sağlayan ülkelerden biri olmuştur.
Tarım sektöründe 2022 yılı bolluk ve bereket yılıdır. Tahılda yüzde 15,7, şeker pancarında yüzde 4,1, ayçiçeğinde yüzde 5,6, meyvede ise yüzde 4,6 oranında üretim artışı beklenmektedir.
Ekonomik büyümede ihracat odaklı bir dönüşüm yaşanmaktadır. İhracatçılarımız tüm zorluklara meydan okumakta, her ay tüm zamanların en yüksek ihracat rakamlarına ulaşmaktadır.
Turizm gelirlerimiz rekor düzeyde artmakta olup bu yıl 40 milyar doları aşması beklenmektedir. Cari işlemler açığı, başta enerji olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükselişin etkisiyle artış göstermiş ve temmuz ayı itibarıyla yıllık 40,9 milyar dolar olmuştur. Enerji hariç değerlendirildiğinde cari işlemler dengesi yıllık 33 milyar dolar fazla vermektedir. Türkiye, kamu borçluluğu, reel sektör borçluluğu ve hane halkı borçluluğu bakımından en az borçlu ülkeler arasında yer almaktadır ve düşük bir riskliliğe sahiptir. AB tanımlı borçluluk oranı, ülkemizde yüzde 39,3 iken AB üyesi ülkelerde ortalama yüzde 88 düzeyindedir.
Bankacılık sektörümüz sağlam bir bünyeye sahiptir. Sermaye yeterliliği standart oranı yüzde 18,7 düzeyindedir. Kredilerin takibe dönüşme oranı ise yüzde 2,3 düzeyine kadar inmiştir.
Dünyada en fazla uğraşılan ekonomik konuların başında enflasyon gelmektedir. Küresel fiyat artışları ülkemizde de enflasyonu yükseltmiştir. Döviz kurlarındaki temelsiz ve ekonomik gerçeklerle bağdaşmayan artışlar da enflasyonu körüklemiştir. Enflasyonda kalıcı düşüşleri yakalayacağımız günler uzakta değildir. Türkiye bir yandan enflasyonla mücadele amacıyla tedbirler alırken bir yandan da vatandaşlarımızın enflasyona ezdirilmemesi için gelir artırıcı politikalar uygulanmaktadır. Geçen yıl 2.825 lira olan net asgari ücret, bu yıl yüzde 94,6 artışla 5.500 liraya yükseltilmiştir. Asgari ücret vergi dışı bırakılmış ve tüm çalışanların asgari ücret kadar gelirine gelir vergisi ve damga vergisi istisnası getirilmiştir. Muhtarlara verilen aylık ödeneğin net tutarı, net asgari ücret tutarına yükseltilmiştir. Bu yıl SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıkları yüzde 78,6, kamu çalışanları ve emeklilerin aylıkları yüzde 85,5 düzeyinde artırılmıştır. Geçen yıl 1.500 lira olan asgari emekli aylığı, yüzde 133 artışla 3.500 liraya yükseltilmiştir. Ek gösterge düzenlemesiyle öğretmen, polis, sağlık personeli, din görevlisi, uzman çavuş ve jandarma, müdür gibi unvanların ek göstergeleri 3600'e çıkarılmıştır. Gelir ve kurumlar vergisinde dördüncü geçici vergi dönemi kaldırılmış, basit usulde vergilendirilen 835 bin küçük esnafın kazançları gelir vergisinden istisna tutulmuştur. Çiftçilere yapılan tarımsal destekleme ödemeleri gelir vergisinden istisna edilmiş ve geriye dönük beş yıllık vergi kesintileri de çiftçilerimize iade edilmiştir.
Başta sert ekmeklik buğday alım fiyatının prim desteğiyle birlikte 7.450 lira, arpa alım fiyatının 6.200 lira ve şeker pancarı alım fiyatının kota tamamlama primiyle birlikte 1.450 lira olarak açıklanması çiftçilerimizi sevindirmiştir.
Emeklilikte yaşa takılanlar ile sözleşmeli ve geçici çalışanlarla ilgili düzenlemeler de inşallah yakında yapılacaktır.
Türkiye gelir artırıcı politikalarla tüm toplum kesimlerini rahatlatacak adımları süratle ve isabetle atmaya devam edecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 8 Eylülde Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından İnsani Gelişme Raporu yayımlanmıştır. Raporda dünyanın krizden krize savrulduğu, karşı karşıya kaldığı sorunlarla başa çıkamadığı ve rotada keskin bir değişiklik olmazsa daha fazla yoksunluk ve adaletsizliğe sürükleneceği uyarısı yer almıştır. Covid-19 salgını, Rusya-Ukrayna savaşı ve yaşanan küresel krizler nedeniyle son iki yılda İnsani Gelişme Endeksi'nin küresel boyutta gerilediğine işaret edilmiştir. Türkiye İnsani Gelişme Endeksi'nde en yüksek kategori olan çok yüksek insani gelişme kategorisine üst üste 3'üncü kez girmiş ve 2021 yılında 191 ülke arasında 48'inci sıraya yerleşmiştir. İnsani gelişme endeksinde uzun ve sağlıklı yaşam, bilgiye erişim ve insana yakışır yaşam standardı temel alınmaktadır.
29 Eylül 2022 tarihinde yani geçen ay yine Birleşmiş Milletlerin İsviçre merkezli kuruluşu Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü tarafından 2022 yılı Küresel İnovasyon Endeksi açıklanmıştır. 2022'de 4 basamak, son iki yılda 14 basamak birden yükselen Türkiye 132 ülke arasında 37'nci sıraya çıkarak tarihindeki en iyi sıraya ulaşmıştır.
Ülkemiz, orta-üst gelirli ülkeler grubunda 4'üncü sırada yer almaktadır.
Ülkelerin gelişmişlik düzeylerini belirlemede kullanılan ölçütlerden ve ekonomik büyümenin önemli belirleyicilerinden biri olan inovasyon büyümenin sürdürülebilmesinde kilit bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. İnovasyon, verimliliği ve rekabetçiliği arttıran bir etkiye de sahiptir. Ekonomik büyüme stratejilerinde inovasyonu merkeze koyan ülkeler diğer ülkelere kıyasla sürdürülebilir büyümeyi daha fazla sağlamışlardır.
Ülkemizde millî teknoloji hamlesi kapsamında yerli ve millî üretimi arttırma, stratejik alanlarda dışa bağımlılığı azaltma yönünde politikalar uygulanmaktadır. Birçoğu Avrupa'nın en büyük tesisleri olan entegre güneş paneli, silindirik pil, kâğıt, gübre, grafen, düz cam, sığır jelatini, ipek iplik, sitrik asit ve çinko izabe tesisi gibi birçok fabrika ve tesis açılmıştır. Polipropilen ürünlerine ithalatın yüzde 20'sini ikame etmesi hedeflenen tesisin temeli Ceyhan'da atılmıştır.
Yerli ve millî otomobil fabrikası Bursa Gemlik'te kurulmuştur. TOGG dünyanın da ilgisini çekmekte olup inşallah 2023 yılında yollarda görülecektir. 81 ilin tamamında 1.500'den fazla yüksek hızlı şarj istasyonu için çalışmalar da başlatılmıştır.
Türk mühendisleri tarafından geliştirilen gözetleme uydumuz İMECE ve TÜRKSAT 6A 2023 yılında uzaya fırlatılacaktır. Böylece uzaydaki uydu sayımız 10'a yükselecektir.
Yerli ve millî enerji atılımı kapsamında da çok önemli yatırımlar yapılmaktadır. Türkiye, kurulu enerji gücünde 100 bin megavat sınırını geçmiştir. Türkiye yenilenebilir enerji üretiminde Avrupa'da 5'inci, dünyada 12'nci sıraya çıkmıştır. Yenilenebilir enerji yatırımları sayesinde bir yılda 7 milyar dolarlık fosil yakıt ithalatının önüne geçilmiştir. Karadeniz'de keşfettiğimiz 540 milyar metreküp doğal gaz 2023 Mart ayında evlere ulaşacaktır. Yine, 2023 yılında nükleer enerji üretimine başlanacaktır. Böylelikle, en fazla dışa bağımlı olduğumuz enerjide ithalatımız azalacaktır. Ayrıca, cari fazla vermemize de önemli katkı sağlayacaktır.
Türkiye özellikle yerli ve millî savunma sanayisinde zirvededir. Ülkemizin bekası için büyük önem taşıyan ve aralıksız devam eden yerli ve millî üretimlerimizin her biri milletimizin göğsünü kabartmaktadır. Ortağı olduğumuz ve parasını verdiğimiz hâlde F-35 savaş uçaklarını bize hâlâ vermediler, F-16 konusunda da ayak sürüyorlar. Bize insansız hava aracını da vermemişlerdi, satın alamamıştık; ne oldu? Kendi millî İHA'larımızı ürettik ve de ihraç ediyoruz. Türk mühendisleri tarih yazmaktadır; Türk SİHA'lar dünyayı hayran bırakmış, savaş doktrinini dahi değiştirmiştir. Yerli ve millî helikopter, gemi, denizaltı, zırhlı araç, füze ve çeşit çeşit silahları artık kendimiz üretiyoruz. Dış pazarda artan bir ilgi gören başta SİHA'lar olmak üzere savunma sanayisi ürünlerimizi birçok ülke satın almak için sıraya girmiştir. Savunma ve havacılık sanayisi ihracatımız bu yılın dokuz ayında 2,8 milyar doları aşmıştır. Yaptırımlarla Türk milletini yıldıramazlar, hamdolsun yerli ve millî imkânlarla kendi uçaklarımızı da üretiyoruz. Temel eğitim uçağı olarak görev yapacak millî hava aracımız HÜRKUŞ yakın zamanda Türk Hava Kuvvetlerine teslim ediliyor. Eğitim ve hafif taarruz uçağımız HÜRJET 2023'te ilk uçuşa hazırlanıyor. Yeni nesil millî muharip uçağımızın imalatı hızla devam ediyor. Türk milletine büyük bir gurur daha yaşatacak olan insansız savaş uçağımız da geliyor, adı da "Kızılelma".
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye söz dinleyen değil sözü dinlenen, söz geçen değil sözünü geçiren, üzerinde hesap yapılan değil hesapları bozan bir ülke olduğunu bölgesel ve küresel gelişmeler karşısında ortaya koyduğu tavırla tüm dünyaya göstermektedir. İnsanı ve insani değerleri merkezine alan, aktif bir diplomasiyle bölgemizde ve küresel zeminde barış kuşağı tesis etmek için mücadele eden itibarlı bir Türkiye fotoğrafı herkesin dikkatini çekmektedir. Rusya ile Ukrayna arasında devam eden yıkıcı savaşın kalıcı çözüm ve barışla sonlanması maksadıyla samimi, çok boyutlu, dengeli ve herkesi imrendiren atılımlar yapılmaktadır. Tahıl Koridoru Anlaşması'yla merhamet ve vicdan diplomasisi kuvveden fiile geçmiş, açlık çeken milyonların sesine kulak verilmiştir. Dünyayı kasıp kavuran enerji ve gıda krizinin çözülmesi hususunda takdirle karşılanan adımlar atılmıştır.
Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle ayak bağlarından kurtulmuş, öz güvene ve kalıcı siyasi istikrara kavuşmuştur. Türkiye, bölgesinde ve küresel zeminde öne çıkan, uluslararası ilişkilerde söz ve itibar sahibi bir ülke seviyesine ulaşmış ve "Lider Ülke Türkiye" hedefine kararlı ve emin adımlarla ilerlemektedir. Egemenlik haklarımıza, millî bekamıza ve millî çıkarlarımıza kararlılıkla sahip çıkılmaktadır. Bölücü terörün başı ezilmiş olup yurt içinde ve sınır ötesinde müstesna sonuçlar alınmaktadır. Rahmetle ve saygıyla andığımız şehitlerimizin kanı yerde bırakılmamaktadır.
Kıbrıs'ta eşit ve egemen 2 devletli bir çözüm iklimi yeşermiştir.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Mustafa Bey, süreniz doldu.
Ek beş dakika daha süre veriyorum.
Buyurun lütfen.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yirmi sekiz yıl sonra Karabağ esaret ve işgalden kurtarılmıştır. Libya'yla imzalanan anlaşmayla Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi tecrit etmek isteyenlerin oyunları bozulmuştur. Abdülhamid Han sondaj gemimizle birlikte 4 sondaj, 2 de sismik araştırma gemimiz sayesinde Türkiye'nin mavi vatandaki varlığı ve kararlılığı sergilenmiş, enerji alanında yeni bir vizyon haritası çizilmiştir.
Yurdumuzun dört bir yanında yollar, köprüler, barajlar, havalimanları, hastaneler, devasa eserler yapılmıştır. Ayasofya-ı Kebir Cami-i Şerifi ibadete açılmış, Müslüman gönüllerle buluşturulmuştur. Türk Konseyi 8. Devlet Başkanları Zirvesi'nde hayalini kurduğumuz Türk birliğine tarihî bir adım atılmış, Türk Devletleri Teşkilatı kurulmuştur. Cumhur İttifakı'yla Türk cihan hakimiyeti mefkûresinin tohumu yeniden atılmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi Türk ve Türkiye yüzyılının stratejik gücüdür.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son olarak burada da gündeme getirilen bir konuya değinmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde Türk Silahlı Kuvvetlerine şerefsizce bir iftira atılmıştır. Kahramanlarımız Pençe-Kilit Harekâtı'yla "Girilemez." denilen yerlere girince, Zap kontrol alınınca terör örgütü PKK Türk askerinin kimyasal silah kullandığı iftirasını alçakça tedavüle sokmuştur. Terör örgütünün son çırpınışları vahim yalanlarla örtülmek istenmektedir.
Türk Tabipleri Birliği Başkanı PKK'nın safına girmiş ve aynen demiştir ki: "Belli ki sinir sistemini tutan toksik, zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda." Sonra tepkiler çığ gibi büyüyünce "Öyle bir şey demedim ki ben." sözleriyle kıvırmış, çark etmiştir. Bölücü terör örgütü PKK'nın iftirasına sarılıp şerefli Türk askerini suçlayan kim varsa haindir, suçludur; dökülen şehit kanlarının vebali onların üzerinedir. Türk Tabipleri Birliği Başkanının Türk yargısı önünde hesap vermesi haktır, hukuktur, devlet ve millet onurunun ertelenemez sorumluluğudur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tekliflerini destekliyoruz.
2023 yılı merkezî yönetim bütçesinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.