KOMİSYON KONUŞMASI

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum.

Kısa kısa, evet, Sayın Başkanım. Özellikle, ortak olarak bütün milletvekillerimizin ara vermeden önce de ileri sürülmüştü...

Öncelikle şu hususu söyleyelim arkadaşlar: Mevcut şu anda hâlihazırda faaliyetlerini yürütmekte olan gerek vakıf gerek dernek gerek şahıs gerek Hazine üzerinde mülkiyet konumu neyse hiçbir şeyini biz değiştirmiyoruz. Bu maddelerin -8'inci madde, 15, 16, 17, 18 ve 20- hiçbirinde mevcut, şu anda hâlihazırda faaliyetlerini yürütmekte olan cemevlerinin mülkiyet konumuyla ilgili hiçbir değişiklik yok. Yani kişiye ait olabilir, bağış olabilir, dernek adına olabilir, vakıf adına olabilir, köy tüzel kişiliği adınadır, belediyeye geçmiş olabilir, Hazine mülkiyetinde olabilir, tescil dışı alanda olabilir, artık yolda olabilir, vesaire yani bu konumlarıyla ilgili hiçbir değişikliği mülkiyet hakkında yapmadığımızı açıkça ifade etmek istiyorum; bu maddelerin hiçbirinde yok.

İki; 8'inci maddeyle beraber artık bölgede, ilde, ilçede ve beldede hâlihazırda cemevi olarak kullanılan, faaliyetlerini yürüten yerler artık bir plan tekniği açısından bir hak kazanıyor, isim hakkı; artık cemevi ismiyle beraber kavramsal manada 3194 sayılı İmar Kanunu uygulamasında bölge planlarında yer alıyor artık. Eskiden orası belediye hizmet alanıydı, bir kültür merkeziydi, camiydi, parktı, okuldu her neyse yani mevcut şu andaki planlarda orası bir şeydi ancak bir şekilde cemevi yapılmıştı, daha sonra bölge planlarında böyle gösteriliyor. Artık teklifle beraber buralar cemevi olarak planlarda işlenmiş olacak artık, resmî plan kayıtlarına giriyor.

Üçüncüsü, hocam, tabii, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15'inci maddesinde içme suyu ve kullanma suyunun Anayasa ve kanunlar nezdinde belediyelere verildiğini ifade etmek isteriz. Burada insani kullanım hakkının, anayasal bir insani yaşam hakkının bir parçası olan insani kullanım hakkı da dâhil olmak üzere belediyeler sadece cemevleri değil, mabetler, eğitim kurumları, yurtlar, okul pansiyonları ve hastaneler; bunların özelliklerini belediye Meclis kararıyla kendisi belirleyecek, kimi yerde bu bedavadır özelliğine göre, konumuna göre, kimi yerde bu yüzde 50 indirimlidir, kimi yerde yüzde 25 indirimlidir; özel hastane olabilir, kamu hastanesi olabilir; kullanım şekline göre... Okul ve pansiyon dediğimiz yani belediye beldenin... 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 14 ve 15'inci maddelerindeki görev, yetki, sorumluluklarına baktığımızda 8'inci, 9'uncu maddesine baktığımızda beldedeki hemşehri gruplarının talep, istek, ihtiyaçlarının karşılanması ve buna göre de faaliyet yürütmesi diyor. Dolayısıyla bölgenin, beldenin, ilçenin, ilin o belediye hizmetleri noktasında aynı zamanda Alevi Bektaşi kardeşlerimizin kullandığı cemevi var; ihtiyacı, konumu kimi yerde orada sadece cem yapılan, semah yapılan her ne kadar Zeynel Bey "Siz bilmezsiniz." dese de pir nedir biliriz, şah nedir, onu da biliriz, dede nedir, ana nedir onu da biliriz çünkü benim akrabam değilseler de komşularımdı yani evlerinde çıkıp yemeklerini yedik, ne olduklarını gördük yani kavramsal. Belki aynı inanç sistemi sistematiğinde değildik ama burada o tür ritüellerin tanımlaması, konumlamasıyla ilgili biz bir müfredat çalışması yapmıyoruz burada. Biz hâlihazır, şu andaki o cemevi statüsünün hem imar hukuku açısından hem mülkiyet hukuku açısından hem de diğer ihtiyaç duyulacak yapım, bakım, onarım, diğer ihtiyaçları nasıl sağlarız, bunu çalışıyoruz. Bununla ilgili biz tarif ediyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ederiz Abdullah Bey.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Bir maddeyle de son verelim.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Cevap alamadık da Başkanım, mevcutların imar planına cem olarak işlenmeyenlerin su, elektrik giderleri karşılanacak mı?

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hepsi karşılanacak efendim, tanımlandı artık. Dolayısıyla kendileri bu mevcut şey içerisinde müracaatlarını yapmak suretiyle belediyelerde önce bölge planlarında bunları işleyecekler, o statüyü kazanacaklar, zaten cemevi statüsüyle beraber tamamı şu andaki faaliyet alanı içerisinde inşallah teşkilat kanunu da çıkacak.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Kanuni bir hak doğacak mı? Çok önemli ama Sayın Başkan.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, Abdullah Bey, teşekkür ediyoruz. Gayet teferruatlı bir açıklama oldu.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Bir de şunu da tarif edelim: Son cümle, Garo Bey'in de ilk sorusuydu bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Bizim mevcut, buradaki cemevlerimizde görev yapacak sadece hep dede, işte efendime söyleyeyim, şah, ana onları tarif etmiyoruz biz, sadece onlar üzerinde yapmıyoruz. Onların...

ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) - Şah diye bir şey yok.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Şah diye bir şey yok.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Yani şimdi efendime söyleyeyim ismi belki farklı bir şekilde olabilir de biz oraya girmiyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bence hiç bu tartışmalara girmeyelim Abdullah Bey, lütfen.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - İhtiyaçları sadece temizliktir, efendime söyleyeyim bahçıvanlıktır, ne bileyim oranın bir teknik bağda hizmet verecek elbette bir çalışanları olacaktır, bir şeyler olacaktır. Bu tarifle beraber bir yapısal bağını da konumu da inşallah o başkanlığımız da belirleyecektir.

Arz ediyorum Başkanım.