| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 73 Milletvekilinin Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4680) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 24 .10.2022 |
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Burada, ısrarla cemevi için "mabet" veya "ibadethane" kavramının kullanılmamış olması, aslında, Alevi inancının kabul edilmemesi, Aleviliğin bir inanç olarak kabul edilmemesi hakikatini bariz bir şekilde ortaya çıkarıyor, bu da bir hak ihlalidir. Alevi toplumunun kendi bakış açısı, nasıl inanacağı, ibadethanesinin neresi olduğu, inancının ve inancının ritüellerinin sürek ve süreçlerinin ne olduğu kendisi tarafından ifade edilir; bir başkası tarafından ifade edilip şekilleniyorsa bu, egemenin baskısı, egemenin mevcut hakikati reddetmesi anlamına gelir. Burada dolaylı olarak bu yapılmış, yasanın bir bütününde aslında dolaylı olarak yapılmış, hatta, işte, Tekke ve Zaviyeler Kanunu'nun yürürlükte olması nedeniyle "inanç önderi" kavramı kullanılmış, mesela "dede" denmemiş, "pir" denmemiş.
Şimdi, bu "kültür" kavramı üzerinde izninizle biraz durmak istiyorum. İslam da bir kültürdür, Sünnilik de bir kültürdür, aslında bizim şu anda yaptığımız faaliyet de bir kültürdür. Kültür, bütün yaşamı, bütün kainatı, bütün evreni içine alan genel, kapsayıcı bir faktördür. İnançlar, kültürün alt kümesidirler. İnançlar, dinler kültür ögesi içerisinde yer alırlar fakat bir bütün inançlar kültür değildirler, aynı zamanda inançsal yanları da söz konusudur. Bu anlamda, bunun özellikle, ısrarla tekrar edilmesi bu konuya nasıl bakıldığının bir göstergesi.
Bir başka şey, bakınız, biz diyoruz ki: Alevi sorunu sadece cemevinden, elektrikten, sudan ibaret değil.
İbrahim Bey, size sataşıyorum şimdi. Yazın gittiğimiz Erzurum'da, özellikle Hınıs'ta Alevi köylerinin yollarının tamamen toz toprak olduğu, yapılmadığı, gidilemediği, taşların yerden çıktığı, arabaların yürümesine engel olduğu; aynı şekilde Kars'ın köyleri, aynı şekilde Ardahan'ın köyleri... Hatta Ardahan'ın bazı köylerine gidip parti yetkilileriniz "Bize oy verirseniz asfalt yaparız." demişler, seçimden bir hafta önce asfaltı başlatmışlar, 1 kilometre asfalt yapıp geri kalan 19 kilometreyi bırakmışlar ve asfalt yapmamışlar. İşte bu konuya nasıl baktığınızı gösteriyor. Deminden beri diyorsunuz ya, sabahtan beri diyorsunuz ya...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Hangi köy orası, isimleri nelerdir?
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Söyleyeceğim, söyleyeceğim. Ardahan'da köyün ismini söyleyeceğim şimdi.
Sabahtan beri diyorsunuz ya "Kardeşlik hukuku." Kardeşlik belirlemesi, kardeşlik söylemi güzel bir söylem fakat siyasetin, hukukun ve sorunların çözümü söz konusu olduğunda, bu, kardeşlikle değil, hukukla, eşitlikle, adaletle, eşit yurttaşlıkla çözülecek bir şey.
Bakınız, geçen yıl Bingöl'e gittiğimizde aynı şey söz konusuydu -Sayın Başkan, Bingöl Vekili, gitti kendisi- ben Meclis kürsüsünden söyledim, o dönem Grup Başkan Vekiliniz olan Özlem Zengin Hanımefendi itiraz etti "Yok öyle bir şey." dedi. Ben iki üç gün üst üste ısrar ettim "Var öyle bir şey." dedim ve o hafta o yollar yapılmaya başlandı, 8 tane Alevi köyünün yollarının büyük bir kısmı yapıldı. Şimdi, sakın siz de demeyin Hınıs'ta öyle bir şey yok; Hınıs'ta da var, Kars'ta da var, Ardahan'da da var.
Şimdi, Alevi sorunu, aynı zamanda kamusal hizmet sorunu, aynı zamanda siyasal sorun, aynı zamanda işsizlik sorunu, aynı zamanda ekonomik sorun, aynı zamanda nefret suçuyla yaklaşılan bir zihniyet sorunu. Bakınız, Şerif Mardin'in söylediği bir kavram var "Mahalle baskısı." Bu mahalle baskısının nereden örgütlendiğini, nereden fitlendiğini, nereden yönlendirildiğini biz çok iyi biliyoruz, mahalle kendi kendine baskı yapmıyor; Maraş katliamları, Çorum, Malatya katliamının tanığıyım, bizzat içinde bulundum ben. Merhum Fendoğlu'nun öldürüldüğü zaman bizzat içinde bulundum, çocukluk dönemimdeydi. Bu katliamların hiçbirisi kendiliğinden olmadı. Bu katliamlar mahalledeki birilerini yönlendirmek suretiyle oldu. Dolayısıyla mahalle baskısı da bugüne kadar Alevi toplumunun varlığını ve onun inancını ve onun kamusal alanda, ekonomik alanda kendisini ifade etmesini sınırlayan ve engelleyen kesimler tarafından oldu.
Sayın Başkan, siz yokken sizinle ilgili bir şey söyledim. Bingöl'ün Karer bölgesinde 8 tane Alevi köyü var. Bu Alevi köylerine hizmet gitmiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun, tamamlayın.
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Geçen yıl oraya gitmiştik, biz Meclis kürsüsünde dile getirdik, o dönem Grup Başkan Vekiliniz olan Sayın Özlem Zengin itiraz ettiler. Tartışmamız sonucunda bunun doğru olduğu saptandı ve yol yapımı başladı, hatta oradaki yurttaşlarımız aradılar "Vekilim, teşekkür ederiz gündeme getirdiğiniz için." dediler. Siz ora vekilisiniz yani akıbeti ne oldu, bilmiyorum. Lütfen onu cevaplarsanız sevinirim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İzah edeceğim o konuyu.
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Bunun dışında, Alevi sorunu, bu boyutlarıyla tartıştığımız bir sorundan daha büyük, makropolitik bir sorun olup tüm siyasi, tüm ekonomik, tüm demokratik ve tüm yaşamsal, kamusal ögeleri de içeren alt başlıkları var.
Teşekkür ediyorum.