İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Başkanım, daha önce Başkanımızla ben görüştüm burada, birkaç defa görüştüm. Yani beyefendi bir kardeşimiz, mevzuya muttali bir kardeşimiz, ne talep edeceğini de bilen bir kardeşimiz. Bize izah etti ama buradaki gelişmeleri öncesinden bilmediği için biraz daha maksadını aşan bir yaklaşım koydu burada.

Yalnız ben bir şey söyleyeceğim arkadaşlar: Burada Uğur Bey de dâhil, hiçbirimiz bir inanç tarifi içerisinde olmayız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tabii tabii.

ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) - Allah Allah.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ama şunun da altını çizelim: Bakın, benim akrabam, teyzemin kızının kocası Alevi ama bunların ibadet mekânları cami. Camide namazını kılan... Arkadaş, Erzurum'da, ben size benim akrabamı söylüyorum, size akrabamı söylüyorum. Dolayısıyla, biraz önce Federasyon Başkanımız söyledi ya, aslında orada Başkanımız bir tarif yapıyor kendine göre. Homojen bir yapı mı var orta yerde? Yok, hakikat bu. Dolayısıyla, nasıl böyle bir tarif yapabilir? Yapmaması lazım.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - İbrahim Bey, Başkan da yapsın.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Kendi tenkidine, bakın, kendi tenkidine kendisi bir çelişki koyuyor, buna gerek yok. Biz burada ne yapıyoruz arkadaşlar? Ya, cemevlerine biraz önce Başkanım dedi ki: "Efendim, on beş yıldır kazandığımız bir şey, ödemedik biz bunları." Kanunsuz bir şey yapıyorsunuz. Biz de diyoruz ki: Bunu kanuni bir zemin içerisine alalım, Cumhurbaşkanımızın derdi bu. Bir güzellik var orta yerde, buna müteşekkir olmak gerekirken... Tabii ki şunu söyleyelim: "İlaveler yapılsın." "Şunu da istiyoruz, bunu da istiyoruz." densin ama bütün bütün reddedici bir pozisyon ve suçlayıcı bir yaklaşım, hele hele aşağılayıcı... Olur mu böyle bir şey? Siz yapmayın bari, sizin yapmamanız lazım. Özellikle bu federasyon başkanı, vakıf başkanı düzeyinde olan arkadaşlarımızın çok daha yüksek düşünmesi lazım, çok daha özel cümleler kurması lazım. Bunu söylüyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum İbrahim Bey.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ben teşekkür ederim.