KOMİSYON KONUŞMASI

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Sayın Başkanım, kısa, hemen...

Tabii, teklifimizde yer alan Alevi-Bektaşi cemevlerine yönelik 6 maddelik teklifimiz, tamamen yargısal süreçlerin yani Anayasa'mızın 90'ıncı maddesi kapsamı içerisinde. Belli Alevi-Bektaşi vakıf ve derneklerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşımış oldukları bazı davalarla ilgili olarak verilen temel özellikle aydınlatma giderleri insani -su vesaire- ve diğer bakım-onarım giderleri gibi birçok atıf var. Elbette, Anayasa'mızın 10'uncu maddesiyle; din ve vicdan hürriyetini düzenleyen 24'üncü maddesiyle; dernek, vakıf, örgütlenme hürriyetini düzenleyen 33'üncü maddesiyle; bilumum diğer maddelerle ilgili olarak da daha üst manada bir tanımlamayla beraber farklı teklifler ortaya konabilir. Bunu yapabilirsiniz arkadaşlar yani önümüzdeki süreçte bunlar olabilir ancak şu anda hazırlanan ve ciddi bir emek üzerine bina edilen... Yani, şu anda ülkemizde değişik vilayetlerde hâlihazırda bulunan 1.616 tane cemevi ziyaret edilmiş, talepleri dinlenmiş, bir rapor hâline getirilmiş ve bunun üzerine bu, bizim arkadaşlarımızla birlikte üzerine çalıştığımız bir teklif. Temel ihtiyaçlar noktasında bu devlet neler yapabilir? Adım adım bir mesafe almaya çalışıyoruz. Yani, sizin dediğiniz çerçevede de bazı düzenlemeler olabilir ancak lütfen bu teklifi değersizleştirmeyelim, içini boşaltmayalım, değerli işlerdir. Kim bu manada bir katkı sağlıyorsa, kıymet atfediyorsa bu konuda başımın üstünde yeri vardır; bunu öncelikle ifade etmek isterim.

Diğer bir husus, fiyat istikrarı komitesiyle ilgili. Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz, bundan gerek Sayın Bakanımız Abdüllatif Bey gerekse Bülent Kuşoğlu Bey de bahsetti. Bakın, arkadaşlar, şu anda Avrupa Birliği kendi içerisinde Almanya AB'nin mevcut sistematiğinin dışında, 200 milyar euro gibi bir destekleme paketini ilan ettiği için AB'de ciddi bir kriz çıkmış durumda "Nasıl yapabilirsiniz?" diye "Diğer ülkelerle ilgili bu ayrımcılık nedir?" diye. Niye? Olağanüstü günlerden geçiyoruz, Ukrayna-Rusya savaşıyla beraber tedarik zincirleri kırılmış. 650-700 dolarlara çıkan tahılın, buğdayın tonu, Türkiye'nin öncülüğünde, Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Putin'le siyaseten yapmış olduğu ciddi görüşmelerle beraber, tahıl koridoruyla beraber şu anda 240-230 dolarlara düştü. Bunları dikkate almayacak mıyız? Bakın, biz "Fiyat İstikrarı Komitesi" derken Anayasa Mahkemesinin görüşlerini dikkate alıyoruz, bunun bir kanunla düzenlenmesini öngörüyor. İçeriği açısından kanunumuz elbette Anayasa Mahkemesi sürecine tabidir, götürebilirsiniz ancak burada biz Merkez Bankasının görev alanına, mevcut yasal mevzuat çerçevesindeki görev, yetki ve sınırlarına müdahale etmiyoruz. Bu kadar olağanüstü günlerden geçtiğimiz dönemde, özellikle maliye politikalarının, araçlarınında belli bir organizasyon şeması içerisinde değerlendirilmesi ve ülkemiz kaynaklarının, imkânlarının da bu manada çok daha büyük şoklardan ve risklerden arındırılması noktasında bir teklifimiz ve önerimiz vardır; bunun böyle algılanmasını ifade etmek isterim.

Diğer bir husus, yine, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu kapsamı içerisinde, özellikle suça konu edilen veya suçtan elde edilen mal varlıklarıyla ilgili olarak ceza mahkemelerimizin uygulamış oldukları kayyum atamalarında ve o dönemler içerisinde şirket içerisinde meydana gelmiş hisse devirleri veya diğer işlemlere yönelik olarak bir fonun, TMSF'nin, fon kurulunun alacağı muvazaa kararları doğrultusunda yargısal süreci işletmemizdir. Bakın, burada Anayasa Mahkemesi bu yönüyle iptal ederken bu kararı, daha doğrusu kanun maddesini iptal ederken özellikle kararın 372 no.lu paragrafında aynen şu şekilde bir ifadesi "Kuralın millî güvenliğe ve kamu düzenine aykırı faaliyetlerin odağı hâline gelebilecek şirketlerin mal varlığının kaçırılmasının önlenerek bunların anılan faaliyetlerde finanse edilmesini engellemek amacıyla ihdas edildiği, dolayısıyla meşru bir amacının olduğu ve bu amacı gerçekleştirmek için elverişli ve gerekli olduğu söylenebilir." şeklinde bir tespiti var.

Bakın, arkadaşlar, hâlihazırda, geçen haftalarda malum bu FETÖ terör örgütüne yönelik mali yönden bu tür şirketlere ve özellikle mahrem imamların parasal manada hâlâ faaliyetlerine devam ettiğini görüyoruz. Bu konuda ulusal güvenliğimize, millî güvenliğimize ve yargısal süreçlere gerçek manada müdahale edebilmemiz için de bir hukuk devleti olarak elbette yasal imkânlara ihtiyacımız vardır. Bu düzenlememizin de bu yönüyle beraber mutlaka, Anayasa Mahkemesinin de iptal gerekçesi doğrultusunda hazırlandığını ifade etmek isterim.

Diğer bir yönüyle, tabii, arkadaşlarımız biraz farklı maddelere göz atıyorlar ama özellikle Cavit Bey 7'nci maddeyle ilgili bir hususu dile getirdi. Keşke maddenin tamamını okuyabilseydi. 2014 yılında yine buna benzer bir düzenlemeyi, daha önceki yasama döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi bir kanuni düzenlemeyi yapmıştı, 2014 yılında bu düzenleme iptal edilmişti. Yeni bir düzenleme ancak burada, garameten paylaştırmadan, yine kanuni faiz ve temerrüt faizi getirilmesiyle beraber yüzde 3'lük bir bütçe imkânları var. Özellikle 7'nci maddeyle eklenen geçici 19'uncu maddenin "gelirleri toplamının, -virgülden sonra başlıyor- diğer idareler için en son kesinleşmiş bütçe giderleri" ifadesiyle beraber... Onun içerisinde, "diğer idareler" kavramı içerisinde belediyelerin, özel idarelerin de değerlendirildiğini ifade etmek isterim.

Yine, belediyeler ve kamu kuruluşları açısından da 4'üncü maddemizde yine İcra ve İflas Kanunu'na bir atıfla -36'ncı madde- düzenlememiz var, bunu da ifade etmek isterim.

Ben teşekkür ediyorum Başkanım.