KOMİSYON KONUŞMASI

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan Yardımcım, basınımızın değerli mensupları, değerli kamu çalışanları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında Sayın Mustafa Kalaycı Bey'in konuşması üzerine başka söze gerek yok diye düşünüyorum. Çok teşekkür ediyorum Mustafa Bey, benim de gönlümden geçenleri, söylemek istediklerimizi kayda geçirdiniz. Tekrarı olmaması açısından sizin söylediklerinize tamamen katıldığımı ifade ediyorum.

Ben daha ziyade bu 9'uncu madde üzerinde duracaktım ama sayın teklif sahibi, 9'uncu maddeyi geri çekerek benim hazırlıklarımı boşa çıkardı fakat bu konuya değinmek istiyorum çünkü acı tecrübelerim var bu limanlarla ilgili. Öncelikle ben 2006-2007 yıllarında bir tecrübeyi İzmir'de yaşadım. 2005 ile 2015 yılları arasında İzmir'de hem iş adamıydım hem de bir sivil toplum kuruluşu MÜSİAD'ın Başkanlığını da yaptım o yıllarda. Alsancak Limanı'nın özelleştirilmesi hikâyesini çok yakinen takip ettim. Sayın Abdüllatif Şener, o yıllarda size mi bağlıydı Özelleştirme İdaresi, bilmiyorum ama yani hakikaten bu Özelleştirme İdaresinin...

ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - 2003'te ben bıraktım.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Kaçta bıraktınız, 2003 mü?

Alsancak Limanı'nın özelleştirilmesi başlı başına bu konuyla ilgili önemli bir hikâyedir. Çok uzun sürdü, hatırladığım kadarıyla 2004 yılında başlamıştı özelleştirilmesi.

ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - Özelleştirme bende değildi.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Sizde değilmiş, evet, onu öğrenmiş olduk.

Fakat 2006 yılında hızlandı ve 2007 yılında bu özelleştirme ihalesi yapıldı hatırladığım kadarıyla. İzmir Milletvekilimiz Sayın Okyay Sındır aslında burada yok, o belki de konuyu en az benim kadar bilir. Tahmin ediyorum -Evet, tahminim de doğru- 1 milyar 275 milyon dolara Ege İhracatçı Birlikleriyle beraber bir Çin firması konsorsiyum olarak bu ihaleyi almıştı. Üç aylık bir süre içinde Danıştayın görüş vermesi gerekiyordu fakat Danıştayın görüşü tam iki yıl sonra geldi. Ayrıca, iptal için çeşitli sivil toplum kuruluşları Danıştaya başvurmuşlardı, idare mahkemesine. Bu da 2010 yılında iptal edildi aslında ama işin garibi 2008'de, biliyorsunuz, global bir dünya krizi, Mortgage kriziyle başladı ve Çinli firmanın içinde bulunduğu o konsorsiyum ve 1 milyar 275 milyon dolarlık kira bedeli ve artı hatırladığım kadarıyla 500 milyon dolar civarında bir yatırım gerektiriyordu oraya ama krizi bahane ederek konsorsiyum ihaleden vazgeçti, 30 milyon dolar civarındaki teminatını da yaktı. İkinci sıradaki teklif sahibine teklif edildi, o da teklifi almaktan vazgeçti ve sonunda Alsancak Limanı, Devlet Demiryollarına kaldı. Devlet Demiryolları da buraya 400 milyon dolar civarında bugüne kadar yatırım yaptı yani bu bir örnek. Aynı firma, o konsorsiyumun Çinli firması gitti, Pire Limanı'nı aldı hatırladığım kadarıyla. Sonuçta ne oldu? 1 milyar 275 milyon dolar nakit para, ayrıca 400 milyon dolar civarındaki Türkiye'den yapılan yatırım ya da Çinli firma -konsorsiyumdu tabii, sadece Çinli firma değil, Ege İhracatçı Birliklerinin de içinde olduğu bir firmaydı- yaklaşık 500 milyon dolar yatırım yapacaktı yani 1 milyar 775 milyon dolarlık bir kaynaktan Türkiye ne yapmış oldu? Mahrum olmuş oldu, 400 milyon dolar da ilave yatırım yaptı.

Tabii, limanlar gerekçede de belirtildiği gibi, uluslararası ticarette en güvenli ve en ucuz yollardır yani özellikle ihracatta Türkiye'nin de ihtiyaç duyduğu, son yıllarda da "hub" olarak Türkiye'nin dünya ticaretinde önemli bir merkez konumuna geldiğini hepimiz biliyoruz. Limanlar çok önemli bir fonksiyon ifa ediyorlar.

Şimdi, benim kendi ilimde, Giresun'da bir limanımız var, 1960'lı yıllarda yapıldı. 1999 yılında da bu liman, özelleştirilerek otuz yıllığına bir firmaya verildi ancak ilgili firma, tam yirmi yıl bu limanı işletmedi yani 1999'dan 2019'a kadar Giresun Limanı'nda herhangi bir işlem yapılmadı. Sonra, Giresun Limanı'nı özellikle Ukrayna'dan, Moldova'dan, işte, Rusya'dan gıda ve özellikle hububat ithal edip, bunu işleyip hem yurt içinde hem de Kanadalı bir ortağıyla beraber çalıştıran bir firma aldı ve bu limanın derinleştirilmesi, konteyner alanının genişletilmesi, rıhtımının büyütülmesi gibi birçok teknik yatırım imkânı, yatırım şartı gerekli oldu. Ancak ilgili firmaya biz bu yatırımı yapmak isteyip istemediğini sorduğumuzda mecburen yapmak istiyorum ancak önümüzde, önümde 2029'da bu süre bitiyor, ben 2029'da tekrar ihaleye girip, bunu alıp almayacağımı şimdiden garanti edemediğim için yabancı ortağıma, bu yatırımı yapalım dediğimde bana sürenin yetersiz olduğunu, geri ödeme süresinin yetersiz olduğunu, dolayısıyla -Mecliste de böyle bir kanundan haberleri var mutlaka- şimdilik yatırımı ertelediklerini ifade ediyorlar. Ha, bu iki örneği niye anlattım? Limanların önemi için. Dolayısıyla, teklif sahibi arkadaşımız bu konuyu... Elbette Anayasa Mahkemesinin kararını dikkate almak zorundayız. Anayasa Mahkememizin gerekçesi yayımlanmamış, bu doğrudur fakat önünde sonunda Türk limanlarının büyütülmesi için özel sektörün yatırımlarına açılması için -bu, yerli olur, yabancı olur ama- elbette hukuki çerçeve içinde bu konunun tekrar çalışılarak Komisyonumuza veya başka bir komisyona bilemiyorum ama kanuni olarak liman konusunun Türk ekonomisinin hizmetine verilmesi için yeniden gündeme getirilmesini ben en azından iki tane örneği anlatarak bir parlamenter olarak talep ediyorum.

Bir diğer mevzu, biraz önce tartışmalı konu oldu tabii ki bu cemevleriyle ilgili. Bu cemevleri konusu toplumumuzun elbette sıkça tartıştığı, büyük bir kitleyi etkileyen bir mesele. Malumunuz, Sayın Cumhurbaşkanımızın 7 Ekim 2022 tarihinde 4 cemevinin açılışı ve 7 cemevinin de temel atma töreninde yaptığı bir konuşmayla gündeme gelmişti. Bu konuşmada ülkemiz için çok önemli olan bu konuyu gündeme getirdi ve kanun teklifimizin de 6 maddesi cemevleriyle ilgili. Burada Alevi Bektaşi kültürü ve erkân hizmetlerinin yürütüldüğü cemevlerinin aydınlatma giderlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından karşılanması maddelerden birisi bu.

Yine, cemevlerinin içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarının belediye ve bağlı kuruluşlar tarafından indirimli veya ücretsiz olarak karşılanabilmesi. Belediyeler tarafından mahalli müşterek nitelikte olan okul binalarının inşaatı, bakım ve onarımı ile kültür tabiat varlıklarıyla ilgili ve önemli tarihî mekânların bakım ve onarımlarının yapılabildiği gibi aynı kapsamda mahalli müşterek nitelikteki cemevlerinin yapım, bakım ve onarımları ile malzeme desteği sağlanmasına imkân tanınması. Aynı kapsamda, il özel idareleri tarafından il sınırları içinde mabetler, kültür ve tabiat varlıkları, tarihî doku ve kent tarihî bakımından önem taşıyan mekânların olduğu gibi, cemevlerinin de yapım, bakım ve onarımlarının yapılabilmesi ve 3194 sayılı İmar Kanunu'na ek madde eklenerek Alevi Bektaşi kültürü ve erkân hizmetlerinin yürütüldüğü cemevlerine imar planlarının tanziminde planlanan beldenin veya bölgenin şartları ve ihtiyaçları göz önünde tutularak yer ayrılması ve ayrıca, cemevi yapılabilmesi için de mülki idare amirinden izin alınmasına yönelik düzenleme yapılıyor.

Tabii, bunları destekliyoruz. Yeter mi? Yetmez. Alevi Bektaşi inancına, kültürüne sahip vatandaşlarımızın talepleri bizim için de mutlaka dikkate alınması ve karşılanması gereken birer ihtiyaçtır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlayalım lütfen.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bununla ilgili her türlü düzenlemeye var olduğumuzu ifade ediyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.