KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, teşekkür ederim.

Ben sadece şunu söylemek istiyorum: Az önce "Doğru ekonomik model kurmak..." "Ekonomi kötü." ve benzeri birtakım yorumlar oldu. İnsanın yükümlülüklerini yerine getirmeyle ilgili problemleri sadece ekonominin sıkıntıda olduğu veya farklı dönemlerde yaşamaz, başka başka dönemlerde de olur. Bu dönem belki biraz daha, işte, pandeminin ve uluslararası konjonktürün getirdiği sorunlar nedeniyle bu tarz sorunlar yaşanmış olabilir. Burada, işte, farklı aflar, borcun silinmesi, öte beri gibi bir şey söz konusu değil; bir şart koşuyor madde, diyor ki: "2023'ün 7'nci ayına kadar söz konusu borca ilişkin kalan miktarın yapılandırılması veya ödenmesi durumunda bu sicil bilgileri göz ardı edilerek verilebilir." Dolayısıyla, bu da aslında, bir nevi, yükümlülüğünü yerine getirmeye kişiyi teşvik ettiği gibi, o yükümlülüğünü yerine getirdikten sonra hem karşı muhatapta -bu, kurumlarda özellikle- oluşan mağduriyetin giderilmesi hem de bundan sonra, işini geliştirmek, ekonomiye daha fazla katkı vermek üzere yapacağı yeni yatırımların da yeni girişimlerin de yeni teşebbüslerin de önünü açmak, kolaylaştırmak için atılan önemli bir adım. Ha, bankalar, onu göz önüne alacak almayacak; şudur budur, onların hepsi farklı bir şey. Özel bir banka, buradaki kaydı göze alabilir de almayabilir de, dikkate alabilir de almayabilir de. Hatta farklı kriterler de koyarak kredi verme alanını daraltabilir de genişletebilir de ama burada özellikle kamu bankalarının işte, Halk Bankasının esnafımızı veya çiftçimizi, öteberiyi desteklemesi anlamında hukuken elini bağlayan bir şeyin önünü açmak konulmuş güzel bir şey. Bunun neyine itiraz edilir? Buradan neyi başka başka yerlere bağlayıp bunun altından kötü niyetli şeyler aranır? İnsan gerçekten şaşırıyor bazı arkadaşları dinleyince.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki, teşekkür ederim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yani konuşmayın, soru sormayın. Konuşmayın, konuşursanız kötü niyetli olursunuz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Efendim, hayır...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yani konuşursak kötü niyetliyiz öyle mi? Ya, ayıp ya. Yapmayın ya, yapmayın.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, Sayın Bekaroğlu'na cevaben bana söylediği için...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, buyurun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ben kötü niyetlisiniz demedim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ama ne dedin peki, ne de dedin? Bir açıkla hadi ne dedin? Bir tercüme et.

ORHAN YEGİN (İstanbul) - Bir müsaade edin, müsaade buyurun da cevap vereyim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Bekaroğlu bir açıklasın Orhan Bey.

Buyurun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ben "Bunun altında kötü niyet niye aranır?" dedim. Konuşmanıza siz kötü niyetlisiniz, kötü konuşuyorsunuz demedim, sizi de kastederek de demedim ama hadi sizi de kastederek demiş olayım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kötü niyet aramak... Kim arıyor? Niye kötü niyet arama var, nerede var? Konuşuyoruz sadece anlamaya çalışıyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Mehmet Bey, sizin konuşma hakkınız olduğu gibi bu tarafın da konuşmaya hakkı var yani herkes fikrini ifade edecek. Bir hakaret söz konusu değil.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yani böyle bir şey olur mu?