KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Gelir Vergisi Kanunu'nun 23'üncü maddesinde hangi ücretlerin veya ücret sayılan ödemelerin gelir vergisinden istisna edileceği düzenlenmiştir. 8 numaralı bentte de işverenlerin hizmet erbabına yapmış olduğu, vermiş olduğu yemeklere ilişkin harcamaların hangi oranda, hangi düzeyde istisna edileceğine ilişkin bir düzenleme vardır. Buna göre, dahası şöyle koyalım meseleyi ortaya; işverenin yanında çalıştırdığı hizmet erbabına ve diğer personele iş yerinde yemek vermek suretiyle sağlamış olduğu menfaatler gelir vergisinden istisna; bunda tereddüt yok.

Teklifin 2'nci değişiklik yaptığı husus şu: Mevcut kanunda eğer iş yerinde bir yemek hizmeti verilemiyor ise bu durumda yemek hizmeti veren şirketlerden bu hizmet satın alınabilir ancak yemek ücreti olarak bu şirketlere yapılan ödemelerden kişi başına ancak 51 Türk lirası istisna olabilir. 51 Türk lirasını aşıyor ise yemek bedeli, aşan kısım vergiye tabi olur. Nakit olarak asla bir ödeme yapılamaz demeyeyim, o yanlış olur, nakit olarak herhangi bir ödeme yapılıyor ise bu istisnadan yararlanamaz, gelir vergisine tabi olur.

Şimdi teklif şunu değiştiriyor: Bu hizmetin yemek şirketinden alınması zorunluluğunu kaldırıyor. İşveren istiyorsa işçiye bu parayı doğrudan versin, işçi gitsin bununla yemek yesin. Rakam nedir, istisna olacak rakam? 51 Türk lirası. Bu rakam 1 Ocak 2022 tarihinde de 51 Türk lirasıydı. Bakın, şimdi ekim ayındayız, hâlâ 51 Türk lirasını muhafaza ediyorsunuz; birincisi bu yanlış, bunu değiştirin. Yani ocak ayında bir işçinin yemeği kaç liraya mal oluyordu, on ay sonra kaç liraya mal oluyor? Bu hesabı yapın, bunu güncelleyin. Şimdi, diyeceksiniz ki: "Önümüzdeki yıl zaten yeniden değerleme oranında bu istisna artacak." Asgari ücret yılda 2 kez belirlenirken yılın ikinci yarısında artırılırken bu rakamı niye artırmıyorsunuz şimdi? Bunu kesinlikle artırmayı düşünün; işin birinci kısmı bu.

İkinci olarak söyleyeceğim de şu: Şu anda 51 Türk liralık istisnanın işverene maliyeti 55 lira 8 kuruştur (55,08) yani 51 lira çarpı yüzde 8 KDV 55 lira 8 kuruş. 8'i atalım yani işverene 4 lira bir KDV maliyeti daha geliyor, "yük" demeyelim buna çünkü işveren bunu indirilecek KDV olarak hesaplarına yansıtıyor. Sonuçta üzerinde bir KDV yükü kalmıyor ama 55 lirayı bir işverene brüt maliyet olarak düşünebiliriz.

Şimdi, bu teklif, bu şekliyle yasalaşır ise şunlar ortaya çıkacak: Bir, hâlen 55 lira ödüyor ise eğer şirket kendi çalışanına, 55 liralık bir yemek hizmeti olarak bir ödeme yapıyor ise o yemek şirketine, bu 55 liranın 4 lirası gelir vergisine tabi olacak; ücret sayılıp gelir vergisine tabi tutulup stopaja tabi olacak. Bu durumda işveren ne yapacak? İlave bir maliyete katlanmayayım diye yapmış olduğu ödemeyi 51 liraya indirecek, işçiye 51 lira ödendiği anda işçi 51 lirayla gidip bir lokantada yemek yediği zaman o 51 lira içerisinde bir KDV de olacak. Yani eskiden işverenin üstlenmiş olduğu KDV şimdi işçinin yemeğinden düşülecek. Bakın, 51 lirayı hesap edin iç yüzde yöntemiyle, kaç liraya gelir, 47 liraya mı gelir? Yani işçi net olarak 51 lira değil daha düşük oranda bir istisnadan yararlanmış olacak. Bu 51 lirada ısrar etmeyin, en azından bu sorunu çözmek için "55" deyin geçin. Nedir, ne hesabı bu, kuruş hesabı mı? Bu 55'i yeterli buluyorum değil, alın enflasyonu, gıda enflasyonunu alın ocaktan bugüne neyse oran, o oranda bunu artırın.

Burada şunu da düşünmek lazım: Bu düzenlemenin olumlu tarafı var, olumsuz tarafı var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun tamamlayın.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Olumlu tarafı: Özellikle pandemi sürecinde çalışma usullerinde, sistemlerinde değişiklik oldu, uzaktan çalışma devreye girdi, insanlar ofise gitmeden, işe gitmeden evden de çalışabiliyorlar. İkincisi, yemek yeme alışkanlıkları değişti, illa o yemek şirketinin verdiği yemeği yemek istemiyor mesela evinden yoğurt getiriyor, ne bileyim, sandviç alıyor kendisine göre yani harcama kompozisyonunu kendisi belirlemek istiyor çalışan. Bu açıdan olumlu ama öte taraftan şu var: Bu, işçinin iyi beslenmesi için, hizmet erbabının iyi beslenmesi için getirilmiş olan bir düzenleme. Bu, iyi beslenmeden fedakârlık edilmesi gibi bir sonuç da yaratabilir. Yemek şirketleri aracılığıyla yapılan harcamalar bir şekilde kayıtlı olacaktı, şimdi bu kayıt dışına kayabilir. Bütün bunları düşünmek lazım.

Son olarak şunu söyleyeyim: Şimdi hâlâ düzenleme "yemek ücreti" kavramı adı altında yapılıyor. Çalışan almış olduğu 51 Türk lirasıyla yemek yemeyip de başka bir şey alırsa, başka ihtiyaçlar için bunu kullanır ise, yarın öbür gün bir vergi denetiminde vergi inceleme elemanı bunu denetlemek isterse "Bu, yemek harcamasında kullanılmamıştır." deyip bunu vergilendirebilir. Buraya daha açık bir hüküm yazmakta yarar var. Şimdi teknik arkadaşlar "Ya, bu sorun olmaz, biz bunu çözeriz." diyecekler ama sorun yaratmaya aday bir maddedir.

Nihai önerim, ilk başta yaptığım öneridir. 51 Türk lirasını lütfen gıda enflasyonunu dikkate alarak, günün şartlarına uygun bir rakama çıkarın.

Teşekkür ederim.