NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Şimdi, değerli arkadaşlar, vekil arkadaşımızın aydınlar bildirisinden okuduğu şeylerin hepsi doğrudur, tek bir kelimesi bile yanlış değildir, ağır silahlarla bir saldırı vardır. En son, Diyarbakır Sur'da "Melek" ismindeki bir kadın arkadaşımız, maalesef -maalesef diyeceğim- havan topunun atılmasıyla, yaşadığı apartmanın ikinci katında kahvaltı yaparken yerde, kafası koparak yaşamını yitirmiştir. Ben gittim, morgda cenazesini gördüm, kafası kopmuştu, otopsisi yapılmıştı, kafasını iki ayağının arasına koymuşlardı. Orada ele geçen havan topu savcılığa teslim edildi. Alman malı havan topunun başlığı şu anda Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının elindedir ve bu havan topunu kullanan ne yazık ki bu ülkenin silahlı kuvvetleridir ya da Emniyetidir, havan topu oradan atılmıştır, sivil yerleşim alanına atılmıştır. Şimdi, biz bunları inkâr ederek, görmezden gelerek, yalanlayarak nereye varmaya çalışacağız? İnsanlar ölüyor, sivil insanlar ölüyor bu operasyonlarda, insanlar yaşamını yitiriyor. Nereye kadar gidecek bu? Yani bir bütün, güneydoğunun ayaklanmasına kadar mı gidecek? Artık yeter diyoruz ya! Bunları konuşmaktan, doğruları anlatmaktan bıktık. Ama ne kadar yalan söylenirse söylensin, nasıl güneş balçıkla sıvanmazsa gerçekler de bu şekilde görünmez hâle gelemez.