BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bakan Yardımcısı Hasan Ali Bey'e de hayırlı olsun diyorum.

Sayın Bakan, bu AR-GE paketi dolayısıyla sizi kutluyorum, hakikaten güzel bir iş yaptınız. AR-GE çok öncelikli bir konusu Türkiye'nin, belki de zirvede yer alan en önemli konulardan bir tanesi. Gerekçelerini de gayet iyi ortaya koymuşsunuz, kurumsal paylaşım gayet iyi. Bildiğim kadarıyla biz artık Almanya'dan, Fransa'dan daha fazla AR-GE desteği veriyoruz, devlet olarak daha fazla destekliyoruz AR-GE çalışmalarını. Bu bakımdan çok güzel, AR-GE merkezi kurma kolaylığı açısından gayet iyi bir yaklaşım var. Destekler, mali destekler artıyor yeni pakette, sanayiyle iş birliği de artıyor. Bu bakımlardan gayet iyi.

Ama şöyle bir şey var, bu, sizin dışınızda: Siz, şimdi, bir bilimsel AR-GE adası oluşturmak istiyorsunuz ya da bir havuz ya da bir akvaryum oluşturmak istiyorsunuz ama Türkiye'nin bu yapısı içerisinde bu mümkün mü, ona da bakmak lazım. Yani, şu eğitim anlayışı içerisinde, eğitim yapısıyla, bu öğrencilerin, vatandaşın şu durumuyla, ekonominin bu durumuyla ne kadar başarılı olunur, onu da değerlendirmek lazım. Eğitim sistemimizde özellikle çok büyük sıkıntılar var. Mesela, şöyle bir şey çok uç örnek olacak: Suudi Arabistan -paralı da bir ülke- her türlü desteği verse AR-GE araştırmacılarına, ne kadar başarılı olur? Mümkün değil. Biz de bu destekleri veriyoruz, vermemiz gerekiyor, doğru da yapıyorsunuz ama bununla beraber sizin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, TÜBİTAK olarak, bu işlerle ilgili destek veren kuruluşlar olarak diğer bakanlıklar tarafından da desteklenmeniz lazım. Siyasi iradenin de desteklemesi lazım tümüyle, kamuoyu desteğini de almanız lazım. Millî Eğitim Bakanlığından çok büyük oranda destek almanız lazım. Türkiye'de bu uluslararası bir kriterdir, PISA, bunlara bakıyoruz. Matematik, Türkçe, fen bilimleri; bunlarda çok düşük bizim öğrenciler, çok düşük. Şimdi, geçen gün bir OECD raporu yayınlandı. Öğrencilerin okul sonrası aktiviteleriyle ilgili bir rapor bu; raporun adı "Öğrenciler, Bilgisayar ve Öğrenme Bağlantıları Kurmak." İncelemişler, Finlandiya'da mesela, öğrencilerin okul dışında ve okulda bilgisayar başında geçirdikleri süreleri araştırmışlar, Çin'de araştırmışlar, Güney Kore'de araştırmışlar, Türkiye'de, birçok ülkede araştırmışlar. Buna göre, bilgisayar başında, tablet başında geçen süre artarsa, çok daha fazla olursa başarı düşüyor, böyle bir ters orantı var. Bilgisayar başında geçirilen süre az olursa -bilgisayarı bilmek gerekiyor, araştırmasını bilmek gerekiyor ama- daha inovatif, daha fazla kafasını çalıştıran bir şekilde yani ellerine el alışkanlığını parmakları değil de kafasını çalıştıran bir öğrenci daha başarılı olabiliyor. Bunlara yöneltmek lazım insanları. Öğrencilerimize, gençlerimize, çocuklarımıza bu alışkanlıkları vermek lazım. Böyle bir ortam yok Türkiye'de. Onun için, sizin yaptıklarınız doğru ama ortam nedeniyle eksik kalabilecek şeyler, bunların tamamlanması lazım.

Millî Eğitim Bakanlığının bu 4+4+4'ü... Siz o dönemde, başlangıçta...

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Alt Komisyon Başkanıydım.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet.

Bu 4+4+4 tutmadı yani olmuyor. Bizim eğitimle ilgili de farklı bir yol, yöntem izlememiz lazım. Bu şekilde devam etmemiz mümkün değil kanaatindeyim. Daha doğrusu, bu uluslararası bir kriterdir, her yerde geçerlidir. Böyle kurak, bu bakımdan yaratıcı olmayan bir alandan çok başarılı birilerinin çıkması, AR-GE çalışmalarının başarılı olması, çok fazla bu alanda patent üretilmesi çok zor. Yoksa son yıllarda AR-GE gayet iyi, özel sektörün AR-GE harcamaları içerisindeki oranı arttı ama daha inovatif olunması lazım, patent sahibi olunması lazım. Bu bakımdan, bir üreticilik eksiği var; onun da ancak bu şekilde olması mümkün.

Demin, Erhan Bey faktör verimliliğinden girdi, makroekonomik bütün göstergelerle ilgili birçok şeyi söyledi. Ben, o konulara fazla girmeyeyim ama sanayi envanteriyle ilgili olarak bir şeye rastlamadım sunumunuzda. Yani, o konu öyle kaldı artık. Uygulamaya yönelik neler yapılıyor o bakımdan, son bölümde bir şey söyleyebilirseniz...

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Cevap vereyim, tamam.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sanayi envanteri tamam ama bir işe yaraması lazım, kullanılır olması lazım.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - OSB'ler için de aynı şey geçerli.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yine, 2016 yılı programına bakıyorum, imalat sanayisiyle ilgili olarak en azından olumsuz gelişmeler yok. Yani, geçmiş yıllarla kıyaslayınca olumsuz olduğunu artık söylemek mümkün değil ama Türkiye'deki imalat sanayisinin, sanayi sektörünün bu durumda olmaması, çok daha iyi bir noktada olması lazım kesinlikle.

Bu Pardus işletim sistemini geçen yıl da dile getirmiştim, biraz gecikti galiba, siz ona cevap vermediniz ama? İyi imi gidiyor?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Çok iyi gidiyor.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama hedeflenen zamanda olmadı herhâlde?

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Oldu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Oluyor mu? İnşallah.

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Şu anda, biz geçişi tamamlıyoruz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Geçen sene buna cevap vermediğiniz için, bu sene cevap verebilirseniz onunla ilgili, nerelerde kullanılacağı, hangi aşamada olduğuyla ilgili, memnun olurum.

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Tabii, tabii.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani, sonuçta, ekonomiyle ilgili olarak şunu söyleyeyim: Siz Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanısınız, bizim inşaatçılıktan sanayiye geçmemiz lazım, üretir olmamız lazım, o zihniyete sahip olmamız lazım. Sadece bu AR-GE paketiyle bu işi yapamayız. Yani, bunu çeşitlendirmemiz, desteklememiz lazım, yukarıya çıkarmak için altını da doldurmamız lazım. O çalışmaların olması lazım muhakkak.

Sayın Bakanım, yerli otomobil konusu var ya, geçen, ben, Genel Kurulda şeye basmış oldum, siz oradayken de yerli otomobil aklıma geldi. Onu sorunca Tahsin Bey bir not getirdi bana, tesadüfen öğrendim. Bu yerli otomobil işi AR-GE çalışmalarınızla çelişiyor. Yani, bu yerli otomobil konusu, yıllardan beri -bunun hedefi çok öncelerdi, sizden önceki dönemlerden başlamıştı bu- çok popülist oldu, AR-GE paketiyle de çelişir vaziyette. Artık, belki de bu işten vazgeçmeniz lazım ama Tahsin Tarhan Bey'in bana verdiği notta bununla ilgili olarak bir 120 milyon lira ödeme yapıldığı, SAAB -bir de Çin galiba- firmasıyla bu konularla ilgili bazı çalışmalar yapıldığı, bu teknolojinin çok eski olduğu, sıkıntılar getireceği, başarılı olunamayacağı yolunda çok ayrıntılı bilgiler var; siz de biliyorsunuzdur belki bunu, bununla ilgili basın toplantısı da yapmış kendisi. Sonuç olarak, buradan bir şey çıkmayacağını Tahsin Tarhan'ın raporu söylüyor ama bu konuda hedefi de -mesela, daha önceki hedef 2013'tü, 2014'tü- sürekli olarak erteledik, erteledik, bu yıla kadar geldik, hâlâ ortada bir şey yok. Öyle bir realite de var.

Yine, geçen yıl sordum, cevap vermediniz; Ankara Temelli'deki yatırım konusu vardı.

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - TSE mi?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet. Onunla ilgili gelişmeyi öğreneyim. Ankara'yla ilgili yatırımlarınızla ilgili bilgi verebilirseniz tekrar söylüyorum, memnun olurum, kendi bölgem.

Bir de şuna baktım: Bakanlığınızın 277'i otomobili var (T) cetvelinde, 10 otomobil bu sene alacaksınız; kutluyorum yani öyle, anormal bir otomobil sayısı yok, talebiniz de fazla değil. Saray bu sene alacağı otomobillerle sizi geçecek ama! 200 küsur daha sarayın otomobili olacak bu sene, sizin de 200 küsur. Koca Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile sarayı mukayese edin, bakın. Bir de onlar hep lüks otomobiller.

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Onlar devletin temsil makamı yani.

MUSA ÇAM (İzmir) - Siz neyi temsil ediyorsunuz Sayın Bakan?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Temsil... Yani, bütün herkes 200 küsur otomobille temsil mi edilir Sayın Bakanım? Boş verin onu! Sizin, bu noktada onları da eleştirmeniz lazım aslında.

Sayın Bakanım, Başkanlık Divanımız dün akşam biz yine buradaydık bazı konularla ilgili görüşmeler yaptık. Bu Sayıştay raporlarıyla ilgili Başkanlık Divanımız çok kötü bir karar verdi. Sayıştay raporlarını pek gündeme getirmeyecektim ama bunu söylemek zorundayım.

(Oturum Başkanlığına Başkan Süreyya Sadi Bilgiç geçti)

BAŞKAN - "Başkanlık Divanı" derken burası mı aşağısı mı?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Burası.

BAŞKAN - Pardon, ne karar verdi bilmediğim için.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İbrahim Bey buradaydı, siz yoktunuz dün akşam.

BAŞKAN - Rahatsızdım ben, evet.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet.

Yani, sorunlu bir kuruluş vardı, Sayıştay ile kurum arasında.

Neresiydi?

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - TMSF.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - TMSF ile Sayıştay arasında bir problem var, yıllardan beri de devam ediyor. O problemin sonuç olarak Plan ve Bütçe Komisyonunun kararına göre çözülmesi lazım. Yani, sağlık harcamaları konusu vardı, bir konu daha vardı. Sonuçta, buranın vereceği karara göre hareket edecekler, bir yaptırımı söz konusu değil ama Başkanlık Divanı...

BAŞKAN - İzleme...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yok, yani hiçbir şekilde onu dikkate almadı, Sayıştay raporu da dikkate alınmamış oldu.

SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Onlar hukuksuz...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Efendim...

SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Onlar hukuksuz bulmadıklarını söylediler.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Onlar hukuksuz bulmadığını söylüyor, Sayıştay "Hukuksuz." olduğunu söylüyor, ortada kaldı. Yani, sonuçta, bizim kararımız geçerli olacaktır. Bizim de geleceğe yönelik olarak örnek bir karar vermemiz lazım çünkü ilk defa bunlar gündeme geliyor, bizim de örnek karar vermemiz lazım.

Sayın Bakanım, demin, Erkan Bey söyledi, şimdi TÜBİTAK'ın geçmiş yıllarda -2012 raporuydu galiba yanlış hatırlamıyorsam- çok kötü bir raporu vardı; muhasebe sisteminin olmadığı, kurum olmadığıyla ilgili bir rapordu o. Ondan sonra düzeldi ama 2014 raporu da bazı sıkıntılar içeriyor. Biraz önce bulgularla ilgili, Erkan Bey de bahsetti, TÜBİTAK'ın muhasebe bölümüne de kadroyla ilgili bir yatırım yapılması, biraz özen gösterilmesi lazım çünkü tarihte gördüğüm en kötü rapordu o, 2012 Sayıştay raporu, çok kötüydü. Yani, bir başkası tarafından incelense, bir şirket olsaydı iflası istenebilecek durumdaydı tümüyle. Gelir-gider belli değil, sorumlular belli değil, anormal bir vaziyetteydi ama hâlâ tam olarak düzelmediğini görüyoruz, o dönemdeki kadar olmasa da bazı sıkıntılar olduğunu görüyoruz; onu bir belirtmek istedim.

Bir de otomobil sayınız... Finansal kiralama yoluyla alacağınız bir otomobil var mı bu sene içerisinde? Maliye Bakanlığı bunları bilmiyor, finansal kiralama, leasing yoluyla alınacakları "Biz takip edemiyoruz, ilgili bakanlıklara sorun." diyor çünkü.

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - "Finansal kiralama" dediğiniz hizmet alımı mı yoksa...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Leasing yoluyla değil, otomobil alıp kullanıyorlar.

BAŞKAN - Leasing yolu değil, kiralamadır o efendim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İşte, finansal kiralama.

SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Ama sonunda senin oluyor.

BAŞKAN - Yok olmuyor.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yok, kiralıyor.

BAŞKAN - Opsiyonlu.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Opsiyonlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Opsiyonlu yani sonunda...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Kaç seneyse ona göre alıyorsunuz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Üç yıl kullanıyorsunuz otomobili, üç yılın sonunda satın alabiliyorsunuz.

BAŞKAN - O opsiyona bağlı.

BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Bizim Bakanlıkta öyle bir uygulamamız yok.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yoktur, peki.

Çok teşekkür ediyorum.

Bütçenizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum Sayın Bakan.