MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim değerli Başkanım.

Öncelikle Komisyonuzun kurulmasının ülkemize, Meclisimize hayırlı olmasını diliyorum.

Değerli hocalarım, çok teşekkür ediyorum. Şimdi, sunumunuzda yaşlıların sorunlarına değinirken ekonomik sorunlardan bahsetmediniz. Yani, aslında yaşlıların emekliliğe ayrılması veya hastalık nedeniyle çalışamaması, işini bırakması nedeniyle gelirinde azalma var, hastalıkla ilgili veya yaşlılıkla ilgili giderlerinde bir artış var. Bu ekonomik sorunlar nasıl çözülebilir, ne olabilir? Ancak işte, sosyal devlet anlayışı gereği, eğer o tam reçete anlamında benimsenebilirse insan onuruna yaraşır bir hayat düzeyini sağlamak Anayasa'mızın 5'inci maddesi gereğince devletin asli görevi, olması gereken bu. Buna baktığımız zaman, bu ekonomik sıkıntı nedeniyle birlikte beslenmenin getirdiği o beslenme bozukluğu, geç iyileşme vesaire gibi gelen sorunlar var. Yani, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çok güzel bir sözü var, diyor ki: "Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır." Yani, aslında burada, şu anda Türkiye'de yaşlı nüfus sorun teşkil ediyor mu? Benim birinci sorum bu. Yani, artık sorun teşkil etmeye mi başlıyor? Ediyorsa hangi alanlarda ediyor?

Evet, Türkiye'deki yaşlılara yönelik uygulamalardaki eksiklikleri başlıklar şeklinde kısmen saydınız. Bunların çözülmesiyle ilgili de sorunlar kısmen yine söylendi. Örneğin değerli hatip arkadaşımız dedi ki yaşlıların işte kaldırımlarla ilgili... Evet, yurt dışına bakıyoruz kaldırımlar bizimki gibi -Değerli Başkanım, siz de göreviniz gereği çok dolaşmışsınızdır- 35-40 santim falan böyle yüksek değil daha alçak. Yani çünkü o yaşlıların, aynı zamanda hastaların rahatlıkla kaldırımda yürüyebilme imkânı... Yani hakikaten bu kaldırım sorunu bir facia.

Bir sorum daha var, yasal anlamda çözülmesi gereken bir sorun Değerli Başkanım. Ben babayım, evliyim, çocuklarım var; öldüğüm zaman maaşımın işte bir kısmı eşime, bir kısmı boşanmış olan kızım varsa veya evlenmemiş olan kızım varsa Sosyal Güvenlik Yasası gereği ona veriliyor. Farz edelim ki ben öldüm, çocuklarım da yok eşim hayatta.

BAŞKAN EROL KAYA - Allah hayırlı uzun ömür versin de yani...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bilimsel bir konu anlatıyoruz Başkanım, örnekleme ve çoğu sorunun çözümü açısından yani anlaşılabilir olması açısından.

Maaş Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yüzde 50 bağlanıyor. Şimdi, e, arkadaş, netice itibarıyla eşim yaşlı, hayat müşterek yani o gelir de o hayat da vesaire de. En azından eş öldükten sonra onun yine emekli maaşı, ne varsa tamamını alması lazım. Yani bu şekilde bütçeye bir ek katkı, ek gider gelmiyor Değerli Başkanım, önemli bir sorun. Bununla ilgili kanun teklifimiz var. Siz Başkan olarak... Yani CHP verdi diye kabul edilmiyor ama isterseniz biz çekelim, AK PARTİ olarak siz verin de bu topluma hiç olmazsa gerçekten bu konuda bir katkı sunmuş olalım. Yani bunun bir siyasi şeyi yok, tamamen insani değerlerden.

Şimdi "yaşlı, yaşlı" diyoruz Değerli Hocam; Dünya Sağlık Örgütü yaş kavramını ayırıyor, 45-59 yaş arasına "orta yaş" diyor. Sizdeki bu kullanılan "yaşlılık" kavramını neye göre baz alıyoruz? İki: 60-74 yaş arasını yaşlılık kabul ediyor, 75-89 yaş arasını ileri yaşlılık kabul ediyor, 90 yaş üstünü ise ihtiyarlık kategorisine sokuyor. Şimdi, burada yaşlılıkla ilgili düzenlemeleri düşünürken biz biyolojik yaşlanmaya göre mi bakacağız yoksa kişinin aktivitesine, öğretimine yani kendi ihtiyaçlarını görmesine ve onun performansına mı bakacağız? Yani bunlar da ayrı bir tartışma konusu.

Söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum Başkanım, saygılar, sağ olun.