KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN EROL KAYA - Değerli arkadaşlar, kıymetli Komisyon üyeleri; bugüne kadar yaptığımız toplantılarda, Komisyonumuzda ailenin önemi noktasında ciddi bir kanaat oluştuğu kanaatindeyim. Bundan dolayı, toplantıya geçmeden önce, sizlere ailenin ve aile kurumunda yaşlıların önemi hakkında birkaç değerlendirmeyi paylaşmak istiyorum.

Aile, toplumumuzun temelidir. Kültürümüzde ailenin temelinde yani kurulmasında, korunmasında büyüklerimizin izini görmekteyiz. Toplumumuzda geçmişten günümüze aile içinde yaşlının saygın yerinin korunması en önemli değerlerimiz arasında olmuştur. Bilindiği gibi toplumsal değerler aileyle öğretilir, aileyle yeni nesillere aktarılır. Kişilik gelişiminin biçimlenmesi ve sosyalleşme sürecinin başladığı ilk kurum ailedir. Bu süreçte de yaşlıların ailedeki rolü asla yadırganamaz.

Büyüklerimiz ailenin bel kemiğidir. Din, dil, kültür ve tarih dağarcığının gelecek kuşaklara aktarılmasında yaşlıların yeri asla doldurulamaz. Büyükler, ailenin çimentosudur, neşesidir, sohbetidir, hoş sedasıdır. Büyüklere sevgi ve saygı hem kültürümüzde hem de inancımızda esastır. Ancak modern dünya yalnızlığı da beraberinde getirmiş ve bazı ailelerde büyüklerin bakımı üçüncü kişilere yani bakıcılara devredilmiş veya huzur evlerine bırakılmıştır. Durum böyle olunca, aslında ailenin temelindeki en önemli bir değer eksik kalmıştır.

Günümüzde boşanma vakalarının artması, aile bütünlüğünün korunamamasının en önemli nedenlerinden birisi de aile büyüklerinin aile üzerindeki etkisinin azalması ya da hiç olmamasıdır. Parçalanan aileler, ruhsal ve toplumsal açıdan sağlıklı bireylerin yetişmesini de zora sokmaktadır. Uzmanlar, suça bulaşan insanların çoğunluğunun parçalanan ailelerin ya da büyüklerin sevgisinden mahrum kalmış olan çocuklar olduğunu belirtmekte. Düşünün bir defa, çalışan anne ve babasından gerekli sevgiyi göremeyen çocuklar dedesine, anneannesine, babaannesine koşar idi. Bizim çocukluğumuzda bizi annemizden önce anneannemiz büyütürdü. Bugün anneanne, dede eksikliği sorunu yaşıyoruz. Bu eksiklikle büyüyen çocuklar hiçbir şey olmasa bile sevgi açlığıyla hayata başlamaktadır maalesef. Nitekim hiçbir bakıcı bir çocuğa annesi, babası veya anneannesi ya da dedesi gibi asla bakamaz; çocukların her türlü maddi ihtiyacını karşılayabilir ancak manevi ihtiyacını tam karşılayamaz; tıpkı bir yaşlıya evladından başka kimsenin gerçek manada bakamayacağı gibi. İnsanımızı, toplumu korumanın temelinde hukuki tedbirlerden önce ailenin korunması yatmaktadır. Bu noktada, aile büyüklerinin önemi bir kez daha kendini göstermektedir; kısaca, yaşlılar toplumun temelidir.

Kıymetli üyeler, geçtiğimiz hafta Ulaştırma Bakanlığını, Diyanet İşleri Başkanlığını ve Türkiye Belediyeler Birliğini dinledik; bugün Tarım ve Orman Bakanlığının, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının ve Akademik Geriatri Derneğinin sunumlarını dinleyeceğiz.

Bugün Geriatri Derneğimizin programlarını da dikkate alarak ve talebini de uygun gördüğünüzden dolayı, öncelikle, Akademik Geriatri Derneğiyle başlıyoruz.

Misafirlerimiz önce kendilerini tanıtırlarsa seviniriz, sözcüsü de Hocam, yirmi dakikanız var.

Buyurun.