KOMİSYON KONUŞMASI

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli milletvekili arkadaşlarım, kurumlarımızın, sivil toplum örgütlerimizin ve meslek örgütlerimizin değerli temsilcileri, değerli basın mensupları; 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Kanunu Tasarısı'nı görüşmek ve Bakanlığımızla ilgili, bağlı ve ilişkili kuruluşlarımızın bütçe ve faaliyetleri hakkında bilgi sunmak üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle her birinizi saygıyla selamlıyorum.

Ülkemizin bilgi tabanlı ekonomiye geçişini hızlandırmak, daha nitelikli bir üretim yapısına geçmek, sanayimizin ürettiği katma değeri artırmak ve böylece, Türkiye'yi ekonomide küresel bir güç hâline getirmek için çalışmalarımız yoğun bir şekilde sürüyor. Türkiye'nin sahip olduğu güven ve istikrar ortamı, bu çalışmalarımız için çok güçlü ve sağlam bir zemin oluşturmakta.

2015 yılı, güven ve istikrar ortamının ülkemiz için ne kadar mühim ve değerli olduğunu ortaya koyan birçok gelişmeye sahne oldu. Geçtiğimiz yıl, euro/dolar paritesinin geldiği seviye, gelişmekte olan ülkelerin zayıf performansı, emtia fiyatlarındaki hızlı düşüş ve en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa Birliğinde hâlâ istenilen seviyede büyüme olmaması gibi faktörler, özellikle ihracatımız üzerinde ciddi baskı oluşturdu.

Yine, bölgemizde yaşanan birçok siyasi gelişme, bütün dünya ülkelerini tehdit eden terör ve küresel bir drama dönüşen mülteci sorunu ise jeopolitik risklerin artmasına sebep oldu.

Dışarıda bunlar yaşanırken içeride de genel seçimin tekrar edilmesi nedeniyle geçici bir belirsizlik ortamı oluştu. Ancak 1 Kasım seçimleriyle birlikte, siyasi anlamda oluşan bu belirsizlik, yerini yeniden ve güçlü bir siyasi zeminine bıraktı.

Yıl içerisinde yaşanan bütün bu zorluklara rağmen millî gelirimizin yüzde 4 seviyelerinde bir büyüme gösterecek olması, Türkiye ekonomisinin ne kadar sağlam dinamiklere sahip olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Önümüzdeki sürece baktığımızda, gerek küresel ekonomiden gerekse jeopolitik gelişmelerden kaynaklanan risklerin bir süre daha devam edeceği görülüyor. Dünyada bu tür riskler her zaman olmuştur, bundan sonra da olacaktır. Mühim olan, bu risklerden en az düzeyde etkilenen, fırtınalı havalarda da yoluna emin bir şekilde devam edebilen, hatta tehditleri fırsata çevirebilen bir ekonomik ortamı tesis etmektir.

25 öncelikli dönüşüm programımızla, 64'üncü Hükûmet Programı ve Eylem Planı ile işte bunu başarmayı, ülkemize bir nitelik sıçraması yaşatmayı hedefliyoruz.

Türkiye'nin ana gündeminin üretim ama nitelikli üretim olması gerektiğini iddia ediyoruz. Biliyoruz ki ihracatımızın yüzde 95'ini oluşturan sanayi sektörünü daha yüksek katma değerli bir yapıya dönüştürdüğümüz zaman, 2023 ve sonrası için belirlediğimiz ekonomik ve sosyal hedeflere ulaşmış olacağız.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın bütçesini değerlendirirken bu hususların muhakkak göz önünde tutulması gerektiğini düşünüyorum. Zira, bizim bugün bütçeden harcadığımız her bir kuruş, zaman içinde yatırıma, üretime, ihracata, istihdama ve devletimiz için yeniden vergi gelirine dönüşmektedir. Bu vesileyle, Girişimci Bilgi Sistemi'nin 2014 yılı sonuçlarına göre, sanayi sektörünün ekonomimizdeki önemini gösteren birkaç veriyi sizlerle paylaşmak isterim.

2014 yılında imalat sanayi ülkemizdeki cironun yüzde 27,7'sini gerçekleştirmesine rağmen, toplam faaliyet kârının yüzde 43,8'ini üretmiş. Tüm sektörlerin ortalama faaliyet kârı yüzde 3,9 olurken imalat sanayisinin ortalama faaliyet kârı ise yüzde 6,1 oranında gerçekleşmiş.

Yine, imalat sanayisinde çalışanların ortalama ücreti tüm sektörlerin ortalamasından yaklaşık 200 Türk lirası fazla. Bu rakamlar daha fazla katma değer ve kâr üretmemiz, ortalama gelir seviyemizi artırmamız, bunu da tasarrufa ve dolayısıyla yeni yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata dönüştürmemiz için sanayi sektörünün ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Bakanlık olarak çalışmalarımızı "3Y" formülüyle yani "Yerli, Yenilikçi ve Yeşil Üretim" anlayışıyla sürdürüyoruz. 2015-2018 dönemi için uygulamaya başladığımız Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi'nin uzun dönemli vizyonunu, "Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerde, Afro-Avrasya'nın tasarım ve üretim üssü olmak." şeklinde belirledik. 70 önemli eylemden oluşan sanayi stratejisinin uygulama, izleme ve değerlendirme çalışmalarına da en az hazırlık süreci kadar önem verdiğimizi ve titizlik gösterdiğimizi ifade etmek istiyorum.

Türkiye'de güven ve istikrar ortamının en olumlu sonuçlarından birinin stratejik planlar olduğuna inanıyorum. 2000'li yılların başında, yarın nasıl bir sabaha uyanacağını bilmeyen Türkiye, artık orta ve uzun vadeli planlara, programlara göre hareket edebilme yeteneği kazandı. Sadece 2015 yılında, biyoteknoloji, girişimcilik, kamu-üniversite-sanayi iş birliği stratejilerinin de aralarında bulunduğu 13 farklı strateji belgesini ve eylem planını uygulamaya koyduk. Nanoteknoloji, otomotiv, yazılım ve makine stratejilerini de önümüzdeki dönemde uygulamaya koyacağız yani bu yıl içerisinde uygulamaya başlayacağız. Bu strateji belgelerinin tamamını, gelecek perspektifiyle, bütün kamu kurumlarımızla, üniversitelerle ve özellikle sanayicilerimizle çok yakın iş birliği içerisinde hareket ederek, katılımcı bir anlayışla hazırladığımızın da altını çizmek isterim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yerli üretimi desteklemek ve dışa bağımlılığımızı azaltmak için Yerli Malı Tebliği'ni yayınladık. Bu tebliğe göre, TOBB ve TESK'e bağlı odalar tarafından 2015 yılında toplam 4.845 adet Yerli Malı Belgesi verildi.

Orta yüksek ve yüksek teknolojili sektörlerde faaliyet gösteren ve bu belgeye sahip olan firmalara, kamu ihalelerinde yüzde 15'e kadar fiyat avantajı uygulamasını zorunlu hâle getirdik.

Bir diğer önemli uygulamamız ise Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi'dir. Biliyorsunuz, kamu desteği ve AR-GE faaliyeti yürüten, çalışmalarını teknolojik bir ürüne dönüştüren ve üretime başlayan işletmelerimize kamu ihalelerine katılmalarını sağlamak amacıyla iş bitirme belgesi yerine geçen Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi'ni vermeye başladık. Bugüne kadar verdiğimiz 70 belgeyle, girişimcilerimiz, yaklaşık 1 milyar Türk liralık kamu ihalesi kazandı.

Kamu alım politikalarını, yerli üretimi teşvik etmek açısından bir kaldıraç olarak kullanmayı çok önemsiyoruz. Başlattığımız Sanayi İşbirliği Programı ile başta sağlık, enerji ve ulaşım sektörlerinde olmak üzere 10 milyon dolar ve üzerindeki kamu ihalelerine katılmak isteyen uluslararası firmaları, yerli üretim yapmaya veya yerli partnerle çalışmaya zorluyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yerli üretimi artırmak için bu genel çalışmalarımızın yanında, sektörler özelinde birçok önemli program ve projeyi de yürütüyoruz. Bunların içinde en çok öne çıkan çalışmamız hiç şüphesiz yerli otomobil projemizdir. Bu sektörde yarım asırdan fazla tecrübeye sahip olan ve dünyanın en önemli üretim merkezleri arasında yer alan ülkemizin artık kendine özgü bir marka oluşturması gerektiğine inanıyoruz.

TÜBİTAK MAM bünyesinde sürdürdüğümüz çalışmalar neticesinde şu ana kadar 4 farklı araç prototipi üretildi. Bu yılın sonuna kadar, en az 30 araçlık bir test filosu oluşturmayı, 2018'in Haziran ayı gibi aracın tanıtımını yapmayı ve 2020 yılından önce de seri üretime geçmeyi planlıyoruz. Proje kapsamında, öncelikle menzili artırılmış elektrikli araç geliştirmeye odaklanmış durumdayız. Bu projeyle yerli bir marka oluşturmanın da ötesinde, otomotiv teknolojilerini geliştiren, üreten ve ihraç eden bir ülke hâline gelmeyi hedefliyoruz. Nitekim, yerli otomobil projemizin sonucunda, batarya, elektrik motoru, sürücü kontrol ünitesi ve otonom araç sistemleri gibi teknolojileri de ülkemize kazandırmış olacağız. Bu amaçla, TÜBİTAK'ta bir Otomotiv Mükemmeliyet Merkezi de kuruyoruz. Otomotiv sektöründe büyük bir ihtiyaç olan Otomotiv Test Merkezi'ni Bursa Yenişehir'de kurmak için de çalışmalarımıza devam ediyoruz. Test merkezini kuracağımız 4.300 dönüm arazinin tahsis ve kamulaştırma işlemlerini tamamlamış durumdayız. Test merkezinin ilk aşaması olarak fren test pistinin inşaatına inşallah bu yıl içerisinde başlayacağız.

Yerli dizel motor üretmek amacıyla bir Motor Mükemmeliyet Merkezi kurmak için de çalışmalarımızı başlattık. Ülkemizin motor ve aktarma organları üretim kabiliyetini arttıracak bu merkezin kurulması için, 20 Ekim 2015 tarihinde TÜBİTAK, Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve 15 özel sektör kuruluşu arasında mutabakat zaptı imzalandı.

Yine, havacılık, uçak ve gemi teknolojileriyle ilgili bir mükemmeliyet merkezi kurmayı planlayan Rolls-Royce firması ile TÜBİTAK arasında da bir protokol imzalandı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiğimiz bir diğer önemli çalışma da "Ionca.gov.tr" adresinde yayın yapan web portalimizin hizmete girmiş olmasıdır. Bugüne kadar 200 binden fazla kişi tarafından ziyaret edilen ve İngilizce olarak da hizmet veren Lonca ile "kim, neyi, nerede üretiyor" bilgisine rahatlıkla ulaşılabiliyor.

Aynı şekilde, ülkemizdeki akredite test ve muayene hizmeti veren laboratuvarlara ulaşılmasını sağlayacak laboratuvar portalinin da "laboratuvar.sanayi.gov.tr" adresinden yayınına başladık.

Özellikle sanayicilerimizin, nerede, hangi laboratuvarda, hangi testlerin yapılabildiği bilgisine ulaşmaları neticesinde, yurt dışında yaptırılan her türlü testin artık ülkemizde de yapılmasını hedefliyoruz. Şimdi de, kamu-üniversite-sanayi iş birliği portali için çalışmalara başladık.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sanayi siteleri, organize sanayi bölgeleri ve endüstri bölgeleri sanayimizin fiziksel gelişiminin ve planlı sanayileşmenin en önemli unsurlarıdır. Bugüne kadar, 2016 fiyatlarıyla, OSB'lere 3,5 milyar Türk lirası, sanayi sitelerine ise 4,8 milyar Türk lirası kredi kullandırdık. Şu anda, 285 organize sanayi bölgemizde 1,5 milyon kişi istihdam edilmektedir. 2023 hedefimiz ise 70 yeni OSB kurarak 1 milyon ilave istihdam oluşturmaktır. Türkiye'ye büyük ölçekli ve özellikli yatırımlar kazandırmak için endüstri bölgeleri kurmaya da önem veriyoruz. Filyos, Ceyhan Enerji İhtisas ve Karapınar Enerji İhtisas Endüstri Bölgelerini kurduk. 2015 yılında, Karasu Otomotiv İhtisas ile Niğde-Bor Enerji İhtisas Endüstri Bölgelerini de ilan ettik. Karapınar ve Filyos'ta bu yıl içerisinde yatırımcılara yer tahsisi yapmayı hedefliyoruz. Bunlara ilave olarak, ülkemizin farklı bölgelerinde en az 3 büyük üretim bölgesi oluşturmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde, Kırıkkale Silah Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ve Ankara Uzay ve Havacılık ihtisas Organize Sanayi Bölgesi örneklerinde olduğu gibi, ihtisas organize sanayi bölgelerine ağırlık vereceğiz.

Aynı yaklaşımdan hareketle, Bakanlığımızda Kümelenme Destek Programı'nı da başlattık. 1'inci çağrı döneminde destek almaya hak kazanan Eskişehir-Bilecik-Kütahya Seramik İş Kümesi'ni uygulamaya koyduk. 2015 yılı içerisinde gerçekleştirdiğimiz 2'nci çağrıya ise 16 kümelenme birlikteliği başvuru yaptı. Organize sanayi bölgelerimizi nicelik olarak artırırken nitelik olarak geliştirmeye de büyük önem veriyoruz. Belli bölgelerde boş parselleri yatırımcılara bedelsiz olarak tahsis ediyor, belirli bir süre içerisinde üretime geçilmeyen parsellerin ise tahsisini iptal ediyoruz. Bugüne kadar, 5084 sayılı Kanun çerçevesinde 2.753 parseli, OSB Kanunu'nun geçici 11'inci maddesine göre ise 2138 parseli girişimcilere bedelsiz olarak tahsis ettik. Yatırım yapılmayan ve atıl durumda kalan 1.823 parselin ise tahsisini iptal ettik. Gerek Millî Eğitim Bakanlığımızla yaptığımız protokol gerekse OSB yönetimleriyle ve sanayicilerimizle sağladığımız temaslar neticesinde, şu ana kadar, OSB'lerimizde 66 mesleki eğitim kurumu kurulmasını sağladık. OSB'lerde kadın istihdamını artırmak amacıyla kreşleri de kurmaya devam ediyoruz.

Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri; ülkemizin her alanda lider bir ülke olması için bilim ve teknolojide adımlarımızı sıklaştırmamız gerektiğine inanıyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, Türkiye artık AR-GE ve yenilik faaliyetleriyle dikkat çeken ve takdir gören bir ülke konumundadır. Ülkemizde AR-GE harcamasının millî gelire oranı 2002 yılında yüzde 0,53 iken 2014'te yapılan çalışmaların sonucunda yüzde 1 seviyesini aşmıştır. 2014 yılında, toplam AR-GE harcamaları 17,6 milyar Türk lirasına ulaştı. Çok daha sevindirici olan husus ise AR-GE harcamalarının içinde reel sektörün payının sürekli artıyor olmasıdır. Reel sektörün yaptığı AR-GE harcamasının hızla artmasında, başta Bakanlığımız, KOSGEB ve TÜBİTAK olmak üzere, Hükûmetimizin uyguladığı politika, program ve destekler büyük rol oynamaktadır. 2002 yılında 2 olan teknoloji geliştirme bölgesi sayısını 63'e çıkardık. Faaliyete geçen 49 teknoparkta kurulan firma sayısı 3.732'ye, biten proje sayısı 18.259'a, üzerinde çalışılan proje sayısı 8.528'e, ihracatımız 2,3 milyar dolara ve en önemlisi de istihdam edilen nitelikle personel sayısı 38.344'e yükseldi. Bakanlık olarak, bugüne kadar teknoparkların altyapıları için 253,6 milyon Türk lirası kaynağı hibe olarak kullandırdık.

Burada, 3 milyon metrekare alanda kurmakta olduğumuz bilişim vadisine ayrı bir parantez açmak istiyorum. Bilişim alanındaki ileri teknoloji şirketlerinin buluşacağı bilişim vadisi, sadece ülkemizin değil, dünyanın da önemli teknoloji geliştirme merkezlerinden biri olmaya adaydır. Bilişim vadisinde, altyapı çalışmalarını tamamladığımız 1 ve 2'nci etapta 55 bin metrekarelik üstyapı inşaatı da inşallah, haziran ayında tamamlanacak. AR-GE ve yenilik faaliyetlerini kendi bünyesinde yapmak isteyen özel sektör firmalarımıza ise Ar-Ge Merkezi Belgesi veriyoruz. Bu belgeye sahip firmalarımız, vergi indirimi, sigorta primi desteği, gelir vergisi stopajı desteği, damga vergisi istisnası gibi imkânlardan yararlanıyor. Şu anda 238 AR-GE merkezimizde 25.036 kişilik istihdam sağlandı. Bu merkezlerde 4.523 adet AR-GE projesi yürütüldü, 3.729 patent başvurusu yapıldı ve 1.030 patent alındı. Özellikle orta ölçekli firmalarımızı da düşünerek, AR-GE merkezi kurmak için gerekli personel sayısını 50'den 30'a indirmiştik. Bu düzenlemenin ne kadar olumlu bir adım olduğunu net bir şekilde gördük. Zira, 2014 yılında Bakanlığımızca 24 Ar-Ge Merkezi Belgesi verilmişken 2015 yılında bu sayı 67'ye ulaştı. Bakanlığımız ve bağlı kuruluşlarımız aracılığıyla fikir aşamasından projeye, projeden AR-GE'ye, AR-GE'den yatırım ve tanıtıma kadar teknolojik ürünle ilgili her aşamayı destekliyoruz. Bu destek programlarını yürütürken kamu kaynaklarını yerinde, doğru ve etkin kullanmayı çok önemsiyoruz. AR-GE alanında verdiğimiz tüm desteklerin etki analizini yapmak amacıyla, Etki Değerlendirme Daire Başkanlığını kurduk. Etki değerlendirme çalışmalarımızı yürütürken, özellikle Girişimci Bilgi Sistemi'nin sağladığı verilerden istifade ediyoruz. GBS'yle ülkemizdeki 3 milyona yakın girişimin 8 farklı kurum bünyesindeki verilerini tek çatı altında birleştirdik. Bu sistem sayesinde işletmelerimizle ilgili birçok analizi, sektör, ölçek, teknoloji düzeyi ve il bazında gerçekleştirebiliyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AR-GE ve yenilik ekosisteminiz ne kadar iyi olursa olsun, onu sürekli iyileştirmek, geliştirmek icap ediyor. Biz de bu amaçla, tüm paydaşlarımızla istişare ederek çok kapsamlı bir Ar-Ge Reform Paketi hazırladık. Salı günü, reform paketimizin komisyon görüşmelerini Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonumuzda tamamladık. Bu pakette öne çıkan bazı eylemleri burada sizlerle paylaşmak istiyorum:

Tasarım merkezlerinin AR-GE merkezlerinin yararlandığı tüm destek ve muafiyetlerden yararlanmasını hedefliyoruz.

AR-GE ve tasarım çalışmalarını sipariş yoluyla yapan firmalarımızın, özellikle de KOBİ'lerimizin AR-GE indiriminden yararlanmalarını amaçlıyoruz.

Biraz önce de ifade ettim, AR-GE merkezi kurmak için gerekli personel sayısını daha önce 50'den 30'a indirmiştik. Şimdi, belirli sektörler için bu rakamı 15'e düşürmeyi hedefliyoruz.

AR-GE ve tasarım merkezlerinde istihdam edilecek olan temel bilimler mezunlarının maaşlarının brüt asgari ücret kadarlık kısmını, iki yıl süreyle devlet olarak biz karşılamayı düşünüyoruz.

Teknoloji geliştirme bölgeleri ile AR-GE ve tasarım merkezlerinde çalışan personelin, projelerle ve lisans üstü eğitimleriyle ilgili olarak dışarıda geçirdikleri süreleri de muafiyet kapsamına almayı amaçlıyoruz.

Yine, nitelikli yabancı personel istihdamının önündeki engelleri kaldırıyoruz.

AR-GE, yenilik ve tasarım projeleri kapsamında yurt dışından temin edilen ürünlere gümrük vergisi istisnası getiriyor, AR-GE için yapılacak ithalatı da mavi hat kapsamına alıyoruz.

Teknogirişim sermayesi desteğinde, 100 bin TL olan destek limitini 500 bin Türk lirasına çıkarmayı hedefliyoruz.

Üniversite-sanayi iş birliğinin faaliyetlerinde bulunan öğretim elemanlarımızın, bu faaliyetlerinden elde ettikleri gelirlerden gelir ve damga vergisi kesintisi yapılmasına son vermeyi; ayrıca, döner sermayeden aldıkları payı da yüzde 85'e çıkarmayı planlıyoruz.

Bakanlık bünyesinde yürüttüğümüz destek programlarını, TÜBİTAK ve KOSGEB gibi kurumlarımıza aktarmayı düşünüyoruz.

Bunlar ve benzeri eylemlerle, AR-GE ve yenilik ekosistemimizin bir bütün hâlinde güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Özellikle, destek programlarımızı KOSGEB ve TÜBİTAK'a aktararak Bakanlığımızda politika oluşturmayı, verdiğimiz desteklerin etki analizini yapmayı, geleceğin dünyasına ve teknolojilerine daha fazla odaklanmayı hedefliyoruz. Bu açıdan, "Sanayi 4.0" devrimini, yapay zeka, robotik teknolojiler, akıllı üretim sistemleri, 3 boyutlu yazıcılar, nesnelerin İnternet'i, büyük veri ve bulut bilişim gibi geleceğin teknoloji alanlarında yaşanan gelişmeleri daha yakından takip ettiğimizi ifade etmek istiyorum.

Ülke olarak, önceki üç sanayi devrimini maalesef geriden takip ettik ancak 2020'li yıllara damga vuracak olan yeni nesil sanayi devrimi için hazırlıklarımızı şimdiden başlattık. Şubat ayında yapacağımız Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısının ana gündemi olarak da "Sanayi 4.0" konusunu belirledik.

Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri; Ar-Ge Reform Paketi'nde olduğu gibi, kapsamlı bir üretim reform paketi için de çalışmalara başlamış durumdayız. Bu paketi şekillendirmek amacıyla geniş katılımlı bir çalıştayı gerçekleştirdik

Reform paketinde yer alacak eylemlerle yatırımın ve üretimin önündeki engelleri kaldırmakla yetinmeyecek, daha nitelikli bir üretim yapısına geçiş için önemli adımları hayata geçirmiş olacağız. Bu reform paketine de en kısa sürede son hâlini vererek Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşımayı hedefliyoruz.

Bakanlık olarak kendi bünyemizde başlattığımız Bürokrasinin Azaltılması ve Mevzuatın Sadeleştirilmesi yani BAMS Projesi'ni de çok önemsiyoruz. Bu çalışmayla Bakanlığımızın vatandaşlarımıza, girişimcilere ve sanayicilere en doğru hizmeti en kısa sürede vermesini hedefliyoruz.

Yaptığımız çalışmalar neticesinde, zaruri olmayan belgeleri talep etmekten vazgeçiyoruz. Kalan belgelerin ise sadece yüzde 5'i ıslak imzalı olarak istenecek. Diğer tüm belgeleri elektronik ortamda ve elektronik imzayla veya mobil imzayla alacağız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinin sanayi ürünleriyle ilgili kısmının yaklaşık yüzde 70'ini Bakanlığımız yürütmektedir. PGD faaliyetlerini sadece tüketici hakları açısından değil, kaliteli üretim yapan sanayicimizin haklarını korumak açısından da çok önemsiyoruz.

2015 yılında, 95.029 farklı marka/model ürünü denetledik. Denetimler sonucunda uygunsuz bulunan 24.722 ürün arasından insan sağlığı, can ve mal güvenliği için risk oluşturan 113 ürünün piyasaya arzını yasakladık, daha önce arz edilenlerin ise toplatılmasına karar verdik. Ayrıca tespit edilen uygunsuzluklar neticesinde toplam 9,1 milyon Türk lirası idari para cezası uyguladık.

Kurduğumuz Alo 130 Ürün Güvenliği Şikâyet Hattı ve İnternet üzerinden vatandaşlarımızın ihbar ve şikâyetlerini Bakanlığımıza en kolay şekilde ulaştırmalarını sağlamaya başladık.

Geçtiğimiz yıl özellikle asansör denetimleriyle ilgili çok önemli adımlar

attık. 13 Ekim 2014 tarihinde kamuoyuna açıkladığımız Asansör Eylem Planı'nda yer alan 11 eylemi de hayata geçirmiş durumdayız.

Belediye Kanunu, İl Özel idaresi Kanunu ve Kat Mülkiyeti Kanunu'nda yapılması gereken değişiklikler, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edildi. Asansörlerin bakımı, işletilmesi ve yıllık kontrolüyle ilgili ikincil mevzuat değişikliklerini de tamamladık. Bu değişiklikle her asansöre bir kimlik numarası tanımlama işlemimizi gerçekleştirdik. Bina sorumlusuyla birlikte belediyeleri ve il özel idarelerini de asansörlerin denetimi konusunda yetkili ve sorumlu kıldık.

Kurduğumuz veri tabanıyla hangi muayene kuruluşu, nerede, hangi asansörü, ne zaman muayene etmiş ve hangi eksiklikleri bulmuş gibi bilgileri anında on-line olarak görebiliyoruz. Bu bilgilerin bina sakini vatandaşlarımızca da öğrenilebilmesi için veri tabanımızı e-devlet kapısıyla entegre edeceğiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Bakanlığımız, Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı Programı 1'inci dönemi kapsamında Rekabetçi Sektörler Programı'nı yürütmektedir. Bu programla Türkiye'nin doğusunda yer alan 43 ilde 490 milyon avro bütçeli 47 projeyi yürütüyoruz. Programın 2014-2020 yıllarını kapsayacak 2'nci döneminde ise 405 milyon avro bütçeyle projeleri artık ülke genelinde uygulayacağız.

Bu program kapsamında, ülkemizin birçok şehrinde, o şehirlerin sosyoekonomik yapılarını kuvvetlendiren önemli projeleri yürütüyoruz. Bu kapsamda, Mardin'de "Sürdürülebilir Turizm Projesi", Giresun'da "Fındık Altına Dönüşüyor", Kars'ta "Tarihî Kimliği ile Kars Kenti" ve Rize'de "Çay Araştırma ve Uygulama Merkezi" gibi projeleri hayata geçirdik, geçiriyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; AR-GE ve yenilik alanında, TÜBİTAK'ta yaptığımız çalışmaları da sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum. TÜBİTAK'ın özel sektöre yönelik AR-GE ve yenilik faaliyetlerini teşvik ettiği programlar kapsamında, bugüne kadar 2.206 firmanın 3.200 projesine 516,4 milyon Türk lirası hibe destek sağladık. TÜBİTAK bünyesinde 2005 yılında başlatılan Türkiye Araştırma Alanı (TARAL) destek programına ilk yılında 345 milyon TL ödenek ayrılmışken bu yıl yaklaşık 1,1 milyar TL ödenek ayırdık.

BTYK tarafından belirlenen otomotiv, enerji, sağlık ve uzay gibi öncelikli alanlarda 2015 yılında akademinin ve özel sektörün projelerine yaklaşık 142 milyon Türk lirası hibe destek sağladık. Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı'yla bugüne kadar 34 teknoloji transfer ofisine 50 milyon Türk lirası hibe destek verdik.

Uluslararası kuruluşların ülkemizde AR-GE laboratuvarları kurmalarını teşvik etmek için 2014 yılında Öncül AR-GE Laboratuvarları Destekleme Programı'nı başlattık. Bu programda, Türkiye'de kurulacak AR-GE laboratuvarlarının belirli giderlerini yılda 10 milyon Türk lirasına kadar geri ödemesiz destekliyoruz. Destek programımızdan yararlanmak isteyen 6 uluslararası firmanın başvuru süreçlerini başlattık.

Bilim insanlarımıza verdiğimiz destekleri de önemli ölçüde artırdık. 2015 itibarıyla, bilim insanları ve araştırmacılarımıza 152 milyon Türk lirası destek sağladık, bunlar araştırma desteği.

TÜBİTAK'la başlattığımız Temel Bilimler Burs Programı'nı da çok önemsiyoruz. Fizik, kimya, matematik, biyoloji, felsefe, tarih, coğrafya, sosyoloji, antropoloji, arkeoloji, sanat tarihi, ilahiyat ve edebiyat bölümlerini tercih eden öğrencilere üniversite sınavlarındaki derecelerine göre 2 bin Türk lirasına kadar burs veriyoruz. Şimdi istihdam imkânını da artırarak temel bilimlere olan yönelmeyi hızlandırmak istiyoruz.

Bilimi başta çocuklarımız ve gençlerimiz olmak üzere tüm topluma sevdirmek amacıyla şehirlerimizde bilim merkezleri kuruyoruz. Konya, Kocaeli, Bursa ve Elazığ'da bilim merkezlerini kurduk, Kayseri'de de bu yıl içinde bilim merkezimizi inşallah açacağız. Bu bilim merkezlerinde sergilenecek ürün ve deney setlerindeki yerliliği artırmak amacıyla başlattığımız program kapsamında da 32 projeyi destekleme kararı aldık.

TÜBİTAK enstitülerinde ise başta savunma sanayisi olmak üzere, kritik teknolojilerde birçok proje yürütüyoruz. TÜBİTAK SAGE bünyesinde geliştirdiğimiz Hassas Güdüm Kiti, Nüfuz Edici Bomba ve Satha Atılan Orta Menzilli Mühimmat SOM'un seri üretimine başladık. TÜBİTAK BİLGEM'de ise e-devletin anahtarı olan Elektronik Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı'nı kullanıma hazır hale getirdik. Dünyada sadece birkaç ülkede bulunan Yüksek Güçlü Lazer Sistemi Projesi'nin millî lazer sistemlerini, altyapılarını ve lazer silahını geliştiriyoruz.

"Yazılımlarımız millî olmazsa savunma sanayisi projelerimiz de millî olmaz." anlayışıyla yerli uçak, helikopter, gemi gibi araçlarımızda beyin işlevi gören Gerçek Zamanlı İşletim Sistemi'ni geliştirdik.

Ulusal çapta diğer bir yazılım geliştirme projesi olan PARDUS kapsamında da kamu kurumlarımız, KOBİ'lerimiz ve halkımızın güvenle kullanabileceği yüksek performanslı ve düşük maliyetli bir millî işletim sistemi

geliştirdik. Yakın gelecekte Bakanlık olarak PARDUS göçünü tamamlayacağız. Zaman içinde diğer kurumların da bu millî işletim sistemine geçmeleri için çalışmaları yapıyoruz.

Yine, TÜBİTAK MAM'da millî kanser ilacı ve gribe karşı pandemik ilaç projelerini yürütüyoruz.

TÜBİTAK Uzay Enstitüsü tarafından geliştirilen RASAT uydumuzun sağladığı görüntüler afet yönetimi, haritacılık, şehir bölge planlama ve çevre alanlarında kullanılıyor.

İlk millî yer gözlem uydumuz olan GÖKTÜRK 2 ise uzaydaki üçüncü yılını başarıyla tamamladı. GÖKTÜRK 2'yi daha da geliştirerek metre altı çözünürlüğe sahip bir yer gözlem uydusu için çalışmalara da başladık. Yer gözlem uydularımız için başlattığımız Millî Yer İstasyonu Geliştirme Projesi'ni de 2019 yılında tamamlayacağız. İlk millî haberleşme uydumuz olacak olan TÜRKSAT 6A'yı da 2020'den önce uzaya fırlatmayı hedefliyoruz.

Ayrıca, TÜBİTAK'ı yeniden yapılandırmak için de çalışmalara başladık. Hedefimiz, desteklerin etkinliğini artırmak ve TÜBİTAK'ı özel sektörle rekabet eden değil, özel sektörle iş birliği yapan, özel sektörü destekleyen ve temel AR-GE, öncül AR-GE ve nitelikli AR-GE konusunda yetkinliği artıran bir kurum yapısına kavuşturmak.

(Oturum Başkanlığına Sözcü Mehmet Şükrü Erdinç geçti)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, süreniz tamamlandı.

Ek süre veriyorum, buyurun.

BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; KOBİ'ler sahip oldukları esneklik, değişikliklere uyum sağlama kabiliyetleri, yenilikçi ve krizlere karşı dayanıklı yapılarıyla ekonomilerin temel direkleridir.

Ülkemizdeki işletmelerin yüzde 99'undan fazlasını oluşturan ve 2014 yılında ihracatımızın yüzde 56,4'ünü, istihdamın ise yüzde 75,8'ini gerçekleştiren KOBİ'lerimizin rekabet güçlerini artırmaya büyük önem veriyoruz.

81 ilde 88 müdürlükle faaliyet gösteren KOSGEB, farklı model ve yöntemler içeren programlarıyla KOBİ'lerimize her zaman ve her yerde destek sağlamaya devam ediyor. 2010 yılında devreye aldığımız proje esaslı yeni destek programlarıyla KOSGEB'i ucuz finansman sağlayan bir kurum olmanın ötesinde, nitelikli projelere etkin destekler sağlayan bir yapıya kavuşturduk. Geride kalan beş yılda bu programlardan yararlanan 84 bin işletmemize 1,48 milyar Türk lirası tutarında destek sağladık.

KOBİ finansman destek programları kapsamında, işletmelerimize 2003-2015 döneminde 1 milyar 140 milyon TL'lik kaynak aktardık ve böylece 11,9 milyar Türk lirası tutarında kredi hacmi oluşturduk. 2003 yılından 2015 sonuna kadar KOBİ'lere aktardığımız toplam kaynak ise yaklaşık 3 milyar Türk lirasıdır.

Dikkatinizi çekerim, 1990-2002 yılları arasındaki dönemde KOBİ'lere aktarılan toplam kaynak sadece 14,5 milyon Türk lirasıydı. 2015 yılında, KOBİ Proje Destek Programı kapsamında KOBİ'lerin kurumsallaşmaları ve markalaşmaları için iki yeni çağrıya çıktık.

İşbirliği-Güçbirliği Destek Programı ile AR-GE İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı'nın şartlarını daha da iyileştirdik. Bu yıl başlattığımız Uluslararası Kuluçka Merkezi Programı ve Hızlandırıcı Destek Programı'yla artık sadece yurt içinde değil, yurt dışında da teknoloji tabanlı KOBİ'lerimizin ve girişimcilerimizin yanındayız.

Mart ayında başlatacağımız KOBİ Gelişim Destek Programı'yla işletmelerimize 300 bin Türk lirası hibe, 700 bin Türk lirası faizsiz kredi olmak üzere 1 milyon Türk lirası destek sağlayacağız.

KOSGEB sadece mevcut KOBİ'lere yönelik değil, girişimcilerimize yönelik de destek programlarıyla da öne çıkmaktadır. 2010-2015 dönemimizde 385 bin vatandaşımıza KOSGEB'in diğer kurumlarla ve STK'larla düzenlediği girişimcilik eğitimi verildi. Yine, 117 üniversitemiz, uygulamalı girişimcilik eğitimi derslerini müfredata aldı. Bu eğitim programlarından sertifika alan, KOSGEB'in Yeni Girişimci Destek Programı'ndan yararlanabilmektedir. Bugüne kadar 23.500'e yakın girişimcimiz bu desteklerden yararlanarak kendi işinin patronu oldu.

Aralık ayının ortasında aldığımız kararla, iş kurmak isteyen girişimcilerimize 50 bin Türk lirasına kadar hibe, 100 bin Türk lirasına kadar geri ödemeli faizsiz destek vermeye başladık. Yaklaşık bir buçuk ay içinde bu destek programına 1.603 başvuru yapılmış olması ne kadar doğru bir adım attığımızı gösteriyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AR-GE ve inovasyona yapmış olduğumuz yatırımların temel çıktıları olan sınai mülkiyet hakları, 2023 yılı hedeflerimize ulaşma sürecinde öncelikli gündem maddelerimizden biridir. 2015 yılında, Türkiye, 100 binin üzerinde marka başvurusuyla yine Avrupa'nın en fazla marka başvurusu yapılan ülkesi olmuştur. Yerli patent başvurularımızı da bir önceki yıla göre yüzde 13 artışla 5 binin üzerine çıkardık. 1 Temmuz 2015 tarihinden itibaren sınai mülkiyet başvurularının tamamını elektronik ortamda almaya başladık.

Patent araştırma ve inceleme kapasitemizi çok iyi bir seviyeye getirdik. 2002 yılında patent başvurularının tamamı yurt dışındaki uzmanlarca incelenirken 2015 yılında araştırma inceleme işlemlerinin yüzde 70'ini Türk Patent Enstitüsünde gerçekleştirdik. Bu yılın sonunda ise patent araştırma ve inceleme raporlarının tamamını Türk Patent Enstitüsü bünyesinde hazırlamayı hedefliyoruz. Artan bu kapasiteyle birlikte, önümüzdeki süreçte uluslararası patent araştırma ve inceleme otoritesi olmak için Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatına başvurumuzu yapacağız. Böylece, Türk Patent Enstitüsü, uluslararası düzeyde araştırma inceleme faaliyeti gösteren bir kurum hâline gelecek.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sanayimizin rekabet gücünü belirleyen en önemli konulardan biri de standartlardır. Bu alanda sadece standartlara uymakla yetinmiyor, küresel standartları da belirleyen bir ülke olmak istiyoruz. Türk Standartları Enstitüsünün sadece ulusal düzeyde değil, uluslararası pazarlarda da aranan, tercih ve itibar edilen bir marka değerine kavuşmasını hedefliyoruz. Bugün, TSE, 100'ü aşkın ihtisas laboratuvarıyla 1.757 metottan ulusal ve uluslararası akredite olmuş bir şekilde hizmet sunuyor.

Sayın Başkanım, özellikle TSE bünyesinde Siber Güvenlik Özel Komitesi kuruldu ve bu konuda 25 adet siber güvenlik kriteri oluşturuldu. TSE, her geçen gün önemi artan bilgi güvenliği alanında, sızma testi uzmanı beyaz şapkalı hacker eğitimlerini ve belgelendirme işlemlerini yapmaya devam ediyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bakanlığımız ile bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarının 2016 yılı toplam bütçe ödeneği 8,6 milyar Türk lirasıdır. Bu yıl özellikle KOSGEB'in başlangıç ödeneğinin geçen yıla göre 2 kattan fazla artış göstermesi bizleri son derece memnun etmiştir.

2015 bütçesiyle Bakanlığımıza verilen ödeneğin tamamını kullandık, hatta ilave bütçe kullandık. 2016 için tahsis edilen ödeneği de en etkin şekilde kullanılacağını bilmenizi arzu ederiz.

Konuşmamın sonunda, şahsım ve tüm çalışma arkadaşlarım adına, katkı ve destekleriniz için şimdiden her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bize emanet olduğu bilinciyle, 2016 yılı bütçemizin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyor, Komisyonumuzun tüm değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.