| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Devlet Memurları Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4527) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 30 .06.2022 |
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım teşekkür ediyorum.
37'nci maddemiz, vatandaşlarımızdan çok sıkça gelen, hem bu taraftaki hem diğer taraftaki birçok milletvekili arkadaşların sahaya gittiklerinde çokça karşılaştığı bir problemin çözümüne dönük. Daha önce yapılan bir uygulamanın benzerini yeniden yapıyoruz. Nedir bu mesele? Şimdi, hâlihazırda İmar Kanunu'na göre yapı kullanma izin belgesi almayan, inşaat ruhsatı olduğu hâlde bu belgeyi almayan iskânsız yerlere kendi abone grubundan elektrik aboneliği, su aboneliği gibi abonelikler yapılamıyor. Şu anda inşaat ruhsatı olmasına rağmen yapı kullanım belgesi olmadığı veya alamadığı için o binalarda oturan kişiler, mesken abonesi olamadığı için inşaat tarifesi üzerinden ödeme yapıyorlar. Aslında mesken olarak kullanıyor olmalarına rağmen, çeşitli sebeplerden dolayı iskânları alınamadığı için inşaat ruhsatı olduğu hâlde faturalarına şantiye elektriği tarifesinden ödeme yapıyorlar. Dolayısıyla enerjiye çok daha fazla para ödüyorlar.
Diğer bir husus da bunun yanında, özellikle pandemi döneminde çok ağırlaşan bir durum. İnsanlar memleketlerine, köylerine, yakın yerlere, şehrin dışındaki yerlere, kendi babalarından kalma arazilerine yapılar yaptılar veya mevcut yapılar vardı. Şimdi, bu yapılar da özellikle kırsal bölgede çok fazla yapıldı ve bunların büyük bir kısmının da az öncekinden farklı olarak inşaat ruhsatı da yok. Yani az öncekinde inşaat ruhsatı varı konuşmuştuk; şimdi, özellikle burada inşaat ruhsatı olmayan yerler var ama yapılmış, bitmiş, para harcanmış işte...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Aynı madde mi Orhan Bey?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Aynı madde, aynı madde.
...Oturulabilir hâle gelmiş hepsi ve insanlar burada oturuyorlar da aynı zamanda fakat ruhsatları olmadığı için, kullanım belgeleri olmadığı için de dağıtım şirketleri kanun gereği bunlara enerji bağlayamıyor, belediyeler su veremiyor. Şimdi, dolayısıyla burada vatandaşlarımızdan çok ciddi bir talep var. Az öncekinde inşaat ruhsatı var, iskân olmadığı için inşaat tarifesinden ödeme yapıyordu, bu bahsettiğimizde inşaat ruhsatı olmadığı için dağıtım şirketleri hiçbir şey götürememiş buraya ve su götürememiş belediyeler. Şimdi, bu sebeple 2004 yılında yine benzer sebeplerle çıkarılan ve hâlihazırda İmar Kanunu'nda yer alan geçici madde hükmünde yer alan tarihler var, o tarihlerde değişiklik yaparak bu sorunu çözecek bir adım atmak istiyoruz.
1 Temmuz 2022 tarihine kadar yapı kullanma izni belgesi yani iskânı olmayanların, 2021 yılının sonuna kadar da yapı izni, inşaat ruhsatı bile olmayanların kendi abone grubundan, mesken grubundan elektrik ve su aboneliklerini yaptırabileceklerine yönelik bir düzenleme yapıyoruz. Ancak burada, belediyelerin istedikleri ve talepte bulundukları durumda dağıtım şirketlerinin bu aboneliklere ilişkin iptal ettirmesi gerektiğine ilişkin de bir düzenleme yaparak burada kanunun mevcut hâlinde olduğu şekilde devam ettiriyoruz yani bu abonelikler bir kesin ve mutlak hak oluşturmasın diye de sadece orada tarifelerde değişiklik olsun ve enerjisi yoksa bağlanabilsin diyoruz.
Başkanım, maddeyle yapmaya çalıştığımız şey budur.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - 37'yi bu şekilde izah etmiş oldunuz.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Evet.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - 49'uncu madde...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Geldim 49'a, 49'da da Başkanım, şimdi, biyokütle ve jeotermal enerji üretim tesisleriyle ilgili bir düzenleme yapıyoruz. Başkanım, burada, hâlihazırda, Elektrik Piyasası Kanunu'nda... Veya şuradan başlayayım. Şimdi, Elektrik Piyasası Kanunu'nun "Üretim faaliyeti" başlıklı 7'nci maddesine 3 yeni fıkra ekliyoruz burada. Biyokütle ve jeotermal kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasının sağlanabilmesi ve atıl yatırımların önlenmesi için bu kaynaklara dayalı ön lisans başvurularının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle teknik değerlendirmeye tabi tutulmasını ve elektrik enerjisi depolama tesislerinin kurulumunun sağlanmasını ve teşvik edilmesini amaçlıyoruz.
Ne yapıyoruz bu 3 fıkrayla? Şimdi, (1)'inci fıkrada hâlihazırda Elektrik Piyasası Kanunu bizim Enerji Bakanlığına, rüzgâr ve güneş santrali kurmak isteyenlere, kurulacak olan santralin teknik değerlendirmesini yapma sorumluluğunu yüklemiş fakat biyokütle ve jeotermal santrali kurulumunda bir sorumluluk yüklememiş. Biz, bu fıkrayla diyoruz ki Enerji Bakanlığına: "Nasıl ki rüzgâr ve güneşte bu tesislerin kurulumuyla ilgili sorumluluk yüklenmiş sana -bunu denetleme, bunu işte programlama, projelendirme konusunda- biz şimdi aynısında sana, Bakanlık olarak biyokütle ve jeotermal santrali kurulumunda da teknik bir değerlendirme yapma zorunluluğu getiriyoruz." Böyle bir yetkilendirme yapıyoruz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Daha evvel yok muydu?
ORHAN YEGİN (Ankara) - Güneş ve rüzgâr da vardı ama biyokütle ve jeotermalde EPDK'nin vardı sadece. Şimdi biz, Bakanlığa "Senin de bu konuda bir sorumluluğun var, sen de bu sorumluluğu üstüne al." diyoruz, böyle bir şey yapıyoruz.
Diğer fıkrayla ne yapıyoruz peki? Depolamalı güneş enerji... Evet, 2'nci de şimdi bu rüzgâr ve güneş enerji santralleri, rüzgârın esme hızının değişmesi, güneşin üzerinde bulut gelip havanın kararması vesaire, benzeri durumlardan dolayı stabil bir enerji üretmiyor. Stabil enerji üretmediği için de enerjinin kalitesi ve tesisin verimliliği noktasında sıkıntılar oluşuyor. Aynı zamanda, belki de biz Türkiye'de çok daha fazla üretim kapasitesine ulaşabilecekken bu zorluklardan dolayı, bu problemlerden dolayı bu kapasitemizi tam oluşturabilecek bir heyecan, bir iştah oluşturamamışız. Şimdi, diyoruz ki santrallere, işletmecilere, yatırımcılara: "Eğer sen bir rüzgâr ve güneş enerjisi santrali kurduğunda bunun arkasına bir depolama tesisi kuracaksan yani üreteceğin enerjinin gücü kadar depolama tesisi kuracaksan biz senin işini kolaylaştıralım." Diğer, mesela güneşte isteklilere yarışma yaptırıyoruz, o yarışmada rekabet ettiriyoruz, şunu yaptırıyoruz, bunu yaptırıyoruz, diyoruz ki: "Sen gel, Bakanlığa başvur, gerekli işlemlerini yap, git, depolama tesisinle beraber santralini kur." Bir şey daha yapıyoruz bunlara, diyoruz ki... Bu tesislerin kurulabilmesi için -tabii, büyük tesisler bunlar- bankalardan kredi kullanılıyor, bankalar da bu tarz tesislere kredi verirken YEKDEM'i önemsiyor ve diyoruz ki bu tesislere... Senin üretim kapasitenle beraber ürettiğin enerjinin fiyatı piyasa fiyatının altına düşerse o zaman aradaki farkın YEKDEM'den karşılanabilmesiyle ilgili bir yetki tanımlıyoruz.
İkinci bir şeyi de şöyle yapıyoruz; mevcut kurulu tesislere de diyoruz ki: "Siz tesisinizi kurmuşsunuz, yapmışsınız geçmiş koşullarda ama şimdi bu tesisinizi depolama tesisi yaparak büyütmeyi tercih ederseniz, bu yola başvurursanız, depolama tesisi kapasitesi miktarınca, aynı koşullarda siz de tesisinizi, depolama yapmak koşuluyla, depolama kapasitesi kadar büyütebilirsiniz."
Dolayısıyla Başkanım, çevreci enerjiyi teşvik ediyoruz, çevreci enerjiden alınan enerjiyi daha kaliteli hâle getiriyoruz ve aynı zamanda Türkiye'nin enerji üretiminin, yenilenebilir enerji üretim kapasitesinin büyümesini sağlıyoruz.
Başka nedir? Dediğim gibi, (3)'üncü fıkrayla da hâlihazırda olan işletmelere işte o ek hakkı vermiş oluyoruz. Başkaca da benim söyleyeceğim bir şey yok.
Enerji Bakan Yardımcımız burada, Enerji Bakanlığından arkadaşlar var.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ederim. Bayağı detaylı bir izahat oldu. Bilmiyorum, Abdullah Bey, ilave edeceğiniz bir şey var mı bu izahata?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKAN YARDIMCISI ABDULLAH TANCAN - Sayın Vekilim o kadar net ve detaylı izah etti ki bana bir şey kalmadı ama eğer sayın vekillerimizden soru varsa teknik anlamda, onları cevaplandırabilirim.