ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, Sayın Cinisli, Komisyonumuza yeni geldi, hemşehrimizdir, Mecliste tanıştık; bir hüsnüzanım da var kendisine karşı. Ama burada eleştiriyi yaparken teklif sahibi olarak beni, milletvekili arkadaşlarımızı ve bürokratları şöyle bir korumaya çekip... Bizi çektikten sonra Cumhurbaşkanımız üzerinden...

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sistem üzerinden... Beyefendi, Cumhurbaşkanını ağzıma almadım.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yok, şöyle "saray" "tek adam" "saray" "tek adam" derken neyi...

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Arkadaşlar "saray" ayıp bir ifade mi ya?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne var ya? "Saray" "tek adam" ne var yani?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yok, yok, bir şey söyleyeceğim...

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ben de söyleyeceğim tabi ya, ne var yani?

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Söyleme tarzı farklı bir şey.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir saniye, bir dinleyelim, bir bitirsin Orhan Bey.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - İşimiz gücümüz var, bırakın bu işi ya!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bir şey söyleyeceğim...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, bir bitirsin Orhan Bey, lütfen...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teknik konular konuşuyor arkadaşlar ya; ne teknik, ne teknik!

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Vallahi, söylemiyoruz, bize de söyletecekler.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Söylemediniz mi zaten?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Çok özür dilerim...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - "Saray" yerine "külliye".

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kim ne söylerse cevabını alır.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ne var, ayıp bir şey mi?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Düzeltiyorum "külliye".

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Orhan Bey, buyurun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kim ne söylerse cevabını alır, hodri meydan!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Orhan Bey'e söz verdim Uğur Bey.

Orhan Bey, bitirdiniz mi?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Evet.