| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 06 .11.2014 |
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Son konuşmacı benim değil mi?
BAŞKAN - Sona mı kalmak istiyorsunuz.
Buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nu da rahmetle analım, o derdi "Son ben konuşayım." diye.
BAŞKAN - Ondan miras kaldı size.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Mevlit Ağabey'den çok şey öğrendik, onu çok anıyoruz, aramızda da hep konuşuyoruz, çok biliyorsunuz nevi şahsına münhasır bir kişiydi, çok muhterem bir kişiydi. Allah rahmet eylesin.
Sayın Başbakan Yardımcısı, Plan ve Bütçe Komisyonun değerli üyeleri... Sayın Divan...
Bir de divan esprisi vardı, onu da sonra hatırlatırım. Biliyorsunuz Sayın Aslanoğlu'nun "Bir Divana gelirsem, o Divanda..." diye. Onu bak söylemeyeyim, sonra şey yapalım artık.
...Değerli bürokratlar, basınımızın değerli mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, konuşmayı hazırlamıştık ama bugün bir sürpriz oldu Sayın Bakan.
BAŞKAN - Değiştirmek zorunda mı kaldık diyorsunuz?
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Hayır, ekleme yaptık. Bir Öncelikli Dönüşüm Programı Eylem Planı açıklandı.
BAŞKAN - Bari yarın açıklasaydınız Sayın Bakan.
SADIK BADAK (Antalya) - Tahmin etmiyorlardı çünkü "Pazartesi olmayacak." diyordu arkadaşlar, olunca şaşırdılar.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Söyleyeceğim, ne olduğunu söyleyeceğim ama.
Şimdi, arkadaşlar bu, yeni bir şey değil, bunu yeni bir şey gibi söylemiyorum. Bu, zaten Onuncu Kalkınma Planı'nda var olan 25 öncelikli dönüşüm programını eylem planı hâline geçirilmiş biçimi. Şimdi burada onun içinden de 25'i de değil, önce 9'u alınmış, sonra okuduğumuz kadarıyla, daha çok ayrıntıların hepsini bilmiyoruz ama basından ama indirdik, sonra bir 8 gelecek, sonra bir 8 daha gelecek; 3 aşamada bunlar tamamlanacak.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Taksit, taksit.
SADIK BADAK (Antalya) - Sindire, sindire.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Tabii, sindire sindire.
Yani, ben herhâlde diyorum ki... Zaten yeni OVP açıklandı, yeni program çıktı, bütçeyi konuşuyoruz, nereden çıktı bu? Ciddi anlamda herhâlde Sayın Başbakan Yardımcısı bir rahatsızlık var? Yani, ekonomide kredibilitenin yok olduğunu düşünüyorsunuz ki böyle bir çıkış yapma ihtiyacı hissettiniz diye düşünüyorum. Ama, keşke Sayın Davutoğlu'na da rakamları doğru söyletseydiniz. Yani, bunu da anlamış değilim. Onuncu Kalkınma Planı'nın miadının dolduğunu cümle âlem biliyor oradaki rakam çünkü arkasından...
Şimdi, planlar statik hazırlanıyor. 2013 yılının Temmuz ayında bu yasalaştı, TBMM kararı oldu. 2018'e kadar hedefler var ama yıl içinde değişmiyor. Ama, orta vadeli programlar dinamik, her sene hazırlıyoruz, bir yıl ileriye ittiriyoruz. Ona dayalı olarak da yıllık program, yatırım programı ve bütçe gibi şeyler hazırlanıyor. Şimdi buradaki hedefler bitti zaten, bunların uygulanma şansı yok. Neden bunları Sayın Davutoğlu söyledi, bunları telaffuz etti, anlamak mümkün değil. Ya kendisi yanlış bilgilendirildi... Eğer öyle ise ciddi anlamda ekonomi yönetiminde ciddi bir zafiyet var demektir. Yani, kimse demedi mi "Sayın Başbakanım bunları kullanmayalım, bu rakamlar olmaz artık." Çünkü, biz daha yeni hazırladık OVP'yi ve 2015-2017'yi kapsıyor. Bu da 2018'de bitecekti, bir yıl var. Artık, onların şeyi geçti diye söylemedi ya da bir komplo mu var, ne var artık onu ben bilmem. Ama, bir şey var, bir terslik var onu vurgulayayım.
MUSA ÇAM (İzmir) - Paralel yapı mı var, orada mı paralel var?
SADIK BADAK (Antalya) - CHP de olur da biz de.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Son dönem ha bire komployla yatıp komployla kalkıyorsunuz Sayın Badak yani ondan sonra olmaz diyorsunuz.
MÜSLİM SARI (İstanbul) - Ne oldu ya montajlar, komplolar?
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Şimdi, bakın gayrisafi yurt içi hasıla planda 1 trilyon 300 milyar dolar olarak, 1,3 trilyon dolar öngörülmüştü 2018'de bu. 2017 yılında OVP'de 971 trilyon. Hadi artırsak bunu yani yüzde 5, yüzde 7, yüzde 10 artırsak en fazla ne olur 1,050 trilyon dolar olur, mümkün değil böyle bir şey. Neden böyle bir rakamı Sayın Başbakana verdiniz?
İki: İşsizlik oranı Sayın Başbakan Yardımcısı yüzde 7,2'ydi planda 2018 için. Şimdi ben bakıyorum OVP'de 2017'deyiz, yüzde 9,1, yüzde 9,1'den yüzde 7,2'ye bir yılda indirseniz hâlâ devam mı ettiğini düşünüyorsunuz dünya şampiyonu olursunuz çünkü böyle bir şey zaten mümkün değil. Yani, yarım puan, 1 puan, 1,5 puan oynar ya da yerinde sayar. Ha, orada cari açığı tutturmuşsunuz, tebrik ediyorum. Yani, yüzde 5,2'ymiş ama birinde 1,3 trilyon dolara giden daha yüksek bir büyüme var, yüzde 5,5'luk bir büyüme ortalaması var. Ama, öbür tarafta tabii, şu ana kadar bakıyorum, 2014, 2015, 2016, 2017'nin gerçekleşeceğini varsaysak bile yani yüzde 3,3 bu sene olacağını, önümüzdeki sene 4, sonra da 5-5 olacağını varsaysak bile dört yılın ortalaması yüzde 4,3. Yani, baktığımız zaman, böyle bir cari açık da çok mümkün gözükmüyor.
Şimdi, OVP'ler, orta vadeli programlar önemli. Çünkü, bunlar aslında bir anlamda kredibilitesi Hükûmetin. Ve, burada hem kamu için emredici bir hüküm olduğu gibi yani bizim plan tekniğimiz açısından da, özel sektör açısından da yol gösterici bir niteliği var. Yani, ona göre özel sektör bakıyor, yatırım kararı, üretim kararı ne yapacaksa buna karar veriyor yani önümüzdeki döneme ilişkin Türkiye ekonomisi nereden gelip nereye gidiyor buradan anlamaya çalışıyor. Ama, bunun için orta vadeli programların gerçekçi hazırlanmasına ihtiyaç var, hedeflerinin tutmasına ihtiyaç var, yoksa güvenilirliği ve inanılırlığı kalmadığı zaman, kredibilitesi düştüğü zaman, hiç artık orta vadeli program kendisinden beklenen olumlu rolü oynamamış oluyor. Bu açıdan baktığımızda şunu söylüyoruz: Bakın, orta vadeli programlarda son yıllarda hep aynı şeyi görüyoruz. Büyüme trendi yüksek belirleniyor, hatta yüzde 4, yüzde 5, yüzde 5 böyle artık otomatiğe bindi bu. Cari açık gayrisafi yurt içi hasıla oranları hep düşük belirlenir, işsizlik oranları düşük belirlenir, enflasyon hedefleri gerçekçi değildir, çok ciddi sapmalar olur. Kur tahminleri ise hiç gerçekçi değildir. Tamam, kur tahmini yok belki, zımni çıkıyor şeyin içinden ama "kur" dediğinizde de sonuçta siz bir reel kurun artacak mı, azalacak mı, sabit kalacak mı, onu mutlaka herhâlde görüşüyorsunuz, öngörüyorsunuz ekonomi yönetimi içinde.
Kurdan geçelim 2014 yılı büyümesine, yüzde 3,3 deniyor. Bunun olması zor gözüküyor. Yüzde 3,3,'ün altında bir büyüme gözüküyor. Çünkü, yılın ilk yarısı büyümesine bakıyoruz, net mal ve hizmet ihracatından geliyor 2,7 puanlık, bir de kamudan geliyor, kamu tüketimi ve kamu yatırımından. Yani, toplam yurt içi talebin katkısı 0,5. E, şimdi bakıyorum ben öbür tarafa, orta vadeli programa 2014 yılı için yüzde 3,3'e bizi götüren duruma, toplam yurt içi talep artıyor, net ihracatın büyümeye katkısı da azalıyor. Nereden kaynaklandı diye baktım Sayın Başbakan Yardımcısı? Stoklardan kaynaklanıyor, stoklarda bir artış öngörüyorsunuz. Nasıl yaptınız bunu merak ediyorum. Eğer bunu açıklarsanız çok sevinirim çünkü dediğim gibi yani net ihracatın azaldığı, bunun arttığı bir şey olmaz. Yani, yüzde 3,3'ün altında bir büyüme gözüküyor.
Gelelim 2015-2017 hedeflerine, öncekilerin aynısı olduğunu söyledim. Bakın, büyüme yapısı yüzde 4, yüzde 5, yüzde 5'e götürüyor ve her sene de altına baktığımız zaman, talep unsurları itibarıyla iç talepten kaynaklanıyor, özel tüketim ve özel sabit sermaye yatırımlarında yüksek artışlar var. Böyle bir şey yok, böyle bir şey olmuyor. Siz bu hedefi yüzde 4'ü tutturduğunuz zaman bile özel tüketim ve... Son yıllara bakın, özel sabit sermaye yatırımından sağlamıyorsunuz. İşte, biliyorsunuz bir altın ihracatından kaynaklanıyor. Kaç sene tartıştık bunu, net ihracatın katkısı çok arttı, ondan yaptık bir sene. Baktığınız zaman, böyle bir yapı yok ama siz ısrarla ekonomiyi yüzde 4, yüzde 5, yüzde 5'e ve bunun da yurt içi talep artışından özel tüketim ve özel sabit sermaye yatırımları artışından kaynaklandığını öngörüyorsunuz. Tamam, bunu öngördünüz diyelim, o zaman diğer hedefleri ona göre belirleyin. Böyle bir yapının içinde cari açık düşmez, artar ama siz cari açığı düşürüyorsunuz. Nasıl düşürüyorsunuz? 2014 yılında 46 milyar dolar, 2017 yılında 50,7 milyar dolar. El insaf, üç yıl geçecek üzerinden sadece 4 milyar dolar artacak, ekonomi de büyüyecek, ortalama yüzde 4,7 büyüyecek, yurt içi talep kaynaklı büyüyecek. İhracatın aramalı ithalatına bağımlılığı belli. Nasıl yapacaksınız, böyle bir şey mümkün mü? Lütfen, bunları gerçekçi koyun. Gerçekçi koyun ki bir inanılırlığı olsun yani topluma doğru sinyal versin ekonomideki karar alıcılara.
"Enflasyon, 2014 yılında yüzde 9,4." diyorsunuz, 5,3'ten sapmış. 2015 yılında yüzde 6,3'e, sonraki yıllarda da yüzde 5'e düşecek gene. Nasıl olacak? Hem ekonomiyi büyütüyorsunuz, büyüme hızını artırıyorsunuz, yurt içi talep kaynaklı artıyorsunuz, "Talep artacak." diyorsunuz, diğer taraftan da enflasyonu düşürüyorsunuz, mümkün değil.
BAŞKAN - 2014 yılında...
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Onların hepsine bakarız, onların hepsinin nasıl olduğunu var. Bunları konuşuruz, çok şeyimiz var, beraber oturalım, isterseniz televizyon programına çıkalım, alalım önümüze beraber bakalım onlara hiç.
MÜSLİM SARI (İstanbul) - Buyurun! Meydan okundu size Sayın Başkan!
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Yok hayır, biz planlamada yetiştiğimiz için DPT'de yani bunlarla çok haşır neşir olduk yani yıllar içinde de hepimiz bunun üzerinde çok kafa yorduk. O yüzden yani...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Daha da anlatırız diyorsun.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - ...burada yanılmamız olmaz.
Devam edeyim kur hedeflerine. Böyle kur hedefi mi olur Sayın Başbakan Yardımcısı? Onuncu Kalkınma Planı'nda 2018 için 1,97 öngörüyormuşuz kuru. Aradan geçmiş kısa bir zaman 2018 için 1,97 dediğimize 2014 için 1,98 demişiz, şimdi 2014 için 2,18'e çıkmışız. Nasıl oluyor böyle bir şey? Böyle bir şey mümkün değil. Yani, bu tabii şunu da etkiliyor. Bu neyi de etkiliyor? 2023 hedeflerinizi de etkiliyor. Onlara geleceğim birazdan. O hedeflerin tutturulma şansı yok, onları çöpe atın. Yeni hedefler varsa revize edin onları, biz de hiç olmazsa toplumun önüne çıkıp, yarın öbür gün de tuttuğunuz zaman insanlar desin, hedefler bunlar, dünya nereye gidiyor...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Türeli, daha sonra nasıl olsa tartışacağız biliyorsunuz değil mi?
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Tabii tabii bitireceğim, birkaç konu kaldı bitireceğim.
Tasarruf oranları nasıl yükselecek? Özel harcanabilir gelir aynı kalırken tüketimlerin kısılmasına dayanıyor. Nasıl yapacaksınız bunu? Bir taraftan artıyorsunuz bir taraftan özel tüketimi kısacaksınız. Yani, 2013 yılında yüzde 13,4; 2017 yılında yüzde 17,1'e düşecek yurt içi tasarrufların millî gelire oranı. Mümkün gözükmüyor.
Son olarak, 2023 hedeflerini söyleyelim. Neydi hedefleriniz hatırlatayım, belki unutmuşsunuzdur, 2 trilyon dolar millî gelir, kişi başına 25 bin dolar millî gelir, bir de aynı şekilde 500 milyar dolarlık ihracat. Ben bir senaryo içinde bakayım dedim nasıl oluyor: Sayın Başbakan Yardımcısı, kur enflasyon kadar artarsa yani reel kur aynı kalırsa yani nominal kur artışı, yurt içi-yurt dışı enflasyon farkı kadar artarsa yıllık ortalama büyümenin yüzde 12 olması lazım; reel kur aynı kalırsa. Kur hızlı biçimde yükselirse zaten mümkün değil bu hedefler yani bu açıdan baktığınızda gene TL'nin değerlenmesi ancak söz konusu olacak, işte orada da o hedefleri tutsun diye... Zaten TL'nin değerlendiği bir model mevcut modelin devamı demektir ve Türkiye ekonomisinde yarattığı tahribatı hepimiz biliyoruz. Orada bir senaryoya daha baktım, dedim ki, kur hedefleri tuttu, bütün o dedikleriniz, diyordunuz ya, 2017; 2,44 diyorsunuz, 1 dolar 2,44 Türk lirası. Değişmesin, 2023'de 2,44 olsun yani şu anda zaten 2,20'leri buldu. 2023'te dokuz yıl sonra 1 dolar 2,44 lira olsun, yıllık ortalama büyüme hızının yüzde 9,5 olması lazım; böyle bir şey mümkün değil. O açıdan, tabii şunu demek istemiyorum: İddia sahibi olmak güzel bir şey, elbette iddialar olmalı ama bu iddialar aynı zamanda realize edilebilir, buna ilişkin gerekli iradelerin konulabileceği, altına onun gerçekleşmesi için gerekli politika setlerinin oluşturulmasıyla mümkün olabilir diyorum.
Özet olarak, bu hazırlanan orta vadeli program ki, temel makroekonomik büyüklükleri belirler ve arkasından hem orta vadeli mali plan hem yılık program hem bütçe hepsinin de başlangıcıdır. Bu, günü kurtarma OVP'sidir. Türkiye'nin yapısal problemlerini çözebilecek bir perspektif getirmemiştir. Gerçekçi olmayan hedefler nedeniyle kamuoyuna yol gösterici niteliğini kaybetmiştir. O yüzden de sanıyorum böyle sık sık herhâlde Sayın Davutoğlu'na bir şeyler hazırlatacaksınız. Şimdi 9, arkadan bir 8 daha, arkadan bir 8 daha. Ama bunları da bir daha hazırlatırken ben de hatırlatayım hiç olmazsa daha doğru hedefler kullanılsın ki, insanlar baktığı zaman daha ilk çıktığı zaman sonuçta, olması mümkün değildir demesin. Çünkü bu ülke hepimizin sonuçta. Yani, ülkenin güzel yönetilmesine ihtiyaç var. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman yapıcı muhalefet içindeyiz, Türkiye'nin güzel yönetilmesini istiyoruz. Ekonomi alanı önemli bir alandır ama bu dokümanlarla, bu perspektifle, bu şeyle Türkiye'nin ekonomide bir yere gitmesi mümkün değildir. Çizilen bütün pembe tablolara rağmen Türkiye'nin tablosu son derece karadır, kapkaradır diyorum.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.