| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Halk Bankası AŞ Genel Müdürlüğünün 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 16 .06.2022 |
TAMER DAĞLI (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Halkbankın Değerli Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu üyeleri, değerli Genel Müdür Yardımcıları ve çalışanları, kamu kurumlarımızın ve Sayıştayın değerli temsilcileri ve değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, Halkbank Türkiye reel sektörü açısından çok önem arz eden bir bankamız. Amerika Birleşik Devletleri tarafından uygulanan büyük bir itibar suikastına rağmen 2021 yılında aktif büyüklüğünü yüzde 32,5 seviyelerine, 2022 yılında ise yüzde 39,3'lük artışla 965,3 milyar TL seviyelerine getirmiş, gayrinakdî ve nakdî kredilerini yüzde 83 artırmış 2021 yılında, yine, toplam mevduatını yüzde 36,8 artırmış, KOBİ'deki -özellikle çok önem arz eden bir nokta- pazar payı, Türkiye'deki toplam bankacılıktaki pazar payı yüzde 20 seviyelerinde olmuş. Gerçekten, yaklaşık 21 bin çalışanı ve 1.135 şubesiyle reel sektöre son derece katkı sağlamış ki bir taraftan da -az önce Atila Bey'in de dediği gibi- uğradığı saldırı sonrasındaki hem piyasa anlamında hem finans sektörü anlamındaki itibar kaybına rağmen tekrar kendini toparlayarak ciddi bir ivme katetmiştir. Kendi kredi hacminin yüzde 50'sini de Türkiye'de KOBİ'lerimize vermiştir. Bu anlamda da küçük esnaf ve sanatkârlar açısından önemli bir bankamız. Buradaki yasal takip oranı da binde 1 ki bu da yok denecek kadar az. Biliyorsunuz, KOBİ kredileri çok küçük çaplı krediler olduğu için çok geniş bir hinterlanda veriliyor, dolayısıyla, binde 1'lik bir oran da gerçekten takdir edilmesi gereken bir oran. Bankanın toplam kredileri içerisinde takibe düşen yani takipteki kredilerinin toplam kredilere oranı yüzde 2,71. Bu, bankacılık sektöründe şu an 3,5 seviyelerinde; 3,20-3,30 seviyelerinde gidip geliyor. Bu da gerçekten bankacılık sektörü açısından çok büyük önem arz ediyor, bundan dolayı da ben banka yönetimini tebrik ediyorum. Sermaye yeterlilik rasyosu ortalama 12 makul kabul edilir ülkemizde, Halkbankın yeterlilik rasyosu 15,50 seviyelerinde. Bu anlamda, bankanın gerçekten mali yapısının da güçlü olduğu, her şeye rağmen güçlü olduğu açıkça ortadadır.
Ben ayrıca Sayın Genel Müdüre, Yönetim Kuruluna çözüm odaklı bakış açılarından dolayı teşekkür ediyorum; gerçekten bankacılık zor bir meslek. Yani parayı yönetmek kadar zor bir şey yoktur, para en tehlikeli varlıktır yeryüzünde çünkü güvenirsin, krediyi verirsin, üç gün sonra bakarsın, yok olmuş gitmiş. Kredi ipoteğe falan verilmez; kredi itibara verilir, imzaya verilir. Ama işte "İpotek verdim, şu kadar ipoteğim var ama kredi alamıyorum." gibi gerçekten bütün milletvekillerimizin çok sık rastladığı bir konu var. Banka yöneticilerinin 5411 sayılı Yasa gereği -Atila ağabey bugün çok kullandı bunu- çok ciddi sorumlulukları var ve çok ciddi denetleniyorlar yani öyle "Hadi ben verdim, hadi ben vermiyorum." gibi bir yönetim şekli mümkün değil, olamaz. Yani banka -kendi iç denetimi, Teftiş Kurulu, BDDK, Sayıştay, Devlet Denetleme Kurulu, bağımsız denetim kurumu- birçok denetim kurulunun gündeminden geçiyor ve en sonunda, KİT Komisyonunda da yine nihai olarak bizler bu konuları değerlendiriyoruz. Ciddi sorumlulukları var, ailesiyle beraber uzun soluklu bir sorumluluğu var. Dolayısıyla bu kadar sıkı bir denetimin içerisinde hem bu süreci yönetebilmek hem sorunlu kredileri en az seviyede tutabilmek, kredi hacmini çok yüksek seviyeye çıkarabilmek ve de yüzmekte olan şirketleri yaşatıyor olabilmek... Ki yaklaşık 10 bin kişinin ekmek yediği birkaç firmayı birkaç bankaya önderlik yaparak sizler yaşattınız. Bundan dolayı hem size hem sahadaki, şubelerdeki arkadaşlarımıza, bölgelerdeki arkadaşlarımıza çözüm odaklı yaklaşımınızdan dolayı teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.